Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ramının kullanılması bilimsel terminoloji açısından daha uygundur. Çünkü genetik materyal sadece biyoteknolojik yöntemlerle değil değişik ıslah metotları kullanılarak veya ikisinin birleşimi ile ortaya çıkarılabilir. 11. Maddede, tarımsal kooperatiflerin konumu hakkında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı arasında yapılacak görüşmeler sonucunda, AB’deki mevcut durum da dikkate alınarak, yeni bir düzenleme yapılması faydalı olacaktır. Sözleşmeli üretimi düzenleyen 12. Maddede, sözleşmeye uygun davranmayanlara ilişkin olarak konulan yaptırım tek taraflıdır. Çünkü, maddenin öngördüğü yaptırımlar sadece çiftçilere yöneliktir. Sözleşmenin alıcı tarafında bulunanlara (tüccar, imalatçı, ihracatçı vb.) yönelik bir yaptırıma yer verilmemesi, zaten halihazırda adil olmayan ve çiftçi aleyhine hükümlerin bulunduğu bir içeriğe sahip mevcut sözleşmeleri teyit eder nitelik taşımaktadır. Bu maddenin yeniden düzenlenmesinin yanında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nca acilen her sektör için ayrı ayrı sözleşme örneğinin hazırlanması, bu örneğe uygun olmayan sözleşmelerin geçersiz kılınmasına imkan sağlayacak bir düzenlemenin yapılması ve sözleşmelerde uyuşmazlık hallerinde ‘‘Borsa Tahkim Kurulları’’ na gidilmesi yönünde bir hüküm koyulması faydalı olacaktır. Öte yandan söz konusu madde yeniden düzenlenirken ‘‘Bakanlık sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılması için gerekli yönlendirmeleri, teşvikleri ve düzenlemeleri yapar’’ şeklinde bir ibarenin eklenmesini sözleşmeli üretimin ülkemizde ‘‘ürün planlamasının’’ en önemli aracı olarak kullanılması bakımından önem arz etmektedir. 14. Maddede tarımın sosyal boyutları geniş şekilde yer almaktadır. Tarımı gelişmiş ülkelerde köy ile şehir arasındaki gelişmişlik düzeyi, sosyal statüler ve alt yapılar arasındaki farklılıklar hissedilemeyecek kadar küçüktür. Ülkemizde ise bu fark uçurum derecesindedir. Avrupa Birliği’ne yeni giren Macaristan’daki gibi, şehirlerle ülkemizdeki şehirler arasında önemli farklılıklar gözükmezken iki ülkenin köyleri arasındaki yukarıda bahsedilen kriterler yönüyle önemli farklılıklar bulunmaktadır. Ülkemizdeki köyler imar, altyapı ve sosyal yaşam itibarıyla sahipsiz bir görüntü vermektedir. Ülkemiz şehirlerinde belediyeler altyapı hizmetlerini, sosyal yaşamın gerektirdiği ortamları ve imar hizmetlerini kontrollü olarak yürütmekte ve bunun karşılığında bütçeden nüfus başına katkı olmak üzere değişik kaynakları kullanmaktadır. Köyler ise bu yönüyle sahipsiz olup, başta imar olmak üzere tüm yatırımlar kişilerin inisiyatifinde ve rastgele yapılmaktadır. Belediyelik olmayan köylerde alt yapıdan ve sosyal amaçlı yatırımlardan söz etmek mümkün değildir. Bu konuda muhatap belli değildir ve bir bütçe de yoktur. Kanun Tasarısına bütçe olanaklarından köylerin de yararlanmasına yönelik hüküm koyulması amacıyla madde hükmünün birinci paragrafın sonuna ‘‘Kırsal Kalkınma Programı, proje ve faaliyetlerine ilişkin kırsal kesime yönelik altyapı ve sosyal amaçlı yatırımlara yönelik teşvik edici ve özendirici destekleri sağlar’’ şeklindeki bir ibarenin eklenmesi uygun olacaktır: 15. Maddeye ilişkin görüşlerim şöyledir: Tarımsal Destekleme ve Yönlendirme Kurulu’nun sadece kamu kurumlarının temsilcilerinden oluştuğu görülmektedir. Öte yandan Kurul’u teşkil eden diğer Bakanlıkların yanında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın bazı kararlarda azınlıkta kalma ihtimali doğabilir. Bu nedenle Tarımsal Destekleme ve Yönlendirme Kurulu’nda tarımla ilgili TOBB, TZOB, Ziraat Mühendisleri Odası gibi sivil toplum kuruluşları ile üretici birliklerinin temsilcilerinin de bulunması alınan kararların daha sağlıklı ve daha uygulanabilir olmasına katkıda bulunacaktır. 18. Maddede Doğrudan Gelir Desteği konusu ele alınmaktadır. Bu maddeye ilişkinde beklentilerimize cevap verecek düzeltmeler şöyledir: Üretimden bağımsız, toprağı işleyene değil arazi sahibine dekar başına para ödenmesi şeklinde uygulanan, üretim planlanması aracı olarak kullanılamayan Doğrudan Gelir Desteği (DGD) bir tarım desteği niteliğinde değildir. Öte yandan ülkemizde DGD ödemeleri Çiftçi Kayıt Sistemi Azerinden yürütüldüğünden küçük üreti ihtisaslaşması, ve ölçeklerinin büyütülmesi, işletmelerde hijyen şartlarının sağlanması, hayvan sağlığı ve refahı, hayvan kimlik sisteminin teşviki, hayvansal ürünlerin işlenmesi ve pazarlanması ile bunlarla ilgili kontrol, takip ve standartların iyileştirilmesi ve su ürünlerinin desteklenmesi amacıyla destekleme tedbirleri alınır.’’ ‘‘Hayvancılık desteklerinde bölge ve iller bazında farklı destekler uygulanabilir’’ şeklindeki yaklaşım doğru bir yaklaşımdır. Benzer yaklaşımın bitkisel üretim desteklerinde de benimsenmesi önerilmektedir. Öte yandan söz konusu bentte yer alan yüzde 12 oranındaki hayvancılık desteklerinin; hayvancılığın tarım içindeki payının yüzde 22 olması sebebiyle yüzde 22 oranında belirlenmesi uygun olacaktır. Yine aynı Maddenin (h) bendinin, birinci paragrafının ‘‘AraştırmaGeliştirme hizmetleri, pazarlama teşvikleri, ihracata dönük ürün tanıtımı, özel depolama yardımı, kalite desteği, organik üretim desteği, imha desteği, işleme yardımı, gerektiğinde bazı girdi destekleri ve benzer konularda destekleme araçları kullanılabilir.’’ şekilde değiştirilmesinin uygun olacağı düşüncesindeyim: (h) bendinin ikinci paragrafında yer alan diğer destekleme ödemelerini toplam destekleme ödemeleri içerisindeki payının yüzde 10’a çıkarılması faydalıdır. Çünkü, Diğer Destekleme Ödemeleri içerisinde girdi destekleri de bulunmaktadır. Tohumluk; gübre; tarımsal mücadele ve ilaç; tarımsal mekanizasyon; akaryakıt ve enerji; sulama; yem gibi hususların yer aldığı girdi destekleri, diğer destekler içinde kaybolmuş bir unsur olarak yer almıştır. Tarım Kanun Tasarısı’nın 19. Maddesinin (d) bendinde ‘‘Destekler üretici örgütleri aracılığı ile de ödenebilir’’ denilmektedir. Tarımdaki sorunları çözmenin yolu, etkin bir örgütlenmeden geçmektedir. Bugüne kadar edinilen tecrübeler ise gönüllülük esasına dayalı bir örgütlenme modelinin ülkemiz çiftçilerinin sosyokültürel ve sosyo ekonomik koşullarında başarılı olamadığını ortaya koymaktadır. Bu nedenle destekleme ödemelerinden faydalanabilmenin bir diğer önkoşulu olarak bir çiftçi örgütüne üye olma zorunluluğunun getirilmesidir. Bu bağlamda destekleme ödemelerinin üretici örgütleriyle ödenmesi ve/veya önceliğin bu tip kurumlara üye olan Giftçilere verilecek şekilde düzenleme yapılması uygun olacaktır. 20. Madde, tarımsal destekleme politikalarının başarısı, destekleme için yeterli kaynağın sağlanmasıyla yakından ilgilidir. Ülkemizde ise, özellikle kamu kesiminde, ciddi bir kaynak sorunu bulunmaktadır. Tasarının bu maddesinin, Avrupa Birliğinde olduğu gibi, daha fazla detaylandırılmaya ihtiyacı bulunmaktadır. Bakanlığımızın her yıl kayTOBB Başkan Yardımcısı Yavuz, Tarım Kanunu taslağındaki bazı nak arayışına girmesini engellemek, tarımsal desterim, tanım ve ifadelerin kavram kargaşası yaratacağı kanısında. teklemelerde devamlılığı sağlamak ve sektöre yeterince kaynak ayırabilmek için; genel bütçeden ayrılan pay, tarım ürünleri ithalatından alınan vergiler, gıda ürünlerinden alınan KDV’den ayrılan pay gidikkate alınarak (genellikle ekim ve yetişme dönemi bi sağlam ve devamlı kaynaklardan bir havuz oluşturuliçinde) verilmelidir. malıdır. Bakanlığımızın söz konusu havuzun bu yasada Bu nedenle tasarıda ve/veya yönetmeliklerde mutlaaçıkça belirlenmesine yönelik bir düzenleme yapması ka bir ‘‘Destekleme Ödemeleri Takvimi’’ yapılmalı ve çok önemli ve gerekli görülmektedir. ödemelerde bu takvime uyulmasını sağlayacak hükümTasarıdaki 21. Maddede, toprak sahibi olan ancak lere yer verilmelidir. Bu, bir taraftan çiftçilerimizin façiftçilik yapmayanların doğrudan gelir desteğinden fayaliyetlerini daha iyi planlamalarına, diğer taraftan da dalanmalarını engelleyecek bir mekanizma geliştirilmeTarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın kaynak talep ettiği dilidir. Bu nedenle bu maddede ‘‘çiftçilik yapmayan topğer Bakanlıklar karşısında daha güçlü durmasına imkan rak sahiplerinin DGD ödemlerinden faydalanasağlayacaktır. Öte yandan ‘‘tarım sigorta sistemi’’ maz’’ şeklinde net bir ifadeye yer verilmelidir. Bu çerTürkiye tarımının ivedi gereksinimlerinden birisidir. çevede ‘‘çiftçi beyannamesi’’ uygulamasına geçilmesi Sel, kuraklık ve don gibi üç önemli riskin sigorta kapve doğrudan gelir desteğinden yararlananların istendisamına alınması gereklidir. Ancak Kanun Taslağında tağinde müstahsil makbuzu ibraz etme zorunluluğunun rım sigortası ödemelerine ayrılan yüzde 5’lik pay, bu getirilmesi sağlanmalıdır. alanda gelişme sağlamakta zorluklarla karşılaşılacağını Geçici 3. Maddede, Çiftçi Kayıt Sistemini teşvik göstermektedir. etmek amacıyla veraset intikal vergisi, tapu harcı, döner Aynı maddenin (d) bendinde ise önemli gördüsermaye ücreti ve her türlü vergi ve kesintilerin ğüm bazı düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Kanun’un yürürlüğe girmesinden itibaren iki yıl süre ile Bunlar; Hayvancılık destekleri: Söz konusu bendin alınmaması, tüm üreticilerin Çiftçi Kayıt Sistemine girşu şekilde tadil edilmesi uygun olacaktır: ‘‘Hayvancılık mesine dolayısıyla desteklerden yararlanabilmelerine faaliyetlerinde ırk ıslahı, kaliteli kaba yem üretimiolumlu katkı sağlayacaktır. nin artırılması, verimliliğin artırılması, işletmelerin ciye ulaşamamaktadır. Alacağı DGD miktarı düşük olan ve kayıt için gerekli harcamaları yüksek olan küçük üretici sisteme girememektedir. Bu nedenle üretilen ürüne, verime ve bölgeye göre değişen, üretimle bağlantılı bir DGD’ nin yapılması konusunda Kanun Tasarısına hüküm koyulmalıdır. DGD sistemine hayvancılık ve su ürünlerini de dahil doğru bir yaklaşım olacağı inancındayım. Geçmiş yıllardaki destekleme uygulamaları incelendiğinde karşımıza çıkan en belirgin sorun, destekleme ödemelerinin zamanında yapılamamasıdır. Destekleme ödemelerini bir ‘‘can suyu’’ olarak algıladığımızda geciken suyun herhangi bir işe yaramayacağını açıktır. Bu nedenle uygulanan ve uygulanması planlanan tüm desteklerin zaman planlamasının yapılması faydalı olacaktır. Bu konu, Bakanlığımızın üzerinde öncelikli olarak durması gereken bir konudur. Bu bağlamda önerim; mutlaka bir ödeme takviminin yapılması ve bunun çiftçilerimize duyurulmasıdır. Ayrıca, girdi desteklerinin her bir üründe en çok harcamanın yapıldığı dönemler 17