23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 29 TEMMUZ 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Daldan Dala Türkiye’de her şeyin değişmekte olduğu kanısı yaygınlaşıyor. Ancak değişimin kimi alanlarda geriye gidişi hızlandırdığı da gözden kaçmıyor. Bana sorarsanız, önemli ama pek de söz edilmeyen bir değişim söz konusu. Eskiden dinciler hoşlanmadıkları yöneticileri (ki şeyhülislam ile kızlar ağası dışında hemen hepsi asker ve sivil paşaydı) yerlerinden etmek için “şeriat isteriz” diye yollara, meydanlara dökülürlerdi. Ama günümüzde “şeriat isteriz” demek, özellikle de kimi siyasi örgütler için tehlikeli bir girişime dönüştü. Bu dönüşümde Anayasa Mahkemesi’nin kimilerini kızdıran kararları da etkili oldu. Bu nedenle de artık benzer girişimler “demokrasi isteriz” şablonuna uygun biçimde yürütülüyor. 12 Eylül’de 12 Eylül Anayasası’nı değiştirip 12 Eylülcü paşalara yargı yolunun açılacağını söyleyerek “evet” derlemenin kolaycılığından yararlanacaklarını sananların yanılgılarını bir kez daha anımsatmak gerekiyor. Geçici 15’inci maddenin kaldırılmasıyla 12 Eylül paşalarının dokunulmazlıklarının kaldırılacağı savı, Türkiye’de yasaları yalap şap yapma geleneğinin sürdüğünü de kanıtlıyor. Çünkü anayasada iki madde daha var. Geçici 1’inci maddede, anayasa halkoylamasında kabul edilince Orgeneral Evren’in 18 Eylül 1980’de devlet başkanı olarak ettiği yeminin geçerli olacağını ve 7 yıl cumhurbaşkanlığı yapacağını yazıyor. Cumhurbaşkanlarının görev öncesi varsayılan suçlarla suçlanması durumunda yargılanamayacağı konusunda ise Yargıtay’ın kapı gibi bir kararı var. Geçici 2’nci madde ise halkoylaması “evet” çıkarsa Milli Güvenlik Konseyi üyesi paşaların Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesi olacaklarını ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin haiz oldukları özlük hakları ile dokunulmazlığına sahip bulunacaklarını vurguluyor. Bir kez daha yineleyelim. Kazın ayağı hiç de denildiği gibi görünmüyor. Ayrıca şu sorular da bana göre yanıt bekliyor. AKP tabanı, din dersini zorunlu hale getiren 12 Eylül paşalarına kızıyor olabilir mi? Demokrat Parti geleneğini sürdüren partilerin tabanları 1961 Anayasası’ndaki DP’yi suçlayan metni kaldırıp, 27 Mayısları bayram olmaktan çıkaran 12 Eylül paşalarına nasıl bakmaktadır? Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerinin dindar ile dinciyi ayırt etmek için önemli bir mihenk taşı olduğuna inanırım. Şapka Devrimi’ne, dolayısıyla da Atatürk’e tavır koyduğu gerekçesiyle başlangıçta acemi dincilerin yücelttiği Mehmet Akif, özellikle dörtlükleri bulunup okundukça gözden düşer. Dindarların baştacı olmayı ise sürdürür. Çünkü ulu hakan Abdülhamid’e karşıdır. Şeriatın özel çıkarlar için kullanılmasına karşıdır... 31 Mart Gericilik Ayaklanması’na karşıdır. Kuran’ın Türkçeye çevrilmesinden yanadır. Hatta biraz da askercidir. İnanmayanlar için dörtlüklerinden birini anımsatmak istiyorum. Gölgesinden bile korkup bağıran bir ödlek Otuz üç yıl bizi korkuttu “şeriat” diyerek Vahdet-i muhlisiniz elde aca çıktı heriyf Bir alay zabiti kestirdi sebep “şer’i şerif” Yazıyı Atatürk’ün bir sözüyle noktalayalım. “Siyaset sahasında karşılıklı faaliyetin verimli gelişmeleri, ancak vatandaşlar arasında düşmanlık olmasına yer verilmemesiyle temin olunabilir.” Bir süre izninizi diliyorum. oerinc@cumhuriyet.com.tr Balyoz darbe planõ iddialarõnõn görüşüldüğü Mart 2003’te başka görevlerdeymişler 5 general: Seminerde yoktuk BARKIN ŞIK ANKARA - Bu sene terfi sõrasõ gelen 13 general Balyoz darbe planõ iddianamesinde sanõk ola- rak yer aldõ. 13 sanõktan ikisi da- ha önce tutuklanarak tahliye edil- dikleri için terfi şanslarõnõ yitir- di. Geriye kalan 11 isimden 9’unun durumu ise 10. Ağõr Ce- za Mahkemesi’nin geçen cuma günü verdiği yakalama kararõna yapõlan itirazlara ne yanõt veri- leceği ile ilintili. İddianamede sa- nõk olarak yer alan iki isme ise ya- kalama kararõ çõkmadõ. Bu isim- lerin durumunun şûrada görü- şülmesi için hiçbir engel yok. Bu isimler, 4. Mekanize Piyade Tu- gay Komutanõ Tuğgeneral Ka- sım Erdem ile Akdeniz Bölge Garnizon Komutanõ Tuğamiral Mustafa Karasabun. İddiana- medeki ifadelere göre, şûraya gi- recek general ve amirallerden 5 tanesi, Balyoz darbe planõnõn gö- rüşüldüğü öne sürelen Mart 2003 tarihinde başka birliklerde görevliymiş ve seminere hiç katõlmamõş. 52. Taktik Zõrhlõ Tugay Ko- mutanõ Tümgeneral Abdullah Dalay ile Ulaştõrma Okul Ko- mutanõ Tümgeneral İhsan Bala- banlı, soruşturma kapsamõnda tutuklanõp tahliye edildikleri için terfi şanslarõnõ yitirdi. 6. Kolordu Komutanõ Korge- neral Nejat Bek, Kuzey Deniz Sa- ha Komutanõ Koramiral Meh- met Otuzbiroğlu, 3. Taktik Pi- yade Tümen Komutanõ Tümge- neral Gürbüz Kaya, Jandarma Komando Okulu ve Eğitim Mer- kez Komutanõ Tümgeneral Halil Helvacıoğlu, Kara Harp Akade- misi Komutanõ Tümgeneral Ah- met Yavuz, Kara Kuvvetleri De- netleme ve Değerlendirme Baş- kanvekili Tümgeneral Salim Er- kal Bektaş, Kastamonu Jandarma Bölge Komutanõ Tuğgeneral Ali Aydın, Kocaeli Denizaltõ Filosu Komutanõ Tuğamiral Ahmet Türkmen ve Kocaeli Hücumbot Filo Komutanõ Tuğamiral Ab- dullah Gavremoğlu’nun durumu ise 10. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin verdiği yakalama kararõna yapõlan itiraza ne yanõt verileceğiyle ilin- tili. İtirazlar reddedilirse bu isim- lerin terfisinin şurada görüşül- mesi mümkün olmayacak. Tuğgeneral Erdem ve Tuğ- amiral Karasabun hakkõnda ya- kalama kararõ olmadõğõ için bu isimlerin terfisi şûrada ele alõna- bilecek. İddianamede ortaya çõkan bir diğer önemli ayrõntõ ise terfi sõ- rasõnda bulunan ancak iddianame nedeniyle şûradaki durumlarõ teh- likeye giren 5 ismin, Balyoz dar- be planõnõn görüşüldüğü savunu- lan Mart 2003 tarihinde başka gö- revlerde bulunmasõ ve seminere hiç katõlmamasõ. Terfi sõrasõnda bulunan isimlerin iddianamedeki ifadeleri şöyle: ‘Görev verilmedi’ Koramiral Mehmet Otuzbi- roğlu: “Bana sormuş olduğunuz 05-07 Mart 2003 tarihinde ben tümamiral rütbesi ile Çanak- kale Boğaz Komutanı olarak görev yapıyordum. Anılan ta- rihteki seminere ben katılma- dım. Bu seminer öncesi veya sonrasında yine bana sormuş ol- duğunuz Balyoz Güvenlik Ha- rekât Planı ile ilgili bana her- hangi bir görev verilmedi ve tevdi edilmedi. Ben bu Balyoz Güvenlik Harekât Planı’nı ge- çen aylarda basında yer alma- sı nedeniyle ilk defa o zaman is- mini duydum.” ‘Bilgi sahibi değilim’ Tümgeneral Halil Helvacõoğlu: “2001-2003 yılları arasında Jan- darma Genel Komutanlığı İs- tihbarat Başkanlığı görevini yaptığını, 05-07 Mart 2003 ta- rihide 1. Ordu Komutanlığı’nda düzenlenen plan seminerine katılmadığını, Balyoz Güvenlik Harekât Planı hakkında bilgi sahibi olmadığını, bu itibarla bu plan kapsamında yapıldığı be- lirtilen çalışmalar hakkında da bilgi sahibi olmadığını, belirti- len dönem itibarıyla Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanı olması nedeniyle şayet belirtilen çalışmaları yapmış olsaydı Jandarma Genel Ko- mutanlığı’nın sorumluluk sa- hası tüm ülkeyi kapsadığından hazırlanan belgelerin de daha kapsamlı olması gerektiğini, atılı suçlamayla bir ilgisinin bulunmadığını...” ‘Basında adını duydum’ Tutuksuz yargõlanacak olan Tuğgeneral Kasõm Erdem: “1. Ordu komutanlığı tarafından 5- 7 Mart tarihlerinde yapılan plan seminerine katılmakla gö- revliydim. Seminere katıldım, ancak seminerde kolordu ko- mutanımın takdiminde meşru müdafaa konusu geçince plan- da olmamasına rağmen bu ko- nuda bana görev verildi, ben de BALYOZ DAVASI AKP’Lİ KASTAL ASKERE YÜKLENDİ ‘Buşehitlerinnasıl geldiğiniherkesbiliyor’ OSMANİYE (Cumhuriyet) - AKP Osmaniye Milletvekili Durdu Mehmet Kastal, referan- dum öncesi meydana gelen terör olaylarõndan AKP’nin sorumlu tutulamayacağõnõ savunarak, “Jandarma tugayını ben mi koruyacağım? Bu şehitlerin nasıl geldiğini herkes biliyor. Biz eğer çobanla teröristi ayırt edemiyorsak, bir Deniz Kuvvetleri’ni, bir hafta önceki is- tihbarata rağmen 4 tane çakal basıyorsa, bu- nun hesabını birilerinin vermesi lazım” dedi. Partisinin Osmaniye il ve merkez ilçe baş- kanlarõ ile birlikte Osmaniye Gazeteciler Ce- miyeti’ni ziyaret eden Durdu Mehmet Kastal, gazetecilerin gündemle ilgili sorularõnõ yanõtla- dõ. Anayasa değişikliği referandumu sürecinde yaşanan terör olaylarõna da değinen Kastal, bu olaylardan partilerinin sorumlu tutulamayaca- ğõnõ ifade ederek, askeri sert sözlerle eleştirdi. ‘Tugayı ben mi koruyacağım?’ Kastal, şunlarõ söyledi: “Terör olayları di- yorlar, kimse kusura bakmasın, gidip jan- darma tugayını, milletvekili olarak ben mi koruyacağım? Jandarma tugayını ben koru- yacaksam askerin ne işi var? Eğer bizim hü- kümetimiz bir şey istediler de veremediyse, o zaman basına çıkar açıklarlar. Biz de çı- kar halktan özür dileriz. Bu şehitlerin nasıl geldiğini herkes biliyor. Biz eğer çobanla te- röristi ayırt edemiyorsak, bir Deniz Kuvvet- leri’ni, bir hafta önceki istihbarata rağmen 4 tane çakal basıyorsa, bunun hesabını biri- lerinin vermesi lazım. Ama her yerde sıkın- tılar var. Biz diyoruz ki 12 Eylül bunun için bu kadar önemlidir. Biz bu anayasa ile öz- gürlük adımlarının atılmasına sadece öncü- lük ettik. Millet baki, hükümetler geçicidir.” Reddi hâkim talepleri reddedildi İstanbul Haber Servisi - Balyoz planõ davasõ kapsamõnda haklarõnda yakalama emri çõkartõlan bazõ sanõklarõn avukatlarõnõn yaptõklarõ reddi hâ- kim talebini kabul etmeyen İstanbul 11. Ağõr Ce- za Mahkemesi, gerekçesinde, “İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin bir kısım sa- nıklar hakkında yakalama müzekkeresi çı- karmasının, hâkimler yönünden ihsas-ı rey anlamına gelemeyeceği” ifadesine yer verdi. Davanõn bir numaralõ sanõğõ emekli Orgeneral Çetin Doğan’õn da aralarõnda olduğu 85 sanõğõn yakalamayõ durdurma talepleri, İstanbul 10. Ağõr Ceza Mahkemesi tarafõndan reddedildi. “Yaka- lamayı durdurma” talepleri bir üst mahkeme olan 11. Ağõr Ceza Mahkemesi tarafõndan değer- lendirilecek. Haklarõnda “yakalama kararı” çõ- kartõlan muvazzaf askerlerin ise yakalama karar- larõna karşõ itiraz dilekçelerinin değerlendirilme- sinin ardõndan teslim olacağõ öne sürülüyor. İstanbul 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce, reddi hâkim taleplerinin reddine ilişkin verilen karar- da, haklarõnda yakalama emri çõkarõlan 102 sa- nõktan 30’unun avukatlarõ aracõlõğõyla yaptõklarõ başvuruda, İstanbul 10. Ağõr Ceza Mahkeme- si’nin üye hâkimleri Davut Bedir, Ali Efendi Peksak ve Murat Üründü’nün, ihsas-õ rey teş- kil edecek şekilde önceden görüşlerini açõkladõk- larõnõn belirtildiği kaydedildi. İhsas-ı rey anlamına gelmiyor Hâkimlerin, bir kõsõm sanõk vekillerinin dilek- çelerinde belirtilen hususlarõn, ihsas-õ rey anla- mõnõ taşõmadõğõ ve bu nedenle hâkimin reddi ta- lebinin reddine karar verilmesi gerektiği düşün- cesinde görüş bildirdikleri ifade edilen kararda, savcõnõn görüşünde de ret sebeplerinin herhangi birinin bulunmadõğõndan, bu yöndeki taleplerin kabul edilmemesini talep ettiği belirtildi. Kararda Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 23. maddesinde, “hâkimin yargılamaya katılamayacağı hallerin tek tek belirtildiği, yi- ne 163. maddenin de soruşturmanın cumhuri- yet savcısı yerine sulh ceza hâkimi tarafından yapılması halinde, bu hâkimin kovuşturmada görev alamayacağı” şeklinde düzenlendiği dile getirildi. Kararda, uygulamada da nöbete katõlan hâkimlerin dava kendilerine geldiklerinde duruş- maya girmeye devam ettikleri ve bu yönde Yargõ- tay tarafõndan aksi bir karar verilmediği anlatõldõ. Bu nedenle tutuklamayõ yapan hâkimin duruşma- ya katõlmasõna ve tensip yapmasõna engel bir du- rum bulunmadõğõ vurgulanan kararda, heyetin bir kõsõm sanõklar hakkõnda yakalama müzekkeresi çõkarmasõnõn, söz konusu hâkimler yönünden ih- sas-õ rey anlamõna gelmeyeceği kaydedildi. Kararda, üç hâkim hakkõndaki “hâkimin red- di taleplerinin”, bu taleplere bakacak mahke- menin belirlenmesini düzenleyen CMK’nin 27. maddesi gereğince oybirliğiyle reddine hükme- dildiği belirtildi. Kararõn sonunda, ret istemi üze- rine verilecek kararlar ve başvurulacak kanun yollarõnõ düzenleyen CMK’nin 28. maddesi ge- reğince de itiraz edilebileceği yer aldõ. İstanbul 10. Ağõr Ceza Mahkemesi ise verdi- ği yakalama kararõnda bir isabetsizlik bulunma- dõğõ gerekçesiyle bu talebin reddine karar verdi. Mahkeme heyeti, 5 sanõğõn avukatõnõn tutukla- ma kararõna yaptõğõ itiraza ilişkin ise mahkeme- lerince verilen bir tutuklama kararõ bulunmadõ- ğõnõ ve bu nedenle verilmeyen ya da infazõ ol- mayan bir karara itiraz edilmesinin fiilen im- kânsõz olmasõ nedeniyle bu konuda karar veril- mesine yer olmadõğõnõ karar bağladõ. Doğan’ın avukatından itiraz Bu arada, eski 1. Ordu Komutanõ emekli Orge- neral Çetin Doğan’õn avukatõ Hüseyin Ersöz, yaptõğõ yazõlõ açõklamada, şubat ve mart aylarõn- da hakkõnda pek çok haber çõkan, müvekkilinin tutuklama kararõna imza atan hâkim Peksak’õn, kamuoyunda tarafsõz ve bağõmsõz hareket etme- diği yönünde algõlamaya yol açtõğõnõ kaydetti. Ersöz, İstanbul 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin bu konudaki taleplerine, hiç değinmeksizin sade- ce CMK’nin ilgili yasalarõna göre bir değerlendir- meyle karar verdiğini, bu kararõn eksik olduğunu kaydetti. Ersöz, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahke- mesi’nin kararı hukuka aykırıdır. Bu sebepten reddi hâkim taleplerinin reddi hususundaki karara İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde itiraz edeceğiz.” ifadelerini kullandõ. Doğan’õn, bugün yapõlacak tahlillerin ardõn- dan anjiyo olup olmayacağõna karar verilecek. Orgeneral Çetin Doğan’õn da aralarõnda olduğu 85 sanõğõn yakalamayõ durdurma talepleri, İstanbul 10. Ağõr Ceza Mahkemesi tarafõndan reddedildi. Mahkeme heyeti, dosyayõ incelemesi için bir üst mahkeme olan İstanbul 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Bakan Atalay: Görev merkez komutanlığının BURSA/ANKARA (Cum- huriyet) - Hatay’õn Dörtyol il- çesinde şehit olan 4 polis için Adana’da düzenlenen törende Balyoz davasõ kapsamõnda hak- kõnda yakalama emri bulunan 6. Kolordu Komutanõ Korgeneral Nejat Bek ile yan yana gelen İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, “Yakalama kararı verilen muvazzaflarla ilgili görev merkez komutanlığınındır” açõklamasõnõ yaptõ. Adalet Ba- kanõ Sadullah Ergin ise Ata- lay’õn Korgeneral Bek ile el sõ- kõşmasõnõn “o törenin atmos- feri” içinde değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Bursa’nõn İnegöl ilçesini zi- yaret eden İçişleri Bakanõ Ata- lay, gazetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Balyoz davasõ kap- samõnda hakkõnda yakalama emri bulunan 6. Kolordu Ko- mutanõ Korgeneral Nejat Bek ile önceki gün şehit olan 4 po- lis için Adana’da düzenlenen törende yan yana geldiklerinin anõmsatõlmasõ üzerine Atalay şunlarõ söyledi: “Söylediğiniz olay tama- men bir hukuk olayıdır. Yar- gının bir kararı vardır. Bal- yoz’da bir sivil grup vardır, bir de muvazzaf grup vardır. Sivil grupla ilgili İstanbul Emniyeti’nden talepte bulu- nulmuştur. Adli kolluk duru- muna düşer. Muvazzaflarla il- gili durum ise merkez komu- tanlığının görevidir. Dolayı- sıyla İçişleri Bakanı yakalama kararı olan bir kişiyle yan yana, neden yakalamıyor şek- linde verilmek isteniyor. Ya- kalama kararı verilen mu- vazzaflarla ilgili görev merkez komutanlığınındır. Bir yanda yargı var bir yandan da şûra var. Her ikisi için de bir şey söylemek istemiyorum.” Ankara’da 8. ve 9. dönem 348 adli yargõ hâkim ve savcõ ada- yõnõn ad çekme töreni Türkiye Noterler Birliği’nde yapõldõ. Bakan Ergin, törenin ardõndan çõkõşta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularõnõ yanõtladõ. Bir gazetecinin, “Sayın Genel- kurmay Başkanı, Başbakan ile görüştü. Sizin de acil kodu alarak Ankara’ya gelerek top- lantıya katıldığınız belirtildi. Bizim bilmediğimiz bazı şey- ler mi oluyor?” sorusu üzerine Ergin, Genelkurmay Başka- nõ’nõn Başbakan’a karşõ so- rumlu bir güvenlik bürokratõ olduğunu belirterek, görüşmede herhangi bir olağanüstü durum olmadõğõnõ, Adalet Bakanõ’nõn da kabinenin bir üyesi olarak Başbakan’la 24 saatin her saa- tinde görüşebileceğini söyledi. Ergin, bu görüşmelerde ka- muoyuna açõklanabilecek ko- nularõn paylaşõlabileceğini, an- cak “zaman zaman kendile- rinde kalması gereken şeyler varsa, onların da kendilerin- de kalacağını” bildirdi. bunu hazırlamak amacıyla plan seminerinin birinci günü saat 11.00’den sonraki görüşmelere katılmadım, seminerin son gü- nü kapanış gününde saat 11.00’de meşru müdafaa ile il- gili bir konuşmam oldu. Benim konuşmamdan sonra seminerin kapanış konuşması yapıldı, böy- lece seminer sona erdi. Ben Balyoz Güvenlik Harekât Pla- nı adlı bir plandan basında çı- kınca haberdar oldum. İfade- miz alınmak üzere çağrılsaydık daha uygun olurdu.” ‘Balıkesir’de görevliydim’ Tuğgeneral Ali Aydõn: “2001- 2003 yılları arasında Balıkesir İl Jandarma Komutanı ola- rak çalıştığını, 05-07 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu Komutanlı- ğı’nda düzenlenen plan semi- nerine katılmadığını, görevi gereği milli iradeye saygılı ol- duğunu, Balyoz Güvenlik Ha- rekât Planı’nın içeriği hak- kında bilgi sahibi olmadığını, Balyoz Güvenlik Harekât Pla- nı kapsamında kendisine bir görev verilmediğini, plan da- hilinde listeleme, fişleme çalış- ması yapmadığını ve yaptır- madığını, atılı suçla bir ilgisi- nin bulunmadığını...” Karasabun Gölcük’teymiş Yine tutuksuz yargõlanacak olan Mustafa Karasabun: “05-07 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu Komu- tanlığı’nda düzenlenen plan se- minerine katılmadığını, o tarih itibarıyla Gölcük’te denizaltı komodorluğu görevinde bu- lunduğunu, Balyoz, Suga, Oraj isimli eylem planlarını Sakal, Çarşaf ismiyle anılan planları basından duyduğunu, içerikle- rinden haberdar olmadığını, bu planlar kapsamında her- hangi bir görev almadığını, id- dia olunan çalışmaların hiçbir aşamasında bulunmadığını, suç delili olarak kendisine okunan belgelerin kim tarafından ne amaçla hazırlandığını bilmedi- ğini, atılı suçla bir ilgisinin bu- lunmadığını...” ‘Seminere katılmadım’ Tuğamiral Abdullah Gavre- moğlu: “Ben 2003 yılında Deniz Kurmay Albay rütbesi ile Bey- koz’da kurulu bulunan hü- cumbot filosuna bağlı 1. Hü- cümbot Filotillası Komodo- ru’ydum. Benim 2003 yılında görevli olduğum Hücumbot Fi- lotillası Komodoru 1. Ordu’ya bağlı değildir. Deniz Kuvvetle- ri Komutanlığı’na bağlıdır. 1. Ordu Komutanlığı tarafından 4-6 Mart 2003 tarihinde dü- zenlenen seminere katılmadı- ğım gibi bu seminer hakkında hiçbir bilgim de yoktur. Balyoz, Suga gibi planlarla ilgim ve bil- gim olmadığını yukarıda da söyledim. Zaten o tarihte bu tür planlardan bilgim olsaydı ben bunu üstlerime bildirir- dim. Aslında bu tür suçla- mayla ilgili soruşturma konu- su edilmem bile benim mağ- duriyetime neden olmuştur.” Adalet Bakanı Ergin Şehit olan 4 polis için Adana’da düzenlenen törende Balyoz davası kapsamında hakkında yakalama emri bulunan 6. Kolordu Komutanı Korgeneral Nejat Bek ile yan yana gelen İçişleri Bakanı Beşir Atalay, “Yakalama kararı verilen muvazzaflarla ilgili görev merkez komutanlığınındır” açıklamasını yaptı. ERGİN: O ZAMAN CHP DE AKP’YE YARDIMCI OLMUŞTUR Ergin, CHP lideri Kõlõçdaroğlu’nun, dönemin Genelkur- may Başkanõ Yaşar Büyükanıt ile Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan arasõnda bir anlaşma olduğu yönündeki id- diasõnõn anõmsatõlmasõ üzerine şöyle konuştu: “O zaman CHP de AK Parti’nin iktidara taşınması için yardımcı olmuştur. Hatırlarsanız o muhtıranın yayım- lanmasından sonra CHP sözcüleri muhtıranın içerisin- deki bilgileri teyit ettiklerini, katıldıklarını ifade ettiler. Muhtıraya karşı bir tavır almak yerine, onunla beraber hareket ettiler. Sayın Kılıçdaroğlu’nun önermesi doğru ise o zaman AK Parti’nin iktidara gelmesi için CHP de gayret sarf etmiştir o durumda, o mantıkla gidersek.” Bir gazetecenin, “Sayın İçişleri Bakanı konuşma ya- parken orada elini sıktığı komutan, hakkında tutukla- ma kararı çıkan komutanlardan biriydi. Siz Adalet Ba- kanı olarak böyle bir fotoğrafı nasıl karşıladınız” soru- su üzerine de Ergin, “O törenin atmosferini bir değer- lendirin, ona göre bunu sorun” demekle yetindi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle