Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Tarım Gıda Hayvancılık 49 / 9 Eylül 2008 Yem sektörü ayakta kalma savaşımında Türkiye Yem Sanayicileri Birliği ncelikle, agroendüstri olarak adlandırılan, çiftçiden aldığını yine çiftçiye satan, hayvancılık sektörünün girdilerinin yüzde 70’i olan karma yemi üreten, karma yem sektörünün problemleri halledilmeden, hayvancılığımızın geliştirilmesinin imkansız olduğu mutlaka göz önünde tutulması gerekmektedir. Yem sanayisinin en büyük sorunu hammadde temininden kaynaklanmaktadır. Dünya nüfusunun artması, yağlı tohum bitkileri, mısır, buğday, arpa gibi bitkisel ürünlerin Biyodizel, ethanol gibi alternatif enerji kaynakları için kullanımlarının artması bu ürünlerin tüketim rakamlarını arttırmaktadır. Ayrıca; küresel ısınma ve su kaynaklarının azalması dünya bitkisel üretiminde bazı yıllar ciddi düşüşlere sebep olmaktadır. Bunun en ciddi yansıması sektörümüzün en önemli hammaddelerinden olan mısırda görülmekte olup, 20032004 döneminde 644 milyon ton olan dünya mısır tüketiminin 20072008 döneminde 778 milyon ton’a ulaşacağı tahmin edilmektedir. Sabit sayılabilecek dünya hububat arzı yanında, talebinde görülen artış bu ürünlerin fiyatlarını arttırmış ve arttırmaya devam edecektir. Yurtdışında, 2007 Haziran’da 240 $/ton buğday fiyatları, 2008 Haziran’da 380 $/ton’a, yurtdışı fiyatı 2007 Haziran’da 158 $/ton olan mısır ise, 2008 Haziran’da 290 $/ton’a yükselmiştir. Ülkemizde neredeyse üretimi yok denecek kadar az olan ancak özellikle kanatlı yemleri için çok önemli bir hammadde konumunda olan soya fasulyesi ve küspesinde de ciddi fiyat artışları yaşanmış ve yaşanmaktadır. Haziran 2007’de 355 $/ton olan yurtdışı soya fiyatları, 2008 haziran ayında 600 $/ton’a ulaşmıştır. Burada ki kritik nokta, devreden stoklarda da meydana gelen düşüşlerdir. Son 5 yılda dünyada hububatta devreden stoklarda düşmeler olduğu görülmektedir. Dünya mısır ve soya ticaretinde en büyük rolü olan ABD’nin önümüzdeki birkaç yıl içinde dış satımdaki öncü rolünü kaybederek dış alımcı olacağı göz önüne alındığında, durumun ne kadar ciddi olduğunu görebilirsiniz. Ülkemizi de etkisi altına alan bu durumun etkilerinden kurtulmak için, karma yem sektörünün ihtiyacı olan hammaddelerinden öncelikle mısır, buğday, arpa ve soya başta olmak üzere ülke içi üretimlerinin ihtiyacına yetecek seviyelere yükseltilmesi zorunludur. Bunu her ne pahasına olursa olsun gerçekleştirip, dışa bağımlılıktan kurtulmak ülkemiz için hayati öneme haizdir. GAP bölgesi bunun için oldukça elverişli olup; en büyük olanak olarak burası gözükmektedir. Bu durum hem kalite hem de fiyat rekabeti yaratacaktır. Hububat hasadının, kuraklık nedeniyle düşüş göstermesi çiftçinin mali gücünü zayıflatmakta, bu durum harman vadeli karma yem alan çiftçinin Ö ödemede zorlukla karşılaşmasına neden olmaktadır. Dolayısı ile karma yem sektörüne para dönüşünde büyük aksamalar yaşanmaktadır. Bu olumsuzlukların giderilebilmesi, hayvancılığın temeli olan yem sektörünün ayakta kalabilmesi için; ? Toprak ve su yönetiminin etkinleştirilmesi, ? Tarımsal ürün borsalarının geliştirilmesi, ? Tarıma dayalı sanayi ürün artıklarının kullanımının özendirilmesi, ? Dünya fiyatı + prim sisteminin geliştirilerek, iç ve dış piyasa arasındaki dengenin kurulmaya çalışılması, Dünya mısır ve soya ticaretinde büyük rolü olan ABD’nin önümüzdeki birkaç yıl içinde dış satımdaki öncü pozisyonunu kaybederek dış alımcı olacağı göz önüne alındığında, durumun ne kadar ciddi olduğu görülebilir. ? Tarımda kullanılan enerjinin daha çok desteklenmesi, ? Alternatif yem bitkilerinin üretiminin artırılması için gerekli düzenlemelerin yapılması, gerekmektedir. Sektörümüzün özellikle kanatlı yemi üretenlerin en önemli hammaddelerinden biri olan soya üretiminin artırılmasına özel önem verilmelidir. Soya üretiminin artırılmasının önündeki en büyük engeller olarak gördüğümüz hususların iyileştirilmesine çalışılmalıdır. ? Dünya standartlarında soya fasulyesi üretimi ? Destek primlerine artırılarak devam edilmesi ? Üretilen soyanın belirlenecek bir kurum tarafından satın alınarak, sektöre dünya fiyatları ile 1 yıl boyunca sunması ? Üretim için çiftçi eğitimi ve yayım hizmetlerinin iyileştirilmesi ? Dünya standartlarında soya işleme tesislerinin teşvik edilmesi Ülkemiz şartlarında insan gıdası için önemli olan buğday üretimini süne, kımıl gibi hastalıkla mücadele, hasat kayıplarının asgariye indirilmesi, sertifikalı tohum kullanılması vb. etkin tedbirler alınarak, artırmak, un dış ticaretindeki dünyadaki öncü rolümüzü kaybetmemek zorundayız. Böylece; katma değer yurtiçinde kaldığı gibi, un sanayi artığı kepekte gün geçtikçe artan ithalatımızı sıfırlamış olacağız. Ülkemiz mısır üretiminin ihtiyacın üzerinde artırılarak, orta vadede ihracatı veya etanol üretimi, nişasta üretimi gibi hedefler arasına alınmalıdır. Böylece anılan sanayi artıkları sektörümüz için iyi birer hammadde konumunda olacaktır. İnsanlarımızın dengeli beslenmesi bakımından önemli olan ve sektörün karma yem satışını doğrudan ilgilendiren hayvansal ürün tüketimini artıran tanıtım faaliyetleri (süt ve yumurta tüketim kampanyaları gibi) sektörün gelişimi için faydalı olacaktır. Tüm hayvansal ürünler dahil olmak üzere; karma yem ve hammaddelerinde uygulanan yüzde 8’lik KDV oranının yüzde 1’ler seviyesine çekilmesi ile Devlet vergi gelirleri azalmayacak, aksine artacak, haksız rekabet önlenecek, hayvansal ürün tüketimi artacaktır. Bitkisel ve hayvansal ürün maliyetlerinin aşağıya çekilmesi açısından, taşımacılıkta karayolu yerine demir ve deniz yolu taşımacılığına önem verilmeli, konu ile ilgili mevcut engeller ortadan kaldırılmalıdır. Tüm dünyada olduğu gibi, rekabetçilik, üretim ve verimlilik esas olmak üzere, tarım desteklenmelidir. 26