20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
jŞj,' bir baba, Londra hastanesinde *" K hemşire bir anne ve bu evlilikten bir kız çocuğu Doris Lessing. Yafcar tüm çocukluk travmalarını bacağının birini savaşa kurban vermiş olan ba- basının savaşla ilgili aıııları ve obsesif bir kadın olan annesinin hinıayesinde geçirir. Özellikle babasının Birinci Dünya Savaşı ile ilgili anlattığı öyküler Lessing'in çocuk dünyasında derin yaralar açar ki, zaten bunu Hayatta Kalma Güncesi'de dahil olmak üzere genelde tüm eserlerinde sıkça rastla- rız. Türkçeye çevrilen diğer bir eseri olan Alfredile Emilyde yazar kendi çocukluk travmasının karşısına dikile- rek, babasını güçlü kuv\'etli bir erkek, annesini ise yaralı askerlere değil de çocuklara hemşirelik yapan bir kadın olarak hayal eder. Kitap iki temel par- çadan oluşur; biri kurgu, diğeri ise gerçek. Kurgu olan bölüm, Birinci Dünya Savaşı "yaşanmamış olsaydı" üzerine ve aslında Lessing'in sadece görmeyi umut ettiği kısım. Ikinci bö- lüm ise otobiyografik ve gerçekten Bi- rinci Dünya Savaşı ile paramparça ha- le gelmiş Lessing'in gerçek yaşamı. On üç yaşmda eğitim hayatmı geri- de bırakır Lessing. Sırada Dickens, Lawrence, Stendhal, Tolstoy ve Dos- toyevski vardır. Bu bir bakıma kendi yaşadığı gerçeklikten kaçıştır ama yine de yıllar boyu annesinin ve babasının kardeşlerine anlattığı savaş öyküleri son bulmaz. Unutmaya çalışsa da sa- vaş ona göre bir zehirdir, onun deyi- şiyle, "Büken ve çarpıtan bir zehir." Yaşı ergeni geçtikçe annesinin de da- hil olduğu bütün kadınlara karşı öfke duymaya başlar, çünkü o "hastalıklı" kadınlann çocukları da, bu hastakklı durumdan zarar görüyordu. "Öyle bir kadın nesline sahibiz ki; çocukları olduğu anda kendi hayatını durduru- yor. Birçoğu sinir hastası haline geldi, çünkü okuldayken kurdukları hayal- ler ile yapabildikleri arasında çok bü- yük fark var" diyen Lessing 19 yaşm- da evlendiği ve iki çocuğa sahip oldu- ğu Frank Wisdom'dan kendi kişiliğini darmadağm edebilecek olan "bir kişi- ye tutsak olmak" fikrinden korkarak ailesini terk eder. Lessing'in kadın ol- ma, anne olma, özgür olmaya, kendi "ben"ini kurmaya dair yaşadıklarmm birçoğunu yazarın başyapıtı sayılan Altm Derter'inde rasüamak mümkün. KADIN HAREKETİNİN SAVAŞ BORUSU DEĞİL Eleştirmenler tarafından "okurunu provoke eden kitap" olarak tanımla- nan Altm Defter, feminist çevrelerce birçok kez tartışmaya açddı. Bunun en büyük nedeni, kitabın postmodem konusu ya da anlatım tarzıydı. Bir ya- zar ve yalnız bir kadın olan Ana Wulf un kızıyla beraber sürdürdüğü yaşamının akılla delilik arasında gidip geldiği öyküsü etrafında kurgulanan kitap, Fransa'nın en saygın ödüllerin- den Medicis Ödülü'nü "Yabancı Ro- man" dalında almıştı. Ödül bir tarafa birçok feminist grup feminist hareketin başyapıtı ola- rak görse de, bizim tuhaf yazar Les- sing kitabı tamamen kadın ve siyasal kimliğini arayan bir kadmın "derinlik- li" öyküsü olarak ele alarak feminist hareketin başyapıtı olduğu fikrine 346 uzak durmuş, gülüp geçmiş ve şöyle demişti: "Bu kitap Kadın Hareke- ti'nin savaş borusu değil." Ama tabii bu demek değildi ki, Lessing kadınla- rı desteklemeyi reddediyor. Kitapla birlikte yazar, kadınların saldırganlık, nefret, cinsellik, nefret gibi duygulan- nı tanımlamaya çalışıyordu. Modern kadmın boğuştuğu gerçek sorunlar ve zorlu yaşam koşullarının ele alındığı Altm Defter'de kaosun, şekilsizliğin ve hayal kırıklığının romanı ve dört farklı defter tutmaya karar veren Ana Wulf un yaşamı ve düş dünyasında şe- killeniyordu. Kırmızı defter Ana'nın komünist partiye üyeliğiyle siyasal deneyimleri, sarı defter ananın acıyla sonlanan aş- kından kaynaklanan ve aynı zamanda devam eden romanma temellenen duyguları, mavi defter iç dünyasını, rüyalarını, anılarını ve günlüklerini, siyah defter ise Afrika deneyimleri- ni anlatıyordu. Ne yalan soyleyelim kronolojik olmayan üst üste geçmiş postmodern biçeme sahip olan ki- tap aslında okuru romandaki ana temaya yöneltnıeye zorlayan tür- den. Doris Lessing'in en uzun ve en etkili çalışmalarmdan biri olan Altm Defter in bütünü ele ahndığında bir Doris Lessing portresi ortaya çıkıyor ve tabii bu da bizi hiç şaşırtmıyor. Her romamnda ve öyküsünde öncelikle yurdu olan çocuk- i luğundan kadınhğına uza- | nan yolu değişen dünya etrafında temele alan ! Doris Lessing bugün 91 yaşmda ve bir- | kaç yıl önce "Yazmayı bu-akmayı düşünüyor mu- sunuz" sorusuna, "Hayır asla durma- yacağım, çünkü halen üzerinde derin- likli olarak düşündüğüm birçok nev- rotik konu var. Şaka yapmıyorum, bu zaten olmak. Bir romanı tamamladı- ğımda bu ondan harika bir kopuş olu- yor. Tek düşündüğüm onu yayıncıya kargoyla yollamak, yani, gurur ve mutluluk. Başka da bir şey yapmaya gerek yok" diyordu. O hâlâ Ingiliz edebiyatının yaşayan en önemli yazarı.B Hayatta Kalma Güncesi/ Doris Les- sing/ Çeviren: Püren Özgüren/ Can Yaytnlart/ 226 s. MİMARL.IK TASAR1M KÜLTÜR SANAT Uşaklıgil Evi, Ahmet Alataş •Türkiye Sınavda Bütünlemeye Kaldı: UNESCO İstanbul'a Altı Ay SüreTanıdı, Doğan Hasol • Halk Kütüphanesi ve Okuma Parkı, Martîn Lejarraga • Masdar Meydanı, LAVA •Trablus Kongre Merkezi, Melkân Gürsel& MuratTabanlıoğlu • Pendorya Alışveriş Merkezi, Erginoğlu&Çalışlar •Yaşar Üniversitesi Kampusut Eskiz Mimarlık •"Hüseyin Çağlayan: 1994-2010" C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 7 3 SAYFA S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle