21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Dr. Oğuz Paköz’e göre, pişmemiş sütten yapılan peynir tuzlu suda ikiüç ay bekletilse, peynir hastalığı sorunu kendiliğinden çözülebiliyor… Kaynatılmadan yapılan peynirler brusella bulaştırabiliyor Bu on sekiz bin hastanın tüberküloz gibi uzun, yineleyici, yorucu aynı zamanda kimileyin başka organlara zarar verebilecek bir sağaltım süreci varsa işin savsaklanacak bir yanının olamayacağı gibi bir sonuç çıkarılabilir. Ancak durum hiç de öyle değildir. İşin bir de maddi yönü vardır. Dirençli yineleyici bir yapıya sahip olan bu hastalıkta sağaltım giderleri az değildir. Büyük bir iş gücü yitimi söz konusudur. Hastalığı taşıyan hayvanların verimsizliği de büyük gider oluşturmaktadır. Bir yörede bir tek hasta hayvanın varlığı o sürüdeki tüm hayvanları hasta edebileceği gibi aynı merayı kullanan öteki sürüleri de etkisi altına alabilmektedir. Önlem alınmazsa tüm hayvancılığımız da risk altına girebilecektir. Ülkemizin birçok yöresinde olduğu gibi ilimizde de açıkta süt ve peynir satışı engellenememektedir. Yoğurt geleneksel olarak kaynatılarak yapıldığından konu dışında tutulabilir. Brusella mikrobu ısıya dayanamaz. Bu nedenle ısıl işlemlerle yapılan ürünler bulaşıcı değildir. Dahası brusella kuşkusu taşıyan gıdalar bile ısıl işlemlerden geçirilerek kullanılabilir. Sözgelimi peynirden kaşar yapılabilir ya da yoğurttan çökelek. Pastörize edilen ürünlerin pastörizasyonu tam yapılarak soğuk zincir sürdürülerek süreç tamamlanmalıdır. Etten brusella bulaştığını duymadık ama dalak ya da karaciğerden bir yemek yapılacak ise bunların iyi pişirilmesi gereklidir. Gerçi hasta hayvanların her organında brusella mikrobu bulunabilir. Kaynatılmadan yapılan peynirler –özellikle keçi peynirleri pek lezzetlidir ama brusella bulaştırması yönünden çok büyük tehlike taşımaktadır. Taze ve lezzetli peyniri seve seve yemenin sonucunda çoğu kişi brusellaya yakalanmaktadır ki brusellanın bizdeki bir adı da bu nedenle peynir (pendir) hastalığıdır. Pişmemiş sütten yapılan bu peynir tuzlu suda iki üç ay bekletilse sorun kendiliğinden çözülebilecektir ama o bilince de bir türlü erişilememektedir. Bizde dondurma iyice kaynamış sütten yapılır. Eskiden saatlerce savura savura süt kaynatırdı dondurmacılarımız. Böyle olmazsa sütün içindeki serbest su dondurmanın hem tadını bozar hem de oluşan buz kristalleri üst solunum yolları hastalıklarına uygun zemin hazırlar. Şimdilerde bu işin biraz da katkı maddeleriyle yapıldığını duymaktayız. Yine bu katkı maddelerinden pişmemiş sütten elde edilen kaymak gibi ürünler de dondurmayı riskli kılabilir. İzlenimlerime göre bu risk Maraş Dondurmasında bulunmamaktadır. Süt ve süt ürünlerinden gelebilecek zararlar eğitim ve denetimle aşılabilir. Denetimde eksikliklerle yoksul üreticinin korunduğu tam bir kandırmacadır. Süt ve süt ürünlerinin üretimi,işlenmesi ve tüketiciye ulaştırılması sürecinde denetim çok önemlidir ama brusella ile savaşımda birincil görev Tarım Bakanlığına düşmektedir. Bu görev de hayvanların test ve aşılama işlemidir. Küçükbaş hayvanlar yeni doğdukları ayda testsiz aşılanabilmektedir. Koruyuculuğu da yüzde yüze yakındır. Tek doz aşının ederi en çok iki üç liradır. Büyükbaş hayvanlar test,aşı ve kesim sürecinde değerlendirilmelidir. Bu işlem yapılırken yoksul üretici korunmalıdır. Denetimin savsaklanması bize hiç yakışmamaktadır. İl Hıfzıssıha Kurulu üyesi iken beş yıl aşılama konusunda Valiliğin ve Özel İdarenin desteğini aldık. Ancak buna karşın yeterli sonucu bürokratların engeli nedeniyle bir türlü elde edemedik. Bizim ülkemizde brusella hastalığı insanlarda ve hayvanlarda ‘ihbarı zorunlu’ bir hastalıktır. Gelin görün ki bu ihbar tam işlememektedir. Bu nedenle başlangıçta söylediğimiz on sekiz bin sayısının çok üzerine çıkılmalıdır. Brusella hastalığı tamamen ülkemizden silinebilir. Bunun için aman aman bir bütçe ya da çaba bile gerekmeyebilir. İşin önemi kavranmalı ve gereği yapılmalıdır. Ama bu savaşım tek başına Tarım Bakanlığına ya da Sağlık Bakanlığına bırakılamayacak denli de büyüktür. Dr. Oğuz PAKÖZ Biyokimya Mütehassısı 04 yılının nisan ayıydı. Hacettepe Üniversitesi Hastanesinin kırk beş personelinde "Malta Humması" bulundu diye bir haber yayınlanmıştı. Demek ülkemizin başkentinin önemli bir kurumunun çok önemli bir hastanesinde bile "brusella" denen malta hummasından, hem de yirmi birinci yüzyılda korunamıyorduk. Brusella çöl farelerinden (rat) geyiklere değin geniş bir hayvan kitlesinde hastalıklara yol açmasına karşın bizde koyun, keçi, sığır bu hastalık açısından daha önemlidir. Domuz ve köpek brusellalarının insanımıza bulaştığı pek görülmemiştir. Brusella ülkemizde daha çok süt ve süt ürünleri ile bulaşmaktadır. Bu nedenle ya süt ve süt ürünleri tam denetlenmeli ya da kaynak kurutulmalıdır. 2002 yılı verilerine göre on sekiz bine yakın insanımıza brusella tanısı konduğu göz önüne alınırsa her iki tür önlemin de alınması gerekliliği ülkemiz için vazgeçilmez olmalıdır. Brusella bir düzensiz ateşle başlayarak baş ağrısı, kas ve eklem ağrısı, titreme, gece terlemesi, dalak ve karaciğer büyümesi ile kendini gösterebilir. Sinsi sinsi bedenin birçok yerini yıpratabilir. Hemolitik kansızlıklara, hemolitik böbrek yetmezliklerine, omurga bozuklukları yaparak geçici ya da kalıcı felçlere, kap zarını tutarak perikardite, sinirleri ya da beyni enfekte ederek nörobruselloza neden olabilir. seyrek de olsa düşüğe neden olabilir. Ülkemizde bir yılda on sekiz bin brusella tanısı konuyorsa ivedi ve çok etkin önlemler alınmalıdır. 20 Serbest veteriner hekimler de gidişten memnun değil ersin (Cumhuriyet) Mersin Veteriner Hekimler Odası Başkanı Murat Topçuoğlu, hayvancılıkta yem gibi ilaç sektörünün de vazgeçilmez bir unsur olduğunu belirterek, bu nedenle ilaç firmaları ve üretici arasında köprü görevi gören hekimlerin hayvancılıktaki kötü gidişten dolayı zor ve olumsuz durumlara düştüğünü söyledi. Topçuoğlu, yaptığı açıklamada, politikasız ve yanlış ellerde şekillenmiş hayvancılığın serbest veteriner hekimleri olumsuz yönde etkilediğini bildirdi. Görevi ve sorumluluğu insan sağlığından başlayarak hayvan sağlığına, gıda güvenliğinden, çevre ve halk sağlığına kadar geniş bir alanı M 22 kapsayan veteriner hekimlerin, bazı yanlış söylemler yüzünden üzüntüye boğulduğunu ifade eden Topçuoğlu, "Veteriner hekimler, çok kötü şartlara rağmen üreticilerimizin yanında olmuş, dünyada ve sektördeki tüm yenilikleri tüm gelişmeleri onların hizmetine sunmak için olağanüstü gayretler sergilemiş, hatta köylümüzün eğitimi ve gelişimi için fedakarca çaba harcamıştır. Maalesef hayvancılıkta yem gibi ilaç sektörü de vazgeçilmezdir. Bu nedenledir ki ilaç firmaları ve üretici arasında köprü görevi gören hekimler hayvancılıktaki Murat kötü gidişten dolayı zor ve olumsuz Topçuoğlu durumlara düşmektedir" dedi. Tek amacı sağlıklı gıda, sağlıklı insan, sağlıklı çevre olan veteriner hekimlerin bütün olumsuzluklara rağmen ülke üreticileri ile omuz omuza ülke hayvancığını ileri noktalara taşımak için çaba sarfettiğini dile getiren Topçuoğlu, şöyle konuştu: "Kuş gribi demeden, şarbon, şap demeden çalıştık. Amacımız insanımızın sağlığını korumak ve hayvansal gıda maddelerini sağlıklı bir şekilde üretmekti. Ama kamudaki meslektaşlarımızdan sonra serbest veteriner hekimler de birçok maddi ve manevi sorunla boğuşmak zorunda kalıyor. Bu şartlar da ne ülke hayvancılığına ne de hayvan sağlığına en önemlisi üreticilerimize, hayvanseverlere ve insan sağlığına katkı sağlamakta zorlanıyoruz. Gıda ve veteriner hekimlikle ilgili etkin yasaların hızla Meclis'ten geçirilmesini ve kamudaki veteriner hekimlerin sayısının artırılmasını bekliyoruz."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle