20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 9 EYLÜL 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU RTE Sultanlığına ‘Hayır!’ Ünlü ‘Temiz Eller’ savcısı Antonio di Pietro, yap- tığımız söyleşilerden birinde “Hukuk devletinin vazgeçilmez şartının yargı bağımsızlığı” olduğunu izah ederken “Hukuk devleti, yasama ve yargı erk- lerinin birbirlerinden tamamen bağımsız olması demektir” demiş ve eklemişti: “Yargının yürütme- ye bağlı olduğu bir ülkede demokrasinin katresini gö- remezsiniz. Savcının yasa yerine denetleyeceği ki- şilere bağımlı olması, belirsizlik yaratır. Yarını kes- tiremezsiniz…” (Milliyet; 2/9/1998) Bu benim kulağıma daima küpe olmuş bir ifa- dedir: “Yargının bağımlı olduğu bir ülkede, yarını- nızı kestiremezsiniz…” Niçin? Böyle bir durumda çünkü savcının “referansı” ar- tık bizzat “yasalar”/”yasa”nın kendisi değil… Ya kim? Adalet bakanı ve hükümet… Fiiliyatta bu adalet bakanı/hükümetin; diğer de- yişle yürütmenin “yasa”/ “yasaların” üzerinde ol- ması anlamına geliyor ki; bu da tam Başbakan Er- doğan’ın 23 Nisan bayramlarında koltuğuna otu- ran çocuklara salık verdiği gibi; “astığı astık, kes- tiği kestik… Güçlünün sözünün kanun yerine geçmesi” demek. Hükümranın sözünün “yasa”/ “yasadan daha üs- tün” sayıldığı “mutlakiyetçi rejimlerle”; yurttaşları “ya- sa önünde eşitleyen” hukuk devleti farkı bu. Hukuk devletinin özünde; kaçınılmaz olarak “yü- rütme”, “yargı”, “yasama”nın birbirinden çok net çiz- gilerle ayrılması var… ‘Dalkavukluk yapmaya.. soytarılar yetiyordu!’ Di Pietro ile uzun yıllar dirsek dirseğe çalışmış bir diğer ‘Temiz Eller’ savcısı Piercamillo Davigo – mealen- bunu da şu sözlerle açıyor... “Modern devlet” diyor bundan böyle temyiz mahkemesinde yargıçlık yapan Davigo: “Güçler ay- rılığı ilkesine dayanır. Modern devlet; güçler ayrılı- ğının doğal bir biçimde özümsenmesi demektir. Yü- rütme, yasama ve yargı.. her seferinde ‘aynı çiz- gi/duruş/görüşü’ paylaşacak olsalardı; güç ayrılığı- na lüzum kalmazdı. Güçler ayrılığı gereksinimi, ifa- de özgürlüklerine benzer. İfade özgürlüğüne de, ‘gü- cü elinde tutanları’ eleştirebilmek için gereksinim du- yulur. Güçlülere dalkavukluk edildiği çağda malum olduğu üzere yalnız soytarılar vardı!” Bunları, geçen gece Kırca’nın programında kar- şı karşıya gelen Süheyl Batum’la, Burhan Kuzu’yu izlerken hatırladım… Süheyl Batum, 12 Eylül referandumu bağlamın- da “güçler ayrılığı” ile “yargı bağımsızlığının” vaz- geçilmez önemini tane tane; sil baştan tekrar tek- rar anlatıyor. Gereğinde başlangıç noktası, Montesquieu’ye dek gidiyor; “Gücün gücü ‘durdurması/frenlemesi’ ilkesi bundan ta 260 yıl önce ortaya atılmıştır. Re- ferandumun ‘zehirli elma’sı işte şimdi (zamanı ge- ri çevirerek!) bu ‘güçler ayrılığını’ yok etmek. Yargıyı ele geçirmektir!” diyor…. Sözüm ona “anayasa hukukçusu” olan Burhan Kuzu bir duvar gibi. Batum’un hukuk argümanla- rına, yalnız demagojiyle yanıt veriyor… Akla karşı demagoji… Bir taraf “bilgi” ve “akıl” üzerinden konuşuyor… Diğer taraf “demagoji” yapıyor. Gecenin üçüne kadar tahammül edebildiğim program boyunca tırnaklarımı yedim… Neymiş efendim… Yargı, yürütme, yasama.. egemenliği kullanan güçlermiş… Ama gelin görün ki.. yürütme ile yasama hesap verirken.. yargı hesap vermiyormuş!!! Bu referandumla bunun “dozunu ayarlamayı” amaçlıyorlarmış… Kuzu’nun ileri sürdüğü demirbaş demagoji bu. “Yürütme ve yasama”; hasbelkader sandıktan çık- tığı için; “hesap veren güçler”(!) kategorisinde var- sayılıyor.. Ama milletvekillerini lider sultası belirlemiş… Dokunulmazlıklar kaldırılmamış… Yüzde on barajına dokunulmamış… Kanun yapma yöntemi neticede sade jet hızıyla “parmak kaldırma” turlarına indirgenmiş... Ne gam! Bunların hiçbiri “doz ayarına” dahil olmuyor da.. büyük “demokratikleşme” iddiası ile yapılan refe- randuma önce “yargının hesap verebilir olması” ko- nu ediliyor… Millet iradesinin lider sultası ve yüzde on bara- jıyla çarpıtıldığı; siyasi sınıfın dokunulmazlık zırhı ar- dına saklandığı bir yerde; “yargı”, sultanlığa dönü- şen yürütmeden başka kime hesap verebilir? Koca hukukçular -mesleklerine saygıyı bir kenara iterek- nasıl böyle kör kör parmağım gözüne de- magoji yapabiliyor, buna hayret ediyorum. Kanallar arasında gezinirken bir ara gözüm, bir başka programda Prof. Serpil Yazıcı’ya ilişti. O da “hukuk devleti, güçler ayrılığı, yargı bağımsızlığı” üze- rinde üst perdeden attırdığı tiratların arkasından; şu- nu söyledi: “Efendim en iyi, iyinin düşmanıdır. Yet- mez ama evet!” Bunca tecrübeli demagog karşısında, bir sevgi- li dostun tabiriyle, biz de diyoruz ki: “HİÇ YETMEZ. AMA HAYIR!” [email protected] Rahip Terry Jones, ABD yönetiminden gelen uyarõlara karşõn eylemini ertelememekte kararlõ Kuran’õ da ABD’yi de yakacakELÇİN POYRAZLAR WASHINGTON - ABD Başkanõ Barack Obama Müslümanlara yakõnlaşma politika- sõnõ yürütürken Florida’da bir kilisenin 11 Ey- lül saldõrõlarõnõn yõldönümünde Kuran yak- maya hazõrlanmasõna, ABD yönetimi üst düzeyde tepki verdi. Uyarõlara karşõn kilise- nin rahibi Terry Jones planõndan henüz vazgeçmediğini açõkladõ. ABD Dõşişleri Bakanõ Hillary Clinton, ön- ceki akşam düzenlediği iftar yemeğinde bu pla- nõ “saygısız ve utanç verici” olarak niteledi. ABD’deki Müslüman topluluklarõn liderleri, gi- rişimciler ve diplomatlarõn katõldõğõ iftar ye- meğinde Clinton, “Evanjelik Hıristiyanlardan Yahudi hahamlara kadar Amerika’nın tüm inançlarının dini liderleri ve laik ABD li- derleri ve yorumcularından bu saygısız ve utanç verici eyleme açık bir biçimde kına- ma gelmiş olmasından cesaret aldım” diye konuştu. Clinton daha sonra düşünce kuruluşu Dõş İlişkiler Konseyi’ndeki konuşmasõnda söz konusu kiliseye ait 50 kişinin 300 milyon Amerikalõyõ temsil edemeyeceğini söyledi. Clinton, tüm dünyanõn dikkatinin bu rahip üzerinde toplandõğõnõ, rahibin Kuran yakma- yacağõ ya da yaparsa medyanõn bunu haber- leştirmeyeceğini umduklarõnõ belirtti. ‘Kitap yakıyoruz, kimseyi öldürmüyoruz’ ABD Adalet Bakanõ Eric Holder son dö- nemde ülkede Müslüman ve camilere yapõlan sal- dõrõlarõ konuşmak için bir araya geldiği dini li- derlerle yaptõğõ bir görüşmede, Kuran yakma pla- nõnõ “aptalca ve tehlikeli” olarak niteledi. Afganistan’daki ABD güçlerinin komutanõ Ge- neral David Petraeus, Kuran yakma eyleminin daha fazla ABD askerinin yaşamõnõ tehlikeye ata- cağõ şeklinde ilk uyarõyõ yapanlar arasõndaydõ. Petraeus’un uyarõsõnõn ardõndan basõna açõkla- malarda bulunan Florida’daki kilisenin rahibi Jo- nes, 11 Eylül saldõrõlarõnõn yõldönümünde Ku- ran yakma eylemini erteleme kararõ almadõkla- rõnõ, ancak uyarõlarõ dikkate aldõklarõnõ söyledi. “Kararımızı verdik, ama aynı zamanda dua ediyoruz” diyen Jones, Petraeus’a yönelik “General radikal İslama parmağıyla işaret et- meli ve onlara çenelerini kapamalarını, dur- malarını ve önlerinde diz çökmeyeceğimizi söylemesi gerekiyor” şeklinde konuştu.Jones, “Kitap yakıyoruz. Kimseyi öldürmüyoruz” diye konuştu. Jones’un rahibi olduğu kilisenin önünde “Uluslararası Kuran Yakma Günü” şeklinde büyük bir ilan panosu da bulunuyor. ABD Dõşişleri Bakanlõğõ Sözcüsü Philip Crowley ise Kuran yakma planõnõ “kışkırtıcı, saygısız, bölücü ve tahammülsüz” olarak ni- teledi. Daha fazla Amerikalõnõn ayağa kalkõp bu eylemin Amerikan değerlerine aykõrõ olduğu- nu söylemesini istediklerini belirten Crowley, “Bu eylemler Amerika karşıtı” dedi. Ya bayrak yakmak?.. Gazetecilerin ABD bayrağõ yakmanõn “Ame- rikan karşıtı” olarak tanõmlanmadõğõ, ancak ifa- de özgürlüğü çerçevesinde değerlendirildiği yönündeki yorumuna ise Crowley, bu eylemin ABD’nin dünyadaki çõkarlarõ açõsõndan potan- siyel ciddi sonuçlarõ olabileceği ve ABD’lilerin yaşamlarõnõ tehlikeye atabileceğini ifade etti. Dış Haberler Servisi - Bir Vatikan yetkilisi, Avrupa’da Müslüman nüfusun artmakta olduğuna dikkat çekerek, Av- rupalõ Hõristiyanlara daha faz- la çocuk yapmalarõ çağrõsõnda bulundu. İtalyan Rahip Piero Gheddo, İngiliz Daily Teleg- raph gazetesine verdiği de- meçte, Avrupalõlar arasõndaki düşük doğum oranlarõ ve Av- rupa’ya gelen çok sayõda Müslüman göçmen nedeniy- le bu kõtada birkaç nesil için- de İslamõn egemenliğinin mümkün olabileceğini kaydetti. Ghed- do, İtalya’dan örnek göstererek, kür- taj ve parçalanan aileler yüzünden İtal- ya’da yõlda 130 bin bireyin azaldõğõ- nõ ve ülkeye bir yõlda gelen 200 bin ya- sal göçmenden yarõsõnõn Müslüman ol- duğunu ifade etti. Rahip Piero Gheddo, Avrupa’da Müslüman nüfusunun artmasõnda Müslümanlarõn Hõristiyanlardan daha fazla çocuk doğurmasõnõn etkisinin ol- duğunu da öne sürdü. Konuyla ilgili Hõristiyanlarõ da suçlayan Rahip Gheddo, Avrupalõ- larõn giderek daha fazla dinsiz ol- duklarõnõ ve bu boşluğun İslam ta- rafõndan doldurulduğunu savundu. Rahip, Hõristiyanlara “dinlerini da- ha açıkça yaşayarak İslamlaşma tehlikesinin önüne geçmeleri” çağ- rõsõnda da bulundu. Vatikan’õn “daha fazla çocuk ya- pın” çağrõsõ, Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan’õn “3 çocuk yapın” söylemini hatõrlattõ. Avrupa’da nü- fusun yüzde 2.4’ünü oluşturan Müs- lümanlarõn sayõsõnõn geçen 30 yõlda iki kat arttõğõ ve bu oranõn 2015 yõlõna ka- dar tekrar iki katõna çõkmasõnõn bek- lendiği belirtiliyor. Vatikan Erdoğan’a özendi ABD yönetiminden üst düzey yetkililer, Kuran yakmanın yurtdışındaki Amerikalı asker ve diplomatların hayatını tehlikeye atacağını söylüyor. Plan ülkede de protestolara yol açıyor. Rahip Terry Jones ise “Kararımızı verdik ama dua ediyoruz” diyor. (Fotoğraflar: AP) 11Eylül saldõrõlarõnõn yõldönümünde Kuran yakmayõ planlayan Florida’daki kilisenin rahibi Jones’a ABD yönetiminden en üst düzey uyarõ Clinton’dan geldi. ABD Dõşişleri Bakanõ, önceki akşam verdiği iftar yemeğinde planõ “saygõsõz ve utanç verici” olarak niteledi. Dış Haberler Servisi - Küba’nõn efsanevi li- deri Fidel Castro’nun, İran Cumhurbaş- kanõ Mahmud Ahmedinejad’a “Yahu- dilere sataşmayı bırakması” çağrõsõnda bulunduğu belirtildi. Amerikan Atlantik in- ternet sitesine verdiği söyleşide Castro, İran hükümetinin antisemitizmin sonuçlarõnõ an- lamasõ gerektiğini söyledi. Küba’nõn baş- kenti Havana’da Atlantik yazarõ Jeffrey Goldberg’in sorularõnõ yanõtlayan Castro, “Bu yaklaşık 2 bin yıldır sürüyor. Kim- senin Yahudilerden daha fazla saldırı- ya uğradığını düşünmüyorum. Müslü- manlardan daha fazla saldırıya uğra- dılar, her şey için suçlandılar, iftiraya uğradılar. Kimse Müslümanları bir şey için suçlamıyor” ifadelerini kullandõ. İran’õn İsrail’in varlõğõnõn devamõ konusun- da neden sürekli bir kaygõ içerisinde ol- duğunu anlamaya çalõşmasõ gerektiğini kaydeden ve Yahudilerin varoluşlarõnõ her- kesten daha zorluk içinde yaşadõklarõnõ be- lirten Castro, “Holocaust’la hiçbir şey kı- yaslanamaz” dedi. Goldberg’in “Bu yorumları Ahmedine- jad’a da tekrarlar mısınız” yönündeki so- rusuna Castro’nun yanõtõ “Bunları söy- lüyorum, böylelikle siz de iletirsiniz” ol- du. İsrail’e yönelik de sert eleştirilerde bu- lunan Castro, Başbakan Binyamin Ne- tanyahu’ya verdiği mesajda, ülkesinin gü- venliğini sağlamak istiyorsa nükleer cep- haneden vazgeçmesi gerektiğini kaydetti. Castro, dünyanõn diğer nükleer güçlerinin de güvenliklerini sağlamak istiyorlarsa bu silahlarõ bõrakmalarõ çağrõsõnda bulundu. Castro’dan Ahmedinejad’a antisemitizm uyarısı VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI İnsan hakları savunucusu ve Türkiye Barış Derneği kurucularından, TTB ve İstanbul Tabip Odası’nın emektarlarından, değerli üyemiz Prof. Dr. Metin Özek’i kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Ailesinin ve tüm sevenlerinin büyük acısını paylaşıyor, başsağlığı diliyoruz. TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ İSTANBUL TABİP ODASI T.C. YÜKSEKÖĞRETİM KURULU ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI’NDAN DUYURU YURTDIŞINA LİSANSÜSTÜ ÖĞRENİM GÖRMEK ÜZERE GÖNDERİLECEK ADAYLARI SEÇ- ME VE YERLEŞTİRME (YLSY) İŞLEMİNE BAŞVURACAK ADAYLARIN DİKKATİNE 2010 yõlõnda 1416 Sayõlõ Kanun kapsamõnda yurtdõşõ- na lisansüstü öğrenim görmek amacõyla gönderilecek öğ- rencilerin yerleştirme işlemleri için hazõrlanan 2010- YLSY Kõlavuzu, ÖSYM’nin http://www.osym.gov.tr in- ternet adresinden 20 Eylül 2010 tarihinden itibaren ya- yõmlanacaktõr. Yurtdõşõnda lisansüstü öğrenimi görmek üzere YLSY’ye başvuracak adaylar, başvurularõnõ 20-27 Eylül 2010 tarihleri arasõnda ÖSYM’nin internet adresin- den yapacaklardõr. Adaylarõn, yerleştirme işlemine alõna- bilmeleri için, yerleştirme ücretini ilgili banka şubesine yatõrmõş, başvuru ve tercih işlemlerini elektronik ortamda yapmõş olmalarõ gerekmektedir. ÖSYM BAŞKANLIĞI Basõn: 61350 MEHMET KARAKUŞ (1938-1998) YAŞAMAK, AMA İNSANİ SORUMLULUK TAŞIYARAK; ÖLMEK, AMA UNUTULMAZ İZLER BIRAKARAK... AİLESİ İRAN DIŞİŞLERİ SÖZCÜSÜ MİHMANPEREST AÇIKLADI Aştiyani’nininfazıaskıyaalındı Dış Haberler Servisi - İran’da, taşlanarak öldürme şeklinde uy- gulanan recm cezasõna çarptõrõlan Sakine Muhammed Aştiya- ni’nin cezasõnõn infazõ askõya alõndõ. Dõşişleri Bakanlõğõ Sözcü- sü Ramin Mihmanperest, İran’õn İngilizce yayõn yapan Press TV kanalõna yaptõğõ açõkla- mada, infazõn askõya alõndõğõnõ belirtti. İki çocuk annesi Aştiya- ni’nin, kocasõnõn ölümünden son- ra iki kişiyle birlikte olduğu ge- rekçesiyle 2006’da recm cezasõna çarptõrõlmasõ dünyada tepkilere neden olmuştu. İnsan haklarõ ör- gütleri yaptõğõ eylemlerde cezaya tepki gösterirken, Avrupa Parla- mentosu Genel Kurulu ve Avrupa Birliği Komisyonu Başkanõ Jose Manuel Barroso cezanõn bozul- masõ çağrõsõnda bulunmuşlardõ. Kalbinizi Koruyun TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No:8 Şişli / İSTANBUL Tel: (212) 212 07 07 (pbx) http://www.tkv.org.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle