23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
ERDEM GÜL ANKARA-Hacõbektaş’ta ba- kanlara yönelik protesto ve ar- dõndan Alevi örgütlerinden ge- len “Hayır” açõklamalarõ AKP’yi kaygõlandõrdõ. Parti yö- netimi, referandumun son aya- ğõnda Alevilere yönelik özel bir kampanya başlattõ. AKP, Alevi- lerden “Alevi açılımı” kozuyla “evet” oyu istiyor. Referandum kampanyasõnda sona doğru yaklaşõlõrken MHP ve CHP tabanlarõndan “evet” oyu isteyen, iş dünyasõ, işçi ve memur sendikalarõna “evet” demedikleri için sertleşen Baş- bakan Tayyip Erdoğan, Alevi seçmeni de gündemine aldõ. Özellikle Hacõbektaş’ta bakan- lara yönelik protestonun ardõn- dan AKP’de Alevilere yönelik yeni bir hareketlilik başladõ. Edinilen bilgilere göre AKP re- ferandum kampanyasõnõn içinde Alevilere yönelik özel bir çalõş- ma yürütülmesi kararõ aldõ. Ale- vi seçmenlerin yoğun olarak bulunduklarõ bölgelere yönelik farklõ bir kampanya yöntemi geliştirildi. Erdoğan’dan görev AKP’nin Alevilere yönelik kampanyasõnda temel kozu Dev- let Bakanõ Faruk Çelik tara- fõndan yürütülen “Alevi açılımı” oluşturuyor. Referandumda oy- lanacak pakette Alevilere yö- nelik özel bir düzenleme olma- masõ nedeniyle Alevilere yöne- lik kampanyada açõlõm çerçe- vesinde atõlmasõ planlanan adõm- lar anlatõlõyor. Alevi kökenli İs- tanbul Milletvekili Reha Ça- muroğlu’nun bir süredir parti politikalarõnõ eleştirerek, “par- tiyle ilişkilerini asgariye in- dirmesi” sonrasõnda Alevilere yönelik kampanyayõ Bakan Çe- lik ile birlikte AKP’nin Alevi kö- kenli İstanbul Milletvekili İb- rahim Yiğit yürütüyor. İbrahim Yiğit, Alevilere yönelik kam- panyayõ bizzat Başbakan Erdo- ğan ile görüşerek sürdürüyor. İb- rahim Yiğit, İstanbul’daki Alevi seçmenlerin dõşõnda Alevi seç- menlerin yoğun olarak yaşadõğõ bölgelere giderek referandumda “evet” oyu istiyor. Erzincan ve Sivas’a giden Yiğit, Tunceli’ye de giderek Alevilerden referan- dumda oy isteyecek. Açılım adımları AKP’nin Alevilere yönelik kampanyasõnda, Alevi açõlõmõ çerçevesinde Madõmak Ote- li’nin kamulaştõrõlmasõ ile yeni eğitim-öğretim yõlõnda zorunlu din dersi müfredatõnõn değişti- rilmesine yönelik çalõşmalar en önemli kozlarõnõ oluşturuyor. AKP’liler Erdoğan’õn TÜSİ- AD’la polemiğinde kullandõğõ “Daha önce yeni anayasa isti- yordunuz. Şimdi evet demi- yorsunuz” tezini Alevilere yö- nelik olarak da kullanõyor. Ale- vilere daha çok özgürlük için re- ferandumda “evet” oyu çõkma- sõnõn yaşamsal önemine vurgu yapan AKP’liler, Alevilere yö- nelik yeni adõmlarõn atõlmasõnõn da “evet” oylarõndan geçtiği tezini işliyor. Mevcut Anayasa- nõn Alevilerin haklarõnõn önün- de engel olduğu, değişikliğin Al- eviler için de yeni hak ve öz- gürlüklerin garantisi olacağõ sa- vunuluyor. Alevilerin Başba- kan Erdoğan’õn “Dersim’i İs- met Paşa bombaladı”, “Kılıç- daroğlu Tunceli’ye Dersim diyemiyor” şeklindeki sözleri de kampanya malzemesi olarak kullanõlõyor. CMYB C M Y B 19 AĞUSTOS 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 12 Eylül’de anayasada yapılacak bazı maddelerin değişikliğine ilişkin halkoylaması için halkımız ne düşünüyor? Ben söyleyeyim... Halkın bu konuda pek bilgisi yok! Karacabey Ovası’nda da durum böyle, Afyon Bolvadin’de de, Dazkırı’da da, Manisa Gördes’te de. Amik Ovası’nda da Çukurova’da da üreticiler sancılı ve sıkıntılı.. Güneydoğu’dan gelen Kürt kökenli ırgatlar Karadeniz’de fındık, Karacabey ve Gümüldür yörelerinde sebze ve meyve topluyor... CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Muğla ve Aydın mitingleri çok görkemli ve devinimli geçti. Oysa 12 Eylül’de bir genel seçim değil, anayasa halkoylaması yapılacak. Seçimlere daha bir 10 ay var... Peki 10 ay sonra yapılacak seçimlerde AKP 2007’deki oy oranını yakalayabilecek mi? İkinci bir e-muhtıra verilmezse olanaksız! Dört gündür yollardayım... Önceki gün, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Muğla ve Aydın mitinglerindeydi... Ege, 1946’da çok partili siyasi yaşama geçtiğimizden bu yana seçimlerin sonuçlarını göstermesi bakımından önemli bir yer olmuştur. Ege’nin siyasal nabzı tutulmadan, Türkiye’de ne halkoylaması ne de seçim sonucuna ilişkin bir öngörü yapılabilir. Kılıçdaroğlu’nun iki Ege kentindeki mitingleri gerçekten çok iyi geçti. Elbet hem Muğla’da hem de Aydın’da yerel seçimleri CHP kazanmıştı; ama bir halkoylaması öncesi insanlar yazlıktayken ve sıcaklık gölgede 40 derece olduğu sırada görkemli mitingler yapmak biraz yürek ister. CHP bu mitingleri yapma yürekliliğini gösterdi! Afyon üzerinden Denizli’ye geçerken üreticilerin şu sözlerini anımsadım: “Beyim, anayasa karın doyuruyor mu?” Ben bu sözü geçen yıl da işitmiştim Ege’de, Karadeniz’de, Çukurova’da ve Trakya’da... Başbakan kürsüde “cama bakmadan” konuştuğunda kükrüyor: “Ege ve Akdeniz kıyıları sizin olsun!” Ege ve Akdeniz kıyıları CHP ve MHP’nin; İç Anadolu, Karadeniz, Güneydoğu AKP’nin... Eski Diyarbakır Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu, Cumhuriyet’ten Ayşe Sayın’a verdiği röportajda ne diyordu: “Sandığı boykot, AKP için evet anlamına gelir... AKP 12 Eylül’de Van’da yüzde 85 evet oyu alır.” Peki, Siirt, Bingöl, Elazığ, Kayseri ve Konya’da kaç oranında oy alır? Nereden bakarsanız bakın yüzde 75. CHP Kürt sorununa ilişkin ilk raporu 1989 yılında hazırladı. O dönem SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, Genel Sekreteri Deniz Baykal’dı... Güneydoğu raporu 21 yılda geliştirilebilir, demokrasimizin önü açılır; temel halk ve özgürlükler yaşama geçirilebilirdi. Ne SHP ne de CHP yapabildi bunu... Şimdi soruyorum: “CHP Kürt sorununa nasıl bakıyor?” Bu konuda CHP Parti Meclisi’nde, MYK’de, TBMM Grubu içinde farklı düşünceler mevcut... Kürt sorununa şaşı bakanlar ağırlıkta... Elbet ulus devleti, üniter yapıyı koruyacağız... Bunları yaparken de, başta BDP olmak üzere, Kürt kökenli belediye başkanlarının, aydınların, ne isteyip ne istemediğini açık açık konuşacağız. Özerklik mi, anadilde eğitim mi, demokrasi mi, özgürlüklerin geliştirilmesini mi? Neyi? Okyanus ötesinden gelen mesaj kimin? Tarikat şeyhinin. Tarikat şeyhi mi, işadamı mı, yoksa siyasetçi mi? CHP nedense bunu gündeme getirmiyor ve kamuoyunda tartıştırmıyor. Güneydoğu’yu kuşatan Nakşiler, Fethullahçılar, Hizbullahçılar, Müslüman Kardeşler, El Kaideciler neler yapıyor? Güneydoğu’da harıl harıl çalışıyorlar... El Kaide nasıl giriyor Türkiye’ye; İran’dan mı, yoksa Irak sınırından mı? İsrail ve ABD’nin en güçlü istihbarat birimleri, acaba bu konuda hükümete bilgi aktarıyorlar mı? Sorular ve sorunlar bitmiyor... Türkiye, sanki 12 Eylül’de genel seçimlere gidiyor. Medyamızın maşallahı var... AKP’ye tam teslim... Bazı okurlar soruyor: “12 Eylül’de oyun ne olacak?” Kaç kez yazdım; bu kez avaz avaz bağırıyorum: “Hayır!” Yandaş medya görevini başarılı bir biçimde sürdürüyor. Muğla ve Aydın’da Kılıçdaroğlu ilk kez anayasa konusuna girdi, olayın perde arkasını anlatmaya başladı. Bu ülkenin dağlarını, ovalarını, koylarını, büklerini, bankalarını, limanlarını çokuluslu şirketlere satacaksınız; emperyalizmin ağababalarının Irak ve Afganistan’ı işgalini “her şey demokrasi için” diye ayakta alkışlayıp ardından da şöyle diyeceksiniz: “12 Eylül’de halkoylamasında ‘hayır’ diyenler haindir.” Demek ki CHP, MHP, İP, EMEP, ÖDP ve TKP de hain! Gel de Nâzım Hikmet’in “ben hainim” dizelerini anımsama... Evet ben de hainim! Devrimciyim, sosyalistim! Çetelere, darbecilere, şeriatçılara, tarikatçılara, etnik ve mezhepsel ayrımcılığa karşıyım... Evet ben hainim! Ezilen, sömürülen halkların yanındayım, sermayenin değil; emeğin örgütlü gücünden yanayım... Ya siz, sizin gibi düşünenler nerede? POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Evet Ben de Hainim... hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Bilişim Uzmanõ Seyhan, kişisel verilerin korunmasõna ilişkin paketteki maddenin tehlikeli olduğunu söyledi ‘İktidara sõnõrsõz yetki veriliyor’ ALİCAN ULUDAĞ ANKARA - 12 Eylül’de referanduma sunulacak olan anayasa değişikliği pa- ketinin 2. maddesi, kişisel verilerin ko- runmasõyla ilgili yeni bir hüküm getiri- yor. Anayasanõn “özel hayatın gizliliği” başlõklõ 20. maddesine şu fõkra ekleniyor: “Herkes, kendisiyle ilgili kişisel ve- rilerin korunmasını isteme hakkına sa- hiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendiril- me, bu verilere erişme, bunların dü- zeltilmesini veya silinmesini talep et- me ve amaçları doğrultusunda kulla- nılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler ancak kanun- da öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel veri- lerin korunmasına ilişkin esas ve usul- ler kanunla düzenlenir.” Bilişim uzmanlarõ ne düşünüyor? CHP Adana Milletvekili ve Bili- şim Uzmanı Tacidar Seyhan: Bu madde son derece saçmadõr. Bu maddede eğer siz devletin kişisel bilgileri koru- masõna yönelik kõsõmlarõ anayasa mad- desinde açmazsanõz burada çok ciddi sõ- kõntõ doğar. Bunu kanuna bõrakmõş. Me- sela kanunda kişilerin mezhebi, bağlõ bu- lunduğu tarikat işlenebilir dese günün bi- rinde. O zaman bunlar Alevi-Sünni di- ye işlenecek mi? Bili- yorsunuz Ruanda’da Hu- tular ile Tutsiler arasõnda sadece kan davalarõ, nüfus cüzdanlarõnda kabilelerin yazõlmasõyla ortaya çõktõ. 1.5 milyon insanõ kestiler, sadece nüfus kâğõdõna ba- karak. Devletin benim bilgi- lerimi korumakla yükümlü alanlar belli olmalõ ve korun- malõ. Kanunla belirlenecek devlete ve- rilecek yetkiler de sõnõrlanmalõ. Avukat Özgür Eralp: Anayasaya eklenmesi düşünülen madde elbette ki gereklidir ama yeterli değildir. Anaya- sayla çizilen sõnõrõn kanunlarla ve uy- gulamalarla doldurulmasõ gerekir. Aksi takdirde anayasa hükmü işlevsiz kalõr. Kişisel verilerle ilgili kanun tasarõsõnõn yaklaşõk 5 senedir yasalaşamadõğõ dü- şünülürse endişelerimizin haksõz olma- dõğõ ortaya çõkacaktõr. So- mut örnek vermek gere- kirse ülkemizde halen kimlik fotokopisi prob- lemi bulunmaktadõr. Te- lefon hattõ alõrken, kre- di kartõ alõrken, iş baş- vurusunda bulunurken hemen hemen her tür- lü işlemde kimlik fo- tokopisini de ekliyo- ruz. 70 milyon vatandaşõn en az 10 kurum veya şirkette kimlik fotokopisi vardõr. Bunun paylaşõmõnõ ve dolaşõmõ- nõ engellemek de mümkün gözükmüyor. Neyin kişisel veri olarak tanõmlanacağõ belirsiz. Kimlik fotokopisindeki bilgiler de kişisel veri midir? Bunu ayõrt etmek olanaksõz. Türkiye Bilişim Derneği Hukuk Çalışma Grubu Başkanı Mehmet Ali Köksal: Kişisel verilerin korun- masõnda çok hassas olduğum için pake- tin içerisinde mutlaka çõksõn diyebile- ceğim tek madde bu. Eğer bu madde tek başõna oylansaydõ, evet derdim. Ama pa- kete ilişkin, hayõr diyeceğim. Maddey- le ilgili bir hukukçu olarak çekincem yok. Aslõnda yapõlmasõ gereken 10 yõlõ aş- kõndõr TBMM’de bekletilen Kişisel Ve- rilerin Korunmasõ Kanunu’nu çõkart- maktõr. Şimdi bu değişikliği bu şekilde çõkarõnca istenmeyen bazõ olumsuzluk- lar olacaktõr. Kamu kuruluşlarõ bazõ iş- leri yapabilmek için kişisel veri toplamak zorunda. Kişisel verilerin toplanmasõy- la ilgili özel düzenleme yapõlmadan hangi verileri hangi şartlarda toplaya- cağõna ilişkin yasa çõkarmadan, anaya- saya siz bir hüküm koyarsanõz böyle bir veri toplayamazsõnõz. Bu da kurum ve kuruluşlarõ iş yapamaz hale getirir. İDEOLOJİK YAKLAŞIM SUÇLAMASI Referandumdan evet çõkmasõ için CHP ve MHP tabanõndan oy isteyen, tavõrlarõnõ netleştirmesi için sendika ve iş çevrelerini açõkça tehdit etmekten çekinmeyen Erdoğan, Alevilerin de hayõr yönündeki oylarõnõ değiştirmek için girişim başlatõyor. AKP’nin Alevilere yönelik kampanyasõnda temel kozu Devlet Bakanõ Faruk Çelik tarafõndan yürütülen “Alevi açõlõmõ” oluşturuyor. Erdoğan yine HSYK’ye çattı HSYK’de çõkan son krizi ideolojik yaklaşõmlarõn devreye girmesi olarak yorumlayan Erdoğan, yargõyõ kendini milletin üzerinde görmekle suçladõ, ‘tezgâhlarõ bozulacak diye telaşa kapõldõlar’ dedi. AHMET KURT KOCAELİ - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “HSYK’de ideolojik yaklaşımlar devreye gir- di. Bunlar kendi tezgâh- larını kurmuşlar. Şimdi tezgâh bozulacak diye telaşa kapıldılar” dedi. İzmit’te düzenlenen mi- tingde konuşan Erdoğan CHP, MHP ve BDP’nin tabanõna seslenerek “12 Eylül’de özgürlüğe, eşit- liğe oy vereceksiniz. Ge- nel seçim 2011 yılında yapılacak. O zaman si- yasi partilere oy vere- ceksiniz. Ana muhalefe- tin lideri çıkmış ‘başörtü meselesini ben hallede- rim’ diyor. Ya dürüst ol be. Anayasa Mahkeme- si’ne 411’i kim götür- dü?” dedi. HSYK’de ideolojik yaklaşõmlar devreye gir- diğini savunan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bize ‘muhtar bile ola- mazsõn’ diyenler şimdi nerede? Burası verecek o kararı. Millet, millet. Hâlâ kendilerini milletin üzerinde görüyorlar. Biz ise en büyük saygımızı milletimize duyarız. Biz bu çalışmayı yaparken muhalefet kapısını ka- padı. Neticede bu tasla- ğı hazırladık. 14 gün 14 gece TBMM’de çalıştık. O dönemde bana da laf söylediler, ‘Başbakan’õn işi gücü yok herhalde’ di- ye. HSYK’de ideolojik yaklaşımlar devreye gir- di. Bunlar kendi tezgâh- larını kurmuşlar. Şimdi tezgâh bozulacak diye telaşa kapıldılar” dedi. 17 Ağustos büyük Mar- mara depreminde büyük acõlarõn yaşandõğõnõ anõ- masatan Erdoğan, “O gün bir depreme müda- hale edemeyen Türkiye vardı. Şimdi dünyaya, tüm ülkelerine ulaşan bir Türkiye var” dedi. Öte yandan, İzmit’in Arõzlõ mevkiindeki Irak Deprem Konutlarõ’nda ka- lan ve valilikçe buradan çõkarõlmak istenen dep- remzedelerin mitinge ge- leceklerini öğrenen polis, gruba izin vermedi. Dep- remzedeler miting alanõna girmek isteyince gergin anlar yaşandõ. Sayõlarõ 50 civarõnda olan deprem- zedeler daha sonra Mer- kez Karakolu’na götürül- dü. Polisin, depremzede- lerin Başbakan’õn konuş- masõ sõrasõnda protesto gösterisi yapacaklarõ ih- barõ aldõğõ ve onlarõ bu ne- denle miting alanõna sok- madõğõ belirtildi. ‘BAŞBAKANIN ‘EVET’ BASKISI FAŞİZME DÖNÜŞTÜ’ Fazıl Say: Bu bir tehditreferandumu Haber Merkezi - Son günlerde sanat dünyasõndaki eleştirileriyle polemiğe neden olan dünyaca ünlü sanatçõmõz Fazıl Say ünlü payla- şõm sitesi Facebook’ta bu kez Baş- bakan Erdoğan’õ eleştirdi. Başba- kan’õn ‘Hayır’ diyenleri darbeci olarak niteledi- ğine dikkat çeken Say, “2003’te ‘yapõlmamõş’ darbenin ‘hayali darbe- cilerini’ tutuklattığına göre herhalde, hakika- ten yapılmış darbenin destekçisi olarak gör- düklerini kim bilir na- sıl tutuklatacak” diye sordu. Say Facebook’taki sayfasõnda görüşlerini şöyle dile getirdi: “Başbakan, referanduma ‘Ha- yõr’ diyenlerin, 12 Eylül Anaya- sası’na ‘Evet’ demiş olacağı de- mogojisinde. ‘Hayõr diyen darbe- cidir’ demek istiyor. 2003’te ‘ya- põlmamõş’ darbenin ‘hayali dar- becilerini’ tutuklattığına göre herhalde, hakikaten yapılmış darbenin destekçisi olarak gör- düklerini kim bilir nasıl tutukla- tacak? İşimiz zor. Bu işte fa- şizm... Keşke, referanduma ‘en az yüzde 70 katõlõm oranõ’ zorun- luluğu olsaydı, katılmayarak sö- zümüzü anlatırdık. Halbuki 1982’de bir referan- dum yapılmıştı. Yüzde 92 evet çıkan. Tayyip Erdoğan, hem darbeye karşı hem de AKP’ye karşı olunabileceğini anlamalı. Ve ettiği her tehdit kriminaldir. Bu bir tehdit referandu- muna dönüştü ister is- temez…” Sezen Aksu ve baba- sõnõn, referandumda “evet” oyu kullanacağõ yönündeki açõklama- larõ üzerine Say, “Ben sanatçıla- rın ‘resmi’ olarak ‘evet’ ya da ‘hayõr’ destekçisi olarak bir şeye katkı sağladıklarını sanmıyo- rum. Evet diyen Sezen için de geçerli. Hayır diyen Tarõk Akan için de... Sınıflar ve kesimler ke- sin olarak bellidir. Evet’in sayısı bellidir” dedi. Galatasaray Meydanı’nda toplanan sanatçılar, “Sanatçılar hayır diyor” pankartı taşıyıp “Baskıya, faşizme hayır”, “Bağımsız yargı, bağımsız Türkiye” sloganları attı. ‘Dayatmayahayõr diyoruz’ İstanbul Haber Servisi - Ti- yatro sanatçõlarõ Rutkay Aziz, Genco Erkal, Orhan Aydın ve ressam Bedri Baykam’õn da ara- larõnda bulunduğu çok sayõda sa- natçõ AKP’nin anayasa taslağõnõ hazõrlarken bilim, kültür, sanat dünyasõndan görüş almadõğõnõ, de- ğişiklik ve uzlaşma tekliflerini de- ğerlendirmediğini belirterek 12 Eylül’de referandumda “hayır” oyu kullanacaklarõnõ söyledi. Ulusal Sivil Toplum Kuruluşla- rõ Birliği (USTKB) çağrõsõyla Ga- latasaray Meydanõ’nda toplanan sa- natçõlar, “Sanatçılar hayır di- yor” pankartõ taşõyõp, “Baskıya, fa- şizme hayır”, “Bağımsız yargı, bağımsız Türkiye” sloganlarõ at- tõ. Sanatçõlar adõna açõklama yapan tiyatro sanatçõsõ Gülsen Tuncer, anayasa hazõrlanõrken çağdaş Tür- kiye’nin hukuki geleceği konu- sunda endişe duyduklarõnõ belirte- rek, “Kampanya sürecindeki kamplaşmalar rahatsızlığımızı arttırmaktadır. Ekonomik, sos- yal, siyasal, hukuki, kültürel ve sanatsal çözüm önermeyen ve adeta dayatılan bu anayasa de- ğişikliğine, demokratik, laik, sos- yal, hukuk devletinin, çağdaş Türkiye’nin Atatürk devrimi- nin ve özgür düşüncenin savu- nucusu olan biz sanatçılar ‘hayõr’ diyoruz” ifadesini kullandõ. ‘26 soruya 1 cevap olmaz’ Açõklamaya destek veren CHP İstanbul İl Başkanõ Berhan Şim- şek, sanatçõlarõn karanlõğõ alõnla- rõnda ilk hisseden kişi olduklarõnõ belirterek şunlarõ söyledi: “Bu- gün sanatçıları burada görünce referandumun ülkeyi karanlı- ğa götüreceğini bir kez daha anladık. Dünyanın hiçbir yerin- de 26 soru sorulup 1 cevap is- tenmez. Buna demokrasi denil- mez. Bu anayasa referandumu ile Başbakan Recep Tayyip Er- doğan, yasama, yürütme ve yar- gıyı bir elde toplayarak Yüce Di- van’dan kaçmak istiyor. Buna izin vermemek için ‘hayõr’ diyo- ruz.” Bedri Baykam da Erdoğan’õn başta TÜSİAD olmak üzere işa- damlarõna ‘evet’ dememeleri du- rumunda başlarõna geleceklerden sorumlu olacaklarõnõ söylediğini anõmsatarak, “Dünyanın hiçbir noktasında böyle bir durum yok. Sivil faşizme giden yolda tek en- gel yargı. Bu anayasa ile yargı ele geçirilmek isteniyor. Bu yüzden hayır diyoruz” diye konuştu. Sanatçõlarõn açõklamalarõna Ne- jat Yavaşoğulları, Gülsen Tun- cer, Metin Uca, İsa Çelik, Ender Yiğit, Engin Ayça, Orhan Kur- tuldu, Ayten Alpman, Esin Af- şar, Arif Ekin gibi çok sayõda sa- natçõ destek verdi. Kitle örgütlerinden peş peşe gelen hayır açõklamalarõ parti yönetimini kaygõlandõrõyor AKP’deAlevioyualarmõ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle