13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sektörün ihracat içindeki payı giderek düşüyor ‘Ege, tarım ürünlerini değerlendirmeli’ Yusuf ÖZKAN İ ZMİR Ege Bölgesi’nin zeytin ve zeytinyağı, pamuk, tütün, incir, üzüm gibi geleneksel ürünleri, ‘‘desteksiz’’ tarım sektörünün her geçen yıl daha fazla kan yitirmesinin sıkıntısını yaşıyor. Bu ürünler arasında, değişen tüketim alışkanlıklarına bağlı olarak zeytinyağı sektörüne ilginin yoğunlaştığı gözlenirken, pamukta yaşanan sorunların ‘‘dışa bağımlılığı’’ da beraberinde getirdiğine dikkat çekiliyor. Ege Bölgesi’nden dünyanın dört bir yanına, kuru üzüm, kuru incir, zeytin ve zeytinyağı satıyor. Geçen yılki ülke geneli ihracat verileri baz alındığında, toplam satışın yüzde 86.3’ünün sanayi, yüzde 1.9’unun madencilik, yüzde 11.9’unun da tarım ürünlerinden kaynaklandığı gözleniyor. Toplam 12 birlikten 7’sini, tarım ve hayvancılık örgütlerinin oluşturduğu Ege İhracatçı Birliği verilerine göre ise, 5 yıl önce yüzde yüzde 48.6 olan tarım ve hayvancılık ürünlerinin ihracat payı, geçen yıl yüzde 40.4’e, toplam gelir rakamı da 1.9 milyar dolara gerilemiş durumda. Ege İhracatçılar Birliği Başkanlar Kurulu Başkanı Servet Eröcal, yaşanan durumu, bölgedeki üreticilerin rakip ülkelerdeki gibi yeterli desteği görmemesine, plansız üretime ve son yıllarda döviz kurlarında sektör aleyhine gelişen dalgalanmaya bağlıyor. 2000 ve 2001 yıllarında yaşanan ekonomik krizler sonrasında dalgalanmaya bırakılan döviz kurlarının, bugünlerde yaklaşık 4 yıl önceki düzeye düştüğünü belirten Eröcal, ‘‘Bu sürede hammadde, işçilik ve enerji girdileri çok ciddi artışlar gösteren ve hemen hemen hiç ithal girdi kullanmayan tarım ve hayvancılık ürünleri ve mamulleri sektörü, yıllardan beri çok büyük güçlüklerle kazandığı pazarları kaybetmemek için maliyetine, hatta öz sermayesini riske ederek zararına ihracat yapmaya devam etmektedir’’ diyor. Türkiye’nin yaklaşık yüzde 5’i kadar bir toprak büyüklüğüne sahip olan Hollanda’nın, tek başına 50 milyar dolara ulaşan tarım, hayvancılık ürünleri ihraç ettiğine dikkat çeken Eröcal, ‘‘Türkiye, elindeki potansiyelle 100 milyar dolarlık tarım ürünü ihracatını yapabilecek bir ülke olmasına karşın, gerekli desteği göremediğinden ve üretimdeki plansızlık nedeniyle bugün yaklaşık 8 milyar dolarlık ihracatı ancak gerçekleştirebilmektedir. Dileğimiz, net döviz girdisi oranı çok yüksek olan ve büyük bir gelişme potansiyeline sahip bulunan tarım sektörünün önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Ancak bu şekilde tarım sektörünün ülkenin sosyal güvenlik sübabı olması ve ihracatımıza gerekli katkıyı sağlaması mümkün olacaktır’’ diye konuşuyor. Bir zamanlar dünya üretiminde ilk sırada yer alan Türk pamuk sektörü de derin bir krizin içinde. Kalitesi konusunda herkesin üzerinde görüş birliğine vardı ğı Ege pamuğu, ‘‘desteksiz’’ bırakılmanın kurbanı. Türkiye’de üretim hızla düşerken, yıllık gereksinim miktarı 1 milyon 400 bin tona ulaşmış durumda. Ülkemiz üretim açığını ithalatla kapatmaya çalışıyor. 2001 yılında 500 bin ton olan ithalat, 700 binlere dayanmış durumda. Bunun için geçen yıl Yunanistan’dan bile 100 bin tonluk ithalat yapılmış. TARİŞ Pamuk Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cavit Ancın, tarımda dışa bağımlı duruma getirilen Türkiye’de, pamuk üreticinin giderek yok olduğunu vurgulayarak, yaşanan sıkıntıyı şöyle özetliyor: ‘‘Tekstil sektörünün hammaddesini oluşturan ve stratejik ürün konumundaki pamukta, kaygı verici gelişmeler yaşanıyor. Türkiye’nin lokomotif sektörü tekstilin pamuk gereksinimi artarken, üretim yanlış politikalar nedeniyle azalıyor. Üretim açığı ithalatla kapatılıyor. 2002/2003 sezonunda 964 bin hektar olan üretim alanı geçen sezon 629 bin hektara, yine 2002/2003 sezonunda 966 bin ton olan toplam üretim, geçen sezon 898 bin tonlara dek düştü. Ülkemizin pamuk ithalatında dünyada ikinci sıraya yükseldiğini görmek acı verici bir gerçek. Hükümetimiz 2004 yılı ürünü kütlü pamukta kilogram başına 190 bin, sertifikalı üretime ise 228 bin prim ödemesi yapacak. Ancak dağıtım sistemindeki aksaklıklar nedeniyle Ege pamuk üreticisinin büyük bölümü bundan yararlanamıyor. Bunun biran önce düzeltilmesi gerekiyor.’’ Uzmanlara göre pamuktan kaçan üretici, mısıra, zeytine yöneldi. İçerdiği kalıntılar nedeniyle zaman zaman Avrupa kapısından dönen incir, biber, bal gibi tarımsal ürünlerimiz, kontrol ve denetim alanındaki eksiklikleri gözler önüne seriyor. Çıkarılan yasalara karşın, tarıma dayalı ihracata yönelen şirketlerin mali yapılarının zayıf olduğuna dikkat çeken uzmanlar, süreç içinde durumun düzeleceğine inanıyorlar. İzmir’de kurulu ve Ege’nin geleneksel ürünlerinin kontrolü konusunda uzman kuruluşlardan Ege Analiz şirketinin Genel Müdür Yardımcısı ve Laboratuar Sorumlusu Ümmühan Tibet, özellikle 45 yıl öncesine dek kuru incir ihracatını etkileyen alfatoksin sıkıntısının, bilinçlenmeyle büyük oranda aşıldığını söylüyor. İhracata dönük üreticinin kendi tesislerinde bir analiz laboratuar kurmasının güçlüğüne dikkat çeken Tibet, ‘‘Üreticimiz ve ihracatçımız daha yeni yeni bilinçleniyor. Gıda güvenliği konusu gündeme geldiğinde bizim gibi laboratuvarlara da ilgi artıyor’’ diye konuşuyor. Başarı örneği: Tariş Zeytin Yaşanan sıkıntılara karşın son yıllarda bir zamanlar ‘‘karadelik’’ olarak nitelenen tarım satış kooperatifi birliklerinin yaptığı atılım da dikkat çekiyor. Bunların başında da TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği geliyor. Uyum çalışmaları kapsamında AB Zeytinyağı Mevzuatı’nı Türkçe’ye çevirerek, üretim ve organizasyon yapısını yenileyen birlik, Birleşmiş Milletler’e Bağlı Uluslararası Zeytinyağı Konseyi’nin (UZK) kriterlerine uygun Türkiye’deki 2 laboratuardan birini de kurdu. Son yıllarda gündemde öne çıkan ‘‘gıda güvenliği’’ konusuna eğilen birlik, Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tesisleriyle UZK’nin kalite garantisini almayı başardı. Birlik, ‘‘TARİŞ Zeytinyağı’’ markasını 30 ülkeye satarken, 1 Kasım 2004 ile 31 Mart 2005 tarihleri arasında gerçekleştirilen toplam 9 bin 222 ton ihracattan, 36 trilyon 205 milyar lira gelir elde etti. Birlik ayrıca ‘‘TaZe’’ adıyla butik mağazacılığa da yönelerek, ABD’nin Chicago kentinde ilk mağazasını açtı. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden de benzer mağaza istemlerinin geldiğini belirten TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, ‘‘Bu bir anlamda Türk ürünlerinin ve zeytinyağlarımızın iddiasını ortaya koymaktadır’’ diyor. Ege İhracatçılar Birliği Başkanlar Kurulu Başkanı Servet Eröcal’a göre, bölgedeki üreticiler rakip ülkelerdeki gibi yeterli destek görmüyor. 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle