20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
[email protected] SAYFA CUMHURİYET 9 EYLÜL 2010 PERŞEMBE 16 KÜLTÜR CMYB C M Y B Kültür Servisi - 47. Uluslararasõ Antalya Altõn Portakal Film Festivali Ulusal Uzun Metraj Film Yarõşmasõ’nda yarõ- şacak 15 film belli oldu. Biket İlhan, Bülent Vardar, Deniz Yavuz, Engin Ayça, Ulaş Cihan Şimşek, Vildan Atasever ve Ziya Öztan’õn oluşturdu- ğu ön jürinin seçtiği filmler şöyle: “At- lı Karınca” (İlksen Başarõr), “Bal” (Semih Kaplanoğlu), “Çakal” (Erhan Kozan), “Çoğunluk” (Seren Yüce), “Gişe Memuru” (Tolga Karaçelik), “Gölgeler ve Suretler” (Derviş Zaim), “Hayde Bre” (Orhan Oğuz), “Kâğıt” (Sinan Çetin), “Kar Beyaz” (Selim Güneş), “Kavşak” (Selim Demirdelen), “Press” (Sedat Yõlmaz), “Saç” (Tayfun Pirselimoğlu), “Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak” (Ali İlhan), “Siyah Be- yaz” (Ahmet Boyacõoğlu), “Zefir” (Belma Baş). Seçilen 15 filmin 9’u yö- netmenlerin ilk filmi olma özelliğini ta- şõyor. Altõn Portakal’a başvuran film- lerden Semih Kaplanoğlu’nun “Bal” ve Selim Demirdelen’in “Kavşak” film- leri Altõn Portakal’dan önce 17. Adana Altõn Koza Film Festivali’nde yarõşacak. Bu filmler Altõn Koza’da “En İyi Film” ödülünü almalarõ durumunda Altõn Por- takal’da yarõşma dõşõ bõrakõlacak. Ayrõ- ca ön jüri festivalde yarõşacak 20 belgesel ve 25 kõsa film de belirledi. MEHMET BASUTÇU VENEDİK - Gün geçtikçe, sanat sinemasõna ve yenilikçi denemelere giderek daha açõk bir festival yaşadõğõmõz ortaya çõkõyor. Olumlu olumsuz yan- larõyla farklõ tepkiler yaratan bu çok renkli tablonun geniş pers- pektifi içinde kimi parçalarõnõn izleyiciye uyumsuz gözük- mesinden, yerinde değilmiş duygusu vermesinden daha doğal ne olabilir ki? Özellikle farklõ sanatsal dillerin kesiştiği nok- talarda filizlenen yeni estetik arayõşlarõn ürü- nü denemeleri tanõtmayõ hedefleyen “Ufuk- lar” (Orizzonti) bölümünün belki de kaçõ- nõlmaz dağõnõklõğõ, kimilerine göre ilgi dağõ- tõcõ nitelikte; kimilerine göre de çekici bir si- nema laboratuvarõnõn zenginliğinin göstergesi. Bu ortamda, günümüzün sabõrsõz, giderek de saygõsõz festival izleyicisinin birçok fil- mi yarõda bõrakarak çõkõp gitmesi, televiz- yon önündeymişçesine rahatça kanal de- ğiştirir gibi salon değiştirmesi artõk doğal karşõlanõr oldu... JÜRİNİN İŞİ ZOR Karşõtlõklar içeren bu seçmeci (eklektik) tab- lo, sayõlarõ durmadan artan jürilerin işini de zor- laştõrõyor. Çok farklõ tür ve biçemler karşõsõnda, kimi sübjektif tercihler doğal olarak gündeme gelecektir. Örneğin, Altõn Aslan adaylarõ arasõnda izlenen Polonyalõ usta yönetmen Jerzy Skolimowski’nin güncel Afganistan gerçeğinden yola çõkan filmiyle, baş oyuncusu Vincent Gallo’nun yönettiği deneysel film arasõndaki farkõ ölçmek bile güç! Skolimowski, güncel politik gerçeklerden, Afganistan savaşõndan yola çõkõyor. Avrupa ülkelerinde gizli tutuklama ve sorgulama merkezleri oluşturmakla eleştirilen ABD or- dusunun elinden kaçõrdõğõ teröristin, yaka- landõğõ Afgan dağlarõnõn sõcak tozundan, kaçmayõ başardõğõ Polonya ormanlarõnõn kar- lõ soğuğunda verdiği ölüm kalõm savaşõna odaklanan “Essential Killing”de başarõlõ bir yorum sergileyen Vincent Gallo, iki gün sonra, hem yönetmen hem de oyuncu kimli- ğiyle, aynõ yarõşa çok farklõ bir filmle katõlõ- yor: “Suya Yazılı Vaatler” alabildiğine mini- malist, içtenci ve benmerkezci, beğenilme ya da anlaşõlma gibi kaygõlar taşõmayan, kendi içinde son derece tutarlõ, özgün bir biçimsel deneme... İKİ KADIN ARASINDA İki kadõn arasõnda kalmõş, ölümle yaşamõ ayõran çizgiyi silikleştiren varoluşçu soru çengellerini bedeninin her noktasõnda du- yumsayan, derin ruhsal bunalõmlarõn pençe- sinde içi kanayan genç adamõn onulmaz acõ- sõna, kirli beyazõn bulanõk gölgele- rinden açõk grinin çiğ aydõnlõğõna gi- dip gelen kontrast özürlü õşõk altõnda ortak oluyoruz. Kimi izleyicilerin hiçbir şeye ortak olamamalarõ da son derece anlaşõlabilir bir olgu... Vincent Gallo’nun sevdiği sarõşõn kadõnõn çõplak bedenini, tepeden tõrnağa yakõn plan- larla, yine o sisli õşõğõn büyüsüyle kucak- layarak filme almasõ, unutulmasõ güç bir se- kans oluşturuyor ve o çekimin son planõn- da, o kadõnõn gözlerindeki yarõ donuk yarõ bu- ğulu põrõltõ, sayfalarca diyalogla anlatõlama- yacak kadar yoğun duygular iletebiliyor... ÇİN’DEN KURMACA BELGESEL Marco Müller’in, La Mostra’nõn başõna gel- diği günden bu yana alõşkanlõk haline getir- diği, son dakikada açõklanan Altõn Aslan adayõ sürpriz film de politik içerikliydi ve he- men hemen her yõl olduğu gibi yine Asya’dan geliyordu. Çin sinemasõnõn belgeselleriyle ta- nõnan genç kuşak yönetmenlerinden Wang Bing (1967), “Hendek” ile ülkesinin yakõn ta- rihine eğilerek, kõzõlla karanõn birbirine ka- rõştõğõ kirli sayfalardan birini ilk kez perdeye taşõyor. Devrim sõrasõnda, 1950’lerde baş- latõlan “Yüz Çiçek” kampanyasõ sonunda toplama kamplarõna gönderilerek “yeniden eğitilen karşıdevrimci” binlerce Çinlinin yaşadõğõ vahşeti, belgelerden ve tanõklõklardan yola çõ- karak görüntülüyor. Filmin ekibi, Gobi Çölü’nde yeniden oluş- turulan Jiabiangou kampõnda gizlice yapõlan izinsiz çekimlerin her an engellenebileceği korkusunu yaşamõş. Wang Bing, õssõz çö- lün ortasõnda yarõm yüzyõl önce yaşanan acõlarõ iki buçuk ay boyunca filme almadan önce, Jiabiangou kampõna gönderilen 3000 kişiden sağ kalabilen 500’ünün izini üç yõl boyunca sürerek “kurmaca belgesel” nite- likli filminin senaryosunu, yüze yakõn eski tutsağõn anõ ve tanõklõklarõndan oluşturmuş. “Bu film her şeyden önce ortak belle- ğimiz ve tarihimiz için önemlidir” diyen Wang Bing, o dönemin ilk kez sinemaya ak- tarõldõğõnõ ve yaşanmamõş hiçbir şeyi filme eklemediklerini vurguluyor. Venedik’te her türden sürprize yer var... 6 7 . U L U S L A R A R A S I V E N E D İ K F İ L M F E S T İ V A L İ ’ N D E N İ Z L E N İ M L E R Skolimowski ustanõn, güncel Afganistan gerçeğinden yola çõkan filminde başarõlõ bir yorum sergileyen Vincent Gallo, hem yönettiği hem de oynadõğõ “Suya Yazõlõ Vaatler”de özgün bir biçimsel deneme sunuyor. Wang Bing’in “Hendek”i ise, belgeler ve tanõklõklara dayalõ bir kurmaca belgesel. Her türlü sürprize açık... Kültür Servisi - Tiyatro Dot, yeni mevsime 24 Eylül saat 21.00’de “Malafa” ile başlõyor. Hakan Günday’õn romanõ “Malafa” yazarõn kendisi tarafõndan oyunlaştõ- rõldõ. Murat Daltaban’õn yö- nettiği ‘Malafa’, insanlarõn değil, ancak paranõn yolculu- ğu olan turizmin öyküsü. Oyun, 17. Uluslararasõ İstan- bul Tiyatro Festivali için ha- zõrlanmõş ve festival kapsa- mõnda prömiyer yapmõştõ. Oyunda, Berrak Kuş, Cemil Büyükdöğerli, Emel Çölge- çen, Elvin Aydoğdu, İbra- him Selim, Mert Can Se- vimli, Onur Öztay, Pınar Töre, Rıza Kocaoğlu, Tuğ- rul Tülek ve Yusuf Akgün rol alõyorlar. (0 212 251 45 45) DOT perdeyi ‘Malafa’ ile açõyor ALTIN PORTAKAL ULUSAL UZUN METRAJ FİLM YARIŞMASI 15 film yarõşacak Montreal’de Türkiye’den beş yapım Kültür Servisi - Bu yõl 34’üncüsü düzenlenen, Montreal Film Festivali 6 Eylül’de sona erdi. Toplam 400 filmin gösterildiği festivalde 5 Türk filmi de yer aldõ. Yönetmenliğini Belçika doğumlu Kadir Balcõ’nõn üstlendiği Turquaze, Serdar Akar’õn yönettiği Gece’nin Kanatlarõ, Selim Demirdelen’in yönettiği Kavşak, Hakkõ Kurtuluş’un Orada ve Cannes Film Festivali’nden ödülle dönen Serge Avedikian imzalõ Hayõrsõz Ada “Dünya Sinemasõ’na Bakõş” bölümünde gösterildi. Beterböcek’in Otho’su hayata veda etti Kültür Servisi - Fantastik bir kara komedi olan Tim Burton’õn Beetlejuice (Beterböcek) filminde Otho isimli gösterişli bir dekoratörü canlandõran Glenn Shadix salõ günü Birmingham’daki evinde hayatõnõ kaybetti. Otuzun üzerinde filmde ve Seinfeld gibi birçok dizide rol alan 58 yaşõndaki aktörün ölüm nedeni kesin olarak bilinmiyor. Burton filmleriyle daha da ünlenen oyuncu, aynõ zamanda, internet sitesinde bir fotoğrafçõ ve eşcinsel haklarõ savunucusu olarak tanõtõlõyor. Toronto Film Festivali’nde Hollywood rüzgârı Kültür Servisi - Akademi Ödülleri’ne aday olacak filmleri tanõtmasõyla ünlü Toronto Uluslararasõ Film Festivali 9-19 Eylül tarihleri arasõnda gerçekleşecek. Bu yõl 35’incisi düzenlenen festival 59 ülkeden, 112’si dünya prömiyeri olan, 339 filmi seyirciyle buluşturacak. Clint Eastwood, Robert Redford, Woody Allen ve Danny Boyle gibi ünlü yönetmenlerin katõlacağõ etkinlik “Score: A Hockey Musical” adlõ Kanada yapõmõ filmle açõlacak. Caz tutkunlarına ödüller... Kültür Servisi - Bu yõl 20’nci kez gerçekleştirilen Akbank Caz Festivali kapsamõnda caz tutkunlarõnõ Akbank Sanat’õn Facebook sayfasõnda ödüllü bir yarõşma bekliyor. 13 Eylül - 1 Ekim tarihleri arasõnda yapõlacak yarõşmaya katõlanlar arasõndan en kõsa sürede en fazla soru yanõtlayan bir kişi ve arkadaşõ 12-13-14 Kasõm 2010 tarihlerinde Londra Caz Festivali’ne gitmeye hak kazanacak. Sonuçlar ise 5 Ekim 2010’da belli olacak. Yarõşmaya katõlanlarõ ödülün yanõ sõra ayrõca konser davetiyeleri, “20. Yõlõnda Akbank Caz Festivali” kitabõ ve “Akbank Caz Festivali’nin 20 Yõlõ” albümünü gibi farklõ ödüller de bekliyor. Kültür Servisi - İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansõ Sahne ve Gösteri Sanatlarõ Yö- netmenliği tarafõndan tasarlanan “Dans Plat- form İstanbul”, nisan ayõndan bu yana devam eden etkinliklerini önümüzdeki hafta hayata ge- çecek “festival” programõyla taçlandõrõyor. “Dans Platform İstanbul Festival Haftası” kapsamõnda; 15-22 Eylül tarihleri arasõnda çağdaş danstan, klasik baleye, kõdemli profesyonellerden yeni yetişmekte olan genç koreograflara, sanat- çõlardan kültür yöneticisi ve akademisyenlere, dün- yaca ünlü dans sanatçõlarõ İstanbul dans camiasõ ile tek bir çatõ buluşuyor. Türkiye’de çok az uygulanan ‘sipariş’ usulü ye- ni koreografilerin üretileceği festival kapsamõnda, temsil, koreografi, eğitim, forum ve paralel et- kinliklerin yanõ sõra, yeni yapõmlar, uluslararasõ et- kinlikler ve sürpriz buluşmalar gerçekleştirilecek. 15 Eylül’de başlayõp sekiz gece devam edecek fes- tival boyunca Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda İstanbullularla buluşacak temsillerde, Türkiye’nin yanõ sõra Hollanda, Japonya, İngiltere, Fransa, İtal- ya ve Almanya’dan sanatçõlar sahne alacaklar. Uluslararasõ bir eğitim, üretim ve festival etkinliği olan ve yönetmenliğini Beyhan Murphy’nin üstlendiği Dans Platform ayrõca DansLAB başlõ- ğõ altõnda Kültür Ataşelikleri ile işbirliğine gire- rek, yabancõ koreograflarõn yerli topluluklarla ortak üretim yapmalarõnõ sağlõyor. (www.dansp- latformistanbul.com) İstanbul dans ediyor Kültür Servisi - Londralı brit rock grubu The XX, “XX” adlı ilk albümleriyle Britanya’nın en saygın müzik ödülü olan Mercury Ödülü’nün sahibi oldu. Genç grup, ünlü rock dergisi Rolling Stone’a göre “XX” albümüyle 2009’un en iyi 25 albümü listesinde 11. sırada yer almıştı. Resmi olarak 2005’te müzik hayatına başlayan ve o yıllarda 4 kişi olarak yola çıkan grup, 2009 senesindeyse önemli bir elemanını kaybetti. Büyük ödülün sahibi ‘The XX’ Çin sinemasının belgeselleriyle tanınan genç kuşak yönetmenlerinden Wang Bing, “Hendek” adlı filminde ülkesinin yakın tarihine eğilerek, kızılla karanın birbirine karıştığı kirli sayfalardan birini ilk kez perdeye taşıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle