22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sizin Fethi Naci 11e tanişık.lığımz ı’illara dayanıyor? Tanışıkhğınızı ve nı _j kınk*ınızı biraz anlatır mısınız? - Fethi Naci ile 1990’ların ortakrındatanıştım. Yolladığım bir mektup kendisine ulaşmayınca, onu, Tünel’deki Gerçek Yavınlartbiirosuna götürüp elden vermiştim. Anıları çok duvgulu, çok etkileyiciydi benim için. Bir anısındaki “Eleştirmediiğinellinci yılında görüşmemek üzere” tümcesine (dizgici ve düzelt- men dostlar lütfen dikkat etsin, “görüşmeküzere” değil, “görüşmemek üzere”) çok üzülmüş, içinden konuşmasöylemivle “sen” diye seslenen ve öz olarak “Nereye yahu!Bir yere gidemezsin” demeyc çalışan bir mektupnı.İçtcn konuşnıamı ileteyim derken, “sen” dediğim için onu üzmüş müvdüm.bunu hep korkuyla içten içe merak ettim ama sorabileceğim bir birlikteliğimiz olmadı. Samrım iki kez Adam Om’kü’de,bir kez de Cumhuri- ver Kiıap’ta karşılaştık, o kadar. BenimFethi Naci’yle asıl ilişkim, yazıları üzerinden. 0 denli sözünü sakınmaz, o denli de dikenli sövlemi olan bir eleştirmenle biraz ortak dönemlerde yazıp vavımiamış olmak ve yıızılarla tartışmak isterdim. Fethi Naci, denge hesaplarının, içtenliği henüz yıkmadığıbir dönemin yazarı olarak yaşadı. Yayıncılığın, basının, dağıtımın başka işlerin patronlarının eline geçtiği dönemonun son yıllarına denk gelmişti. Bu örtiişmeyiçok uzun yaşamadı. Bu açıdan bakınca, bugününcleştirmenine göre işi daha kolaydı. Bugün kötü kitaba “kötü” diyebilen bir yazıyı yayımlatahileceğimizyer, biraz da seçiciyseniz,nerdeyse yok gibidir artık. “FETHİNACİNIN ELEŞTİRMENLİĞINİ ‘KOMÜNİSTTIRİHBARINA BORÇLUYUZ” - Yazının Gül Dikeni ‘nde Haydar “Bizim memlekette sözünüsakınma yan insanın havırla anilmasıpek ddetten değildir ama Fethi Naci bu hayırsızlıgı da aşarak hakkı teslim edilen bir adam olmayı sürdürüvor”demiş. Gerçekten de böyle sanırıııı. Naci ‘nin yazdıkları için ona kızgın olanlar bile arkasmdaıı konu şmadı... — - Fethi Naci gibi insanlar Mustafa Kemal ‘in kurduğu bilim Türkiye’sinin büyük insanlarıdır. Büyük derken bu sözcüğü gelişigüzel kuflanmıyorum. Fethi Naci, eleştiri-yazın etkinliğinin yanında, Türkiye’nin düşünce ve siyasetyaşamında da çok etkili olmuş biri. 1 1960’ların söylenceleşmiş Türkiye işçi Partisi ‘nin programını hazırlayan kuı-ulunöncü üyelerinden biri. 0 programıyedi ay boyunca hazırlarken, evinde ailesiyle yedi kez akşam yemeğiyivemediğini söylüyor. Böylesine kendini feda edercesine, sosyalizm için çalışıyor. Ama onun sosyalizmden anladığı, bugün kendini soicu sanan kimilerinin enıpervalizmi görnı ezliktengelerek işbirlikçi iktidarların yanındayer alışlarına hiç benzemivor. Yazının Gül Diken! ne Yön dergisini tarayarak aldığım seçme yazılarından bu açıkça ortaya çıkıyor. Ama o partideortaya çıkan değişiklikler sonucu, çok kısa bir süre sonra kapı dışarı ediliyor.Fethi Naci gibilerin TLP’ten kapıdışarı edilmesi, Türkiye sosyalizmininyerli temeller üzerine oturarak başarıyayürümesine engel oldu. Ama bu kapı dışarı edilme onu. cdebiyata, eleştiriye daha çok kazandırıyor ve her savaşımcı ve dürüst insanın yaşam çizgisinde olacağı gibi, Fethi Naci bu kez edebiyatta, eleştiride büyüyor. - Fethi Naci’nin edebiyat deştirmenli sonsuzca bir adımmışlik oldugu şüphe götürmez bir gerçek. Bunun yanında onun en büyük diğer özelliği sizin de az önce beirttiğiniz gibi taviz vermeden sürdürdügü siyasal Marksist, toplumcu, sosyalist... Onun siyasal duruşuyla edebı var iç içe geçişinisiz nasıl değerlen dirivorsunuz? - Fethi Naci daha ilkgençliğinde şiirleröyküler yazmış, sonra da edebiyatısürdürecek biri ama onun asıl amacı iktisat fakültesindeki öğrenimininüzerine kariyer yapmak. Biz onun eleştiri kitaplarını biraz da bu kariyerinbir “komiinisttir” ihbarıyla engellenmesineborçluyuz. Evet, ölene de- ğin sosyalist kalıyor, hatta yaşamının son yıllarında bir sosyalist partiden milletvekili adayı olup seçim gezisine bile çıkıyor. Ama 1960 ortalarındakio “partiden atılma” saçmalığı onu partilipolitikadan, bir daha dönmemecesinesoğutuyor. Son dönemindeki milletvekiliadayhğı, önceki partililiği ile karşılaştırıldığında, onu yazı üretimiylebirlikte politikanın içine çekecek bir bağ değil. Sosyalist bir yazarın, sosyalizmin saflarında görünmesi. - Bir belleksiz bir topl u.inda söylüyor Fethi Naci. Bu belleksiz olan toplumum uzun belleğiile vüzleşmesinde önemli bir rol oynuyor mu size göre edebiyat? - “Bir toplumun tarihi nasıl oluşur?” derseniz, “tarih kitaplarmdan önce, sanat yapıtlarıyla” derim. Hem tarih kitaplarını herkese okutamazsınız hem de sanat yapıtları tarih kitaplarından güçlüdür. Bugün Şeyh Bedreddin olayınıtarih meraklılarıyla sinirli bir azınlığınçok ötesinde bir yaygınlıkla biliyorsak,üstelik yazdığı gibi biliyorsak, Niizırn Hikmet Şeyh BedreddinDestanı’nı yazdığı içindir. Tarihi,tarih kitaplarmndan çok, sanat yapıtlarıbelleğimize yazar. Eğer toplumunbelleksizliği doğru bir saptama ise -ki buna belleksizlik değil unutkanlikdemek daha doğru sanırım- o toplumungeçip geldiği yolları bilerek bugünüanlamasını sağlayacak sanat yapıtlarıçok yetersiz demektir. Fethi Naci bu konuda üstüne düşeni kat kat fazlasıyla yaptı, bu yüzden onu ayrı tutmak zorundavım. Ama “belleksiz sapıamasının üstelik eleştirel değil dc suçlavıcı bir niteleme olarak “güncel olan siyasal-toplumsal konularıişlemek sanata yaramaz” diyenlerdengelmesi acı ve inanilmaz, biraz da utanmaz bir çelişki. Fethi Naci gibi, toplumu ölene değin sürekli aydınlatmayaçalışmış olanların toplumu eleştirmeye,“bcllcksiz” demeye hakları vardır ama hem sanatta güncel-siyasal- toplumsal konu istemeyip hem de toplumabelleksiz diyenlerin böyle söylemeyehiç hakkı yok: Toplunıun belleğinikim oluşturacak sanatçıdan başka!Yalnızca tarihçiler mi? “TOPLUMUNDİLİ,SANATÇININ TAKENDİSİDIR” - Siz 12 Eylül ve 12 Mart ovkulerınden oluşan antolojilcı-hazırlamıştınız. Ozellikle de yakın tarih ve ülkenin kaderiniçizen birtakım dönenılerin edebivatımızdaveterince işlendiğini düşünüvormusunuz? - Evet, ülkemizin uğradığı 12’liiki darbenin de öykülerinin seçkilerini yaptım. Onları hazırlarken yaşadığım en büyük yetersizlik duygusu, darbenindayattığı yaşamın kişilik üzerindeki etkisini yeterince görememek oldu. Yani darbe insanı muhbir yapar, muhbiröyküsü yoktu; darbe insanı dönek yapar, dönek öyküsü yoktu; darbe dönemindesanatçı güncel-siyasal-toplumsalkonudan kaçar, saııatçınm ki- çak güreşmeye yönelişi yoktu. Sol, bir iki kale dışında dünyada ve Türkiye’de yerle bir edildi, bu yerle bir oluşun da öyküsü yoktu. Az değil, solun dünyada ve Türkiye’de yerle bir oluşunun üzerindenon beş yıl geçmişti ben Bir TersineYürüyüş: 12 Eylül Oyküleri’ni hazırlarken.Evet, toplumumuzun “geçnıişinibilerek bugünü doğru anlama”becerisi çok yetersiz ama Hürriyet Yaşar’la YazınınGülDikeni’üzerine Il Il Il ‘FethiNaci’ninolumuyleIl 1 1 1 edebiyateleştırısınınbır dönemikapandı’ Türkedebiyatının en önemli eleştirmenlerinin başında gelenFethi Naci’ninölümünün üzerinden ikiyılgeçti ve HürriyetYaşarın hazırladığı YazınınGülDikeniraflardaki yerini aldı. Kitabın adlı bölümünde Cevat Çapan, Doğan Hızlan,Ferit Edgü,TahsinYücel,NaciGüç- han, MetinFındıkçı,Sait Maden,AydınBoysan ve Halük Sunat gibi yakın dostları, Fethi Naci’ninkendilerinde bıraktığıizlerisürerken, “Fethi Naci’denSeçmeler bölümündeise değerli eleştirmenin farklı yıllardakiyazı ve fotoğraflarayer verilmiş.Kitabıhazırlayan HürriyetYaşar’la armağan niteliğinde hazırlanan YazınınGülDikenive FethiNaci’ninedebiyat tarihimize bıraktıklarını konuştuk. Sibel ORAL uH SAYFA 4 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1070
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle