19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 19 AĞUSTOS 2010 PERŞEMBE SAYFA 3 GENİŞ AÇI Erdoğan DEMİR Televizyonların mı dizilerin mi esiri oluyoruz? Türkiye’de yayõn yapan televizyonlarda bugün bakõyorsunuz bir dizi fõrtõnasõ almõş başõnõ gidiyor. Güçlü olan ve büyük paralar harcayan belli başlõ 3-5 kanal bu diziler sayesinde kendilerine göre reytingleri altüst ediyorlar.Bu diziler habire, aşiret, ağalõk, töre, silah, kabadayõlõk ve şiddeti topluma pompalõyor. Bir de özellikle doğu ve güneydoğudaki aşiret olaylarõ, orada yaşanan sevgiler aşklar ve kuma olaylarõ topluma hõzlõ bir şekilde empoze ediliyor.Ülkemizdeki yapõmcõlar, senaristler ve yönetmenler ne hikmetse hep aynõ konularõ içeren dizileri çekerler ve hep aynõ konularõ ele alõrlar. Ben bunu çok merak ediyorum.Bir de bütün televizyonlar hep birbirine benzer dizileri yayõnlarlar, sonra da kalkõp bunlarõ halk istiyor biz de yayõnlõyoruz diyorlar. Siz bõrakõn bu işleri bunlarõ halkõn istediği falan yok, siz halka bunlarõ veriyorsunuz. Siz insanlara bunlarõ sunuyorsunuz. Olayõ şuraya getirmek istiyorum, bu televizyonlar insanlarõ bu dizilerle adeta evlerine hapsediyor. Çünkü insanlarõn zaten yapacak başka işleri yok ekonomik anlamda başka bir sosyal yaşamõ olmadõğõ için bu dizileri evde izliyorlar. Hatta bu diziler izlenirken evde nefes almak konuşmak bile yasak hale gelecek neredeyse. Bu dizilerle uyutulan insanlarõmõz maalesef evde yakõnlarõyla sohbet etmeyi bile unutmuş hale getirildiler. Tabi bunun bence tek nedeni de yani o 3-5 büyük kanal dediğimiz televizyonlarõn insanlara aynõ şeyleri vermesinden kaynaklanõyor.Ben şahsen bu dizilerin hiçbirini izlemiyorum. Şimdi size soruyorum acaba siz ne kadar belgesel izliyorsunuz, ne kadar haber programõ izliyorsunuz. Gerçekten bunu bir oturun ve bundan sonra biraz daha fazla düşünün.Bana ne doğu ve güneydoğudaki, aşiret ağalõk töre dizilerinden. Bu senaristler, yönetmenler ve yapõmcõlar acaba niçin Ege’de, Marmara’da, Karadeniz’de ve Akdeniz’de adam gibi konular içeren diziler çevirmezler ben bunu hep merak etmişimdir.Sevgili televizyonlarõmõzõn yöneticileri, yapõmcõlar, yönetmenler ve senaristlerimiz lütfen artõk bu işleri bõrakõn da toplumu ve özellikle gençlerimizi eğitecek güzel programlara ve yapõmlara imza atõn. Gerçekten adam gibi yayõn yapan televizyonlarõmõz her ne kadar sayõ ve izleyici olarak azsa da ben buran Türk toplumuna artõk dizi esirliğinden vazgeçip topluma yararlõ programlarõ izlemelerini ve belli başlõ kanallarõn hegemonyalarõna son vermelerini istiyorum. İstanbul’dan yola çıkıp Keşan’a gelmek isteyenler maalesef Çorlu yol ayrımından itibaren bu yolu bulmakta zorlanıyorlar.Benim merak ettiğim konu Karayolları yetkilileri acaba niçin bu bahsettiğim alandan Keşan’a kadar yol kenarlarına hiç Keşan tabelası koymazlar? Bunu gerçekten birçok Keşanlı gibi ben de merak ediyorum. Dilerim ki Karayolları yetkilileri bu konuda bir açıklama getirirler. İstanbul’dan Keşan’a gelen birçok dostum bu bahsettiğim konuyu bana ilettiler ve bu konuda Keşan’da kamuoyu oluşturmak gerektiğini belirterek bu konuyu yazmamı istediler. Onların isteği gerçekten haklı bir istekti. Ben de bir Keşanlı olarak bu konuyu buradan dile getirirken Karayolları yetkililerinin bu konuya el atmalarını bekliyorum. Bu arada Edirne milletvekillerimizin de mutlaka bu konuya duyarlı olacaklarına inanıyorum. AKLIMA TAKILAN… Su faturalarındaki artış çiftçiyi zor durumda bıraktı Üreticinin borç isyanıKESTEL - Bir yandan hava koşullarõ diğer yandan yüksek girdi maliyetleriyle mücadele eden üreticiler, borç kõskacõnda. Borçlarõnõn her yõl katlanarak artmasõndan yakõnan üreticiler, arazilere bankalarõn el koymasõndan korkuyor. Bursa’da Kestel ilçesine bağlõ Narlõdere, Dudaklõ, Serme, Ağaköy başta olmak üzere en verimli arazi ve suya sahip 28 köyün üretici dertli. Şeftali, şubat ayõ soğuklarõnda çiçek açõnca soğuktan yandõ. Armutlar aşõrõ sõcaklar nedeniyle lekelenince fiyatlarõ düştü. Domates, biber, patlõcan gibi sõk sõk sulanmasõ gereken ürünlerinde kurumamasõ için üreticiler sõcaklara karşõ su tüketiminini arttõrdõ. Artõşõn geçen yõla oranda yüzde 50 olduğu belirtiliyor. Gölbaşõ, Demirtaş, Doğancõ barajõndan ve yer altõ su kuyularõndan kullanõlan suyun pompa veya motorla çekilerek tarlaya akõşõnõn bedeli saatte 30 liraya geliyor. Bir gün boyunca pompalarõn çalõştõğõnõ anlatan Bursalõ üreticiler, “Yeri geliyor bir tarlayı ayda 10 kez suluyoruz” diyorlar. Bir işçiye de günlük yevmiye olarak en az 40 liraya ödeyen üretici 5 dönüme 5 bin lira patlõcan fide parasõ vererek karşõlõğõnda da 15 ton patlõcan üretebiliyor. 200 kuruştan satsalar bile bu da şans diyen üreticinin yaklaşõk 6 bin lira geçiyor. İşçilik, sulama, elektrik, mazot parasõ derken üretici isyan noktasõna geldi. “Referandum bize çok erken” diyen üretici, en acil ihtiyaçlarõnõn borçlardan kurtulmak olduğunu söylüyor. Üreticiler, “2005 yılından beri her yıl katlamalı olarak borçlanıyoruz. Böyle giderse elimizdeki tapulu arazilere de bankalar el koyacak. Biz de arazimizin kiracısı olarak borç bitene kadar; çoluk çocuk gece gündüz ter dökeriz. Sonrası daha ne kadar çalışabiliriz” diye yakõnõyor. Kapalı pazar MUDANYA - Bursa’nõn Mudanya ilçesine bağlõ Güzelyalõ‘da salõ, perşembe ve pazar günleri kurulan pazarlarõn bir araya toplanacağõ kapalõ alana ilk kazma vuruldu. Güzelyalõ Eğitim Mahallesi’ne yapõlacak olan kapalõ pazar yerinin temeli törenle atõldõ. Salõ Barõş Manço, perşembe Dörtçelik Caddesi’nde, pazar günleri de Siteler Mahallesi’nde kurulan pazarlarõ bir çatõ altõnda toplayacak olan Mudanya Belediyesi ile Esnaf Odasõ’nõn ortak projesinin inşaatõna başlandõ. 173 pazarcõnõn yararlanacağõ pazar Meriç şirketince 120 günde tamamlanõp teslim edilecek. Karasu asfaltlanıyor KARASU - Sakarya’nõn Karasu ilçesinde belediye asfaltlama çalõşmalarõna başladõ. Dünyalar AŞ ile anlaşan Karasu Belediye Başkanõ Mehmet İspiroğlu “İlk önce Üniversite Caddesi ve 32 Evler sapağõnõ asfaltladõ. Minibüsçüler caddesi, belediye kooperatif caddesi, Kõlõçaslan Sitesi Caddesi ile devam eden asfalt çalõşmalarõ daha sonra Karasu ilçesinde diğer cadde ve sokaklarõna yayõlacaktõr” dedi. Babaeski’de neşeligünler BABAESKİ - 40. Babaeski Tarõm Festivali kapsamõnda sahne alan Ziynet Sali, showman Hakan Doğanay, Öykü&Berk, Grup Koridor ve Ferhat göçer izleyicileri muhteşem performanslarõ ile büyülediler. Trakya bölgesinden birçok il ve ilçeden ziyaretçilerinde katõldõğõ konserlerde yaklaşõk 30 bin kişi doyasõya eğlenme fõrsatõ buldu. Konserler öncesinde sahne alan yerel sanatçõlar, şairler, Kõrkpõnar’õn simgesi olan Şükrü Kayabaş ve birçok dans grubu izleyicilerden tam not aldõ. Ferhat Göçer konseri öncesi Belediye Başkanõ Abdullah Hacõ yaptõğõ konuşmasõnda şunlarõ söyledi: “Babaeski Tarõm Festivali halkõn festivalidir. Önümüzdeki sene Babaeski Tarõm Festivali’ne Uluslar arasõ bir kimlik kazandõracağõz. İlçemizin Avrupa Kenti standartlarõna ulaşacak. Son olarak buradan çiftçi kardeşlerime seslenmek istiyorum. Çiftçi kardeşlerim hakkõnõzõ aramanõz için adres yeriniz Ziraat Odalarõ’dõr. Siz örgütlenmeyi en iyi şekilde yapmadõğõnõz sürece ürünlerinizin fiyatlarõnõ sizler değil başkalarõ belirler.” TARIM FESTİVALİ’NE BÜYÜK İLGİ Kınık’ta erkeklerinin hünerli ellerinde şekillenen toprak kadınların kattığı el emeği göz nuruyla, rengârenk birer sanat eserine dönüşen çömlekler bölge halkının tek geçim kaynağı. Ellerintürküsünde şekillenen toprak PAZARYERİ-Bilecik’in Pazaryeri ilçesine bağlõ Kõnõk Köyü üç yönüyle tanõnõyor. Birincisi hamurdan yemek yapõlmasõ, ikincisi çömlek ve üçüncüsü de sosyal güvencesi olmayan hiç kimsenin olmamasõ. Pazaryeri’ne 9 kilometre uzaklõktaki Kõnõk, 30 hanenin çömlekle geçimini sağladõğõ bir köy. Kõnõk köylüleri 100 yõlõ aşkõn geçmişini toprağa verdiği şekille gözler önüne seriyor. Kõnõk köyünde çömlekçiliğin hikayesi, 150 yõl önce Bulgaristan’dan göç eden Şakir Türk ile başlõyor. Evlerin ve sokaklarõn temizliği ile dikkat çeken köyde farklõ stillerde 60-70 ocak bulunuyor. Ancak çömleğe şekil veren ellerin bir bir göçüp gitmesi ile ocaklarõn bir çoğuna şimdilerde kilit vurulmuş. Kõnõk köyü de her Anadolu köyü gibi göç dalgasõ ile biryerlere savrulmuş gençler yetiştirir olmuş. Hemen her evin bahçesinden, avlusundan ve giriş katlarõndan gelen bir dönem tezgâhlarõn sesleri gelse de bugün atölye sayõsõ 10-15 cizvarõnda kalmõş. Nüfusun büyük çoğunluğu Bursa’ya yerleşmiş olsa da Kõnõklõ çömlekçiler seslerini ve usta ellerle yoğurduklarõ hamuru dünyaya tanõtmaya kararlõ. Kõrmõzõ toprak adõ verilen ve çömleğin yapõmõnda kullanõlan ana maddesini oluşturan kil yakõn civarlardan getirilip bir gün dinlendirildikten sonra işlenerek elle çalõşõlacak duruma getiriliyor. Puçula denilen biçimlendirme tahtasõnda yoğrulan hamur, çömlek ustalarõnõn aynõ zamanda ruhunu taşõyor. Ellerinin içinde hõzla dönen hamur şekilden şekle giriyor ve ustanõn ruhu çömlekte hayat buluyor. Genç kõzlarõn göz nuru ile işledikleri, vazo, saksõ, fincan, sürahi, küllük, güveç, balõk tavasõ, ibrik gibi bir çok süs eşyasõ birer sanat eseri olarak çeşitli renk ve desenlerle boyanõp sõrlandõktan sonra yüksek õsõlõ fõrõnda yeniden pişirilerek hazõr hale geliyor. Köyde usta eller çömleğe hayat verirken doğan her yeni birey de çõrak sayõlmõş. Bu nedenle de 7’den 70’e sosyal güvencesi olan tek köy olmuş. Bu yönüyle de Türkiye’ye örnek oluşturmuş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle