20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 9 EYLÜL 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Bayram ‘Şeker’ Ama... [email protected] Şeker Bayramı bugün başladı. Okurlarımızın bayramını içtenlikle kutluyor, sadece bayramın değil, sonrasının da gönüllerince geçmesini diliyorum. Bayram günlerinde politikadan söz edilmeyen yazılar yazma geleneğini sürdürmeyi, yaklaşan halkoylaması nedeniyle pazartesi gününe ertelediğimi de bilgilerinize sunuyorum. Önce yanıtını bulmakta zorlandığım soruları anımsatmak istiyorum. Din kurallarını öne geçirmeyi amaçlayanlarla (ki aralarında AKP’liler de var) 1960 öncesi Demokrat Partililerin 12 Eylül paşalarına niçin kızdıklarını anlamaktaki beceriksizliğimi itiraf etmek istiyorum. Çünkü; din derslerini zorunlu hale getirenler, resmi tatil ve bayramlarla ilgili yasadaki “Şeker Bayramı’nı Ramazan Bayramı”na çevirenler, Türk- İslam sentezini devlet siyasetine dönüştürenler ve 1961 Anayasası’nın başlangıç bölümünde DP’yi “meşruiyetini kaybetmiş bir iktidar” suçlamasından arındıranlar, 27 Mayıs’ları resmi bayram olmaktan çıkaranlar 12 Eylül paşalarıdır. Sen gel, 50 yıl sonra sana bu kolaylıkları sağlayanları suçla. Bana doğrusu samimi gelmiyor ve arkasındaki bit yeniğinin aranması gerektiğini düşünüyorum. Anayasa değişikliğinin getirecekleri ile götüreceklerini alt alta yazıp karşılaştırınca götürecekleri ağır basıyor ve işlemin sonucu da doğal olarak “HAYIR” çıkıyor. İnsan hakları kapsamında getirileceği öne sürülen haklar konusunda, kitaplığımdaki yayınları hızlı bir şekilde taradım. Bunlardan biri de HAK İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun 2000 yılında yayımladığı “Haklar ve Özgürlükler Antolojisi”ydi ve tam 900 sayfaydı. Bugünlerde hayır’cılara ya da görüş açıklamayanlara yönelik değerlendirmelerde ipin ucunu kaçırdığı görülen Genel Başkan Salim Uslu da güzel bir sunuş yazısı yazmıştı. İşte size o sunuştan birkaç paragraf: “Ülkemizde kuvvetler dengesinin kurulamamış olması, hak ihlallerinin önemli bir nedenidir. Yasama-yürütme ve yargı mekanizmaları kendi faaliyet alanlarında müdahale ve vesayetlerden arınmış olarak görevlerini yerine getirmelidirler.” “Yönetimin her noktasında şeffaflaşma sağlanmalıdır. Millet iradesi tam olarak parlamentoya yansımalı, millet iradesini yok sayacak girişimlere son verilmelidir.” “Demokrasi tüm kurum ve kurullarıyla işlemeli, demokrasinin öğeleri olan medya, üniversiteler ve sivil toplum gibi oluşumların önü açılmalıdır.” Diyeceğim o ki, değişiklikle getirileceği açıklanan haklar, zaten Türkiye’nin imza koyduğu çeşitli anlaşma ve antlaşmalarda da yer almakta, uygulanması da zorunlu bulunmaktadır. İmzalanan ve usulünce yürürlüğe sokulan antlaşmalardaki kuralların kimileri, anayasa değişikliği ile geçersiz kılınacaktır. Hemen hemen çoğu, memurlarla ilgili maddedeki “toplu görüşme”yi “toplusözleşme”ye çevirme gibi lafla sınırlı değişikliklerdir. Çocuklarla, kadınlarla, özürlülerle ilgili değişiklikler ise aslında antlaşmalarla kazanılmış ama uygulamaya sokulmamış hakların, propaganda amacıyla değişikliğe eklendiğini göstermektedir. 27 Ekim 1957’de yapılan milletvekili genel seçiminden bu yana yapılan, milletvekili, senato, yerel yönetim seçimleri ile halkoylamalarını izleme olanağını bulan gazetecilerden biriyim. Ama önümüzdeki halkoylamasına gideni gibi, halkın gerçek olmayan bilgilerle yanıltılıp yönlendirilmeye çalışıldığı bir süreç anımsamıyorum. Bu nedenle, değişikliğin götürecekleri bölümünde yer alan Anayasa Mahkemesi ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısının, Danıştay’ın da görev alanının değiştirilmesine yönelik girişimi ayrıca değerlendirmek gerekmiyor. Amacı anlamak için iktidar sözcülerinin suçlamalarını izlemek yetip de artıyor. ‘12 Eylül Utanç Müzesi’nde sergilenen Erdal Eren’e ilişkin belgeler, ‘dönemin adaleti’ni gözler önüne seriyor ‘Devlet intikam duygularõnõ yansõtõyor’ SELDA GÜNEYSU ANKARA - Devrimci 78’liler Federas- yonu tarafõndan Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde açõlan “12 Eylül Utanç Müzesi”nde, henüz 17 yaşõnday- ken, “12 Eylül darbesi öncesinde bir askeri inzibat erini öldürdüğü” gerekçesiyle hü- küm giyip idam edilen Erdal Eren’e ait hu- kuki belgeler, o dönemin “adalet”ini göz- ler önüne seriyor. Müzedeki belgeler, ülke- deki “Erdal Eren gerçeğini” tüm çõplaklõ- ğõ ile anlatõyor. Belgelerde yer alan ifadele- re göre Eren, “ibret olsun” diye asõldõ ve “devlet bu idam kararıyla intikam duy- gularını yansıtıyor.” İdam edildiğinde henüz 17 yaşõndaydõ Erdal Eren. 18 yaşõndan küçük olmasõna kar- şõn idam edilmek istenmesine başta kendi- si olmak üzere, avukatlarõ karşõ çõkmõştõ. Ol- madõ. İdam sehpasõna gitmeden birkaç gün önce, “kendisini ibret olsun diye asacak- larını ve ölümden korkmadığını” söyle- mişti. Ama sonuç Milli Güvenlik Konse- yi’nce kesindi; Eren, bir eylem sõrasõnda as- keri inzibat eri Zekeriya Önge’yi öldürm- üştü ve cezasõ da ancak “ölüm” olabilirdi. Dönemin belgeleri müzede Şimdi, Devrimci 78’liler Federasyonu ta- rafõndan, 12 Eylül’de yaşanan acõlarõ yurt- taşlara bir kez daha anlatmak amacõyla Çan- kaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merke- zi’nde sergilenen dönemin belgeleri de Mil- li Güvenlik Konseyi’nin kararõnõ “yalanlar” nitelikte. Belgeler “dönemin adaletini” gözler önüne sermesi bakõmõndan da önem- li. Örneğin müzede sergilenen ve altõnda Er- dal Eren’in vekilleri, avukatlar İsmail Hak- kı Çakmak ve Nihat Toktay’õn imzasõ bulunan, Milli Güvenlik Konseyi Başkanlõ- ğõ’na sunulan itiraz dilekçesinde, “idam ka- rarı”nõn yanlõşlõğõ şu sözlerle anlatõlõyor: “Erdal Eren ölüm cezasına çarptırıldı. Bu karar sanık ve vekillerince ayrı ayrı tem- yiz edilmesi üzerine, kararı temyizen in- celeyen Askeri Yargıtay 3. Dairesi 15.07.1980 gün ve 1980/258 sayılı kararında özetle: Otopsinin yaşa ve usule aykırı ola- rak yapıldığı ve verilen kararın olumsuz yönde etki ettiği, otopsi raporundaki açık çelişkiler karşısında bir karara varmaya yasal olanak bulunmadığı; maktulün (Ze- keriya Önge) vücudundan çıkan mermi çe- kirdeğinin, sanığın tabancasından çıkıp çık- madığının açıklığa kavuşturulmadığı ve sa- nığın atışı ile ölüp ölmediği konusunda kuv- vetli kuşkular bulunduğu, kuşkulu ve du- raksamaya yol açan bir ekspertiz raporu- nun hükme dayanak yapılamayacağı; ölü- me yol açan atışın yakın atış mı; uzak atış mı olduğu konusunda gerekli araştırmanın yapılmadığı; hal böyle olunca sonuca git- meye yasal gerekçeleriyle hüküm mahke- mesinin kararını bozmuştur.” “12 Eylül Utanç Müzesi”, 15 Eylül’e de- ğin görülebilecek. CMYB C M Y B Uslu’dan ‘konsomatris’ savunması - TÜ- SİAD Başkanõ Ümit Boyner’i eleştirirken ‘konso- matris’ benzetmesi yapan Hak-İş Başkanõ Salim Uslu, yaptõğõ benzetmenin küfür gibi değerlendiril- mesini hayretle karşõladõğõnõ söyledi. Uslu, “Kul- landõğõm sözcükle herhangi bireyi ya da kurumu taciz etme niyetim asla yoktur. Sayõn Boyner’in üzülmüş olmasõna ben de üzüldüm” dedi. Bir astsubay daha intihar etti - Bornova’da bir astsubayõn intihar etmesinin ardõndan dün de Gaziemir’de bir astsubay intihar etti. Ulaştõrma Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlõğõ’nda görev yapan astsubay Erkan Özdemir’in, eşiyle tartõştõk- tan sonra başõna ateş ederek intihar ettiği öğrenildi. Akdamar’daki haç tartışması - Ermeni Par- tikhanesi ve diyaspora Ermenileri 1 gün için ibade- te açõlacak Akdamar Kilisesi’ne haç takõlmadõğõ gerekçesiyle ayini protesto ederken, Türkiye Erme- nileri Patrikliği ayine katõlacağõnõ açõkladõ. Kültür Bakanõ Ertuğrul Günay ise “Haç 200 kilo. Yapõyõ çökertmeden yerleştirilmesi için çalõşma yapõlõyor. Bizim bir engellememiz yok” diye konuştu. Uzan ve Yıldırım’ın raporları - Milli Savunma Bakanõ Vecdi Gönül, askerlik yapmamak için alõnan 40 bin çürük raporundan şüpheli bulunan 5 bininin incelendiğini açõkladõ. Gönül, bu kişiler arasõnda Fenerbahçe Başkanõ Aziz Yõldõrõm, Cem Uzan gibi pek çok ünlü ismin bulunduğunu söyledi. Gencebay oy kullanamadı - Bayram tatili için KKTC’ye giden Orhan Gencebay, ikametgâhõ Tür- kiye’de olduğundan referandum için Atatürk Ha- valimanõ’nda oy kullanamadõ. Gencebay, 12 Ey- lül’de oy kullanmak için döneceklerini söyledi. ‘Hayır’ afişleri kesildi - Başbakan’õn Üskü- dar’da geçiş güzergâhõnda Karacaahmet Mezarlõğõ yakõnlarõnda asõlõ “hayır” afişleri kesildi. Yurttaş- lar afişlerin AKP’li Üsküdar Belediyesi’nin taşe- ron şirketi işçileri tarafõndan kesilip, belediyenin çöp toplama merkezine atõldõğõnõ iddia etti. KISA... KISA... KISA...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle