Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
29 TEMMUZ 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Daldan Dala
Türkiye’de her şeyin değişmekte olduğu kanısı
yaygınlaşıyor. Ancak değişimin kimi alanlarda
geriye gidişi hızlandırdığı da gözden kaçmıyor.
Bana sorarsanız, önemli ama pek de söz
edilmeyen bir değişim söz konusu.
Eskiden dinciler hoşlanmadıkları yöneticileri (ki
şeyhülislam ile kızlar ağası dışında hemen hepsi
asker ve sivil paşaydı) yerlerinden etmek için
“şeriat isteriz” diye yollara, meydanlara
dökülürlerdi.
Ama günümüzde “şeriat isteriz” demek, özellikle
de kimi siyasi örgütler için tehlikeli bir girişime
dönüştü. Bu dönüşümde Anayasa Mahkemesi’nin
kimilerini kızdıran kararları da etkili oldu.
Bu nedenle de artık benzer girişimler “demokrasi
isteriz” şablonuna uygun biçimde yürütülüyor.
12 Eylül’de 12 Eylül Anayasası’nı değiştirip 12
Eylülcü paşalara yargı yolunun açılacağını
söyleyerek “evet” derlemenin kolaycılığından
yararlanacaklarını sananların yanılgılarını bir kez
daha anımsatmak gerekiyor.
Geçici 15’inci maddenin kaldırılmasıyla 12 Eylül
paşalarının dokunulmazlıklarının kaldırılacağı savı,
Türkiye’de yasaları yalap şap yapma geleneğinin
sürdüğünü de kanıtlıyor.
Çünkü anayasada iki madde daha var.
Geçici 1’inci maddede, anayasa
halkoylamasında kabul edilince Orgeneral Evren’in
18 Eylül 1980’de devlet başkanı olarak ettiği
yeminin geçerli olacağını ve 7 yıl cumhurbaşkanlığı
yapacağını yazıyor.
Cumhurbaşkanlarının görev öncesi varsayılan
suçlarla suçlanması durumunda
yargılanamayacağı konusunda ise Yargıtay’ın kapı
gibi bir kararı var.
Geçici 2’nci madde ise halkoylaması “evet”
çıkarsa Milli Güvenlik Konseyi üyesi paşaların
Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesi olacaklarını ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin haiz
oldukları özlük hakları ile dokunulmazlığına sahip
bulunacaklarını vurguluyor.
Bir kez daha yineleyelim. Kazın ayağı hiç de
denildiği gibi görünmüyor.
Ayrıca şu sorular da bana göre yanıt bekliyor.
AKP tabanı, din dersini zorunlu hale getiren 12
Eylül paşalarına kızıyor olabilir mi?
Demokrat Parti geleneğini sürdüren partilerin
tabanları 1961 Anayasası’ndaki DP’yi suçlayan
metni kaldırıp, 27 Mayısları bayram olmaktan
çıkaran 12 Eylül paşalarına nasıl bakmaktadır?
Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerinin dindar ile
dinciyi ayırt etmek için önemli bir mihenk taşı
olduğuna inanırım.
Şapka Devrimi’ne, dolayısıyla da Atatürk’e tavır
koyduğu gerekçesiyle başlangıçta acemi dincilerin
yücelttiği Mehmet Akif, özellikle dörtlükleri bulunup
okundukça gözden düşer. Dindarların baştacı
olmayı ise sürdürür.
Çünkü ulu hakan Abdülhamid’e karşıdır.
Şeriatın özel çıkarlar için kullanılmasına karşıdır...
31 Mart Gericilik Ayaklanması’na karşıdır. Kuran’ın
Türkçeye çevrilmesinden yanadır. Hatta biraz da
askercidir.
İnanmayanlar için dörtlüklerinden birini
anımsatmak istiyorum.
Gölgesinden bile korkup bağıran bir ödlek
Otuz üç yıl bizi korkuttu “şeriat” diyerek
Vahdet-i muhlisiniz elde aca çıktı heriyf
Bir alay zabiti kestirdi sebep “şer’i şerif”
Yazıyı Atatürk’ün bir sözüyle noktalayalım.
“Siyaset sahasında karşılıklı faaliyetin verimli
gelişmeleri, ancak vatandaşlar arasında düşmanlık
olmasına yer verilmemesiyle temin olunabilir.”
Bir süre izninizi diliyorum.
oerinc@cumhuriyet.com.tr
Balyoz darbe planõ iddialarõnõn görüşüldüğü Mart 2003’te başka görevlerdeymişler
5 general: Seminerde yoktuk
BARKIN ŞIK
ANKARA - Bu sene terfi sõrasõ
gelen 13 general Balyoz darbe
planõ iddianamesinde sanõk ola-
rak yer aldõ. 13 sanõktan ikisi da-
ha önce tutuklanarak tahliye edil-
dikleri için terfi şanslarõnõ yitir-
di. Geriye kalan 11 isimden
9’unun durumu ise 10. Ağõr Ce-
za Mahkemesi’nin geçen cuma
günü verdiği yakalama kararõna
yapõlan itirazlara ne yanõt veri-
leceği ile ilintili. İddianamede sa-
nõk olarak yer alan iki isme ise ya-
kalama kararõ çõkmadõ. Bu isim-
lerin durumunun şûrada görü-
şülmesi için hiçbir engel yok. Bu
isimler, 4. Mekanize Piyade Tu-
gay Komutanõ Tuğgeneral Ka-
sım Erdem ile Akdeniz Bölge
Garnizon Komutanõ Tuğamiral
Mustafa Karasabun. İddiana-
medeki ifadelere göre, şûraya gi-
recek general ve amirallerden 5
tanesi, Balyoz darbe planõnõn gö-
rüşüldüğü öne sürelen Mart
2003 tarihinde başka birliklerde
görevliymiş ve seminere hiç
katõlmamõş.
52. Taktik Zõrhlõ Tugay Ko-
mutanõ Tümgeneral Abdullah
Dalay ile Ulaştõrma Okul Ko-
mutanõ Tümgeneral İhsan Bala-
banlı, soruşturma kapsamõnda
tutuklanõp tahliye edildikleri için
terfi şanslarõnõ yitirdi.
6. Kolordu Komutanõ Korge-
neral Nejat Bek, Kuzey Deniz Sa-
ha Komutanõ Koramiral Meh-
met Otuzbiroğlu, 3. Taktik Pi-
yade Tümen Komutanõ Tümge-
neral Gürbüz Kaya, Jandarma
Komando Okulu ve Eğitim Mer-
kez Komutanõ Tümgeneral Halil
Helvacıoğlu, Kara Harp Akade-
misi Komutanõ Tümgeneral Ah-
met Yavuz, Kara Kuvvetleri De-
netleme ve Değerlendirme Baş-
kanvekili Tümgeneral Salim Er-
kal Bektaş, Kastamonu Jandarma
Bölge Komutanõ Tuğgeneral Ali
Aydın, Kocaeli Denizaltõ Filosu
Komutanõ Tuğamiral Ahmet
Türkmen ve Kocaeli Hücumbot
Filo Komutanõ Tuğamiral Ab-
dullah Gavremoğlu’nun durumu
ise 10. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin
verdiği yakalama kararõna yapõlan
itiraza ne yanõt verileceğiyle ilin-
tili. İtirazlar reddedilirse bu isim-
lerin terfisinin şurada görüşül-
mesi mümkün olmayacak.
Tuğgeneral Erdem ve Tuğ-
amiral Karasabun hakkõnda ya-
kalama kararõ olmadõğõ için bu
isimlerin terfisi şûrada ele alõna-
bilecek. İddianamede ortaya çõkan
bir diğer önemli ayrõntõ ise terfi sõ-
rasõnda bulunan ancak iddianame
nedeniyle şûradaki durumlarõ teh-
likeye giren 5 ismin, Balyoz dar-
be planõnõn görüşüldüğü savunu-
lan Mart 2003 tarihinde başka gö-
revlerde bulunmasõ ve seminere
hiç katõlmamasõ. Terfi sõrasõnda
bulunan isimlerin iddianamedeki
ifadeleri şöyle:
‘Görev verilmedi’
Koramiral Mehmet Otuzbi-
roğlu: “Bana sormuş olduğunuz
05-07 Mart 2003 tarihinde ben
tümamiral rütbesi ile Çanak-
kale Boğaz Komutanı olarak
görev yapıyordum. Anılan ta-
rihteki seminere ben katılma-
dım. Bu seminer öncesi veya
sonrasında yine bana sormuş ol-
duğunuz Balyoz Güvenlik Ha-
rekât Planı ile ilgili bana her-
hangi bir görev verilmedi ve
tevdi edilmedi. Ben bu Balyoz
Güvenlik Harekât Planı’nı ge-
çen aylarda basında yer alma-
sı nedeniyle ilk defa o zaman is-
mini duydum.”
‘Bilgi sahibi değilim’
Tümgeneral Halil Helvacõoğlu:
“2001-2003 yılları arasında Jan-
darma Genel Komutanlığı İs-
tihbarat Başkanlığı görevini
yaptığını, 05-07 Mart 2003 ta-
rihide 1. Ordu Komutanlığı’nda
düzenlenen plan seminerine
katılmadığını, Balyoz Güvenlik
Harekât Planı hakkında bilgi
sahibi olmadığını, bu itibarla bu
plan kapsamında yapıldığı be-
lirtilen çalışmalar hakkında da
bilgi sahibi olmadığını, belirti-
len dönem itibarıyla Jandarma
Genel Komutanlığı İstihbarat
Başkanı olması nedeniyle şayet
belirtilen çalışmaları yapmış
olsaydı Jandarma Genel Ko-
mutanlığı’nın sorumluluk sa-
hası tüm ülkeyi kapsadığından
hazırlanan belgelerin de daha
kapsamlı olması gerektiğini,
atılı suçlamayla bir ilgisinin
bulunmadığını...”
‘Basında adını duydum’
Tutuksuz yargõlanacak olan
Tuğgeneral Kasõm Erdem: “1.
Ordu komutanlığı tarafından 5-
7 Mart tarihlerinde yapılan
plan seminerine katılmakla gö-
revliydim. Seminere katıldım,
ancak seminerde kolordu ko-
mutanımın takdiminde meşru
müdafaa konusu geçince plan-
da olmamasına rağmen bu ko-
nuda bana görev verildi, ben de
BALYOZ DAVASI
AKP’Lİ KASTAL ASKERE YÜKLENDİ
‘Buşehitlerinnasıl
geldiğiniherkesbiliyor’
OSMANİYE (Cumhuriyet) - AKP Osmaniye
Milletvekili Durdu Mehmet Kastal, referan-
dum öncesi meydana gelen terör olaylarõndan
AKP’nin sorumlu tutulamayacağõnõ savunarak,
“Jandarma tugayını ben mi koruyacağım?
Bu şehitlerin nasıl geldiğini herkes biliyor.
Biz eğer çobanla teröristi ayırt edemiyorsak,
bir Deniz Kuvvetleri’ni, bir hafta önceki is-
tihbarata rağmen 4 tane çakal basıyorsa, bu-
nun hesabını birilerinin vermesi lazım” dedi.
Partisinin Osmaniye il ve merkez ilçe baş-
kanlarõ ile birlikte Osmaniye Gazeteciler Ce-
miyeti’ni ziyaret eden Durdu Mehmet Kastal,
gazetecilerin gündemle ilgili sorularõnõ yanõtla-
dõ. Anayasa değişikliği referandumu sürecinde
yaşanan terör olaylarõna da değinen Kastal, bu
olaylardan partilerinin sorumlu tutulamayaca-
ğõnõ ifade ederek, askeri sert sözlerle eleştirdi.
‘Tugayı ben mi koruyacağım?’
Kastal, şunlarõ söyledi: “Terör olayları di-
yorlar, kimse kusura bakmasın, gidip jan-
darma tugayını, milletvekili olarak ben mi
koruyacağım? Jandarma tugayını ben koru-
yacaksam askerin ne işi var? Eğer bizim hü-
kümetimiz bir şey istediler de veremediyse,
o zaman basına çıkar açıklarlar. Biz de çı-
kar halktan özür dileriz. Bu şehitlerin nasıl
geldiğini herkes biliyor. Biz eğer çobanla te-
röristi ayırt edemiyorsak, bir Deniz Kuvvet-
leri’ni, bir hafta önceki istihbarata rağmen
4 tane çakal basıyorsa, bunun hesabını biri-
lerinin vermesi lazım. Ama her yerde sıkın-
tılar var. Biz diyoruz ki 12 Eylül bunun için
bu kadar önemlidir. Biz bu anayasa ile öz-
gürlük adımlarının atılmasına sadece öncü-
lük ettik. Millet baki, hükümetler geçicidir.”
Reddi hâkim
talepleri
reddedildi
İstanbul Haber Servisi - Balyoz planõ davasõ
kapsamõnda haklarõnda yakalama emri çõkartõlan
bazõ sanõklarõn avukatlarõnõn yaptõklarõ reddi hâ-
kim talebini kabul etmeyen İstanbul 11. Ağõr Ce-
za Mahkemesi, gerekçesinde, “İstanbul 10.
Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin bir kısım sa-
nıklar hakkında yakalama müzekkeresi çı-
karmasının, hâkimler yönünden ihsas-ı rey
anlamına gelemeyeceği” ifadesine yer verdi.
Davanõn bir numaralõ sanõğõ emekli Orgeneral
Çetin Doğan’õn da aralarõnda olduğu 85 sanõğõn
yakalamayõ durdurma talepleri, İstanbul 10. Ağõr
Ceza Mahkemesi tarafõndan reddedildi. “Yaka-
lamayı durdurma” talepleri bir üst mahkeme
olan 11. Ağõr Ceza Mahkemesi tarafõndan değer-
lendirilecek. Haklarõnda “yakalama kararı” çõ-
kartõlan muvazzaf askerlerin ise yakalama karar-
larõna karşõ itiraz dilekçelerinin değerlendirilme-
sinin ardõndan teslim olacağõ öne sürülüyor.
İstanbul 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce, reddi
hâkim taleplerinin reddine ilişkin verilen karar-
da, haklarõnda yakalama emri çõkarõlan 102 sa-
nõktan 30’unun avukatlarõ aracõlõğõyla yaptõklarõ
başvuruda, İstanbul 10. Ağõr Ceza Mahkeme-
si’nin üye hâkimleri Davut Bedir, Ali Efendi
Peksak ve Murat Üründü’nün, ihsas-õ rey teş-
kil edecek şekilde önceden görüşlerini açõkladõk-
larõnõn belirtildiği kaydedildi.
İhsas-ı rey anlamına gelmiyor
Hâkimlerin, bir kõsõm sanõk vekillerinin dilek-
çelerinde belirtilen hususlarõn, ihsas-õ rey anla-
mõnõ taşõmadõğõ ve bu nedenle hâkimin reddi ta-
lebinin reddine karar verilmesi gerektiği düşün-
cesinde görüş bildirdikleri ifade edilen kararda,
savcõnõn görüşünde de ret sebeplerinin herhangi
birinin bulunmadõğõndan, bu yöndeki taleplerin
kabul edilmemesini talep ettiği belirtildi.
Kararda Ceza Muhakemesi Kanunu’nun
(CMK) 23. maddesinde, “hâkimin yargılamaya
katılamayacağı hallerin tek tek belirtildiği, yi-
ne 163. maddenin de soruşturmanın cumhuri-
yet savcısı yerine sulh ceza hâkimi tarafından
yapılması halinde, bu hâkimin kovuşturmada
görev alamayacağı” şeklinde düzenlendiği dile
getirildi. Kararda, uygulamada da nöbete katõlan
hâkimlerin dava kendilerine geldiklerinde duruş-
maya girmeye devam ettikleri ve bu yönde Yargõ-
tay tarafõndan aksi bir karar verilmediği anlatõldõ.
Bu nedenle tutuklamayõ yapan hâkimin duruşma-
ya katõlmasõna ve tensip yapmasõna engel bir du-
rum bulunmadõğõ vurgulanan kararda, heyetin bir
kõsõm sanõklar hakkõnda yakalama müzekkeresi
çõkarmasõnõn, söz konusu hâkimler yönünden ih-
sas-õ rey anlamõna gelmeyeceği kaydedildi.
Kararda, üç hâkim hakkõndaki “hâkimin red-
di taleplerinin”, bu taleplere bakacak mahke-
menin belirlenmesini düzenleyen CMK’nin 27.
maddesi gereğince oybirliğiyle reddine hükme-
dildiği belirtildi. Kararõn sonunda, ret istemi üze-
rine verilecek kararlar ve başvurulacak kanun
yollarõnõ düzenleyen CMK’nin 28. maddesi ge-
reğince de itiraz edilebileceği yer aldõ.
İstanbul 10. Ağõr Ceza Mahkemesi ise verdi-
ği yakalama kararõnda bir isabetsizlik bulunma-
dõğõ gerekçesiyle bu talebin reddine karar verdi.
Mahkeme heyeti, 5 sanõğõn avukatõnõn tutukla-
ma kararõna yaptõğõ itiraza ilişkin ise mahkeme-
lerince verilen bir tutuklama kararõ bulunmadõ-
ğõnõ ve bu nedenle verilmeyen ya da infazõ ol-
mayan bir karara itiraz edilmesinin fiilen im-
kânsõz olmasõ nedeniyle bu konuda karar veril-
mesine yer olmadõğõnõ karar bağladõ.
Doğan’ın avukatından itiraz
Bu arada, eski 1. Ordu Komutanõ emekli Orge-
neral Çetin Doğan’õn avukatõ Hüseyin Ersöz,
yaptõğõ yazõlõ açõklamada, şubat ve mart aylarõn-
da hakkõnda pek çok haber çõkan, müvekkilinin
tutuklama kararõna imza atan hâkim Peksak’õn,
kamuoyunda tarafsõz ve bağõmsõz hareket etme-
diği yönünde algõlamaya yol açtõğõnõ kaydetti.
Ersöz, İstanbul 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin
bu konudaki taleplerine, hiç değinmeksizin sade-
ce CMK’nin ilgili yasalarõna göre bir değerlendir-
meyle karar verdiğini, bu kararõn eksik olduğunu
kaydetti. Ersöz, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahke-
mesi’nin kararı hukuka aykırıdır. Bu sebepten
reddi hâkim taleplerinin reddi hususundaki
karara İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde
itiraz edeceğiz.” ifadelerini kullandõ.
Doğan’õn, bugün yapõlacak tahlillerin ardõn-
dan anjiyo olup olmayacağõna karar verilecek.
Orgeneral Çetin Doğan’õn da aralarõnda
olduğu 85 sanõğõn yakalamayõ durdurma
talepleri, İstanbul 10. Ağõr Ceza
Mahkemesi tarafõndan reddedildi.
Mahkeme heyeti, dosyayõ incelemesi için
bir üst mahkeme olan İstanbul 11. Ağõr
Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.
Bakan Atalay: Görev
merkez komutanlığının
BURSA/ANKARA (Cum-
huriyet) - Hatay’õn Dörtyol il-
çesinde şehit olan 4 polis için
Adana’da düzenlenen törende
Balyoz davasõ kapsamõnda hak-
kõnda yakalama emri bulunan 6.
Kolordu Komutanõ Korgeneral
Nejat Bek ile yan yana gelen
İçişleri Bakanõ Beşir Atalay,
“Yakalama kararı verilen
muvazzaflarla ilgili görev
merkez komutanlığınındır”
açõklamasõnõ yaptõ. Adalet Ba-
kanõ Sadullah Ergin ise Ata-
lay’õn Korgeneral Bek ile el sõ-
kõşmasõnõn “o törenin atmos-
feri” içinde değerlendirilmesi
gerektiğini savundu.
Bursa’nõn İnegöl ilçesini zi-
yaret eden İçişleri Bakanõ Ata-
lay, gazetecilerin sorularõnõ
yanõtladõ. Balyoz davasõ kap-
samõnda hakkõnda yakalama
emri bulunan 6. Kolordu Ko-
mutanõ Korgeneral Nejat Bek
ile önceki gün şehit olan 4 po-
lis için Adana’da düzenlenen
törende yan yana geldiklerinin
anõmsatõlmasõ üzerine Atalay
şunlarõ söyledi:
“Söylediğiniz olay tama-
men bir hukuk olayıdır. Yar-
gının bir kararı vardır. Bal-
yoz’da bir sivil grup vardır,
bir de muvazzaf grup vardır.
Sivil grupla ilgili İstanbul
Emniyeti’nden talepte bulu-
nulmuştur. Adli kolluk duru-
muna düşer. Muvazzaflarla il-
gili durum ise merkez komu-
tanlığının görevidir. Dolayı-
sıyla İçişleri Bakanı yakalama
kararı olan bir kişiyle yan
yana, neden yakalamıyor şek-
linde verilmek isteniyor. Ya-
kalama kararı verilen mu-
vazzaflarla ilgili görev merkez
komutanlığınındır. Bir yanda
yargı var bir yandan da şûra
var. Her ikisi için de bir şey
söylemek istemiyorum.”
Ankara’da 8. ve 9. dönem 348
adli yargõ hâkim ve savcõ ada-
yõnõn ad çekme töreni Türkiye
Noterler Birliği’nde yapõldõ.
Bakan Ergin, törenin ardõndan
çõkõşta gazetecilerin gündeme
ilişkin sorularõnõ yanõtladõ. Bir
gazetecinin, “Sayın Genel-
kurmay Başkanı, Başbakan
ile görüştü. Sizin de acil kodu
alarak Ankara’ya gelerek top-
lantıya katıldığınız belirtildi.
Bizim bilmediğimiz bazı şey-
ler mi oluyor?” sorusu üzerine
Ergin, Genelkurmay Başka-
nõ’nõn Başbakan’a karşõ so-
rumlu bir güvenlik bürokratõ
olduğunu belirterek, görüşmede
herhangi bir olağanüstü durum
olmadõğõnõ, Adalet Bakanõ’nõn
da kabinenin bir üyesi olarak
Başbakan’la 24 saatin her saa-
tinde görüşebileceğini söyledi.
Ergin, bu görüşmelerde ka-
muoyuna açõklanabilecek ko-
nularõn paylaşõlabileceğini, an-
cak “zaman zaman kendile-
rinde kalması gereken şeyler
varsa, onların da kendilerin-
de kalacağını” bildirdi.
bunu hazırlamak amacıyla plan
seminerinin birinci günü saat
11.00’den sonraki görüşmelere
katılmadım, seminerin son gü-
nü kapanış gününde saat
11.00’de meşru müdafaa ile il-
gili bir konuşmam oldu. Benim
konuşmamdan sonra seminerin
kapanış konuşması yapıldı, böy-
lece seminer sona erdi. Ben
Balyoz Güvenlik Harekât Pla-
nı adlı bir plandan basında çı-
kınca haberdar oldum. İfade-
miz alınmak üzere çağrılsaydık
daha uygun olurdu.”
‘Balıkesir’de görevliydim’
Tuğgeneral Ali Aydõn: “2001-
2003 yılları arasında Balıkesir
İl Jandarma Komutanı ola-
rak çalıştığını, 05-07 Mart 2003
tarihinde 1. Ordu Komutanlı-
ğı’nda düzenlenen plan semi-
nerine katılmadığını, görevi
gereği milli iradeye saygılı ol-
duğunu, Balyoz Güvenlik Ha-
rekât Planı’nın içeriği hak-
kında bilgi sahibi olmadığını,
Balyoz Güvenlik Harekât Pla-
nı kapsamında kendisine bir
görev verilmediğini, plan da-
hilinde listeleme, fişleme çalış-
ması yapmadığını ve yaptır-
madığını, atılı suçla bir ilgisi-
nin bulunmadığını...”
Karasabun Gölcük’teymiş
Yine tutuksuz yargõlanacak olan
Mustafa Karasabun: “05-07 Mart
2003 tarihinde 1. Ordu Komu-
tanlığı’nda düzenlenen plan se-
minerine katılmadığını, o tarih
itibarıyla Gölcük’te denizaltı
komodorluğu görevinde bu-
lunduğunu, Balyoz, Suga, Oraj
isimli eylem planlarını Sakal,
Çarşaf ismiyle anılan planları
basından duyduğunu, içerikle-
rinden haberdar olmadığını,
bu planlar kapsamında her-
hangi bir görev almadığını, id-
dia olunan çalışmaların hiçbir
aşamasında bulunmadığını, suç
delili olarak kendisine okunan
belgelerin kim tarafından ne
amaçla hazırlandığını bilmedi-
ğini, atılı suçla bir ilgisinin bu-
lunmadığını...”
‘Seminere katılmadım’
Tuğamiral Abdullah Gavre-
moğlu: “Ben 2003 yılında Deniz
Kurmay Albay rütbesi ile Bey-
koz’da kurulu bulunan hü-
cumbot filosuna bağlı 1. Hü-
cümbot Filotillası Komodo-
ru’ydum. Benim 2003 yılında
görevli olduğum Hücumbot Fi-
lotillası Komodoru 1. Ordu’ya
bağlı değildir. Deniz Kuvvetle-
ri Komutanlığı’na bağlıdır. 1.
Ordu Komutanlığı tarafından
4-6 Mart 2003 tarihinde dü-
zenlenen seminere katılmadı-
ğım gibi bu seminer hakkında
hiçbir bilgim de yoktur. Balyoz,
Suga gibi planlarla ilgim ve bil-
gim olmadığını yukarıda da
söyledim. Zaten o tarihte bu
tür planlardan bilgim olsaydı
ben bunu üstlerime bildirir-
dim. Aslında bu tür suçla-
mayla ilgili soruşturma konu-
su edilmem bile benim mağ-
duriyetime neden olmuştur.”
Adalet Bakanı Ergin
Şehit olan 4 polis için
Adana’da düzenlenen
törende Balyoz davası
kapsamında hakkında
yakalama emri bulunan 6.
Kolordu Komutanı
Korgeneral Nejat Bek ile
yan yana gelen İçişleri
Bakanı Beşir Atalay,
“Yakalama kararı verilen
muvazzaflarla ilgili görev
merkez komutanlığınındır”
açıklamasını yaptı.
ERGİN: O ZAMAN CHP DE AKP’YE YARDIMCI OLMUŞTUR
Ergin, CHP lideri Kõlõçdaroğlu’nun, dönemin Genelkur-
may Başkanõ Yaşar Büyükanıt ile Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan arasõnda bir anlaşma olduğu yönündeki id-
diasõnõn anõmsatõlmasõ üzerine şöyle konuştu:
“O zaman CHP de AK Parti’nin iktidara taşınması için
yardımcı olmuştur. Hatırlarsanız o muhtıranın yayım-
lanmasından sonra CHP sözcüleri muhtıranın içerisin-
deki bilgileri teyit ettiklerini, katıldıklarını ifade ettiler.
Muhtıraya karşı bir tavır almak yerine, onunla beraber
hareket ettiler. Sayın Kılıçdaroğlu’nun önermesi doğru
ise o zaman AK Parti’nin iktidara gelmesi için CHP de
gayret sarf etmiştir o durumda, o mantıkla gidersek.”
Bir gazetecenin, “Sayın İçişleri Bakanı konuşma ya-
parken orada elini sıktığı komutan, hakkında tutukla-
ma kararı çıkan komutanlardan biriydi. Siz Adalet Ba-
kanı olarak böyle bir fotoğrafı nasıl karşıladınız” soru-
su üzerine de Ergin, “O törenin atmosferini bir değer-
lendirin, ona göre bunu sorun” demekle yetindi.