Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
“mahrem.”
Balbay 553 gündür içeride yatıyor. Tuncay iki
yılı aşkın... Dıranas’ın bir başka şiirini anımsatarak
bayramlarını kutlamak istiyorum:
“Bir bıçak saplı durur göğsünde / Hangi su
tasına uzansan boş / Hangi pencereye koşarsan
koş / Aynı siyah güneş gökyüzünde /
Aynı siyah güneş, aynı siyah / Aynı susayış, aynı
koşuş, aynı / Of… hep aynı şey, aynı şey, aynı şey
/ Aynı, aynı, aynı, aynı...”
Yok, hayır! Bugün daracık pencereli hücrelerine
uzanan güneş siyah değil. Parlak!
Bugün dün gibi geçen günler gibi aynı değil.
Bugün başka bir gün!
Oysa dün bugündü; bayramı dün kutladılar!
Oradaymışım gibi yaşıyorum Silivri’deki bayram
gününü. Balbay’ın kızı Yağmur’u, kundakta
bıraktığı, artık yürümeye başlayan oğlu Deniz’i, eşi
Gülşah’ı hasretle, özlemle kucaklayacağını
düşleyerek...
Yalnız Silivri’de yatan Balbay’a, Tuncay’a
bayram mahrem değil, dışardaki bizlere de!
Geleceğe kuşkuyla bakan bizler için de
bayramlar mahrem!
Tahliyelerine karar verildiği, birlikte olacağımız
gün, bizler için bayram olacak.
Dört duvar arkasına uzatıyorum ellerimi. Bir
teselli olsun diye kardeşler:
Tatsız Şeker Bayramınızı kutluyorum!
Balbay; RTE, bir şiiri okuduğu için cezaevine
girdiğini söylediğinde U2 solisti Bono gülmüş. “Ya
bizim niçin tutuklandığımızı anlatsaydı?..”
Bono’nun nasıl güleceğini bilemediğini
söylemişsin mahkeme heyetine.
Bono laikliğe duyarlı bir Batılı. RTE ise gerçeği
saptıran Doğulu. Laiklik karşıtı!
RTE’nin tutuklanmasına hükmeden
mahkemenin, ülkeyi “laiklikler ve laik olmayanlar”
diye ikiye böldüğünü yazan karar gerekçesini
söyleseydi Bono’ya, ünlü solist acaba güler
miydi?
Ya da sanki 28 yıl yatan Mandela! 4 ay 12
günlük cezaevi günlerini yıllarca özgürlük,
ülkesinin bağımsızlığı için savaşmış gibi
övünmesine ne demeli?
Korkmamış, yılmamışmış! Laf! Facebook’taki
haberden, o haberdeki Diyarbakır’da iken
tutuklama kararını işittiğinde yüzünün bembeyaz
olduğundan söz etmiyor.
Seni hicveden kitap yazan, üç yıldır içeride!
Herkesin özel telefonlarının dinlenmesi serbest
ama telefon konuşmalarını yayımladılar diye
Aydınlık dergisi yazar ve sorumluları içeride!
Bu somut örnekler önümüzde ve çıkmış halkın
önüne mutlu bayramlar diliyor. Pes!
Bitaraf olanları AKP’den yana bir taraf olmaya
zorlamadın mı, bertaraf edeceğini açıklamadın mı?
Anayasadaki değişikliklerle yargının daha
bağımsız olacağını sen gel de külahıma anlat!
11 basın kuruluşunun yayımladığı “basına
özgürlük” beyannamesinde “Gazeteciliğin etrafını
saran korku ortamının gelecekte daha da
kötüleşeceğine dair endişelerimiz çoğalmaktadır”
diyor.
Tabii sana bağlı yandaş ve tabii yalaka
gazeteciler dışındaki gerçek gazetecileri bertaraf
etmeyi kafasına koyan birisi için bu ortak yargının
değeri yok!
Balbay’lar, Özkan’lar aylardır içeride. Mahkeme
heyetine “tahliye edilmemeleri gerekenler tahliye
edilirken neden hâlâ içeride tutulduklarını”
soruyorlar.
Gazeteci örgütleri, Yargıtay, barolar,
hukukçular, hatta Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi; “tutuklamaların artık cezalandırma
yerine kullanıldığını” bir değil, belki bin defa
açıkladı.
Günümüzün iktidar sahipleri ise sürekli hak ve
hukuktan, insan haklarından söz eder dururlar.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in on, on beş gün
önceki demecinde ne diyordu biliyor musunuz:
“Davaların ve tutukluluk sürelerinin
uzaması…‘geciken adalet adalet değildir’
özdeyişini uyandırıyor.”
Bakan davaların uzamasını engelleyecek
önlemler alacaklarına değiniyor ama...
...yargı erkini etkilememeye özen göstererek...
siyasal eğilim ve etkilerin altında kalmadan...
...Silivri’de Balbay’ın, Tuncay’ın ve diğer
gazetecilerin tutukluluk durumunun, makul süreyi
aşarak, artık cezaya dönüştüğüne karşı çıkan,
çağımızın adalet anlayışında böylesi uygulamalara
yer olmadığını içeren bir şeyler söylemiyor.
Demecinde Adalet Bakanlığı Stratejik Planı’nda
tutukluluk sürelerinin makul süreyi aşamayacağına
ilişkin tek bir cümle ara ki bulasın!
Herhalde stratejik plan da referandum sonucuna
göre biçimlenecek!
SAYFA 9 EYLÜL 2010 PERŞEMBECUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 9 Eylül
Oslo PB 15
Helsinki PB 15
StockholmPB 16
Londra PB 19
AmsterdamY 18
Brüksel Y 18
Paris Y 21
Bonn Y 23
Münih Y 17
Berlin Y 16
Budapeşte Y 23
Madrid B 25
Viyana Y 21
Belgrad Y 27
Sofya Y 23
Roma Y 23
Atina B 27
Zürih Y 15
Moskova PB 15
Aşkabat A 29
Taşkent A 33
Bakû A 28
Bişkek A 29
Tiflis A 31
Kahire A 32
Şam A 33
İstanbul B 28
Edirne A 32
Kocaeli A 31
Çanakkale A 30
İzmir A 33
Manisa A 34
Denizli A 35
Zonguldak B 28
Sinop PB 27
Samsun PB 25
Trabzon Y 24
Giresun Y 21
Ankara A 32
Eskişehir A 32
Konya A 31
Sıvas B 28
Antalya A 34
Adana A 34
Mersin A 34
Diyarbakır A 38
Şanlıurfa A 38
Mardin A 34
Siirt A 35
Hakkâri A 30
Van B 27
Kars PB 27
Ülkemizin kuzey-
doğu kesimleri par-
çalı bulutlu, Doğu
Karadeniz kıyıları ha-
fif sağanak yağışlı,
diğer yerler az bu-
lutlu ve açık geçe-
cek. Rüzgâr Mar-
mara’da kuzeydoğu
(poyraz) yönlerden
kuvvetli (30-40
km/saat) olarak ese-
cek. Batı Akdeniz’in
batısı ile öğleden
sonra Güney Ege’nin
güneyinde fırtınamsı
rüzgâr bekleniyor.
Üçüncü Kõlõç
Aydın AYBAY
Osmanlõ ülkesinin petrol
zengini güney topraklarõnõ,
oralarda yüzyõllardõr Osmanlõ
yönetiminde yaşayan top-
lumlarõn satõlõk ve sahtekâr
önderlerinin desteği ile ele ge-
çiren emperyalizm, bu kez de,
imparatorluğun asõl “bede-
nini” oluşturan topraklara,
Anadolu’ya göz dikmişti. Bu
operasyon için de, başlõca, bu
topraklarda hak iddiasõnda
bulunmaya teşvik ettiği, yak-
laşõk bir asõr önce, yerel aha-
liden olmayan kralõnõ da biz-
zat atayarak kurduğu küçük
bir komşu devlet halkõnõ kul-
lanmaya karar vermişti. İşte
1919’da, komşu devlet ordu-
sunun emperyallerin gemile-
rine bindirilmiş askerlerinin
başta İzmir olmak üzere Ba-
tõ Ege topraklarõnõ işgale baş-
lamalarõ bu senaryonun uy-
gulanmasõnõn başlangõç per-
desi idi. Perde arkasõndaki
emperyalizm, sonucu tama-
men kendisine yarayacak bu
oyunu ellerini oğuşturarak
keyifle izlerken, birdenbire
dünyanõn çeşitli yerlerinde
pervasõzca oynanan oyunun,
bu versiyonunda hiç beklen-
medik bir olgu ile karşõlaş-
mõştõ: Mustafa Kemal adõy-
la tarihe geçen bir önder ve
onun yoktan var ederek ör-
gütlediği ordu, soğukkanlõ-
lõkla oynanan oyunun “sah-
nesini basmış” ve oyunu
bozmuştu. Kendilerinden bir
tek can bile eksiltmeyen bu
kumarõn böyle sonuçlanma-
sõndan dolayõ emperyalizmin
biricik derdi ve endişesi, ku-
marda kaybedilen komşunun
binlerce evladõ değil yõllardõr
sahnelenen “klasik senar-
yo”nun (!) bu başarõsõz tem-
silinin başka yerlerdeki oyun-
lara örnek teşkil etmesi idi.
Nitekim korktuklarõ başa
geldi. Tarihte, Hindistan’dan
başlayarak, 20. yüzyõlõn so-
nuna kadar bütün ulusal kur-
tuluş hareketlerinde, emper-
yalizmin, çoklukla işbirlik-
çilerini kullanarak sürdür-
meye kalkõştõğõ sömürü dü-
zenlerine karşõ, Türk İstiklal
Savaşõ’nõn izleri vardõr.
Bu konuda anlamlõ ve so-
mut bir örnek olarak, Rus-
ya’daki devrimden sonra, Or-
ta Asya’da “Buhara Sovye-
ti” adõyla kurulan cumhuri-
yetin, Türk Kurtuluş Savaşõ
hareketini destekleyen karar
ve davranõşõnõ gösterebiliriz.
Bu desteği bildirmek için
Ankara’ya gönderilen heyet,
Mustafa Kemal’in huzurunda,
bunu bildirmek için geldik-
lerini ve bunun simgesi ola-
rak da beraberlerinde üç tane
“murassa” (değerli taşlarla
süslü) kõlõç ile bir tane de kõy-
metli Kuranõkerim getirdik-
lerini açõklamõşlardõr. Kõlõç-
lardan biri M. Kemal Pa-
şa’ya, diğeri İsmet Paşa’ya
Buhara halkõnõn armağanõ
idi. Üçüncü kõlõç ise, İzmir’e
ilk girecek Türk ordusunun
birliğinin komutanõna verile-
cekti. Heyete, destekleri ve
getirdikleri armağanlar için
teşekkür eden Mustafa Ke-
mal, söz konusu “Üçüncü
Kılıç”õ 9 Eylül’den hemen
sonra, İzmir’de yapõlan bir tö-
renle İstiklal Savaşõ’nõn Fah-
rettin Altay komutasõndaki
efsanevi süvari kolordusu-
nun İzmir’e ilk giren öncü bö-
lüğünün komutanõ Yüzbaşı
Şeref’e “talik” etmiştir (*).
(*) “Üçüncü Kõlõç, İzmir’in
Kurtuluşu ve Yüzbaşõ Şera-
fettin”. Doç. Dr. Kemal Arõ;
Maltepe Üniversitesi yayõnõ,
2006.
Baştarafı 2. Sayfada
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Yargõçlar ve Savcõlar Birliği’nin Kõ-
zõlay’daki merkezinin duvarlarõ ve
kaloriferinden ses gelmesi sonucu ya-
põlan incelemede derneğin dinlendi-
ği ortaya çõktõ. YARSAV Başkanõ
Emine Ülker Tarhan, “Dinlendi-
ğimizi tespit ettik. Kendimize gö-
re dinlemeye karşı önlemler de ge-
liştirdik. YARSAV’ın dinlendiği
çok açık” dedi.
Merkezin duvarlarõndan ve kalori-
ferlerinden gelen sesler üzerine ince-
leme yaptõrdõklarõnõ belirten Tarhan,
araştõrma sonucunda dinlendiklerini
saptadõklarõnõ söyledi. Tarhan, şöyle
devam etti:“Duvar ve kaloriferin
oradan dinleme yapıldığına ilişkin
saptama da yapıldı. YARSAV’ın
önünde Atatürk Bulvarı üzerinde
bazı araçlar görmeye de alıştık.
Bunlar belli tipte, ne işlevi olduğu
herkesçe bilinen araçlar, camları içi-
nin görülmesini engelleyecek şekil-
de filmle kaplı. Çok sık bu araçla-
rı derneğimizin önünde görüyoruz.
En önemlisi de YARSAV Yönetim
Kurulu seçim yaptığı sırada, genel
kurulumuzdan sonra, biz burada el-
lerimizi kaldırdığımız esnada, ‘Oy-
birliği ile Emine Ülker Tarhan seçil-
miştir’ sözü duyulmadan, aşağıdan
‘Emine Ülker Tarhan seçilmiş’ söz-
lerini duyduk. Kuşkulanmamamız
mümkün değil ki. İnanın alıştık, 73
milyon dinleniyor.”
Olay üzerine YARSAV’õn kendi
olanaklarõyla kurumun girişteki antre
bölümünde ve yönetim kurulu top-
lantõsõ yapõlan odada incelemeler yap-
tõklarõnõ, incelemelerin sonucunda ku-
rumun “açıkça dinlenildiğini tespit
ettiklerini” anlatan Tarhan, sözlerini
şöyle sürdürdü:
“Yani dinlendiğimiz kesin ve bu-
na ilişkin tespitler yapılmıştır. Ama
asıl önemlisi nedir biliyor musunuz?
Sürekli tekrarlanan bir şey vardı.
YARSAV, çete, mafya, PKK ve te-
rör sürekli yan yana getiriliyordu.
Bir ay önceden böyle bir şey geliş-
tirildi. Halka sürekli şikâyet edil-
meye başlandı. Ardından fısıltıları
bile algılayan, profesyonel ekipler-
ce ve teknik olanaklarla yapıldığı
anlaşılan ortam dinlemeleri önce in-
ternete oradan da yandaş medya
eliyle kamuoyuna türlü yorumlar-
la sunuldu. Ardından ne oldu?
Meydanlarda konuşan Başbakan
Erdoğan, bunları, bu yasadışı din-
lemelerin içeriğini ağzına sakız yap-
tı ve bunlar üzerinden YARSAV’a
saldırdı. Bunları biliyor muydu
acaba? Önce PKK, teröristler der-
ken acaba bazı veri bankaları var-
dı da bunlardan bilgi sahibi miydi
birileri diye sorulabilir. Şu anda
kuşku duyuyoruz. Hukuk dışı din-
lemeleri ve röntgenlemeleri kendi-
sine karşı olduğunu düşündüğü her
kişiye ve kuruma karşı kullanmaya
alışmış olanlar, korkak ve alçaktır.”
‘İktidarın önlem
alacağına inanmıyorum’
“Bizi ihsas-ı rey’le suçlayanlara
biz de hiç güvenmiyoruz. YAR-
SAV dinleniyor, biz dinleniyoruz”
diyen Tarhan, siyasal iktidarõn dinle-
melere karşõ önlem alacağõna inan-
madõğõnõ da kaydetti. Tarhan, “Sayın
Başbakan ‘Takibe takõlanlar var’ di-
yor. Sanki bunları araştırmak, çöz-
mek, dinleme çetesi varsa ortaya çı-
karmak iktidarın da görevi değil. Bu
dinleme çetesi varsa, kime hizmet et-
mektedir? Bunlar demokrasi için
yüzkarası. Bir Başbakan’ın miting
meydanlarında, ‘Takibe takõlanlar’
diye söze başlaması, referandumda
rant sağlamaya çalışması da çok ra-
hatsız edici. Bu süreçte karanlık ku-
lakların fazla mesai yapacaklarını
düşünüyorum. Hükümet, kişisel
verilerin sadece deşifre edilmesine
ilişkin yasa çıkaracak. Bu karanlık
yasayla kişisel verilerin hükümet
adına deşifre edilmesine imkân sağ-
lanacak” görüşünü dile getirdi.
YARSAV da dinlenmiş
Binada yapõlan inceleme sonucunda, birliğin dinlendiği ortaya çõktõ
İstanbul Haber Servisi - İkinci Ergenekon da-
vasõnda Ocak 2009’dan bu yana tutuklu bulunan po-
lis memurlarõ Murat Çavdar, Zerrar Atik ve Fah-
ri Süslü yurtdõşõna çõkõş yasağõ konularak tahliye
edildi. Davada, aralarõnda gazetemiz yazarõ Mus-
tafa Balbay’õn da bulunduğu 33 tutuklu kaldõ. Da-
va 27 Eylül tarihine ertelendi.
Tokat Özel Harekât Şubesi’nde görevli Murat Çav-
dar, Antalya Özel Harekât Şubesi’nde görevli po-
lisler Fahri Süslü ve Zerrar Atik’in de isim ve öz-
lük bilgilerinin yer aldõğõ “S-1” adlõ belge eski Özel
Harekât Daire Başkanõ İbrahim Şahin’in evinde ya-
põlan aramalarda bulunmuştu. Çavdar, Süslü ve Atik,
Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan, Alevi Bektaşi
Federasyonlarõ Genel Başkanõ Ali Balkız, fede-
rasyonun eski genel sekreteri Kazım Genç ve Si-
vas Ermeni cemaatinden Minas Durmaz Güler’e
suikast planlarõyla ilgili suçlanõyorlardõ. İstanbul 13.
Ağõr Ceza Mahkemesi tarafõndan görülen ikinci Er-
genekon davasõ dün gece yarõlarõna kadar sürdü.
Duruşma sõrasõnda söz alan tutuklu sanõk emek-
li Tuğgeneral Levent Ersöz’ün avukatõ Ali Rıza
Dizdar, tutuksuz sanõk Yüksel Dilsiz’in gizli ta-
nõk olduğunu açõklamasõnõn ardõndan, kendisi hak-
kõnda Adalet Bakanlõğõ’ndan alõnan izin üzerine so-
ruşturma yapõldõğõnõ söyledi. Dizdar, soruşturma so-
nunda hakkõnda iddianame düzenlendiğini ifade ede-
rek Dilsiz’in çocuk istismarõndan cezaevinde girip
kõsa süre sonra tahliye olduğunu, ancak cezaevin-
de 3 gün bekletildiğini iddia etti. Dizdar, daha son-
ra savcõya ifade veren Dilsiz’in ifadesinde Faruk
Demir adõnõ kullandõğõnõ öne sürdü.
Ergenekon’da 3 tahliye
İkinci Ergenekon davasõnda tutuklu bulunan polis memurlarõ
Murat Çavdar, Zerrar Atik ve Fahri Süslü 20 aydõr tutukluydu
SEVİM ERTEMUR
SİLİVRİ - Cezaevindeki Türk Metal Sen-
dikasõ Genel Başkanõ Mustafa Özbek, sen-
dikacõlara ve BDP’li Diyarbakõr Belediye
Başkanõ Osman Baydemir’e tepki gösterdi.
Referandum oylamasõ öncesi sendikacõlarõ
uyaran Mustafa Özbek, “Evet çıkarsa göre-
ceğim ben bu sendikacıların halini” dedi.
Özbek, “Demokrasi varsa sendikacılık var-
dır” uyarõsõnda bulundu. Baydemir’i de yap-
tõğõ ayrõlõkçõ konuşmalar nedeniyle eleştiren
Özbek, “Bölücülük değil, birlik, beraberlik
yönünde hareket etmeliyiz. Ayağını yere
bassın. Biz etle tırnak gibi iç içe geçmişiz”
diye konuştu.
İkinci Ergenekon davasõnõn salõ günkü son
duruşmasõnda söz alan ve birkaç gün sonra 21
aydõr tutuklu olacağõna dikkat çeken Özbek,
hakkõndaki iddialarõn tamamen hayal mahsu-
lü, uydurma iddialar olduğunu
söyledi. “Biz sendikacıyız,
konuşuruz, herhangi bir
ideolojinin adamı olamayız”
diyen Özbek, “Bu ülkeyi böl-
meye kimsenin hakkı yok-
tur” vurgulamasõnõ yaptõ.
“Önümüzde bir referandum
oylaması var” diyen Özbek,
emekçilere ve sendikacõlara şu
uyarõlarda bulundu: “Evet çı-
karsa o zaman göreceğim
ben bu sendikacıların halini. Çalışanlarla,
sendikalarla ilgili bu düzenlemeleri konu-
şan sendikacı yok. Bu madde çıktığı za-
man ayakta kalamayacaksınız. Örneğin
TOFAŞ’ta 10 işyeri var, bu 10 işyerinde
ayrı ayrı sendika olacak. Buyrun o zaman
yapın toplusözleşmeyi. Böyle bir referan-
dum görmedim ben. Neyi getiriyor, neyi
götürüyor kimse bir şey bilmiyor. Hitler de
önce sistemi, hukuku ele geçirdi. Hukuku
ele geçirdiniz mi her şey biter...”
“Herkes konuşuyor” diyen Özbek, “Ben
Kürt’üm diyenlerin bile yüzde 80’i ayrıl-
mak istiyorsa ben namerdim” iddiasõnda
bulundu. Özbek, şunlarõ söyledi: “Onlar da
istese, biz de istesek ayrılamayız. Ama em-
peryalist güçler bizi oyuna getirmek isti-
yorlar. Benim gelinim Kürt. Ne yani, biz
ayrılacak mıyız? Sahillerin yüzde 75’i,
80’i Kürt vatandaşların elinde. Herkes ko-
nuşuyor. Baydemir almış Amerika’yı ar-
kasına, konuşuyor. Onun konuştuğunu
ben konuşsam, oooo. Müebbet hapse mah-
kûm olurum. Ama ayağını yere bassın. Biz
ayrılamayız. Etle tırnak gibi iç içe geçmi-
şiz. Bölücülük değil, birlik, beraberlik yö-
nünde hareket etmeleri gerekir...”
Sendikalar ayakta kalamayacak
Cezaevindeki Türk Metal Sendikasõ Başkanõ Özbek’ten referandum uyarõsõ:
İstanbul Haber Servisi - Devrimci İşçi Sen-
dikaları Konfederasyonu (DİSK) ile Türkiye
Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası (TÜMTİS)
yetkilileri, taşeron işçi olarak çalışırken sendi-
kal faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle Bey-
koz Paşabahçe Devlet Hastanesi’nce işten çı-
karılan Türkan Albayrak’a önceki gün destek
ziyaretinde bulundu. 60 gündür direndiği Pa-
şabahçe Devlet Hastanesi’nin bahçesinden de
yaşadıklarını anlatan Albayrak, “En çok gü-
cüme giden, çadırımdaki suyu bahçeye döküp
‘sana burada su-ekmek bile yok’ demeye getir-
meleri oldu. Ancak eşim ve çocuklarım bana
sonuna kadar destek veriyor” dedi. DİSK Ge-
nel Sekreteri Tayfun Görgün ise binlerce işçi-
nin Albayrak’la aynı durumda olduğunu be-
lirterek hükümetin, Sağlık Bakanlığı’nın bu
durumu görmezden geldiğini kaydetti. Ziyare-
te katılan işçiler “Direne direne kazanacağız”,
“Susma haykır sendika haktır”, “Birleşen iş-
çiler asla yenilmez” sloganlarıyla Albayrak’a
destek verdiler. (Fotoğraf: EMİNE AKTAŞ)
İşten atılan Türkan Albayrak’a destek ziyareti
Eminağaoğlu itiraz etti
ANKARA (AA) - Eski Yargõçlar ve Savcõ-
lar Birliği (YARSAV) Başkanõ Ömer Faruk
Eminağaoğlu, Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’nõn, Yargõtay ve Danõştay’õn telefonlarõnõn
dinlendiği iddiasõyla yürüttüğü soruşturmada
verdiği takipsizlik kararõna itirazda bulundu.
Eminağaoğlu, itiraz dilekçesini, Sincan Nöbetçi
Ağõr Ceza Mahkemesi’ne sunulmak üzere An-
kara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na verdi. Emina-
ğaoğlu, dilekçesinde, “hakkõnda, adalet müfet-
tişliği yoluyla da talep edilerek alõnan iletişimi-
nin tespit, dinleme ve kayda alõnmasõ yolundaki
kararlarõn, Telekomünikasyon İletişim Başkan-
lõğõ (TİB) tarafõndan infaz edildiğini” savundu.
BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ’NDE DE TELEKULAK
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başkent Üniversitesi Kurucu
Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal’õn avukatõ Serdar Özersin, üni-
versitenin iki genel santralõnõn izinsiz olarak dinlendiğini ve bu kayõt-
larõn Ergenekon iddianamesinde yer aldõğõnõ ileri sürdü. Özersin, İs-
tanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde görevli hâkimler Hasan Hüse-
yin Özese, Sedat Sami Haşıloğlu, Hüsnü Çalmık ve TİB hakkõnda
da suç duyurusunda bulunduklarõnõ söyledi. Özersin, düzenlediği ba-
sõn toplantõsõnda, izinsiz dinlemelerin iddianameye de girdiğini belir-
terek “İzinsiz yapılmış dinlemeler, iddianamede sanki bir suç ni-
teliği taşımış gibi gösterilmektedir. Asıl üzüntü verici olan, iddia-
namede yer alan konuşmaların hiçbiri Prof. Dr. Haberal tarafın-
dan yapılmamıştır. İddianamede, Haberal’ın konuşmuş olduğu
gösterilen kişiler, Prof. Dr. Haberal ile görüşmemiştir” dedi.