19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
olarak kalmıyor yazarın, aynı zamanda yukarda saydığım çok yönlü edebiyatçıkimliğini de oluşturuyor. “Yaşamla edebiyatın kesiştiği noktada” Yüksel Pazarkaya. Doğan Hızlan’ın değindiği “düzyazı çahşmaları, şiirleri ve çevirileri” i]c liyor genelde. Ama bir de Hızlan’ın anmadığı tiyatro çalışmalarınıeklemek gerekiyor.1969yılında tanınmış edebiyat biimci Fritz Martini ile başladığı, “18. üzvıl AlmanEdebiyatında Tek PerdelikOyunların Dramaturgisi”konulu doktora tezinin ötesinde dc tiyatroya gönül vermiş bir kişi. Yurdumuzda belki daha çok şair ve çevirmen yanıyla tanınsa da Almanya’daki çalışmaarı ilk Türkçe tiyatro- yu kurması, hem yönetip hem de oynadığı bu tiyatro grubuyla Almanya’nın çeşidi kentlerinde yaşayan Türkleretiyatro götürmesi, öğrenci tiyatro şenhilderinekatılması, Almanya’da ilk kez Nazım Hikmet oyunu sahnelenıcsi, kendi yazdığı sekiz oyun arasından Mcdiha(1988) ve Ferhat’ın Yeni Acıları (1993) oyunlarmın Ankara ve İstanbul devlet tiyatrolarında sahnelenmesi, 2004 yılında Amerika’da konuk profesörkeniki dili (Almanca-İngilizce) bir oyun sahnelemiş olması, hatta Alman televizyonları için senaryosunu hazırladığı,Komşuınuz Balta Ailesi adlı 12 bölümlük dizi hep Pazarkaya’nın tiyatroyaolan ilgi ve sevgisinin ürünleri niteliğinde.Tabii tüm bu tiyatro çalışmalarınınarkasında Pazarkaya’nın birinci amacı olan, Türkiye ile Almanya arasındabir edebiyat köprüsü oluşturma çabasınıgörmeden edemeyiz. Hikmet Altmkaynak, kitapta yer alan “50 Yıllık Kültür Elçisi, Şair, Yazar, Çevirmen 70 Yılın Serüveniyle” adlı yazısında,Almanca ve Türkçe kitaplarıyla çevirilerinin kapsamlı bir dökümünü veriyor Pazarkaya’nın. Yazar Günay Güner ise, “Türk Yazınmın Bilge Gezgini”adlı yazısında bu yapıdarın ayrıntılarınagirerek tanıtıyor okurlara. Obür yandan Pazarkaya’nın edebiyat uğraşını son beş yılda nasıl sürdürdüğü konusundada bir fikir veriyor bu döküm. Bir yandan Göz Oykükri (2007) ile başlayan ‘takvim öyküleri’ 2008 ve 2009’da Kış, Bahar, Yaz Oyküleri ile sürerken, 2007 de Kırk YılDile Kolay adli oyununu iki dilde 2008-2009 yıllarında bir yandan Almancayayaptığı Gülten Akın, Necati Tosuner, Güngör Dilmen, Muzaffer İzgü,Yalvaç Ural çevirileri yayımlanırken öbür yandan da 2007-2009 yılları arasındayaptığı Rilke çevinileriyle Rilke’nintüm yapıtlarını Türkçeye aktarmaçabasmın sonuna yaklaştığını görüyoruz. İKİDİLLIYAZAR İşte, okuyanın 50 yıla nasıl sığdırıldığınaşaşıracağı bu listeyi incelediğimizdeanlıyoruz Pazarkaya’nm neden Türkiyeile Almanya arasında bir kültür köprüsü olarak nitelenmesinin yanhş olmadığını. Türkçeye Brecht, Lessing ve Goethe’den yaptığı çevirilerin yanındaözellikle dokuz kitaplık Rilke çevirileriile bir yandan Almanca edebiyatı Türkçeye aktarırken bir yandan da OrhanVeli, Behçer Necatigil, Nazım Hikmet(Şeyh Bedrettin Destanı), Aziz Ne- sin, Haldun Taner, Güngör Dilmen (Canlı Maymun Lokantası) gibi adlanın da arasında olduğu 47 kitabı Almanca- ya çevirmiş, çoğunu da iki dilli yayımlamışolması ise her iki edebiyatm okur- ları için önemli bir kazanç. Kitabı yayıma hazırlayan inci Pazar- kaya, yakınları ve dostlarından yazı isterkenözellikle eşinin bu çok yönlü yanınınvurgulanmasına, şair/yazar/çevirmenkimliğinin her yanıyla ele alınmasınaözen göstermiş. Gerçekten de kitap- ta farklı kişiler tarafından Pazarkaya’nmşiirleri, roman ve öyküleriyle çevirmenliğiinceleniyor. Dilin Çağrısı’nda kitabın adından yola çıkıp içinde yer alan yazılara da baktığımızda Pazarkaya’yı iki düzlemdekonumlandırabileceğimizi görüyorum:Birincisi, Türkiye ve Almanya arasındabir kültür köprüsü; ikincisi de iki dilde birden yaşayan yazan iki dilli bir yazar. Bu iki alanın birincisi, onun hem Türk hem de Alman edebiyat geleneğiniyakından tanıması, çeviriyle olsun, kendi yapıtlarıyla olsun her iki edebiyat arasında bir köprü oluşturmasından kaynaklanıyor. Once Mediha adlı oyunundaEuripides’in Medea’sıyla bağlantıkurmuş, ardından da ikinci oyunu Ferhat’ın Yeni Acıları’nda Ferhat ile Şirin destanına ve Alman edebiyatındanPlensdorf’un Genç W’nin Yeni Acıları romanına gönderme yaparak Doğu ve Batı edebiyat geleneği arasındabir köprü kurmuştu. Kitapta yer alan “Yazının Hasat Mevsimi” isimli yazısında Meral Oraliş de yazarın hem Türk hem dc Alman yazıngeleneğine yakınlığını, Alman dili ve edebiyatı eğitimi almış olmasına bağlıyor. Oraliş adı geçen yazısında, dört mevsim öykiilerinin hem “Vivaldi’ninDört Mevsim konçertosunu anıştırdığını”söylüyor hem de “takvim yapraklarında her güne bir öykünün ayrıldığı” kitabı Alman edebiyat geleneğindeyer alan Takvim Ovküleri ile binleştiriyor. “21. yüzyıl zaman diliminden,metinlerarası kurduğu bir bağdır. Pazarkaya’nın yer yer özyaşamöyküsel deneyimlerin izlerini de taşıyan metinlerkendi ülkesinden uzakta yaşayan entelektüelanlatıcının bakış açısıyla öykülenir”diyen Oraliş öyküleri şöyle yorumluyor: “Yüksel Pazarkaya bireysel takvimin ne olduğu sorusuna, kolektif kimliğini de sorgulayarak, art arda kalemealip yayımladığı ve kendi zamanınıyeniden anlatarak kurguladığı mevsimöyküleriyle yanıt bulmaya çalışıyor bireysel tarihin mevsinileninin öykülendiğiMevsim Ovkükri’nde.” ikinci alan ise Pazarkaya’nın Almancayave Türkçeye yaptığı çevinileriyleve her iki dilde yazdığı şiirleri, düz yazıları ve oyunları ile bir “dil işçisi” olarak hem Türkçe hem de Almanca edebiyat içinde değerlendinilebileceğini vurguluyor.Bu alanda önemli bir özelliği de kendi yapıtlarmı başka birine çevirtmekyerine kendisi Türkçe ve Almanca söylemeyi yeğlemesi ve çoğu kitabını iki dili olarak yayımlaması. Kitapta, çevirmenCorneius Bischoff’un “Diimin Sınırları”, benim Dilde Yaşamak- İki Dilde Yazmak”, Nilüfer Tapan’ın “Bireyselve Toplumsal Çokdilliik” yazılanıylaFüsun Bayrakdar’ın Pazarkaya’nınçevinileniörneğindeki araştırması hep dil konusunu ve Pazarkaya’nın Almancave Türkçe ile olan yakın bağlantısmıtemel alan yazılar yer alıyor. NilüferTapan, “yabancı bir dil ve kültürle tanışmanm kişi kimliğini oluşturnıada oynadığı önemli rol” üzerinde durduktansonra, “tek bir dile odaklanmayan, öğrenme alanında birden fazla dilin ve çokdilliliğin öğrenilmesini savunan bir yaklaşımın Pazarkaya’nın uğraş alanına uzak düşmeyeceğini” söylüyor ve “birçokyeni açilnna yol açan çokdillilik kavramını, AB içindeki yeni anlam yüküyleele alıp” tartışarak Avrupa Konseyinin,çokdilli ve çokkültürlü Avrupa vatandaşlığı kavramını vurgulayan projesinianlatıyor. Gerçi Pazarkaya’yı iki açıdan değerlendirmeyeçalıştık, ama 50 yıla bu kadarçok yapıt ve etkinlik sığdırmış bir edebiyat ustasını hiç hoşlanmadığı gibi bir “çekmeceye sokmuş” olmuyor muyuzböyle smırlandırmalarla ya da hep eksik bir yanı kalmıyor mu değinmediğimiz?Oyleyse onu daha yakından tanımanında ötesinde “sevgi dolaylarında”gezinmek istiyorsanız, büyük bir sevgiylehazırlanmış bir kitabı, Dilin Çağrısı’nı okumalisınız.• DAĞITIM: ALFA / 212 513 3421 İnkılap, Remzi ve tüm seçkin kitabevlerinde... r YükselPazaricaya.hem Türkhem de Almanedebiyat geleneğlnl yakından tanıyor, çevlnyie olsun, kendi yapıtla• nyla olsun her Ikiedebiyat arasında bir köprü oluşturuyor. Yukanda Pazarkaya, bir Imzagününde görülüyor. Mustafa Balel Kira—k’iipclcr 4 Usta öykücıj Mustafa BaJel’ininsan sevgisiyledolu, birbirinden güzel 1 Biisen Karaca Rus E 1 Birsen kaleimYle Rus kalbine yolculuk... )Kavis www.kaviskitap.com CUMHURİYET KİTAP SAYI 1070 SAYFA 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle