13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ÖZEL DOSYA Türk Tütüncülüğü ve TEKEL’in rolü Tütün Platformu bildirisi: “Sahte ve kaçak sigara da öldürür” S ahte rakı üretilip satılması sonucunda 30’un üzerinde insanımızın hayatını kaybettiği gerçeği kolay kolay hafızalarımızdan silinmeyecektir. Ama bir diğer gerçekte toplumumuzdaki hafıza zayıflığıdır. Umarız bu kez yanılırız ve yaşanan acıların boyutu, alkol ve sigara sektörüne kamuoyunun dikkatini çeker de eksiklikler giderilerek yaşanan acılar bir daha yaşanmak zorunda kalınmaz. Bu yaşananlar, sektörde sorumluluk üstlenen devlet kurumları arasında yetki ve sorumluluk noktasında büyük bir koordinasyon eksikliği olduğu gerçeğini ortaya çıkartmıştır. Nitekim ölüm olaylarının ardından sahte ve kaçakçılık konusunda yetki ve sorumluluğu olmadığını kamuoyuna açıklayan kurum ve kuruluşların birkaç gün içinde, hiçbir yeni yasal düzenleme yapılmaksızın, yasa dışı üretim yapan onlarca üretim mekanını tespit etmesi, binlerce şişe sahte alkollü içki ele geçirmesi, bunları üretip dağıtanları yargı önüne çıkartması ilginç olduğu kadar üzerinde düşünülmesi gereken bir tablo oluşturmuştur. Sahte ve kaçak sigara konusu ise ülkemiz için en az sahte alkollü içki üretilip satılması kadar hayati öneme sahip bir konudur. Sahte sigaranın, sahte rakı tüketimi sonrası gerçekleşen bu ani ölümler gibi bir sağlık seyrine sahip olmamakla birlikte, uzun vadede ciddi ve telafisi mümkün olmayan sağlık problemlerine yol açması kaçınılmazdır. Zira zaten sağlığa zararlı olduğu bilinen ve daha az zararlı hale getirilebilmesi için nikotin, tar gibi insan sağlığına zararlı madde miktarlarını daha aşağı çekebilmek için uluslararası normlar belirlenen sigaranın, sahte üretiminde kullanılan hammadde ve katkıların yapacağı tahribat tahminlerin çok üzerinde olacaktır. Son yıllarda ülkemizde sahte ve kaçak sigaraların sahip olduğu pazar payı korkunç bir yükseliş trendi içindedir. Bu durumun sağlıklı bir toplum oluşmasının önünde ciddi bir tehdit oluşturduğu ortadadır. Ucuz olması sebebiyle yüksek kâr marjı olan bu sigaralar, dağıtım ağlarına rahatlıkla sızabilmekte, bu da tüketimi artırmanın yanı sıra hem kontrol ve takibini zorlaştırarak mücadeleyi güçleştirmekte hem de ülkemiz için büyük ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Diğer taraftan, yasal olarak sigara üreten firmalar da, sigara fiyatındaki yüksek vergilerden ötürü sahteciliğin yayıldığı söylemeni kullanarak hükümetler üzerinde baskı kurmaya çalışmakta, vergi oranlarını düşürerek sigara tüketimini artırmanın yollarını aramaktadırlar. Sahte ve kaçak sigaranın pazar payının yükselmesi, 1177 sayılı yasanın kaldırılması sonucu TEKEL ’in İktisadi Devlet Teşekkülü yapılması sonrasında piyasadaki denetim ve düzenleme yetkisinin ortadan kalkması ve Özelleştirilme sürecine girmesi ile aynı dönemlere denk düşmektedir. 1177 sayılı yasanın iptali ve sonrasında çıkartılan 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile 1918 sayılı Kanununun iptali sonrasında Tekel ve TAPDK personelinin kaçakçılıkla ilgili görevlerine son verilmesine, 2004 yılında çıkartılan 5179 sayılı Gıdaladüşünüldüğünde de toplum sağlığı üzerinde direkt etkisi olan ve sahte üretim ile bu zararların had safhada olduğu sigara sektörünü, daha fazla kar etme amaçları için insanları zehirlemekten kaçınmadıkları mahkeme kararları ile tescil edilen uluslararası şirketlere teslim etmemek, Devleti yönetenlerin asli görevi olmak zorundadır. Olayın ekonomik ve insan sağlığı boyutu da düşünülerek TEKEL in özelleştirilmesinden daha fazla gecikilmeden ve çok geç olmadan vazgeçilmelidir. Daha önce başka ülkelerde de örneklerini gördüğümüz gibi geçtiğimiz günlerde, ülkemizde de üretim yapan çokuluslu bir sigara üreticisinin pazarda yüzde 19,8 lik bir pazara sahip olan Endonezya TEKEL ’ine 5,2 milyar dolar teklif ettiği basında yer almıştır. Bu fiyat teklifi bile milli TEKEL ’in özelleştirilmesi kararından vaz geçilmesi için yeterli bir nedendir. Sürekli ertelenen ihaleler ve yeni belirlenen ihale takvimleri, çokuluslu tekellerin işine yaramakta, önünü göremeyen, yatırım yaptırılmayan ve çalışanlarının motivasyonu tükenme noktasına getirilen TEKEL bu şartlarda, sürekli pazar kaybetmeye mahkum edilmektedir. Siyasi irade buna dur demek zorundadır. Bunun yegane yolu TEKEL ’ in vakit geçirilmeden Özelleştirilme kapsamından çıkartılmasıdır. Yukarıda belirtilen gerekçelerle TEKEL ’in bir Kamu Kurumu olarak bu sektörde var olmasının gerekliliği nedeniyle ‘‘ Özelleştirme kapsamı dışına ‘’ çıkarılması taleplerimize paralel olarak ; TEKEL A.Ş. de İstihdam Dışı Personel olarak belirlenen personelin başka kurumlara nakil sürecinin durdurularak mağduriyetlerinin Tnlenmesi hususunda iyi niyet gösterilmesini de talep ediyoruz. Onun için diyoruz ki; TEKEL daha fazla geç kalınmadan özelleştirme kapsamından çıkartılmalıdır. Piyasa taleplerine cevap verecek ürünleri sunabilmesi için gerekli olan yatırımları yapma imkanı verilmelidir. Sahte ve kaçak yollarla pazara sunulan alkollü içecekler ve sigaralarla etkin mücadele için devletin kurum ve kuruluşları arasında koordinasyon sağlanmalı, eksiklikler varsa bunlar vakit geçirilmeden telafi edilmelidir. TEKEL ’in ülkemiz için milli bir değer olmanın yanı sıra tütün üretimi yapan 400 bin insanımızın da çok uluslu sigara üreticileri karşısındaki tek güvenceleri olduğu unutulmamalıdır. TEK GIDA İŞ SENDİKASI EGE BÖLGE ŞUBESİ, TÜTÜN EKSPERLERİ DERNEĞİ, TORAKS DERNEĞİ, TÜRKİYE ZİRAAT ODALARI BAŞKANLIĞI, TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI İZMİR ŞUBESİ, TARIM EKONOMİSİ DERNEĞİ İZMİR ŞUBESİ, TÜRK ENERJİ SENDİKASI EGE BÖLGE ŞUBESİ, TÜRKİYE ZİRAATÇILAR DERNEĞİ, MANİSA ve KARACASU ZİRAAT ODALARI; EŞME, ACIPAYAM, AHMETLİ, ALAATTİN, BORLU, BOZDOĞAN, DEDEBAĞI, KALE, KARACASU, KIRKAĞAÇ, KÖPRÜBAŞI, MENDERES, SALİHLİ, SARIGÖL, SARUHANLI ve YASSIHÖYÜK TÜTÜN TARIM SATIŞ KOOPERATİFLERİ rın Üretimi Tüketimi ve Denetlenmesine dair Kanun ile alkollü içkinin gıda maddesi sayılmasıyla Tarım Bakanlığı’nın da devreye sokulması da eklenince tüm bunlar, kaçak ve sahte sigara ile alkol konusunda devletin kurum ve kuruluşları arasında yetki ve sorumlukların paylaşımında karmaşa yaratmış, piyasadaki bu geçiş döneminden istifade eden fırsatçılar da olayı bu noktaya getirmiştir. Ülkemiz, Dünya Sağlık Örgütü tarafından hazırlanan Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi’ne ilk imza koyan devletlerden biri olarak, önümüzdeki süreçte sigara tüketimini azaltmaya yönelik bir dizi tedbirler almak zorundadır. Şu andaki durum da dikkate alındığında en az yasal üretim için alınacak tedbirler kadar sahte ve kaçak sigara konusunda da tedbirler alınması bir zorunluluk olarak gözükmektedir. Ülkemizde sigara tüketimi diğer ülkelerde olduğu gibi özel sektörün piyasaya girmesi ile ciddi oranda artış göstermiştir ve bu artış devam etmektedir. Bu bağlamda TEKEL in özelleştirilmesi kararı yeniden gözden geçirilmelidir. ‘‘Devlet halkını zehirlemez’’ görüşü gerçeği yansıtmamaktadır. Bireysel düşünüldüğünde insan, genel 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle