20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Cumhurlyet Hazırlayanlar: Nilay Yılmaz, Aytül Akal, Mavisel Yener, Çiğdem Gündeş, Mustafa Delioğlu. ÇOCUK-GENÇLİK OKUMA Bu hafta iki anı kitabı var masamda. "ünlü- ler de çocuktu" ve "İzmirde üç çocuktuk". Yerim yettiğince söz edeceğim ikisinden de. Hikmet Altınkaynak yazın ustalanmızın ço- cukluk anılarına yer verdiği "ünlüler de ço- cuktu" kitabından sonra şimdi de "ünlüler de Çocuktu -2"de edebiyat, müzik ve tiyatro dünyasından isimleri konuk etmiş. Can ço- cuk'tan çıkan kitapta, sadık Aslankara, Ulvi- ye Alpay, Sunay Akın, Erdal öz, Müjdat Ce- zen, Zülfü Livaneli, Egemen Berköz, Adnan Binyazar, Turgay Fişekçi. Mehmet Güler, Nail Cüreli, Talat S.Halman, Eray Karınca, Aydın Hatipoğlu. Uğur Kökden, Tank Minkari, De- mir özlü, ülkü Tamer, Mehmet Zaman Saçlı- oğlu, Nazır şentürk, Ismail Uyaroğlu, zeynep Aliye'nin çocukluk anılan var. "Türk Edebiya- tında Yazarlar ve şairler sözlüğü", inceleme- ler. biyografi gibi zaman ve emek isteyen çalışmalara imza atmış Hikmet Altınkay- nak'tan böyle bir kitabı okumak keyifliydi doğrusu. Kitaptaki isimlerin çocukluk anıları- nı kendi kalemlerinden okumak hayatı kav- ramanın bir başka yoluydu belki de. n Mavisei YENER K itap Sunay Akın'ın "Bir Terzinin Oğlu Olmak" anı- sıyla başlıyor. Bu duygu yüklü anıyı 2007'de Cum- huriyet'te okumuş olduğum için bir kez daha oku- mayı sonraya bırakıp Ulviye Alpay'ın anısına geçtim. Al- pay'la birlikte dut ağacına tırmanmak, onu bir türlü ora- dan indirememek, oyun telaşı derken ona ayrılan bölüm bitiverdi. Yetti mi, yetmedi! Ne olurmuş bir çocukluk anı- sını dahayazıverseymiş de biz deokuyuverseymişiz... Sırada Sadık Aslankara var. Yazarın anısını okumadan önce, nasıl bir çocuk olduğunu tahmin edeyim diyorum; sessiz, uslu olmalı. Anısının daha ilk paragrafında yanıldı- ğımı anlıyorum. Tahminim tamamen yanlış! Denizli'nin Sarayköy ilçesindeyiz; hızına yetişilemeyen, annesinin yüreğini ağzına getiren, hazırcevap bir "Donkişot" var karşımızda. Bizim Donkişot, ne zaman ilçeye gelip giden otobüsü görse, önüne atıveriyor kendini. Otobüsü kor- kutmak için yapıyor bunu. Annesi kaygılı, "ya seni ezer- se, yapma şu işi!" Altta kalır mı Sadık, "Nasıl ezermiş? Şöyle bir dikildim mi karşısına zııınk durur!" diye kafa tu- tuyor. Aslankara anısını bitirirken diyor ki "Ah, çocuklar- dan öğreneceği ne çok şey var insanın." Ben de ondan (ç)alıp bu yazının başlığına yerleştiriveriyorum bu tümce- yi- Anılar denizinde yüzerken, Egemen Berköz'ün çocuk dünyaşına konuk oluyorum. Bir solukta okunası anılar demetine onun koyduğu çiçek, bilinmeyeni merak eden, "gitmek" fiilini küçücük yaşında yaşamına geçirmiş bir çocuğun düşlerinin kokusunu taşıyor okuruna. Üç ya da dört yaşında kapı önünde oynarken sırtında küfesiyle tar- lasına giden bir komşu kadın, Egemen Berköz'ü küfesine davet edivermiş. Çocuk bu, sorulur mu? Atlayıvermiş kü- feye annesinden habersiz. Sonra neler mi olmuş? Anlat- mam, okuyun! Çocukluk anılarının peşinde... 'Ah, çocuklardan öğreneceği ne çok şey var insanın' Sırada masalını hiç yitirmeyen bir dev var: Adnan Binyazar. Genç okuıiar, Binya- zar'ın bu anısını okuduktan sonra, yazann yoksulluk içinde geçen çocukluk yıllarının öyküsünü anlattığı Masalını Yitiren Dev (Can Yayınları) adlı yapıtına doğru bir yolcu- luk yapabilir. Bir çocuğa bunca yük yükle- nir de nasıl kınlmaz kanatları, nasıl öğrene- bilir uçmayı, isyanını nasıl dönüştürür sabır ırmağına... Binyazar Istanbul'un Kocamus- tafapaşa semtinde dört masalı bir lokanta- ya çırak verildiğinde 8 yaşındadır. Boğaz tokluğuna çalıştığı yetmiyormuş gibi günde beş öğün dayak yer. Çıraklığın verdiği tut- saklık duygusundan olmalı, analarının özenle giydirdiği çocuklara, hele de kızlara, bir de onu isterim bunu iste- mem diye mızmızlanıyorsa hiç dayanamaz. Onlara saldı- nr, yanaklarını acıtır, dudaklarının arasına parmaklarını geçirip ağızlarını iki yana ayınr. Sonrasında neler mi olur? Birkaç tadımlık cümle yetmeyecek biliyorum ama yerim dar! " Çocuk tez unutur deıier, doğru değildir; çocuk unutmaz! Ustanın yaptıklarını, yüreğimin günlüğüne bir bir yazıyordum. Beni sokaktan kurtarmıştı ona minnet duyuyordum. Mezardan çıkıp ona can vermiş bile olsak, hangiyaşta olursa olsun, onuruyla oynanan insan birgün baş kaldtrır. Ihanet edip ilk kamayı Sezar'ın yüreğine sapladı diye tarih kitaplarında Brutus'u hep kınamışızdır. lyi de, Sezar'ın himaye ettiği Brutus'a nasıl davrandığını gören var mı, işin bu yanını düşünen var mı?" (s. 49) Turgay Fişekçi'nin çocukluğuna gezinti yaptığımda onun "Uzak ülkelerden gelen bir mektup/Bir tabak ye- mek/Kurduğun düşler/Okuduğun kitaplar/Bir gün hepsi birden/Bir aşk olup çıkıverir karşına"dizelerine bir başka baktım sanki. 0 elleri öpülesi annesi, Kafkas güzeli an- neannesi birer roman kahramanı gibi, insanın onların om- zuna başını dayayası geliyor... Fişekçi lise yıllarındadır, Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın, Varlık'tan çıkan Batı Acısı'nı bir türlü alamaz. Fiyatı iki liradır. O parayı ailesinden isteye- mez. Kitabı alabilmek için ne yapmıştır dersiniz? Müjdat Gezen'in yaramaz bir çocuk olması sizi de şa- şırtmadı değil mi? Mehmet Güler "kavruk, başı kabak köy çocuğu" nu gökkuşağının altından geçirme deneme- leri yaparken, Nail Güreli, Hatice öğretmenine duyduğu aşkı öykü tadında anlatmış. "El bebek gül be- bek yetiştirilmenin tadına vararak büyüdüm" diyen Talat Halman bü- tün erkek çocuklar mavi önlük gi- yerken okula pembe önlükle git- mek zorunda kalmasını mizah yük- lü bir anlatımla aktarıyor. Aydın Ha- tipoğlu'nun içtenlikli dilinden anıla- nnı okuduğumuzda onun aydın ve şair yanının daha okul çağlannda filizlendiğini görüyoruz. Eray Kann- ca, çocuklann severek okuduğu bir yazar. Eray Karınca "Üçüncü sınıf- ta Mustafa dakikada 96 sözcükte kalırken, ben 158'i bulmuştum. Eli- me ne geçerse okuyordum" diye başlıyor anlatmaya. Anılarında, okuma serüveninin yanı sıra Men- deres boylarına da davet ediyor bi- zi. ilk öyküsünü "farkında olma- dan" ortaokul birinci sınıfta yazan bu oyuncu çocuk o, hâlâ oyunu çok seviyor. Denemelerini okumaktan keyif aldığım Uğur Kökden'in çocukluk yılları Anadolu'yu koklayarak geç- miş. O da Sartre gibi, kitaplıkları ta- pınak gibi görenlerden. Zülfü Liva- neli'nin çocukluğunda bile neler- den kopamadığını okuduğumuzda bugünleri daha iyi değerlendirebili- yoruz. Tank Minkari'nin "defineci" olduğunu kahkahalar içinde öğren- dim, nasıl olduğunu söylemem! Leyla Ruhan Okyay'ın öykücü ol- duğunu bilmeseniz de çocukluğu- nu anlattığı satırlar size bunu söyle- yecektir. Yaşamın ipuçlarını sakla- dığı satırları, anlattığı o sıcacık aile- yi yanı başımıza getiriveriyor. Erdal Oz'ün kırk yıl dinlendirdikten sonra Can Kınkları adlı öykü kitabına aldığı "Babam Resim Yaptı" öyküsüyle yeniden karşılaşmak pek hoşuma gitti. Can Kırıklan'nı okumamış olan varsa en azından bu anı- öyküyü kaçırmamış olacak. Demir özlü Istanbul ve Burdur'da geçmiş çocukluğun- dan söz ederken Ülkü Tamer, Yaşamak Hatırlamaktır adlı yapıtta yer alan anısıyla yeniden merhaba diyor okura. Mehmet Zaman Saçlıoğlu'nun anlattığı "Sarı Ayakkabı- lar", içimize çöreklenen acıları anımsatıyor; eğer öykü ki- taplarından birine henüz girmediyse mutlaka orada da yerini almalı. Nazır Şentürk'ün 16 yaşındayken yazdığı 175 sayfalık romanı nasıl kaybettigine üzülürken Ismail Uyaroğlu'nun "Acıya bulanmış yıllar"ı yüreğimize taş gibi oturuyor. Zeynep Aliye... Ah, sevinçler giydirilmiş hüzün- leri belleğinde taşıyan kadın. "Bu anı, çocukluğun büyülü dünyasından ergenliğe, yanigerçek hayatın içine apansız düşüşümün, belki de acımasızca düşürûlüşümün öyküsü " diyor. Hikmet Altınkaynak, bir belgesel niteliğindeki bu kitap- ta anılarını okuduğumuz isimlerin özgeçmişlerinin yanı sı- ra onlarla kendi tanışma öyküsünü de kısaca yazmış. Çocukluk fotoğraflarıyla görsel varsıllığın da sağlandığı yapıtla ilgili bir de küçük eleştirim var. Bir kitaba "çocuk kitabı" diyebiltnemiz için hangi eksenlerde değerlendirdi- ğimizi zaman zaman burada da tartışıyoruz. Yazarlann çocukluklarını anlatmış olmaları o kitabı çocuk kitabı ya- par mı? Hayır! Doğaldır ki her yazar anısını kendi biçe- miyle donatmıştır. Kitaptaki bazı yazarların zaten ço- Turgay Fişekçi 'r Nilay Yılmaz • Istanbul Bilgi Üniversitesi • Inönü Cad. No: 28 Kuştepe/ Istanbul Tel: 0216- 38117 50 www.nilayyilmaz.com • [email protected] SAYFA 28 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 0 7 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle