15 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ambalajlı ürüne ilgi artıyor İ ZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Türkiye peynir ve yoğurt pazarında "Pınar" markasıyla yer alan Yaşar Gıda Grubu yetkilileri, son yıllarda özellikle peynirde ambalajlı ürünlere yöneliş olduğunu vurguladılar. Yetkililerin verdiği bilgiye göre, ABD, Rusya ve Brezilya dünyada peynir tüketimin en fazla olduğu ülkeler. Avrupa ülkelerinde peynir tüketimi son yıllarda yüzde 2 artarken, Türkiye’de bu artış yaklaşık yüzde 3r. Kişi başı tüketim ABD’de yıllık 15 kilograma ulaşırken, bu rakam Avrupa’da 13.7 kilogram. Türkiye’de ise kişi başı tüketim yaklaşık 6 kilogram. Türkiye’de peynir pazarı yaklaşık 2.1 milyar dolarlık bir pazar oluşturmuş durumda. 20032007 yılları arasında üretim miktarı açısından yüzde 22 büyüme gerçekleşmişr. 2007 yılında hanelerin yüzde 97’sine en az bir peynir ürünü girmiş ve her alışverişte ortalama 900 gram peynir satın alınmış. Ambalajlı peynir satın alma oranının her yıl arttığını vurgulayan Pınar temsilcileri, "Buna rağmen satın alınan peynirlerin hala yüzde 80’i açık peynirlerdir. En çok tüketilen peynir çeşidi yüzde 64 tonaj payıyla beyaz peynir, ikinci sırada ise taze kaşardır" diyor. Tüketicilerin bilinçlendikçe ve ekonomik durumları iyileştikçe ambalajlı peynirlere geçiş yaptığını, bu ürünler içinde de en çok sürülebilir peynirler, keyif peynirleri (eski kaşar, dil peyniri, tulum peyniri vb yöresel peynirler), taze kaşarın tercih edildiğini belirten yetkililer, "Sürülebilir Peynirler pazarın tonajda yüzde 14’ünü, oluşturmakta ve her geçen yıl pazardaki payını artırmaktadır. Pınar, sürülebilir peynirde yüzde 46’lık ciro payıyla pazar lideri durumundadır. Bu kategoride Türkiye’de pek çok ilki gerçekleştiren Pınar; Pınar Beyaz, Pınar Labne, Pınar Krem Peynir ve Üçgen Peynir çeşitleri ile tüketicilere yeni lezzetler sunmaktadır" diye konuşuyor. Yaşar Gıda Grubu yetkilileri, son yıllarda özellikle peynirde ambalajlı ürünlere yöneliş olduğunu söylüyorlar… Peynirin yararları Peynirin en önemli tüketim anı kahvaltıdır. Çünkü 8 12 saatlik açlık sonrası vücuda ihtiyacı olan enerjiyi sağlayan ilk öğün kahvaltıdır. Kan şekeri olarak bilinen glikoz için kahvaltı iyi bir kaynak oluşturması açısından önem taşır. Glikoz beyin için en önemli enerji kaynağıdır, çünkü beyin herhangi bir enerji deposuna sahip değildir. Beyin fonksiyonları için (okulda veya iş yerinde) fazla oranlarda glikoza ihtiyaç duyulur. Gün boyunca yapılan fiziksel aktiviteler içinde kasların sürekli kan glikozuna gereksinimi vardır. Ancak sabah sadece karbonhidrat ve şeker içeren bir besinle güne başlamak doğru olmaz yanında mutlaka protein de olmalıdır. Uzmanlar kahvaltının her yaşta insan için özellikle çocuklar için günün en önemli öğünü olduğunu belirtiyor. Yapılan araştırmalara göre kahvaltı yapan çocuklar; ? Günün ilerleyen saatlerinde daha güçlü ve dayanıklı olurlar. ? Konsantrasyonlarını daha uzun süre etkin seviyede tutabilirler. Okullarında daha başarılı bir tablo ortaya koyarlar ve öğrenme zorluğu yaşamazlar. “Açıkta süt, insan sağlığına zararlı” A DANA(Cumhuriyet Bürosu) Açıkta satılan sütün insan sağlığı açısından tehdit oluşturduğu, bu tehditin ortadan kalkması için yapılan sütün iyice kaynatılması işleminde ise besin değerinin yüzde 60'ın üzerinde yok olduğuna dikkat çekildi. Ankara’nın 39 semtinden elde edilen 150 sokak sütü, 109 UHT süt ve 41 pastörize süt örneği üzerinde yapılan laboratuvar analizlerinde, halk sağlığı açısından olumsuz sonuçlara ulaşıldığı, uluslararası standartlarda, 1 mililitre sütte kabul edilebilir bakteri miktarı 5 bin iken, incelenen açık süt örneklerinde bu sayının 100 bine kadar yükseldiğinin ortaya çıktığı belirlendi. Milli Eğitim Bakanlığı Çıraklık Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü ve Tetra Pak Türkiye'nin işbirliğiyle 2001 yılında başlatılan ve geniş kitlelere güvenli gıda tüketiminin önemini anlatmayı amaçlayan, "Sağlıklı Süte Çağrı" seminerleri sonrasında hazırlanan raporda şöyle deniliyor: "Hacettepe Üniversitesi'nin ilgili bölümlerinin de katkısıyla gerçekleşen ve altı hafta süren saha araştırmamızda, Ankara’nın 39 semtinden elde edilen 150 sokak, 109 UHT ve 41 pastörize süt örneği üzerinde yapılan laboratuar analizlerinde halk sağlığı açısından şoke edici sonuçlara ulaşıldı. Buna göre, uluslararası standartlarda, 1 mililitre sütte kabul edilebilir bakteri miktarı 5 bin iken, incelenen açık süt örneklerinde bu sayının 100 bine Tarım aletlerinin KDV oranlarına indirim ŞANLIURFA (A.A) Şanlıurfa'nın Harran İlçesi Ziraat Odası Başkanı Muhsin Özyavuz, tarım makinelerinin KDV oranlarında yapılan indirimin faydalı, ancak tek başına yeterli olmayacağını belirterek, tarımsal ürünlerin girdi fiyatlarında da indirime gidilmesi gerektiğini söyledi. Özyavuz, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında sulamaya açılan Harran Ovasının, sahip olduğu verimli tarım arazileriyle özellikle hububat ve pamuk üretiminde önemli bir yeri bulunduğunu belirtti.Tarımsal üretimin yoğun olduğu bölgede daha çok insan gücünden faydalanıldığını aktaran Özyavuz, tarım makinelerinin KDV oranlarının yüzde 18'den, yüzde 8'e düşürülmesinin tarımsal mekanizasyona yönelimi artırabileceğini ifade etti. Bölge çiftçisinin mazot ve gübre gibi tarımsal ürünlerin girdi fiyatlarının yüksek oluşu nedeniyle sıkıntılı bir yıl geçirdiğini ifade eden Özyavuz, şunları söyledi: ''Tarım makinelerinin KDV oranlarında yapılan indirim faydalı, ancak tek başına yeterli değil. Tarımsal ürünlerin girdi fiyatlarında da indirime gidilmeli. Bölgede pamuk üretimi, bu ürünün satış fiyatının maliyeti karşılayamaması nedeniyle terk edilmeye başlandı. Üreticiler hangi ürünü üretebilecekleri konusunda kararsız kaldı. Ancak, dünya genelinde küresel ısınmaya bağlı olarak kuraklık riskinin artmaya başladığı bir dönemde sanırım hububat üretimine ağırlık verilmesi daha yararlı olacak.'' Muhsin Özyavuz, her yıl yaklaşık 200 bin dönüm arazide tarımsal üretimin yapıldığı Harran Ovasında, 4 bin civarında üreticinin geçimini bu yolla sağladığını belirtti. kadar yükseldiği görüldü." Aynı proje kapsamında yürütülen, "Türkiye'deki Açık Sütün Kimyasal Kalitesi: Vitaminler" başlıklı çalışmada ise açıkta satılan sokak sütünün zaten düşük olan vitamin değerinin, kaynatıldıktan sonra daha da önemli oranda kaybolduğunun saptandığına dikkat çekilen rapor şöyle devam ediyor: "Halk tarafından ucuz olduğu için tercih edilen açık sütün insan sağlığına olan maliyetinin aslında çok daha yüksek olduğu bir gerçektir. Açık süt kullanımı sonucu özellikle bebek ve çocuklarda oluşacak olası hastalıkların tedavisinin çok daha masraflı olacağını hepimiz biliyoruz. Bu nedenle de açıkta satılan sütten elverdiğince uzak durmamız gerekiyor." Türkiye’nin dört bir yanında çeşitli yer ve türde elde edilen sütün sağlıklı koşullarda tüketilmesinin öneminin anlatılmasına olanak sağlayan, "Sağlıklı Süte Çağrı" seminerinde 30 ilde yaklaşık 2 milyon kişiye ulaşıldığı, bilimsel araştırmalar ışığında katılımcılara bilgi aktarılarak insan sağlığına hizmet etmeye çaba harcandığı irdelenen rapor özetle şöyle noktalanıyor: "Ülkemizde sağlıklı süt tüketiminin artması için yapılan çalışmalarda önemli aşama sağlanmıştır. Seminerlerle, sütün beslenmedeki önemi, açık sütün zararları ve sağlıklı koşullarda işlemden geçirilerek paketlenen 'uzun ömürlü' sütün yararları konusunda toplumun geniş kesimi aydınlatıldı. Şu iyice bilinmelidir ki; 15 dakika ısıtılmasının ardından, çiğ sütteki Tiamin yüzde 66, Riboflavin ve Folik Asit yüzde 50, Niacin yüzde 12 oranında azalırken, B12 vitaminindeki kayıp da 20 dakika sonunda yüzde 30’a varıyor. Bu sütün beslenmedeki önemini de azaltıyor." 6
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle