Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Tarım Gıda Hayvancılık 49 / 9 Eylül 2008 ıllardır pek çok kere sorulur,”Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar” diye, bence hangisinin hangisinden çıktığı önemli değil. Çünkü her iki ürün de insan yaşamı için son derece önemlidir. İnsan organizmasının mutlaka dışarıdan alması zorunlu olan ve adına elzem amino asitler dediğimiz ve de proteinlerin oluşmasını sağlayan bu temel taşlarının kaynağı hayvansal orijinlidir. Proteinler yaşamın olmazsa olmaz parçasıdır, insan hayatında büyüme ve gelişmeden tutun da zekâ gelişimi ve sağlıklı kalmak gibi çok önemli işlevlerde başrolü oynarlar. Bunca önemli aminoasitlerin eksikliği ve giderek bu eksikliğin giderilmemesi sonucunda vücut direnci düşer ve organizma hastalıklara karşı direnemeyen açık bir kapı haline gelir. Hayvansal gıda kayaklarının önemini kısaca bu şekilde ortaya koyduğumuzda, bu gıdaların kendi arasındaki karşılaştırmalarına baktığımızda tavuk etinin diğer kırmızı etlere göre bazı avantajlara sahip olduğunu görürüz. Bu avantajlar birinci bölümde, teminindeki kolaylık ve parasal yönden daha ucuz oluşu ile kendini gösterir. İkinci bölüm ise sağlıklı yaşam açısından çok daha önemlidir. Protein yönünden baktığımızda, sofralık piliç dediğimiz broiler etinde % 18.6 iken bu oran sığır etinde % 18.7, koyun etinde % 17’dir. Bunun yanı sıra yağ oranlarına baktığımızda Broiler etinde yağ oranı % 15.06 iken, sığır etinde bu oran % 18.2, koyun etinde ise %21 dir. Bu kıyaslama da göstermektedir ki özellikle yağsız diyet gerektiren durumlarda tavuk etinin bu özelliği tercih nedeni olmalıdır. Tavuk etinde kas liflerinin kısa olması hazmının diğer etlere göre daha kolay olmasının sağlar. Çocukların, yaşlıların ve hareketsiz hastaların beslenmesinde de ayrıca bir avantaj sağlar. Tavuk eti tüketiminin, ülkemizde maalesef tüketim alışkanlığı yaratılamadığı için çok düşük seviyelerde olduğu bir gerçektir. İsrail’de kişi başına düşen yıllık tavuk eti tüketimi 50 kg. ABD ‘de 33 kg. seviyelerinde iken bu oran ülkemizde hala 6–7 kg. dolaylarındadır. Oysa ülkemizde bu sektöre ait entegre tesislerimiz rahatlıkla dışarı ile boy ölçüşecek bir seviyeye gelmiş ve hatta bir çok ül Y H. Yalçın KÖKSAL Veteriner Hekimler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Tavuk eti daha kolay hazmediliyor Tavuk ürünlerinin değişik, uzun ömürlü ve cazibeli ambalajlarda sunmak toplumda ihmal edilen bu önemli gıda kaynaklarına ilgiyi artırır. keyi geçmiştir. Bu tesislerde yapılan üretim son derece sağlıklı ve ideal ölçülerdedir. Halkımızın tercihlerini özellikle markalı ürünlerden yana kullanmalarının kendi sağlıkları açısından ne kadar önemli olduğu hiç usanmadan anlatılmalıdır. Bence bu tarzda yapılacak çalışmalar halk sağlığı açısından koruyucu hekimlik olarak kabul edilmelidir. Tavuk etinde yaşanan tüketim sıkıntıları aynı boyutta yumurta içinde geçerlidir. Besleyicilik açısında en önemli bir gıda olan yumurta içinde yapılacak karşılaştırmalar maalesef tavuk eti tüketiminden farklı değildir. Bir yandan iç tüketime ait çalışmalar yapılırken, bu sektörün kısa vadede içinde bulunduğu sıkıntıları aşabilmesinin dış ticaret seferberliği ile yurt dışına ihracat olanaklarının sağlanmasından geçer. Ülkemizde benim bildiğim 56 kadar büyük entegre işletmemiz, Avrupa normlarına uyumlu ve hatta o normları aşabilecek hacim ve teknolojiye sahip işletmelerdir. Bu işletmeler bu sektörün tüm yükünü taşıyan ve ülkemiz için övünç kaynağı teşkil etmektedirler. Özellikle iç tüketimi özendirmek açısından tavuk eti ile ilgili çeşit yaratmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Yani bizler tavuk etini çok dar kalıplarda algılamaya alışmışız. Mesela tavuk eti denince önce haşlama aklımıza gelir daha sonra kızartma ve son 35 senedir de ızgara olarak tüketim aklımıza gelir. Izgara da tatil günleri pikniğe giderken kanat ve pek de az olsa pirzola tercihinden öteye gitmez. Oysa dünyaca ünlü, Türk Mutfağı maharetlerinden yararlanarak tavuk etinden pek çok çeşit üretmemiz mümkündür. Bu ürünleri değişik, uzun ömürlü ve cazibeli ambalajlarda sunmanın da toplumda ihmal edilen bu önemli gıda kaynaklarına ilgiyi artıracağı kanaatindeyim. Yukarıda sözünü ettiğim ve ülkemizin övünç kaynakları olarak gösterdiğim işletmelerin bu gün için çok zor koşullarda varlıklarının sürdürmek için adeta savaştıklarını biliyorum. Ürettikleri emtiaları maliyetlerinin altında satmak zorunda kaldıkları da bir gerçek. Ancak unutmayalım ki dayanma gücü kalmayan bu işletmeler devam edemezler ise hem bunca yılın emeklerine yazık olur, hem milli servetlerimiz heba olur ve hem de buralarda çalışan ve bu çalışanların geçindirdikleri binlerce aile açıkta kalır. Sadece çalışan aileler değil aynı zamanda sektöre hizmet ve ham madde sağlayan pek çok işletmede büyük kayıplara uğrar. O halde, ilgili ve yetkililere düşen pek çok görev var, öncelikle ihracat kapılarını sonuna kadar zorlamaya çalışan bu işletmelerimizin yanında olmak ve sadece sözde değil her an her ortamda mücadele etmek. Çünkü sözünü ettiğim bu işletmelerimizin sunacakları ürün kalitesi en büyük garanti olarak ceplerinde hazır bir silahtır. Diğer taraftan kamu kuruluşları, askeri kaynaklar, hastaneler ve eğitim kurumlarında tavuk eti tüketimini cazip kılmak. Yetiştirme girdilerinde ya da pazarlama aşamasında devlet desteği vermek. Bilinçli tüketim için eğitimler vermek Bu saydıklarım, sadece bu sektörü mali açıdan rahatlatmak amacını taşımaz. Bu sayede dengeli ve yeterli beslenen nesiller yetiştirmek adına da hem vatani ve hem de insani bir görev olarak ilgillerin ilgisini beklemek amacını taşımaktadır. Ülkemizde tarım ve hayvancılık sektörünün hemen hemen hepsinin de aynı ilgi ve planlamaya muhtaç olduğu gerçeğini de bir kez daha tekrar ederken, hangisinin hangisinden çıktığını düşünmeden tüketebileceğiniz bol tavuklu ve bol yumurtalı sofralar dilerim. GAZİANTEP (A.A) Gaziantep Tarım İl Müdürü İbrahim Yılmaz, pide fırınlarına AB standardı getireceklerini söyledi. Yılmaz, Gaziantep'te oldukça yaygın olan pide fırınlarının belirli bir standartta üretim yapmaları amacıyla Tarım İl Müdürlüğü olarak başlattıkları çalışmaların aralıksız sürdüğünü belirtti. Tarım Bakanlığı tarafından AB uyum paketi kapsamında ekmek üretimine belirli bir standart getirildiğine dikkati çeken Yılmaz, ''Türkiye'de maalesef bir çok ekmek fabrikası veya pide fırını belirli bir standart ekmek üretimini yapmadıklarını yapılan denetimlerde gördük. Bu durumda halkın genel sağlığının bozulmasına yol açıyor. Bizde ekmek üretimine belirli bir standart getirmek için bir çalışma başlattık'' diye konuştu. Gaziantep'te 950 pide fırını bulunduğunu ifade eden Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu fırınların tamamını yaklaşık 6 ay önce denetledik. Denetimler sırasında, üretim izni, çalışma ruhsatı ve çeşitli fiziki eksiklikleri bulunan fırınların bu eksikliklerini bir tutanakla tespit ettik. Fırın sahiplerine bu eksiklikleri yazılı olarak bildirdik. Onlara bu eksiklikleri en kısa sürede gidermeleri için süre verdik. Yaklaşık bir aydır ikinci kez denetimlere başladık. Bu denetimler sırasında öncelikle süre verdiğimiz fırın sahiplerinin eksiklikleri giderip gidermediklerine bakıyoruz.'' Yılmaz, halkın genel sağlığı ile oynayan ve üretim izni olmadan üretim yapan tüm gıda firmalarına karşı denetimleri artırdıklarını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı: ''Halkımızın sağlığı bizim için çok önemli, pide fırınlarımıza AB standardı getiriyoruz. 950 pide fırınını ikinci kez denetliyoruz, son uyarılarımızı dikkate almayan pide fırınlarına bin YTL para cezası ardından kapatma cezası vereceğiz.” Pide fırınlarına AB standardı 5