Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Tarım Gıda Hayvancılık 49 / 9 Eylül 2008 Gıda sektörü büyük sıkıntıda ünya genelinde emtia fiyatlarında görülen yükseliş trendinin, gıda ürünleri için de aynen geçerli olduğu görülmektedir. Küresel ısınmanın getirdiği kuraklık tarımsal üretimin artış hızını kesecek boyutlara ulaşmıştır. Tarımsal ürünlerin arz tarafında böylesine bir sıkıntı yaşanırken, petrol ve doğalgaz fiyatlarında yaşanmakta olan büyük oranlı yükseliş, tarımsal ürünlerin enerji üretmek amacıyla kullanılması sürecini getirmiştir. Bugün tarımsal ürünlere yönelik olarak giderek artan bir ivmeye sahip endüstriyel talep oluşmaya başlamıştır. Neticede, tarımsal ürünler arzının hızının yavaşlaması, buna karşılık talebin artmaya devam etmesi, doğal olarak tarımsal ürünlerin fiyatlarında yükselme baskısı oluşturmuştur. Dünya genelinde yaşanan bu süreçten ülkemizin de etkilendiğini hepimiz biliyoruz. Bazı ürünlerin fiyatlarındaki radikal artışlar kamuoyu gündeminde uzun süre yer almıştır. Pirinç fiyatlarının yükselmesi nedeniyle yaşanan tartışmalar, halen tazeliğini korumaktadır. Benzer tartışmaların, başka ürünler için de yaşanması hiç de sürpriz olmayacaktır. Borsamız işlem hacmi verilerine baktığımızda, fiyatlardaki artış eğilimi çok net biçimde görülmektedir. 2007 Yılı İlk Altı Ay 970,7 624,2 64 2008 Yılı İlk Altı Ay 770,3 728,1 94 % Değişim Oranı 20,6 + 16,6 + 46,8 D Ö. Abdullah ÖZDEMİR Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Aynı dönemlerde, parasal işlem hacminde yüzde 16,6 oranında bir artış olduğu görülmektedir. Buradan hareketle fiyatların yükseldiğini çok rahatlıkla Geleneksel olarak ihracatçı olduğumuz bazı ürünlerde, Tablo dikkatle incelendiğinde, borsamızda işlem bu yıl ihracat yapma imkanı gören ürün miktarında, 2008 yılının ilk altı ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre, yüzde 20,6 oranında bir azalış söz konusudur. Bu durum, tarımsal bulamayacağız. Buna en güzel örnek, ürünlerin üretiminde ve ticaretinde bir sıkıntı oldukırmızı mercimek. ğunun işareti olarak algılanabilir. söyleyebiliriz. Fiyatların hangi oranda yükseldiğini, birim fiyatlardaki değişim oranı göstermektedir. Buna göre, içinde bulunduğumuz yılın ilk altı ayında, İşlem Hacmi (Bin Ton) Parasal İşlem Hacmi (Milyon YTL) Birim Fiyat (Ykrş/Kg) Ö. Abdullah ÖZDEMİR borsamızda işlem gören ürünlerin fiyatı, geçen yılın ilk altı ayına göre, yüzde 46,8 oranında artmıştır. Ülkemizdeki genel enflasyon oranının yüzde 10 dolayında olduğu dikkate alındığında, tarımsal ürün fiyatlarındaki enflasyonun 3,5 kat daha fazla olduğu görülmektedir. Bu hepimizi yakından ilgilendirmesi gereken, son derece çarpıcı bir sonuçtur. Tarımsal ürünler açısından, hepimiz tüketici konumundayız. Dolayısı ile tarımsal ürünlerdeki enflasyonun bu kadar yüksek olması, geniş kesimlerin refahını ve yaşam standartlarını olumsuz olarak etkileyebilecektir. Ayrıca, tarımsal ürünlerdeki yüksek enflasyonun devam ederek, kronik hale gelmesi durumunda, enflasyonla mücadele programı hedefine ulaşılması imkansız hale gelecektir. Resmi enflasyonhissedilen enflasyon ayırımı ortaya çıkacaktır. Düşük gelirli toplumsal kesimlerin bütçelerinde gıda harcamaları daha büyük bir yer tuttuğundan, bu kesimlerin hissettiği enflasyon oranı çok daha büyük olacaktır. Yoksul kesimler, gelirlerini aynı oranda artıramadıkları için, enflasyon karşısında ezilmeye devam edeceklerdir. Üstelik artan fiyatlar, üreticilerin gelirlerinde bir yükselme getirmemektedir. Üretim miktarındaki azalma ve girdi fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle, üreticilerin refahı yerinde saymaktadır. Artan ürün fiyatları, bu ürünleri yurtdışına satan ihracatçılarımızı da zor durumda bırakmaktadır. Geleneksel olarak net ihracatçı olduğumuz bazı ürünlerde, bu yıl ihracat yapma imkanı bulamayacağız. Buna en güzel örnek, kırmızı mercimektir. Benzer şekilde, tarımsal ürünleri hammadde olarak kullanan sanayicilerimiz de, artan fiyatlardan şikayetçidirler. Yükselen hammadde maliyetleri nedeniyle, gıda sanayimizin küresel rekabete ayak uydurması giderek zorlaşmaktadır. Sonuç olarak, tarım sektörünü oluşturan tüm alt grupları tedirgin eden bir süreç yaşanmaktadır. Tüm kesimlerin refahını artırmaya yönelik, dünyadaki gelişmeleri dikkate alan, uzun soluklu politikalarla bu sürecin olumsuz etkilerinin en aza indirilebileceğine inanıyoruz. ERSİN (Cumhuriyet) Mersin, bakliyat piyasasının merkezi konumuna geldi. Konuya ilişkin Mersin Ticaret Borsası tarafından hazırlanan raporda, bakliyat ürünlerinin işlenmesine dayalı sanayinin yaklaşık yüzde 70'inin Mersin'de kurulu olduğu belirtilerek, şu saptamalarda bulunuldu: “Ülkemiz bakliyat ihracatının yüzde 8085' i Mersin üzerinden yapılmaktadır. Mersin Limanı, bakliyat üretim bölgelerinin dünyaya açılan kapısı konumundadır. Bakliyat piyasasının derinliği açısından baktığımızda, Mersin bakliyat piyasasının derinliği, ülkemizin geri kalan kısmındaki bakliyat piyasalarının toplam derinliğinden çok daha fazladır. Mersin bakliyat piyasasında, sermaye, iç ve dış ticaret bağlantıları, bilgi ve deneyim, ürün işleme teknolojisi açısından başka şehirlerle kıyaslana M Mersin, bakliyat piyasasının merkezi mayacak ölçüde bir birikim oluşmuştur. Bakliyat endüstrisinin aradığı niteliklere sahip işgücünün en rahat bulunacağı yer Mersin' dir. Dünya bakliyat piyasalarını en iyi bilen ihracatçıları buradadır. Mersin uluslar arası bakliyat piyasalarında ve kuruluşlarında saygın bir yere sahiptir. Dünya Bakliyat Birliği' nde, ülkemizi Mersin' li bakliyatçılar temsil etmektedirler. Mersin Ticaret Borsası' nın toplam işlem hacmi içinde bakliyat ürünlerinin payı yüzde 40' ın altına inmemiştir. Çoğunlukla da, yüzde 50 dolayında olmuştur. Hiç bir ticaret borsasında, bakliyat ürünleri bu ölçüde işlem görmemektedir. Mersin Ticaret Borsası, toplam işlem hacmi açısından, ülkemizin en büyük 10 borsasından birisidir. İşlem hacminde, ülkemizdeki ticaret borsaları içinde dördüncülüğe kadar yükselmiştir.” 16