19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 29 TEMMUZ 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 AYDINLANMA EMRE KONGAR Böyle Demokrasi de Olmaz Böyle Siyaset de! Demokrasi niçin siyasal rejimlerin en az sakıncalısı olarak nitelendirilir? Çünkü ifade özgürlüğü ve muhalefet hakkı başta olmak üzere, temel hak ve özgürlükleri güvence altına alır… Çeşitli farklı görüş ve beklentilerin toplumda serbestçe ifade edilmesine, bu konularda propaganda yapılmasına, kamuoyu oluşturulmasına olanak verir… Toplumdaki çeşitli kesimlerin, sınıfların, grupların, farklı düşüncelerin, beklentilerin, yaklaşımların, çıkarların en adil biçimde parlamentolara yansıtılmasına olanak tanır… Başta iktidar ve muhalefet olmak üzere, toplumdaki farklı grupların arasındaki iletişimi ve etkileşimi korur… Belli aralıklarla, serbest, dürüst ve şeffaf seçimlerle iktidarın belirlenmesine, denetlenmesine olanak tanır… Bütün bu düzenin anayasa hukuku içinde ve yargı güvencesiyle işlemesini sağlar! Tabii siyasal rejimlerin tarih içindeki değişme ve gelişmesi çerçevesinde demokrasinin en önemli erdemi, iktidarların barışçı bir biçimde denetlenmesine ve değiştirilmesine olanak sağlamasıdır. Demokrasinin uygulanabilirliği ise temel kurallar üzerindeki toplumsal uzlaşmaya dayanır. Peki, siyaset nedir? En genel anlamıyla toplumu yönetme sanatıdır! Tarih içindeki gelişimine bakarsak, eskiden en güçlü aşiretin, ailenin, dinin, mezhebin, ırkın, milletin, sınıfın, grubun iktidara gelmesi ve iktidarda kalması sanatıdır. Aydınlanma ve Endüstri Devrimlerinden sonra gelişen insan hakları ve demokrasi çerçevesinde siyaset, toplumdaki farklı çıkarları uzlaştırma, üretimi arttırma, gelir ve serveti adil paylaştırma, can, mal ve özgürlük güvenliği içinde herkesi mutlu ve müreffeh yaşatma sanatı olarak tanımlanabilir. Demokratik siyaseti tarihteki ve günümüzdeki öteki rejimlerden, siyaset biçimlerinden ayıran temel fark, yargı güvencesi ile korunan temel hak ve özgürlükler üzerindeki toplumsal uzlaşmadır. Böylece çağımızdaki demokrasilerin en büyük düşmanı olan “çoğunluk diktatörlüğünün” yolu kesilmiş olur. Herhangi bir iktidar, toplumsal diyaloğu ve rejimin temel kuralları üzerindeki uzlaşmacılığı terk eder, sadece günlük sorunların çözümü için değil, rejimin temel kurallarını değiştirmek için de dayatmacı yöntemlere başvurmaya başlarsa, orada artık demokratik siyasetten söz edilmesi olanaklı değildir… Hatay’daki ve İnegöl’deki olaylar basit polis, adliye olayları değildir… Tam tersine, yukarıda özetlediğim demokrasi ve siyaset sorunlarının dışavurumları… Ve bu nedenle de üzerlerinde dikkatle durulması gereken rejim olaylarıdır. Köklerinde dayatmacılık, ırk ayrımcılığı, şiddet, terör, temel hak ve özgürlüklerin yıpranması, güvenlik zaafları ve devlet kurumlarının işleyişlerindeki aksaklıklar yatmaktadır. Tabii bütün bunlar, yıllar içinde biriken, müzminleşen ve gittikçe büyüyen yönetim, siyaset ve rejim yanlışlarının sonucudur. Çözümleri de ne Hatay’da, ne İnegöl’dedir: Çözümler, iktidarın dayatmacı siyaset anlayışının gözden geçirilmesinde yatmaktadır! [email protected]; www.kongar.org TRABZON/BURSA (Cumhuriyet)- Trabzon’da bir hafta önce aralarõnda tartõşma yaşanan iki kişi, cadde ortasõnda karşõlaşõnca, biri silahõnõ çekip diğerine mermi yağdõrdõ. Sokakta bulunan 2’si çocuk 7 kişi yaralandõ. Olay yeri güvenliğini sağlayan bir polis ise “Dükkânıma gideceğim” diyen bir yurttaşõ “doğru konuş” diyerek tokatladõ. Tokadõ yiyen yurttaş polis amirinden özür dileyerek uzaklaştõ. Bursa’nõn Mustafakemalpaşa ilçesinde ise iki aile arasõnda çõkan silahlõ kavgada 1 kişi öldü, 1’i ağõr 9 kişi yaralandõ. Trabzon’da aralarõnda husumet bulunan Bülent G. ve İdris Gültekin (39) sokakta karşõlaştõ. Silahõnõ çeken Bülent G. İdris Gültekin’e kurşun yağdõrdõ. Gültekin ile sokaktan geçen 7 kişi seken kurşunlarõn isabet etmesi sonucu yaralandõ. Yaralõlar hastanede tedavi altõna alõndõ. Yakalanan zanlõlar ise adliyeye sevk edildi. Aileler birbirini suçladı Bursa’daki olay ise telefon direklerindeki kablolarõn çalõnmasõyla ilgili yürütülen soruşturmada iki ailenin birbirini suçlamasõyla başladõ. Jandarma, Ahmet K. ve Mehmet M. ile bu kişilerin ailelerinden bazõ kişilerin ifadelerine başvurdu. Tõrmanan ve zamanla husumete dönüşen gerginlik, Mustafakemalpaşa Adliyesi’nde de sürdü. İddiaya göre, Ahmet K. beraberindeki bir grup ile Mehmet M’nin evini taşladõ. Mehmet M. de av tüfeğiyle önce havaya, sonra da Ahmet K’ye (60) ateş etti. Ahmet K, olay yerinde yaşamõnõ yitirdi. Ahmet K’nin beraberindeki grup, bunun üzerine Mehmet M’yi ağõr yaraladõ. Bülent T, Erdoğan K. ve Nuri K gözaltõna alõndõ. 13 asker yaralı Yurt Haberleri Servisi - Hatay’ın Yayladağı ve Van’ın Saray ilçesinde askeri araçların şarampole yuvarlanması sonucunda 6’sı ağır 13 asker yaralandı. Hatay Yayladağı 3. Hudut Tabur Komutanlığı’nda görev yapan askerleri taşıyan araç, Eyerci köyü yakınlarında, sürücüsünün direksiyon hâkimiyetini yitirmesi sonucu şarampole yuvarlandı. Kazada 3’ü ağır 8 asker yaralandı. Van Hudut Alay Komutanlığı’na bağlı piyade bölüğü askerlerini taşıyan araç, İran sınırındaki Sırımlı köyü çıkışında, sürücünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu devrildi. Kazada, 3’ü ağır 5 asker yaralandı. Yaralı askerler Van’daki hastanelere kaldırılarak, tedavi altına alındı. İstanbul’da hortum paniği İstanbul Haber Servisi- İstanbul’un Avrupa yakasında dün öğle saatlerinde başlayan ve yaklaşık 20 dakika süren yağış etkili oldu. Sağnak nedeniyle Şişli ve Beyoğlu bölgesinde birçok yeri su bastı. Fatih’te hortum oluştu. Avrupa yakasının Beyoğlu ve Şişli ilçelerinde etkili olan yağışa yurttaşlar hazırlıksız yakalandı. Piyalepaşa Mahallesi’nde çevreyolu kenarında bu- lunan gecekondular su altında kalırken Tarla- başı’ndaki su birikintileri nedeniyle trafik durma noktasına geldi. Maçka’da park halindeki iki araç üzerine devrilen ağaç maddi hasara neden oldu. Yağmur nedeniyle Fatih Mollafenari Mahallesi Nu- ruosmaniye Caddesi’nde yağmur ve fırtınanın ar- dından, hortum oluştu. Şemsiyeleri, sandalye ve masaları metrelerce sürükleyen hortum sırasın- da turistler ile caddede faaliyet gösteren esnaf pa- nik yaşadı. Hortumla birlikte bir binanın çatı mal- zemeleri uçarak caddeye düştü. Loç Vadisi Koruma Platformu üyeleri, Küre Dağları Milli Park alanına giren Cide Loç Vadisi’ne yapılmak istenilen hidroelek- trik santralını (HES) davul zurna çalarak protesto etti. Taksim’de toplanan platform üyeleri, “Toprağını satanı biz beleşe veri- riz”, “Ümran Boru Loç Vadisi’nden defol” dövizleri taşıyıp “Siz yapın biz yıkarız” slo- ganları attılar. Grup adına açıklama yapan Erdinç Ay, Ümran Boru’nun faaliyetlere başlaması sonucu ağaçların kesildiğini be- lirterek, “Ümran Boru tapulu tarlalarımıza el koymak istiyor” dedi. Ay sözlerini şöyle sürdürdü: “Loç Vadisi’nde bulunan dört köyün halkı günlerdir aralıksız nöbet tutu- yor. Çalışmalara başlamak isteyen firmaya köylülerin tepki göstermesi sonucu iki gün faaliyetlere ara verildi. Bugün süre doluyor. Köylüler firmanın mahkeme sonuçlanma- dan, istenen bilirkişi raporları gelmeden in- şaata devam edip etmeyeceklerini merak ediyor.” (Fotoğraf: BURCU SULTAN AGÖZ) Doktorun işi hemşireye kaldı SEVİL ARINAN ANKARA - Sağlõk Bakanlõğõ tarafõndan yaşama geçirilen “Aile hekimliği uygulaması” Ankara’daki Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun (SHÇEK) kuruluşlarõna darbe vurdu. Başkentte sayõsõ 17 olan SHÇEK kuruluşlarõnõn doktorlarõ, aile hekimliği uygulamasõyla 4’e düşerken, York Düşesi Sarah Ferguson’un ziyaret edip tüm dünyaya olumsuz tanõttõğõ Saray Bakõm ve Rehabilitasyon Merkezi’nde kadrolu doktor kalmadõ. Aile hekimliği uygulamasõyla birlikte SHÇEK kuruluşu doktorlarõnõn reçete yazma hakkõnõn elinden alõnmasõ hekimlerin kararõnda etkili oldu. Kadrosu boş kalan doktorlarõn görevlerini ise hemşireler yapmaya çalõşõyor. Geçici olarak bir hekim gündüz saatlerinde huzurevi için görevlendirilirken, önceki dönemlerde merkezde 6-7 kurum hekimi bulunuyordu. Saray Bakõm ve Rehabilitasyon Merkezi Kuruluş Müdürü Bekir Demiryılmaz ise görevlendirmeyle merkeze geçici doktor geleceğini kaydetti. Trabzon ve Bursa’da husumet yüzünden çõkan olaylarda kurşunlar havada uçuştu Sokaklar Teksas gibi Apartmanda canpazarı Antalya’da 16 katlı bir apartmanın 13. katında izolasyon çalışması yapan işçileri taşıyan asma iskelenin ikiye ayrılması sonucu iskeleden düşen 1 işçi öldü, mahsur kalan 2 işçi ise itfaiye ekiplerince kurtarıldı. Fener Mahallesi Phaselis Konutları A blokta dış cephe izolasyon çalışması yapan Emrah Evir (40), Zeki Evir ve Hakan Tektaş’ın üzerinde bulunduğu asma iskele, cıvatası kopunca ortadan ikiye ayrıldı. İskelenin orta bölümünde bulunan Emrah Evir, binanın 13. katından düştü. Ağır yaralanan Emrah Evir hastanede yaşamını yitirdi. İskelede mahsur kalan iki işçi ise yaklaşık bir saat kurtarılmayı bekledi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. (Antalya Cumhuriyet Bürosu) Aile hekimliği uygulaması sonucu 17 doktorun bulunduğu Ankara’daki Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nda dört doktor kaldı. HES protestosu ‘Siz yapõn, biz yõkarõz’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle