Katalog

UMHURİ Y E T " İ Aziz KOCAOĞLU İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Değerli Hemşerilerim, Sevgili kentimiz İzmir'in kurtuluşunun 86. yılında her zamanki gibi onur ve mutluluk doluyuz. Bize bu anlamlı günü armağan eden Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah ve düşünce arkadaşlarını saygı, sevgi ve bağlılıkla anıyoruz. 9 Eylül, yalnızca bir kentin kurtuluşunu değil, yepyeni bir ülkenin, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna doğru atılmış, dünya tarihinin ender büyük adımlarından biridir. 15 Mayıs 1919'da İzmir'in işgaliyle başlayan karanlık bir dönem, emperyalizme karşı bir halkın direnişi sonucu, 9 Eylül 1922'de yine İzmir'in kurtuluşuyla bitmiş; çöken bir imparatorluktan, çağdaş, demokratik ve laik bir ülke yaratılma sürecine geçilmiştir. Bu nedenle biz yalnızca onurlu bir geçmişin değil, aynı zamanda bu değerlerin simge kentiyiz. İzmir denince, içinde çağdaş insanların yaşadığı, aydınlığın sarsılmaz bir kalesi akla gelir. Yarınlarda da kentimiz bu nitelikleriyle anılacak, Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde, bilimin, kültürün, sanatın ışığıyla aydınlanan, mutlu bir kent olarak yaşayacaktır. İşte bunun için, yalnızca tarihin onur sayfalarını okumak yetmez. Onlardan aldığımız güçle, yarmlara "İzmirlilik ruhuyla" yürümemiz gerekir. Kentimizin gelecekte de ülkesine ve dünyaya örnek olmasını istiyorsak, elbirliği ile çalışmamız, birbirimize destek olmamız, asla yorulmamamız gerekir. Başta laiklik olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti'ni saygın kılan bütün değerlerini sonuna dek korumak ve bir yaşam biçimi olarak sürdürmenin yanında; bu olağanüstü temeller üstünde kentimizi geliştirmek, ülkemize ve çocuklarımıza karşı vazgeçilemez bir sorumluluktur. Sevgili İzmirliler, İzmir'in Büyükşehir Belediye Başkanı olarak çalışmayı İzmirlilere hizmet etmeyi ömrünün en onurlu görevi olarak kabul ediyorum. Başta rahmetli Ahmet Piriştina olmak üzere îzmir için emek verip ter dökmüş herkesten aldığım güç ve esinle çalışırken en büyük amacım kentimize dair felsefenin hayatiyet kazanmasıdır. Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz bundan sonra da gerçekleştireceğimiz her hizmetin bir "İzmir İmcesi" olduğunun bilinmesini isterim. Bize çalışma gücünün ve kararlılığınm işte bu imece ruhu vermektedir. Metrosu'ndan Kent Ormanı'na, sosyal hizmetlerimizden Türkiye'nin simgesi olacak kültür sanat yatırımlarına, ulaşımdaki yeniliklerden altyapı yatırımlarımıza, İzmir Büyükşehir Belediyesi her eylemini, kentiyle ve hemşerileriyle tasarlamakta ve gerçekleştirmektedir. Dinginliğimiz, çalışırken fazla gürültü çıkarmamamız, iş yapmaktan konuşmaya fırsat bulamamışlığımız, kimileri için bir zaaf gibi görülebilir. Ama biz, "dolu teneke ses çıkarmaz" ilkesine inanıyor ve bunlara ayıracak zaman da bulamıyoruz. Kuşkusuz, eleştirilecek yanlarımız da vardır. Ama inandığım bir sözü anımsatmak isterim; hata yapmak, yalnızca çalışanların hakkıdır. Makyajla, göz boyayan işlerle, popülist ve reklama dayanan gün geçirmelerle uğraşarak ve kentimizin olanaklarını kişilerin çıkarlarına yönelik faaliyetlerle değerlendirmek gibi bir anlayişı, en başından beri titizlikle savunduğumuz kentlinin, genelin ve kamunun yaranna projelerle zenginleştirdiğimiz sosyal belediyecilik anlayışıyla asla bağdaştıramıyoruz. Değerli Hemşerilerim, 9 Eylül, kentimizin kurtuluş ve onur günü olduğu kadar, bu kente dair niyetlerimizin, beklentilerimizin ve yaptıklarımızın kendimizle hesaplaşma günüdür. Artık bu günler, biraz da bu açıdan değerlendirilmelidir. Penceremize astığımız bayrağımızm gölgesinde, geleceğe güvenle bakmanın, İzmirli olmanın, İzmir'i sevmenin coşkusuyla, "İzmir için neler yapabilirim" sorusuna yanıt aramak görevimizdir. Haydi gelin bu 9 Eylül'de İzmir'in geleceğini birlikte düşünelim. Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm değerlerinin simge kenti olan İzmirimizi geliştirmenin yollarını bulalım. Yerel, ulusal ve evrensel açıdan biçilmeye çalışılan giysilerin, kentimize ve ülkemize yakışıp yakışmayacağım değerlendirelim. Bunu başkalarına bıraktığımızda neler olduğunu tarihe bakarak anımsayalım. Bu gelişmeler ışığında 9 Eylül 1922 yani İzmir'in emperyalist işgalden kurtuluşunun devrim tarihimiz içerisindeki önemi gerçekten de çok büyüktür, anlamlıdır. Bu tarih yanlızca emperlayalistleri ülke topraklarmdan atmamızı sağlamamış, aynı zamanda modern Türkiye tarihinin de başlangıcını oluşturmuştur. Bu anlamda 9 Eylül modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sürecinin de başlangıcıdır. Ümmet anlayışmdan uluslaşma çağdaşlama anlayışına geçişin başlangıç noktasıdır. Padişahın kullarından tebasından bir yurttaş ve vatandaş yaratma projesinin dönüm noktasıdır. 9 Eylül aynı zamanda Türkiye'nin çağdaşlaşma mücadalesinin yanmış ve yıkılmış tüm kurumlarıyla çağın gerisinde kalmış bir imparatorluğun enkazmdan modern bir ulus devlet yaratma savaşımının adıdır. Ne mutlu bizlere ki içinde yaşadığımız kent böylesine onurlu böylesine anlamlı bir misyona sahiptir. Unutmamalıyız ki îzmir tarih ve coğrafyanın yeryüzüne aramağan ettiği ender güzelliklerden birinin adıdır. Binlerce yıllık geçmişini anımsadığımızda içimiz titriyorsa bereket fışkıran toprağına ve denizine baktığımızda yüzümüz gülüyorsa Izmir'de doğmamış bile olsak yürek ferahlılığı ile İzmirliyim diyebiliriz. Renklerimizi birleştirip yaşama sevinci kokan mozağimizi paylaşabiliyorsak İzmir'i hak ediyoruz demektir. Rüzgârından suyuna kaldırımından çöpüne her şeyi ile ilgileniyor, koruyor, gözetiyorsak İzmir bizim için harika bir eve dönümüş demektir. Çünkü kentler onlara sahip çıkanlarındır. Bu duygulardan biri bile eksikse 9 Eylül'ler içi boşaltılmış günlere döner. O zaman tarihe coğrafyaya kente ve ülkeye yazık edilmiş olur. İşte bu yüzeden 9 Eylül'ler bağımsızlığımızı, ülkemizin değerlerini, bunlar için ödenen bedelleri anımsamak kadar, "kentlilik bilincimizi" temize çekme günleridir. Cumhuriyet gazetesinin değerli imecesiyle çıkan bu yayın, seçkin yazarlarımızın katkısıyla, bizi buna çağırıyor. Emeği geçen herkesi kutluyor, teşekkür ediyorum. 9 Eylül kurtuluş bayramımız kutlu olsun, yaşasın İzmir, yaşasın laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti.