19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 19 AĞUSTOS 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EMEK [email protected] GÖRÜŞ ATİLLA ÖZSEVER Emperyalizme ‘Evet’ İtirafı EMEKÇİ TOPLUSÖZLEŞME İSTEMİNDE ISRARLI Bir yõllõk maaş artõşlarõnõn belli olacağõ toplu görüşmelere kilitlenen memurlar ülkenin çeşitli yerlerinde eylem ve protesto gösterileri yaptõ. Adana’da toplusözleşme isteklerini yineleyen KESK üyesi kamu emekçileri, İzmir’de de hükümetin toplusözleşme görüşmelerini kabul etmemesini protesto etti. Adana’da, İnönü Parkõ’nda toplanan kamu emekçileri, “İnsanca yaşamak istiyoruz”, “Toplusözleşme hakkõmõz, grev silahõmõz” ve “Sadaka değil toplusözleşme” şeklinde sloganlar attõ. Eylemde konuşan KESK Adana Dönem Sözcüsü Güven Boğa, “Toplusözleşme ve grev hakkõna, ‘evet’ darbe ve AKP anayasasõna ‘hayõr’ diyoruz. Sendikalar toplusözleşme için vardõr. Bu hakkõmõzõ almak için sonuna dek mücadele edeceğiz” dedi. İzmir’de hükümetin tutumunu protesto eden KESK İzmir Şubeler Platformu üyeleri, Konak Alanõ’ndan AKP İzmir İl Binasõ’na dek sloganlarla yürüdü. Platform Dönem Sözcüsü Ramis Sağlam, toplusözleşme olmadan masaya oturmayacaklarõnõ belirterek, tüm sendika konfederasyonlarõna birlik olmak için çağrõda bulundu. Hükümet, değişiklik paketine koymakla övündüğü toplu sözleşme hakkõnõ, nedense bugünden hayata geçirmek istemedi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Hükümet ile memur sendikala- rõnõn ücret görüşmelerinde, Kamu Emekçileri Sendikalarõ Konfederas- yonu’nun (KESK), hükümetin refe- randuma “Evet” oylarõnõ arttõracağõ gerekçesiyle sõcak baktõğõ “toplugö- rüşmenin referandumdan sonra toplusözleşme olarak devam etme- si” önerisi kabul edilmedi. Görüş- melere “toplugörüşme” şeklinde de- vam edilmesine karar verilirken KESK bundan sonraki görüşmelere katõlmama kararõ aldõ. BASK Genel Başkanõ Resul Akay, toplugörüşme masasõnda kalan Memur-Sen ve Ka- mu-Sen’e “Masayı terk et” çağrõ- sõnda bulundu. Devlet Bakanõ Hayati Yazıcı baş- kanlõğõnda, Başbakanlõk Merkez Bi- na’da gerçekleştirilen toplu görüşme- nin ikinci turuna, kamu işveren kuru- lu üyeleri, Memur-Sen Genel Başka- nõ Ahmet Gündoğdu, Türkiye Kamu- Sen Genel Başkanõ Bircan Akyıldız, KESK Genel Başkanõ Sami Evren, yetkili sendikalarõn genel başkanlarõ, sendika uzmanlarõ ve bürokratlarõ ka- tõldõ. Toplantõda KESK’in ilk toplan- tõda gündeme getirdiği ve hükümete yakõnlõğõyla bilinen Memur-Sen’in de destek verdiği öneri görüşüldü. Türkiye Kamu-Sen Başkanõ Ak- yõldõz, Başbakanlõk Merkez Bina’ya gelişinde yaptõğõ açõklamada, Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan’õn ön- ceki gün Çorum’da referandumda tavrõnõ belli etmeyen sivil toplum ör- gütleri ve sendikalara yönelik kul- landõğõ “Bugün bitaraf olanlar ya- rın bertaraf olurlar” şeklindeki de- ğerlendirmesinin, kendilerinin “refe- randum süreciyle memurların bas- kı altına alınacağı” endişesinde ne kadar haklõ olduklarõnõ ortaya koy- duğunu ifade ederek “Hükümet re- ferandum konusundaki süreçle ka- mu çalışanlarının haklarının ko- nuşulduğu toplugörüşme sürecini sulandırarak birbirine dahil etmek istemiştir. Türkiye Kamu-Sen er- telemeye şiddetle karşıdır. Toplu- sözleşme hemen şimdi yapılmalıdır” diye konuştu. ‘Başbakan Evren gibi’ KESK Başkanõ Evren, yine toplantõ öncesi yaptõğõ açõklamada “Sayın Başbakan dün maalesef talihsiz bir açıklama yaptı. Burada bir görüş- me devam ediyor. Sayın Başba- kan’ın buna müdahale hakkı yok- tur” dedi. Başbakan’õn KESK’i “ideolojik sendikacılık yapmakla” suçladõğõnõ söyleyen Evren, “Sayın Başbakan’a tavsiyemiz, sözlük alsın baksın, ideoloji ne demek. İdeoloji düşünce demektir. İdeoloji mesele- sini Türkiye’de ilk defa Kenan Ev- ren kullanmıştır. Üniversite öğren- cilerini ‘ideolojik gençlik’ diye suç- layan 12 Eylül hukukudur, mantı- ğıdır. Başbakan aynı mantıkla Ke- nan Evren gibi düşünmektedir” diye konuştu. Memur-Sen Başkanõ Gündoğdu da artõk toplugörüşme sürecinin ge- ride kaldõğõnõ, fiilen toplusözleşme yapõlmasõ gerektiğini savunduklarõnõ söyledi. SÜRECE DEVAM Toplantıdan sonra bir açıklama yapan Devlet Bakanı Yazıcı, toplantıda memurların mali ve sosyal haklarının “toplu- görüşmeye göre mi, yoksa görüşmeyi öteleyerek anaya- sa referandumundan sonra çıkacak duruma göre toplu- sözleşme yöntemiyle mi be- lirlenmesi” önerisi ile ilgili ilk olarak önerinin sahibi KESK Başkanı Evren’i dinlediklerini belirterek Evren’in görüşle- rinde “biraz sapma” olduğu- nu dile getirdi. Yazıcı, “Mü- zakereleri toplugörüşme şek- linde yürütmemizin daha doğ- ru olacağı, anayasa değişik- liğinin gerçekleşmesi duru- munda da elbette ki toplu- sözleşme aşamasına geçile- ceğini ifade ederek gündemi belirledik” dedi. KESK’in çekildiği görüşmelerde iki komisyon oluşturuldu. 24 ve 28 Ağustos’ta yapılacak üçün- cü ve dördüncü turda memur- ların mali ve sosyal hakları gö- rüşülecek. Görüşmelere ilişkin bir açıklama yapan BASK Başkanı Akay da grev hakkı ol- mayan toplusözleşmelerin, top- lugörüşmelerden farksız ol- duğunu belirterek “Bu masa- dan memur ve emekli lehine bir iyileştirme çıkması müm- kün değildir. Masada kalan iki konfederasyon memur ve emekliye karşı sorumluluğunu hatırlamalı ve bir daha dön- memek üzere toplugörüşme masasını terk etmelidir” de- ğerlendirmesinde bulundu. Memura sözleşme yok Kamu-Sen’in õsrarla şimdi toplusözleşme yapalõm istekleri yanõt bulmazken KESK önerinin kabul görmemesi üzerine toplantõdan ayrõldõ. BASK, görüşmeye devam edenlere ‘Masayõ terk edin’ çağrõsõ yaptõ. PTT memuru ‘ayaklı vezne’ oluyor ALİ ÖZTÜRK ANKARA - Sosyal Güvenlik Kurumu ile PTT arasõnda yapõlan protokole göre emekliler, talep et- meleri halinde maaşlarõnõ evlerinde alabilecek. Türkiye’de 9 milyon 300 bin emeklinin olduğu düşünül- düğünde, toplam 11 bin posta me- muruyla maaş dağõtõmõnõn nasõl ya- põlacağõ merak konusu olurken PTT personelinin yüzlerce emeklinin maaşõnõ taşõyacak olmasõ da tartõş- malara neden oldu. Haber-Sen Ge- nel Başkanõ Ali Yılbaşı, “AKP’nin açılımlarına biz de PTT açılımı ekledik. AKP ve PTT Genel Müdürlüğü bir açılım yapıyor. Ama diğer açılımlarda olduğu gibi altı, içeriği boş. Şimdi de PTT personeli ayaklı vezne yapı- lıyor” dedi. 1 memura 10 bin emekli Düzenleme, beraberinde soru işaretlerini de getiriyor. Emek- li sayõsõnõn 10 milyona yak- laştõğõ Türkiye’de 11 bin posta dağõtõcõsõ bulunuyor. Her emeklinin maaşõnõ evi- ne istediği düşünüldüğünde bir posta dağõtõcõsõna 10 bin emekli düşüyor. Bu da “Gü- venlik nasıl sağlanacak” sorusunu akõllara getiriyor. Öte yandan, asli görevi yurt- taşlarõn mektubunu adresten alõp adrese teslim etmek olan posta dağõtõcõlarõna bir de emek- li maaşõ yükü bindiriliyor. ‘PTT açılımı yapılıyor’ Konuya ilişkin Cumhuriyet’e açõklama yapan Ali Yõlbaşõ, bugüne kadar Türkiye’de 858 PTT işyerinin soyulduğuna dikkat çekerek, bu soy- gunlarda 3 personelin yaşamõnõ kay- bettiğini anõmsattõ. Yeni sistemle ciddi güvenlik so- runu oluşacağõna dikkat çeken Yõl- başõ, “Yani kapalı mekânlarda bu soygunlar gerçekleşiyor. Kapalı mekânda dahi güvenliği tam ola- rak sağlayamazken, postacılara emekli maaşlarını vererek ad- rese teslimi üzerine görevlen- dirmek yeni sıkıntılar doğu- racak. Yani ülkemizde zaten PTT işyerleri soyguncula- rın hedefindedir. Dola- yısıyla yeni hedef de posta da- ğıtıcıları ola- caktır” dedi. Doğu ve Gü- neydoğu kentlerinde, kõş ayla- rõnda postacõlarõn zor durumlar yaşacağõnõ ifade eden Yõlbaşõ, şöyle konuştu: “Bunlar zaten resmi kıyafet kullandıkları için hedef olan in- sanlar. Şimdi bu köyde emekli maaşı vermek için giderken, soy- guna, gaspa uğrayabilir, parayı düşürebilir, parayı çaldırabilir. Bunu kanıtlaması mümkün de- ğil. Dolayısıyla, daha önce ya- şanan soygunlarda 39 kişiye dava açıldı. Yani paranın ça- lındığını kanıtlayamadığı için kurum, soygunlarda arkadaşlarımızı kusurlu gördü. Yaklaşık 129 bin lira bu arkadaşlardan tahsil edildi.” Sendikalı oldular işten atıldılar Bartõn’da, Türkiye Tekstil, Örme ve Giyim Sa- nayi İşçileri Sendikasõ’na (TEKSİF) üye ol- malarõnõn ardõndan iş akitlerinin feshedildi- ğini iddia eden 23 işçi, işyerlerinin önünde top- lanarak, sloganlar ve alkõşlarla işverene tep- ki gösterdi. TEKSİF Örgütlenme Dairesi Müdürü Asalet- tin Aslanoğlu, yaptõğõ açõklamada, sendika- larõnõn yaklaşõk 3 aydõr söz konusu fabrika- da örgütlenme çalõşmasõ başlattõğõnõ söyledi. İşçilerin anayasada tanõmlanan sendikal haklarõnõ hayata geçirmeye çalõştõklarõnõ ifade eden As- lanoğlu, “İlk örgütlenmenin başladığı an- dan itibaren işveren, müdahale etmeye baş- ladı. Arkadaşlarımız sendikadan istifa et- meye zorlandı. Bugün sendikamız üyesi ar- kadaşlarımız işten atılıyorlar. Şu anda 23 kişi işten çıkarıldı. Bizler bu duruma bir an önce çözüm bulunmasını ve işçi arka- daşlarımızın işe tekrar alınması için gere- kenin yapılmasını istiyoruz” dedi. Mersin Liman işçisi iş bıraktı SES’ten bakanlık önünde eylem Sağlõk ve Sosyal Hiz- met Emekçileri Sendikasõ (SES) üyesi bir grup, top- lusözleşme hakla- rõnõn uygulanmasõ talebiyle Sağlõk Ba- kanlõğõ önünde ey- lem yaptõ. SES Genel Başkanõ Bedriye Yorgun, burada yaptõğõ ko- nuşmada, toplu iş sözleşmesi hakla- rõnõ görmezden ge- lenleri uyarmak için toplandõklarõnõ söyledi. Türkiye’de sağlõk ve sosyal hizmet alanõndaki ça- lõşma ortamõnõn hiç olmadõğõ kadar parçalan- dõğõnõ öne süren Yorgun, çalõşanlarõn, her tür- lü ayrõmcõlõk kullanõlarak örgütlenmelerinin en- gellendiğini savundu. Bedriye Yorgun, uygulanan istihdam politikala- rõyla aynõ işi yapan emekçilerin, “memur, söz- leşmeli, vekil, taşeron işçisi” diye parçalan- dõğõnõ, aynõ işi yapan emekçilere “perfor- mans” adõ altõnda farklõ ücret verilerek parça- lanmanõn güçlendirildiğini iddia etti. Yorgun, “Uygulanan sağlık politikalarıyla koruyu- cu hekimliğin sistematiği bozulmuş ve işle- mez hale getirilmiştir. Tamgün Yasası ile ça- lışma saatleri 40 saate kadar indirilmiştir an- cak çıkarılan genelgeyle 45 saat uygulama- sı sürdürülmektedir. Radyoloji çalışanları- nın günlük 5 saat olan çalışma süresi 7 saa- te çıkarılmıştır” diye konuştu. Mersin Limanõ’nda bir taşeron firmanõn hizmet verdiği “Genel Kargo” bölümünde çalõşan bir grup işçi, maaşlarõnõn düzenli ödenme- diğini, çalõşma şartlarõnõn kötü olduğunu ve fazla mesai yaptõrõldõğõnõ öne sürerek liman (A) kapõsõ önünde iş bõrakma eylemi yaptõ. Liman-İş Sendikasõ avukatõ Derya Demir, ga- zetecilere yaptõğõ açõklamada, limanda ta- şeron olarak faaliyet gösteren bir firmada ça- lõşan sendika üyesi işçilerin içeride 3-4 ay- lõk birikmiş alacaklarõnõn bulunduğunu söyledi. İşçilerin asgari ücretten yüksek maaşla çalõş- tõklarõ halde sigortalarõnõn asgari ücret üze- rinden gösterildiğini anlatan Demir, işçilerin gerekli iş güvenliği alõnmadan çalõştõrõldõğõ- nõ ve ehliyeti olmayan işçilere ağõr işler yap- tõrõldõğõnõ iddia etti. (Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ) (Fotoğraf: EMRE DÖKER) 11 bin PTT personeli 9 milyon 300 bin emekliye elden maaş dağõtacak!.. Doğrudan konuya girmek istiyorum. Metinde aynen şöyle yazıyor: “Kamu yararı gibi subjektif bir kavramla birçok özelleştirme kararı iptal edilmiş, böylece küresel sermayenin Türkiye’de yatırım yapması ile ilgili birçok zorluk çıkarılmıştır”. Bu ifadeler AKP’nin anayasa referandumu ile ilgili olarak hazırladığı 40 soru - 40 cevap başlıklı broşüründe yer alıyor. Evet, yanlış duymadınız, kamu yararı adına bazı özelleştirme kararlarının iptal edilmesi üzerine küresel sermayenin yani emperyalist sermayenin yatırımlarının engellenmemesi için yargının etkisiz hale getirilmesi isteniyor. Daha açık bir ifade ile AKP, emperyalist sermayenin önündeki tüm yargısal engellerin kalkmasını amaçlıyor ve emperyalizme olan bağımlılığını da net bir biçimde “itiraf” ediyor. Bu konu, geçen pazar günü İstanbul CUMOK’un Maltepe Belediyesi Mızrak Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantısında gündeme geldi. Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ümit Kocasakal, AKP broşürünün 40. sayfasında yer alan bu konuyu gündem getirerek küresel sermaye önündeki zorlukların tasfiye edilmek istendiğine dikkat çekti. Aynı gün Beyoğlu’ndaki SES Tiyatrosu’nda da EMEP, ÖDP, TKP ve Halkevleri tarafından “12 Eylül Anayasası’na da, AKP Anayasası’na da Hayır” başlıklı bir toplantı düzenlendi. Toplantıyı düzenleyen kuruluşların temsilcileri ve bu toplantıya destek veren aydın ve sanatçılar, 12 Eylül’de referanduma sunulacak Anayasa Değişiklik Paketi’ne niçin “hayır” denmesinin gerekçelerini ortaya koydu. Toplantıda söz alan Prof. Dr. İzzettin Önder de, uluslararası emperyalizmin anayasa değişiklikleri yoluyla Türkiye’yi tam anlamı ile teslim almak istediğini, emperyalist yasa ve uygulamaların iç yargı denetimine takılmadan işlerlik kazanmasının amaçlandığını vurguladı. Görüldüğü gibi emperyalizmin, uluslararası kapitalizmin Türkiye’yi tam anlamı ile denetimine sokmak için yargı gibi son kalan kalelerin de saf dışı bırakılması amaçlanıyor. Üniversitelerin, bürokrasinin, medyanın, Silahlı Kuvvetler’in bu uluslararası projenin doğrultusunda dönüştürülmesinin yanı sıra son aşama da yüksek yargıya gelmiş gözüküyor. İstanbul CUMOK toplantısında ilk konuşmacı olan YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan da anayasa değişikliği ile yargının denetim ve hakemlik görevini yapamaz hale getirilmek istendiğini söyledi. Ülker Tarhan, 1980 darbe anayasasıyla yargının yarı bağımlı hale getirildiğini, bu anayasa değişikliği ile de tam bağımlı olacağını ve bir parti devletinin yargı organına dönüşeceğini ifade etti. Konunun emperyalizme ilişkisi açısından somut bir gösterge de, bu anayasa değişikliklerinin ABD ve AB tarafından desteklenmiş olmasıdır. “Demokrasi ve değişim” maskesi adı altında küresel güçler ve onların yerel aktörleri tarafından sahneye konan bu oyunun mutlaka bozulması gerekiyor… [email protected] Bircan Akyıldız Hayati Yazıcı Ahmet Gündoğdu Sami Evren Görüşmelerde iki komisyon kuruldu. Üçüncü görüşme 24, dördüncü görüşme 28 Ağustos’ta yapılacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle