23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Gültekin EMRE • stanbul’dan çok uzaktayım. Jİstanbul yerli yerinde duruyorbu yaz sıcağında bunala bunala. Deniz kenarındayım, iğde ağaçlarının serin gölgesinde. Dalgalar birbirlerini itip kakıyor; martılar dalgalarla gürcşivor sanki. dahp dalıp çıkarak denize. Balıkçı motorlarının pat patları geliyor uzaktan. Büfenin radyosundan “Bir yangının külünü yakıp geçtin” diye inliyorbir kadın. Buz gibi biramdan bir yudumahyorum ve on öyküden oluşan istaııbul’daKan Var’ıokumaya başlıyorumIstanbul’dan uzakta. ORTALIĞASAÇILAN KAHRAMANLAR Amy Spangler ile Mustafa Zivalan hazırlamışkitabı. İstanbul’un çeşitli Semtlerinde,karanlık, ara sokaklarında,yoksulların düş dolu dünyasında gezinmeye hazırlıvorum kendimi. Poli- siyetadında ama dedektiflerin cirit atmadığıö külerle lstanbul’un kasvetli, sıkıntıh, korkulu gecelerinde buluveri- yorum kendimi. Sanki İstanbul’un her semtinde bol cinayetli, kanlı filmler çekiliyorve ben bu çekimlere kare kare tanık oluyorum ya da bu filmlerde oynuyorumbir okur olarak. “Çakalların uluması ve hiç görmediğim bir renk armonisi”kuşatıyor belleğimi. “Rüyaların sıcak bir battaniye duygusu yaydığı çocuksuluk,öğle uykularının gece düşleri”yolumu kesiyor. Ne iş yaptığı belli olmayan bir büronun Ankara’dan Istanbul’agelen elemanınm peşine takilıyorum.Eşcinsel ilişkilerin bürodaki işlerle nasıl bir bağlantı oluşturduğunu kavrayamıyorumama İstanbul’un her an bir cinayet işlenecekmiş duygusu veren sokaklarında,lokantalarında, hamamlarındadolaşıp duruyorum bir dedektif titizliğiyleAmerikalı’nın izinde. “Bu kentte bir kez çile çekilirse kenti bırakıp gitmenin olanaksız” olduğu söylenirhep. “Nereye gidersen git hep içinde” kalır kent. “Beyoğlubir zamanlarPera“vmış. “Osmanlılar zamanında yabancı elçiliklerin olduğu” bölgeymiş burası. “Sonra da Beyoğlu Rum, Musevi ve Levanten” olmuş; “Şimdi de daha çok Türk.” “Bölge. çevrilen cinsel dolaplarınanılarıyla” doluymuş. Bir kadının öldürülüşüne tanık olan Amerikaliyı polisler alıp götürürken, ben de bir başka cinayetin kokusuna doğru savruluyorum. Birbirlerini zerre kadar sevmeyen Surun ile Şeyda’nm yaşadığıeve konuk oluyorum onlar birbirleriniyiyip tüketirken. Onların her günkübezgin. birbirinin aynısıgünlerinde ruhurn sıkılıyor. Surun televizyon tamircisive tinerci çocuklar tarafından öldürülmektenkorkan silik bir adam. Şevda. Sururi’den hiç gün görmemiş ve kocasının ölmesi için dua edip duran, çekici hiçbir yanı olmayan sıradan bir ev kadını. Günün birinde Allah Şeyda’nınduasını kabul eder ve kocasının öldürüldüğü haberini alır. Dünyalar onun olur. satan, paraları bankayakoyar ve hayatını yaşamaya başlar. Bir süre sonra komşuları Şevda’yakoca aramaya başlar. Suruni’yikimin öldü rdüğüanlaşilamaz. Sonra bir başka mekanageçivorum, mutsuzlukların ü rperticidünyasında düşler kurmaya. “Altın- şehir Çok Yaşa”mıvor ne yazık ki hiçbir yer eskisi gibi kalmadığından. Patronuylaailecek görüşürken kriz çıkar ve sonra da ekonomi bunalıma girer, Bekir.İşsiz kalır. Karısı işe devam eder. Bekir iş bulamaz koskoca Istanbul’da. Kafasında kuşkular tepinip durur ve karısıylaeski patronunu kendi yatağında halvet halinde vakalar. Düş mü gerçek mi olduğunu bir yana bırakalırn bu yakıpkavuran sahnelerin. Bu olaydan Bekirçok etkilenir ve kalkar Altınşehir’e gider. Çözümü orada aramak için yollaradüşer. Bekir. Kafa karıştıran görüntü ve sesleri de alır yanına. Sonra Boğaz Köprüsü’nde Rus bandıralı gemiylegöz göze gelir. Bekir, belli ki öte dünyaya doğru ciddi bir yolculuğa çıkacaktır Boğaz’ınserin sularına gömülüp gidince. Amerika-Kumkapı arasında Pamuk’unda içinde olduğu bir kaosta buluyorum kendimi.Bckir’in karamsar dünyasından kurtulup.Arif’in ölümünün peşinetakılan bir öykü yazarmı izliyorum bu kez. Arif’in evinikolaçan ediyoruzcinayeti kimin işlediğini belki buluruz diye. Arif’inbir travesti olduğunu öğreniyoruz“Fatih’te kurulan, ayakkabı da satılan Çarşamba Pazarı”ndaki işportacı o tuhaf adamdan kavga dövüş. Ayakkabıfetişisti bir travcstiniı-ıyakılarak öldürülmesinincezası da onu öldürene aynısıolmalıydı elbette. Şimdi de buyurun Amavutköy’deki bir cinayetin peşine takilalım. Sadık, yoksul bir ailenin çocuğudur.Eskişehirlidir. “Anadolu Universitcsi’ndeedebiyat bölüınünde” okumuştur.Bir arkadaşmm peşine takılıp Istanbul’a.gelmiştir ailesinin tüm itirazlarınakarşın ve bir dergide çalışmaya başlamıştır hemen. Dergi kapanınca açıkta kalıverir. İş arar, bulamaz. Bulduklarıda uzun sürmez, karnını doyurmaz.Bir gün deniz kenarında bir kanepedeotururken yanına oturan adam ona inanılmaz bir öykü anlatır. Yaşlı hanımmdanbezmiş ve onun kendisine bir şey bırakmadan tüm mallarını başka bir yere bağışlamasından yakınır durur bu yaşlı uşak. Olümü hem kendisi, hem de huysuz, lanet hanımı için kurtuluş ola- caktır. Sadık adamın peşine takılır ve yalmın yerini öğrenir. İZSÜRENÖYKÜLER Sonra, bilinen düz bir öyküye dönüşürcinayetin işlendiği ana kadar okuduldarım.Sadık, yaşlı uşağın alışveriş için evden ayrılmasınıfırsat bilerek ölmesigerektiğine inandığı kadını öldürür;çekmecedeki takıları ve parayı alır. Sonra da uşakla karşilaşir, onu da öldürür.Ne yaptığını bilmez bir haldedir ama sonra ne yaptığını düşününce çok korkar. Kendini Boğaz’ınderin sularına salar. Sadık, ardında iki ceset bırakarak öte dünyaya yelken açar Boğaz’ın derinlilderinde.Silah ve solgun gül imgesi alıp beni nerelere götürdü. Oğrencilik yıllarımdaki devrimci tiplerden biriyle karşılaştım öykünün omurgasında. Bir zamanlar ilgi duyduğu olgun,saçları kırlaşmış bir erkek olarak cesediyle karşılaşması, öykü anlatanı allakbullak eder. Bu cinayetin polisçe çözülmesindenönce bir dedektif inceliğiyleçözmeye çalışır yazar öykünün gizemini.Hapislerde işkencelere dayanan Kerem, dışarı çıktığında sevdiğikadının akli dengesinin yerinde olmadığını görür.Zabıta olarak çalışır ve evine bağlı bir adam olarak hayatını sürdürmek ister. Karısına bağlıdır Kerem ama karısı onu başkalanıylaaldattığını söyleyerek hırpalar. Yadigiir,çocuklu bir kadındır ve evine erkekler almasıylamahallenin dilindedir. Kerem’le Yadigar birbirleriniseverler. Yoksul kesim insanlarının oluşturduğu gecekonduaaki yaşamları betinilemeyi yazar yapmış zaten, benim burada bu can alıcı fotoğrafları bir daha gözler önüne sermcme gerek yok. Bir cinayete neden ve nasıl gidiliri Cenıile Çakır çok iyigöstermiş. Küçük insanlarındünyasında ne çok öykü var ölümle kol kola! Ercan ile o pısırık ve utangaç kız liseden arkadaştırlar. Ercan, kızların gözbebeğidir ama tembeldir. 0 pısırık kız onun ödevlerini yaparak gözüne girmeyeçalışır. Onun aklı bir karış havadadırve başka kızlarla flört eder. Yılda bir kez Galata Kulesi’nin civarmda bir lokantada yemek yerler. Pısırık kız bir hnınm hesaplarına bakar, Ercan da firmdaçalışır. Evli bir kadınla ilişkisini anlatır Ercan. Sonra kuleden atlayarak intihar eden bir adam girer araya. Her kasımda buraya gelir o “ilgiçekmeyen sessiz” kız. İstanbul’u surlar olmadan düşünmek kimin haddine! Surların dibindekimahalleler ayrı bir dünyadır, onlar İstanbul’un tarihiyle perçinlenmiştirsanki. Orada mutluk ve mutsuzluk,cinayet ve düğün iç içedir de İstanbul’unbaşka semtlerindekilerin haberi bile olmaz bu dünyadan. Çocukluğa gerigiderek bir cinayetin aydınlanması mı? Tanık olunan ama unutulamayan ne çok şey vardır belleğimizde. Ustü örtülüher şeyiiçine alır bellek. Zamanı gelince de o görüntüler kendilerini dışa atarlar. Oykülere, romanlara, filmlere falan girerler. Bir itiraf: “Gel ben sana işin doğrusunu söyleyeyim.Hayatın hakkından geldim, herkesin hesabını gördüm ama ölümü ben de yenemedim be güzelim. Ben de yenemedim.” Oysa o, “Sahibine hiç ulaşmamış mektupları, peçetelere kanalıitirafları, bağdaş kurulupyatakta yazilan günlülderi duvar yazılarmı,uğruna can verilmiş düşünceleri her şeyi” okuyan da cinayet işler, ya da cinayete tanıklık eder. Karabasanlara boğulur, uykulanıkaçar. • İstanbul’da Kan Var! Yayırna Hazzrlayaniar:Aıny Spangler,Mustafa Ziyalaıı/Sel Yaymları/ 142 s. Amy Spangler ve Mustafa Ziyalan’dan ‘Istanbul’da Kan_Var’ Sizbusatırlarıokurken kimbilir... Istanbul çok uzakta ve ben iğde gölgesinde kitap okurkenkim bilirne cinayetler işleniyordur ya da tasarlanıyorduröykülere, romanlara girecek, filmleriçekilecek. 0 megakentin dünyasını semt semt kucaklamak hiç de kolay değil ama MetinKaçan,Edward Foster. özge Baykan, FatihAltınöz,Mustafa Ziyalan,NeslihanACU,CemileÇakır, VinceCzyz,Türkay Demir,KarinKarakaşlıIstanbul’da Kan Vaı’dabuluşturmuşlar öykülerini. Farklıbir öykü seçkisi çıkmışortaya; polisiyedeğil ama iz süren, cinayete giden yolda yürüyen şaşırtıcı öyküler. 1 AmySpanglerIleMustafaZlyalanokullarını İstanburun çeşitlisemtlerinde, karanlık. kasvetoara sokaklarında.yoksullarındüş dolu dünyasında gezdinyor. + CUMHURİYET KİTAP SAYI 1070 SAYFA 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle