20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 9 EYLÜL 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Bayram Ziyaretleri 12 Eylül 1980’in bayram günleri hazırlıklarımın önceliğinde, o zamanlar hâlâ geçerli olan bayram kartları yazma işi vardı. Gazetenin özel kartları masanın üstüne yığılır, kartların ve zamanın izin verdiği bir çerçeve çizilirdi. Önceliğim kaçınılmaz cezaevinde olanlardı. O kadar çoktular ki, dışardaki dostlar için ne kart ne zaman kalır, kaçınılmaz bir tomar boş kart, gelen tebriklerden zorunlu geri dönüşler için saklanırdı... Erdoğanizm, sivil, demokratik(!) çoğunluk iktidarımız, çok övündükleri 12 Eylül 2010 sürecinde, 12 Eylül askeri darbe sürecinden daha az sayıda insanın siyasal nedenle, toplu yargılamalarda, özel yargı eliyle her tür insan hakları, hukuk ihlali işlenmiş olarak, ceza infazı içeriği kazandırılmış tutukluluk süreçleri içinde yargılanıyor olması ile övünebilirler... Bayram kartı basma, gönderme geleneğimizi sürdürüyor olsaydık, içerdekiler öncelikli kart gönderme alışkanlığımda elimdeki kartlar tükenmeyecek, dışardaki kimi dostlara da kalabilecekti... Özellikle insan hakları, demokrasi, 12 Eylül benzeri askeri darbeler süreçleri ile hesaplaşma vitriniyle, AKP iktidarının sivil darbe operasyonuna yandaşlık yaptıklarını saklamakta ustaca tezler geliştiren eski solcular, 12 Mart-12 Eylül mağdurları için bilmem teselli sayılabilir mi? Emperyal çıkarlarla uyum içinde, öncelikle ABD’nin, çok belirgin olarak AB’nin de görünür ya da görünmez desteği ile gerçekleştirilmiş askeri darbeler ile sivil darbeler arasında anlamlı ise önemli bir fark sayılabilir. Ne de olsa silahlı gücün doğasında şiddet, sivil emperyal güç çarklarının işletilmesinde ise bazen insanın kendisinin bile onayı alınarak, beyni, bilinci ele geçirilerek, yönlendirilerek, para, iş, yaşama dair her tür baskı gücü kullanılarak, en çok çaresiz bırakılarak teslim alınması olgusu var. Yani sivil haksız, çarpık düzen dayatmalarında, insan hakları gaspı, hukukun ayaklar altına alınması yöntemleri, çok daha esnek, kaypak, aşamalı, uzun soluklu; birey, toplumlar en temel, insanca yaşam hak ve özgürlüklerini, çaresiz bırakılarak, teslim alınarak bir biçimde gönüllülük görüntüsünde yitirmiş oluyorlar... Bugün bayram... Arkasından sivil darbe, ülkemizin rejimi, toplumsal yapısının, çocuklarımızın geleceğine ilişkin önemli bir eksen kaydırılması operasyonu adına bir adım, aşama olarak dayatılan 12 Eylül referandumu, sonuçlarına duyulan kaygı, “Bu kadar ağır bir gerilim, cepheleşmeden sonra 13 Eylül’de ne olacak?..” karabasanı olsa da “Bize vız gelir” diyebileceğimiz bir sevgi, barış günü. En sevdiklerimizle, dostlarımızla bayramlaşırken.. geçmişte neler neler yaşadığımızı anımsayarak, ne badireler atlattığımızın örneklerini sayarak moral bulacağız. İnsanın her koşulda yaşama, direnme gücünden güç alacağız... Bu bayram öncesi hazırlık programımda, bayram kartı önceliğimin yerini, önceki gün yapılan duruşma nedeniyle, içerdeki arkadaşlarımızı duruşmalarına giderek ziyaret etmek aldı... Daha önce izlediğim duruşmalardan bu yana çok fazla zaman, oturum geçmemişken, bir kez daha duruşma ortamındaki hukuktan, yargılama adabından eksen sapması hızını hayretle gözlemledim. Suçluların yargılanması, suçun hesabının sorulması amaç olmaktan çıkmışsa, hukuk ihlallerinde ipin ucu kopmuşsa, demek ki böyle oluyor... Duruşmaları ilk kez izleyen, ancak siyasi davaları izleme, gazetecilikte kıdemli, yol yordam bilen iki yakın dost, Ümit Gürtuna, Atilla Özsever benim ilk duruşma izleme sonrası sizlerle de paylaşmaya çalıştığım duygularımı, algılamalarımı çok daha çarpıcı gözlemleyip, paylaştılar: “12 Mart, 12 Eylül’ün askeri darbe siyasi yargılamalarında bile iddianamelerin bütünlüğü, yargılama süreçlerinin çok daha mantıklı, kabul edilebilir akışı olduğunun” altını, somut örneklemelerle çizip durdular. Yani dünkü gazetemiz haberlerinde elbette çok özeti yer almış Mustafa Balbay, Tuncay Özkan’ın vurguladıkları haksızlık, hukuksuzluk zincirine katkılarda bulundular... Mahkemedeki havayı, son durumu; sanıkların haksızlık, hukuksuzluk ihlalleri vurgulamaları ile duruşmalarda yargılama ciddiyeti diplerde, yerlerde sürünüyor. Yargıçlar, savcılara bakarak, yüzlerine sayılan bu birbirinden çarpıcı, çıplak gerçekler karşısında, tepkisiz, sessiz, maske takmış, heykel gibi dinleyebilmelerini şaşkınlıkla izliyorum... Besbelli bir tek tutukluların tutuklu kalmaları, duruşmaların duruşma gibi yapıldığı görüntüsünün devamı önemli... Bugün bayram, oda arkadaşlarından Özkan, Balbay’ın usta aşçılığı yüzünden kilo almaktan yakınıyor. Balbay’ın ise adım sayısında (14.5-16) anlaşamadıkları uzun(!) koşu alanındaki maratonu sayesinde zayıf kalmasının sırları paylaşılıyor. Cezaevi aşçılığının ilerde yazılacak kitabı, evlerdeki artık yemekler için birebir... Gerçi buhar üzerinde soğanı, domatesi soldurma süresi 1 saati aşıyor ve Balbay bu arada Boğaz turunu kaçırıyormuş. Ama olsun, pişmiş bulgur, içine kokulu otların da sırası ile katıldığı sosla birleşince ortaya nefis, sihirli bir özel sebzeli bulgur pilavı çıkıyormuş... [email protected] İşsiz gençler ‘kayıp nesil’ Geleceğe yönelik umutlarõnõ kaybeden gençlerin, demokrasiler için tehlike oluşturabileceklerine dikkat çekiliyor O nlar günümüzün 15-24 yaş grubunda olup iş bulamayan gençleri. Bu grubu şimdilerde dün- yanõn her yerinde ‘kayıp nesil’ di- ye tanõmlõyor uzmanlar. Bugün ve gelecek onlar için kapkara…İş için çalmadõk kapõ bõrakmamõşlar ve ar- tõk umutlar giderek tükenmiş. Ne ha- yaller kalmõş ve beklentiler… 2009 yõlõ sonu itibarõyla dünyada 15-24 yaş arasõ işsiz gençlerin sayõ- sõ 81 milyona ulaşmõş durumda. Birleşmiş Milletler, Aralõk 2009’da BM Genel Kurulu’nda ka- bul ettiği bir önergeyle, 12 Ağustos 2010-11 Ağustos 2011’i, Uluslararasõ Gençlik Yõlõ olarak ilan etti. Ulus- lararasõ Gençlik Yõlõ’nõn temasõ ise Diyalog ve Karşõlõklõ Anlayõş. An- cak ironik biçimde dünyada işsiz gençlerin sayõsõ büyük bir hõzla ar- tarken ‘kayıp nesil’ olarak tanõmla- nan gençliğin radikal uçlara yönel- me riski toplumlarõ giderek daha faz- la tehdit ediyor. Uluslararasõ Çalõşma Örgütü (ILO)’nun ağustos ayõ ortasõnda açõkladõğõ ‘Gençlik İçin Küresel İs- tihdam Trendleri’ başlõklõ rapora göre küresel ölçekte genç işsizliği re- kor düzeyde artmõş durumda ve yõl içinde daha da artmasõ bekleniyor. Rapora göre dünya genelinde 15- 24 yaş grubunda çalõşabilecek 620 milyon genç bulunurken bunlarõn 81 milyonu geçen yõl sonu itibarõyla iş- sizdi. Ve zengin Kuzey, fakir Güney ayõrõmõ yapmadan gelişmekte olan ülkeler kadar gelişmiş ülkeler de de, kriz en çok 24 yaş altõndakileri vur- du. Fransõz Le Monde gazetesi dün- ya gençliğinin işsizlik sorununu “İş- siz gençlerin sayısındaki patlama toplumları kırılgan hale mi geti- riyor” sorusu ile gündeme taşõdõ. İşsizlik buzdağının ancak görünen yüzü Gazete, ILO Genç İstihdam Prog- ramõ Yöneticisi Gianni Rosas’õn “Tam kendi kişiliğini, kendi gele- ceğini oluşturmaya başladığın bir dönemde, dışarı atılmak, dışarıda kalmak, çok derin bir moral bo- zukluğuna ve kurumlara karşı gü- ven kaybına neden olabilir. Bu da gençlerin riskli davranışlarına yol açabilir” sözlerinden yola çõkarak “Bu güvensizlik onları radikal uç- lara yöneltir mi” sorusunu tartõşma- ya açtõ. ILO 183 ülke hükümetini bu süreçte öncelikle eğitim bütçelerini daralt- mamalarõ ve aktif önlemler alarak is- tihdamõ korumaya çalõşmalarõ konu- sunda uyardõ. Raporda 2002 yõlõndan beri, dünya genelinde işsizlik oranlarõnõ düşürmeye yönelik önlemlerin başarõlõ olduğuna dikkat çekilirken, 2007 yõlõnda 25 yaş altõ işsiz oranõnõn yüzde 13.2’den yüzde 11.9’a indirildiğine yer verildi. Ancak ekonomik kriz her şeyi altüst etti ve dünya genelinde işsizlik ora- nõnõn iki yõl içinde yüzde 13.1’in üzerine çõkmasõna neden oldu. ILO’ya göre işsizlik buzdağõnõn sadece görünen yüzü. Zira gençler ön- celikle yoksulluk ve güvensizliğin kurbanlarõ. Gelişmekte olan ülkeler- de kayõt dõşõlara kayõşõn fazla olma- sõ yüzünden güvenilir istatistiklere ula- şõlamadõğõnõn vurgulandõğõ raporda, ILO ilk kez olarak “fakir çalışan gençler” terimini kullandõ. Rapora göre “dünya genelinde gençler iş bulduklarında bile daha az güvenli, çalışma saatleri daha uzun ve koşulları iyi olmayan, dü- şük ücretli, sosyal güvencesi ol- mayan geçici işlerde çalışıyorlar”. Raporda, sadece işsiz gençlerin durumu değil, aynõ zamanda kötü iş- lerde çalõşan gençlerin durumu da ma- saya yatõrõlõyor. ILO istatistiklerine göre, çalõşan gençlerin üçte biri fakir; 152 milyonunun günlük kazancõ 1.25 dolarõn altõnda. Genç kadõnlarõn erkeklere kõyasla iş bulmakta daha fazla zorlandõğõna işaret edilen raporda, genç kadõnlarõn 2009 yõlõ işsizlik oranõnõn yüzde 13.2 erkeklerin ise yüzde 12.9 olduğu, aradaki yüzde 0.3 oranõndaki farkõn 2007 yõlõndan bu yana aynõ kaldõğõ- na yer veriliyor. Alman, İngiliz, İspanyol ve Eston- ya piyasalarõnõ inceleyen raporun bulgularõ arasõnda, Almanya’nõn uzun dönem genç işsizlik oranõnõ aşağõya çekmede en başarõlõ ülke olduğu, İs- panya ve İngiltere’de ise işsizlik ora- nõndaki artõşõn bilhassa eğitim düze- yi düşük olanlar için geçerli olduğu- na yer veriliyor. Siyasi ve sosyal riskler Uzmanlar, geleceğe yönelik umut- larõnõ kaybeden gençlerin, demokra- siler için tehlike oluşturabilecekleri- ni ifade ediyorlar. ILO’nun 2010 raporunu hazõrlayan uzmanlar, “Gençler kendilerini sistemin kurbanı olarak görüyor- lar ve bu durumun sorumlusu ola- rak gördükleri her şeye öfke bes- liyorlar. Küreselleşme, kapitalist sistem, ulusal politikacılar, ebe- veynler gençlerin öfke duydukları unsurların başında geliyor. Tüm bunların bir sonucu olarak genç- ler kendilerine yanlış bir gelecek va- at eden dini veya radikal hareket- lere duyarlı hale geliyor” saptama- sõnõ yapõyor. Birleşmiş Milletler, Aralõk 2009’da BM Genel Kurulu’nda kabul ettiği bir önergeyle, 12 Ağustos 2010-11 Ağustos 2011’i, Uluslararasõ Gençlik Yõlõ olarak ilan etti. Uluslararasõ Gençlik Yõlõ’nõn temasõ ise ‘Diyalog ve Karşõlõklõ Anlayõş’. Ancak ironik biçimde dünyada işsiz gençlerin sayõsõ büyük bir hõzla artarken ‘kayõp nesil’ olarak tanõmlanan gençliğin radikal uçlara yönelme riski toplumlarõ giderek daha fazla tehdit ediyor. ILO’nun 2010 raporunda “Gençler kendilerini sistemin kurbanõ olarak görüyorlar ve bu durumun sorumlusu olarak gördükleri her şeye öfke besliyorlar. Küreselleşme, kapitalist sistem, ulusal politikacõlar, ebeveynler gençlerin öfke duyduklarõ unsurlarõn başõnda geliyor. Tüm bunlarõn bir sonucu olarak gençler kendilerine yanlõş bir gelecek vaat eden dini veya radikal hareketlere duyarlõ hale geliyor” saptamasõ yapõlõyor. TÜRKİYE’DE HER 4 GENÇTEN BİRİ İŞSİZ AB, Türkiye’deki genç işsizliğe çözüm bulmak için 28 milyon Avro’luk proje başlattı. Türkiye’de genç işsizliği oranõ ise dünya ortalamasõnõn iki katõndan da fazla. 2007’de yüzde 11.9 olan gençler arasõnda iş- sizlik oranõ iki yõl sonra yüzde 13’e yükseldi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de bu oran yüzde 25 civarõnda. Bir diğer deyişle dört gençten biri işsiz. AB Fonlarõ Koordinasyon ve Uygulama Merkezi, Türkiye’de- ki 15-29 yaş arasõ genç işsizler, eğitimine devam etmekte olan genç nüfus ve eğitim seviyesi düşük olan genç kadõnlar için 28 milyon Avro’luk proje başlattõ. AB, Türkiye’de 5 ilde çalõştay- lar düzenleyerek genç işsizlik sorununa çözüm arayacak. Çalõşma ve Sosyal Güvenlik Bakanlõğõ (ÇSGB) Avrupa Birli- ği Koordinasyon Dairesi Başkanlõğõ ve AB Fonlarõ Koordi- nasyon ve Uygulama Merkezi tarafõndan başlatõlan projenin 24 ay sürmesi ve 2012 yõlõnõn sonlarõnda tamamlanmasõ planlanõ- yor. AB ve ÇSGB proje için toplam 28 milyon Avro fon ayõrdõ. Bu paranõn yüzde 85’i AB tarafõndan sağlanõrken, bütçeye sağ- lanan ulusal katkõ yüzde 15’te kaldõ. AB fonu ve Çalõşma ve Sosyal Güvenlik Bakanlõğõ, projenin başlatõlmasõnda ortak gerekçelerini şu maddelerle açõkladõ: “Türkiye’de, düşük istihdam yaratma kapasitesi, okullaşma oranõnõn düşük olmasõ, okuldan işe geçişte yaşanan zorluklar, eğitim ve işgücü piyasasõ talepleri arasõndaki uyumsuzluk, genç nüfus arasõnda girişimcilik düzeyinin yetersizliği ve gençlerin kamu istihdam hizmetleri hakkõnda yeterli bilgiye sahip olma- masõ gibi sebeplere bağlõ olarak genç işsizlik oranõnõn yüksek olmasõ.” Girişimcilik faaliyetleri için 500 gence girişimcilik dersleri- nin verileceğinin açõklandõğõ projede, 75 genç birebir girişim- cilik desteği alacak. Projede, girişimcilik desteği alacak kişile- re sağlanacak imkânlar şöyle sõralanõyor: “Staj ve işbaşõ eğitim eşleştirme sistemi; bu hizmetleri sağla- yabilecek işletmeler ile bu hizmeti almak isteyen kişileri eşleşti- recektir. Aynõ zamanda internet ortamõnda eşleştirme sistemi kurulacaktõr. Girişimcilik ve kariyer günleri; ilk günlerinde meslek ve kariyer rehberliği hizmetleri verilecek, ikinci günün- de ise girişimcilik ve danõşmanlõk hizmeti verilecektir.” MERSİN (AA) - Orta ve Batõ Akde- niz bölgesinin ilk rüzgâr enerjisi santralõnõ Mersin’in Mut ilçesinde hizmete açan Ağaoğlu Enerji Grubu’nun Bandõrma’da yapõmõ devam eden Şah Rüzgâr Enerjisi Santrali yatõrõmõnõ da aralõk ayõnda ta- mamlamayõ hedeflediği bildirildi. Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanõ Ali Ağaoğlu, Orta ve Batõ Akdeniz Bölge- si’nde kurulan ilk rüzgâr enerjisi santralõ olma özelliğini taşõyan Mersin Rüzgâr Enerjisi Santralõnõn, ülke ekonomisi ve çevre açõsõndan da kazanç sağlayacak önemli bir yatõrõm olduğunu anlattõ. Ağa- oğlu, “Santral yıllık 72 bin tonluk kar- bondioksit emisyonunu engelleyecek. Bu yatırım sayesinde, ithal edilen fosil yakıtlar için her yıl ödenen 10 milyon li- ra tutarında yerli kaynağın ülke dı- şına çıkışının da önüne geçilmiş ola- cak” diye konuştu. Geçen yõl Galata Wind Enerji’yi satõn alarak portföyle- rine ekledikleri Şah Rüzgâr Enerjisi Santralõnin da yapõmõnõn devam et- tiğini belirten Ağaoğlu, santrali bu yõlõn aralõk ayõnda devreye sok- mayõ hedeflediklerini ifade etti. Ağaoğlu, her biri 3.0 megavat (MW) üretim gücünde olmak üzere 22’si Balõkesir, 9’u Bur- sa sõnõrlarõ içindeki toplam 31 rüzgâr tri- bününden oluşan projenin toplam kurulu gücünün 93 MW olacağõnõ kaydetti. Ağaoğlu, santralõn üreteceği temiz enerji sayesinde her yõl yaklaşõk 210 bin ton karbondioksit emisyonunu engelleye- ceğini vurguladõ. Ağaoğlu rüzgârla büyüyecek İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanõ Aziz Kocaoğlu, Kent AŞ işçilerinin bü- yükşehir bünyesinde işe alõnacağõnõ söyledi. Kocaoğlu, Karşõyaka Belediyesi’nin ikiye bölünmesinin ardõndan iş- siz kalan ve uzun süredir kamuoyunu meşgul eden Kent AŞ’nin 276 işçisinin, istemeleri durumunda Tarõm, Park ve Bahçeler Daire Başkanlõğõ bünyesinde görevlendirileceğini açõkladõ. İki hafta içinde ihaleye çõkacaklarõnõ kaydeden Kocaoğ- lu, “276 işçiden kaçı istiyorsa, onların hepsini işe alaca- ğız. Öncelik mutlaka onlarda olacak. 15-20 gün önce al- dığımız karar doğrultusunda, bundan böyle bütün iha- lelere büyükşehir belediyesi şirketleriyle gireceğiz ve taşeronlaşmayı bitireceğiz” dedi. DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çelebi de, “Bu işin sorumluluğunu alan, elini taşın altına koyan, işçi arkadaşlarımızın yaşadığı acıla- ra son veren Kocaoğlu’na ne kadar teşekkür etsek az- dır. Ayrıca, CHP Genel Başkanı Kemal Kõlõçdaroğ- lu’nun iradesini de çok önemli buluyoruz” diye konuştu. İşçilerebayramhediyesiErdoğan’adaetpahalıgeldi İstanbul Haber Servisi - İstanbul’da bulu- nan Başbakan Tayyip Erdoğan, dün bayram dolayõsõyla Kasõmpaşa’da bulunan babasõnõn mezarõnõ ziyaret ettikten sonra Dolmabahçe’de- ki Başbakanlõk Çalõşma Ofisi’ne geçti. Akşam saatlerinde Kõsõklõ’da bulunan evine giden Er- doğan, oğlu Bilal Erdoğan ile birlikte mahalle- sindeki bir marketten alõşveriş yaptõ. Manav bö- lümünden 2’şer kilogram yeşil elma, ve armut alan Erdoğan’õn 18 lira ödediği öğrenildi. Mar- ket sahibi Coşkun Özkurt, “Et fiyatlarını sor- du, Biraz yüksek geldi et fiyatları. Kırmızı etin fiyatı biraz yüksek geldi. Yüksek fiyat olduğu için alamadı” dedi. Kasap Ayhan Yıl- dırım ise “ ‘Şu etin fiyatõ ne kadar’ dedi. 31.5 TL dedim. Yanında yardımcısı vardı. ‘Baya- ğõ yükselmiş et fiyatlarõ iki haftada’ dedi. Sanı- rım dolaşmaya geldi. ” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle