20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
: sonucu tutuldanıp işkence görme- lerden, intihar süsü verilen cina- yetlerden söz cdilir. Tabii bunlann hepsi roman kişilerinin hayatları anlatı- lırken değinilen konular olarak ycr alır. Burada baba-erkeklik-devlct ile oğul- dişilik-vatandaş olmak birbiriyle özdeş kavramhır olarak geliştirilir. Le, kendi durumunun larkındadır. Onun kendisi hakkında söylediği şu sözler aslında ro- nıanın hedeflediği ya da başardığı şeyi de ifade eder: "Hastaydım ben, ussal açıdan iflah olmaz yanlmalar yaşayan toplunısal şizol reninin orta yerinde bir zavallı şizofren tekil" (s.1.39). Dolayısıy- la yazar, her ne kadar şizoiren bir kişili- ği romanın merkezine alsa da bireyin toplunısal şizorreninin bir üriinü oldıı- ğunun ve bireyin yansıttığı ruh halinin aynı zamanda toplumun sahip olduğu dinamiklerin de görüntüsünü sergile- mek anlaınına gelece&inin aynnunda- dır. Lc romanında bu nedenlc başkarak- terin kendi içinde yaşadıgı bunalımlar, korkular, giivensizlikler, sayrılar, varlı- ğını sorgulamalar, kimliğini belirlemeye çahşmalar ve bu kaos içinde kinı oldu- ğunu belirleyip ruhunu nnndırma ve öz varlığını ortaya koyabilme adına peşinc düştüğü arayışlar, aynı zamanda top- lumsal düzlemde yaşananları da gözler önüne serer ve bir anlamda toplunısal bir çözünı olarak da kendince bir alter- nati'f üretir. Bu yüzden korkuyla, gü- vensizlikle gidcrck içine kapanan, para- noyalar yaratan, kendine her an nere- den bir düsmanm saldıracağı endisesi içinde yaşayan birey, bu şekilde sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmediğini fark eder. Bunun üzerine çözünıü dışa açılıp çemberini kırnıada bulur. Ancak Le, bunun bireysel bir çaba olarak kaldığı sürece bir anlanı taşıma- yacağmın da bilincindedir. Toplum ve onun kurumları dışa açılmadıkça, ka- lıplarını kınp kendisini aşmadıkça, ol- nıası gereken bu değişim ve döniişüm toplunısal zenıinden yoksıın, boş bir bi- reysel çaba olarak kalacaktır. Le, bu yö- nüyle edebiyatımızda hep tartışılagelen bireysel edebiyat-toplumsal edebiyat anlayışları içerisinde bireyden harcketle toplunısal olanııı nasıl ele alınacağınm da güzel bir örneğini vernıiş olur. Ozellikle Sığın:ik adlı romanında, taşra-kent ikileminde kentlileşnıc olgu- su üzerine yoğunlaşan Aslankara, Le'de yine farklı bir yönelinıin göstergesi ola- rak kcntin, kentleşmenin, kentte yaşa- manın kişi üzerindeki olumsuzluklarına da değinerek çözünıü bir dağ yaylasın- da doğaya, çocukluğa-saflıga dönüşte görür. Romanda ana mckân lstanbul'dur. Geriye dönüşlerle anımsanan hikâyeler, Tunceli, Muğla ve lzmir'e uzanır. Son bölümde ise mekân Antalya'daki Teke Yarımadası'nda yer alan Gökbel Yayla- sı'dır. îlk bölümde daha çok içe dönük- lügü, yalıtılmışhğı ifade eden karanhk iç mekânlar, ikinci bölümde yerini kıs- men dış mekânlara ve yan aydınlığa bı- rakır. Üçüncü bölümde ise tamanıen dagların, ormanların, özgürce yaşanıın yer aldığı açık ve aydmlık mekânlar karşımıza çıkar. KARE KARE ROMAN VE POSTMODERN ANLATIM TEKNİKLERİ Onceki eserlerinde daha çok tiyat- royla ilgisini ortaya koyan Aslankara, Le'de bu kez belgesel sinemacılık yap- nıası yönüylc yakından bildiği sincnıa alanı ile bağlantılar kuruyor. Bu tercih, sadece roman kişilerinin seçimi ve iç- • eriği ile sınırlı kalmaz. Yazar, adeta bir senaryoyu iilme çekiyormuşçasına sah- neleri, kare kare ronıana aktarır. Bazen hızlanan çekim, bazı karelerde donar, bazı karelerde ise görüntü gözden kaç- nıak üzereyken yakalanmaya çalışılır. Lc, postnıodern tekniklere açık ve bu yönden de yorunılanabilecek bir ro- man. Metinlerarasılık, üstkurmaca, ço- gtılkık, zıtların birlikteliği, belirsizlik, ironi, şaşırtmaca, oyun, okurun da bir yaratıcı olarak işin içine çekilmesi, giz, polisiye unsurlar, simgesel anlatım (ka- fes, ayna, erguvan, kedi, yolculuk, oyun vb.) gibi birçok özellik bu romanda da karşımıza çıkar. Romanı başarılı kılan yönlerden biri, ilk elden tüketilmesini engellcyen bu çok katnıanlı yapısı. Yazar, kişileri, me- kânları, farklı zanıan dilimlerini, birbi- riyle yer yer özdeşleşen yer yer ayrılan hikâyeleri, kişileri, olayları, imgeleri, çaıışmalan, sorgulamaları, sanrılan me- rak unsurunu ve gizi elden bırakmadan son dercce başarılı bir kurguyla, birbi- rine dolaşiırnıadan ama birbiri içinden geçirerek bir bütünlük oluşturnıayı ba- şarır. Sadık Aslankara Türk romancılığında üzerinde durulması gereken bir yazar. Eleştiri yazılanyla Türk edebiyatınm gelişiminde önemli bir rol üstienen As- lankara'nm eserleri bu kez başka eleş- tirmenlerin, edebiyat araştırmacılanmn değerlendirmelerini bekliyor. • (*; Sclma Baş; Yard. Doç. Dı\, Yihün- cü Ytf Ünivcrsitesi Fcıı-Edebiyat Fakiil- lesi Türk Dili ve Edebiyatt Bölümü Le/ M.Sadık Aslankara/ Can Yavın- lan/198s. ' • İAPOLLON İLE DÜNYANIN EDEBİYATI NORVEÇ'İN EN İYİ SİYASİ ROMANI elasin KhRK KkRk Yazarı yasaklı, kitabı özgür!... Türk asıllı Norveçli yazar İzzet Celasin'in, anayurdundan uzakta ve anadilinden başka bir dilde -Norveççe- yazdığı Kara Gök, Kara Deniz romanı, ikinci yurdum diye tanımladığı Norveç'te en iyi siyasi roman seçildi. 1 Mayıs katliamıyla başlayan romanda, liseli bir gencin aşkları, umut ve düş kırıklıkları, dünya görüşünün toplumsal olaylardan etkilenerek şekillenmesinin yanısıra 12 Eylül darbesinde yaşananlar lirik bir dille anlatılıyor. D/""M I f"M\J www.apollon.com.tr r U L L v - / l N www.ucuzlukvadisi.rn sadık Aslankara Türk romancılığında üzerinde durulması gereken bir yazar. Yukarıda Selma Baş ile.. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1073 SAYFA 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle