28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
bunda en büyük pay onu belleksizleştirenişbirlikçi sömürgen yöneticilerdensonra, gereğince direnme- yen sanatçınmdır. Çünkü toplumun dili, sanatçının ta kendisidir. Dil olmayıncabellek olur mu? Bütün ammsama yeteneği genlerimize kalır, yani hayvaıilaşmayabaşlarız ki, zaten bugünkü gidiş de, insanlığımızı azaltan bir yöndedir.12 Eylül 1980’den beri, toplumuzuninsanlığı her geçen gün biraz daha azalıyor. - Naci\’i kaı’bettikteıısonra Türkive’dekiedebiyat bir döneımnın sövlendi.Fethi Naci soıı kalemdi romanı hervünüvleçozumlemede ve tavizsiz eleştiri- de... Bugünkü Türkiye edebivaı eleştirisi ıupılıı’or mu sizce? - Bana, yanıtlarımla zarar verdirecek sorular soruyorsunuz. Evet, Fethi Naci’ninölümü le Türkiye’de edebiyat eleştirisinin bir dönemi kapanmıştır. Asım Bezirci ve Mehmet Fuat öldüktensonra Naci, o dönemin son halkasıydı.Biliyorsunuz, bunlardan Asım Bezirci’vişeriatçı vobazlar, Pir Sultan’m,Aşık Vevsel’in Sivas’ınıkatil Hızırl’aşa’nın Sivas’ına çevirerek devletinyöneticilerinin gözü önünde yaktı. 0 kuşak kendini işiyle görevli sayan bir kuşaktı. Yeni bir kitabın ardından yazamamışlarsa, hepsine yetişemediklerindendive bunun için üziilürlerdi. Sonra sonra, yalnızca -ya da çoğunlukla-sevdilderini yazan, sevmedilderini görmezlikten gelen bir kuşak vctişmcyebaşladı. Ben daha onların bu so— rumsuzluğuna alişamamışken, şimdi cambaz ve bacıvatmaz başka bir kuşak yetişiyor. Kitabı kendi seçmiş gibi yapıyor.yazısının konusu olan kitabı yayımlayanvayınevinden eleştiri ya da tanıtımmaskeli övgü yazısı karşılığında para aldığını, kimlik kalem olduğunu-çok kişi biliyor da- okurlar bilmiyor.Bu kadar satılmamış olanlar da, gazeteciikten, dergicilikten. vavıncıhk ve televizyonculukran başka. bankadıın inşaatçilığa değin bir sürü işi olan, basın-yayınıise o işlerinin tehdit-propaganda-pazarlıkaracı olarak kullanan yeni işadamı tipinin işlerinin vürüdüğü arı kovanlarına çomak sokmaktan korkakorka, keçiboynuzu yazılarla, gerçekteyok olmuş olarak var görünmeye çalışıyorlar. Işte bunun için diyorum, Fethi Naci iyibir dönemde yaşadı, bu bakımdan şanslıydı. Karşısında yalnızcapolis baskısı vardı. Şimdi polis baskısmada gerek yok ki. Çünkü basın- yayın, doğrudan doğruya “finans-kapital”mi, “patron-ağa” mı, ne derseniz, işte onların elinde. Bugün Fethi Naci’nin,Asım Bezirci’nin, Mehmet Fuafin dürüst ahlaklarıvla eleştiri yazmak isterseniz. dergiyi kendiniz çıkaraıcaksınız,kendiniz dağıtacaksınız, (ama gazetesatıcılarına onlar yalnızca işadamı-patı-onun dergilerini dağıtabilirler, sizin derginizi sizden alamazlar)dergilerde biriken, vazılardan oluşan kitabınızı da kendiniz vavımla— yacak, kendiniz dağıtacaksınız. Açlıktanailenizi de kendinizi de öldürmedenbuıiları vapabili rseniz, Türkiye’de edebiyat elcştirisi yapmanız için de özgürceyorumlar her türlüyazıvıvazmanız için de öniinüzde hiçbir engel yok. • Yazının Gül Dikenli Yai’mıa Hazırlayan: Hu Yaşar! lıbaki Yayınları!260 s. Hüseyin PEKER 2008 yılındaki ölümünden bu yanahiç unutulmanıışFethi Naci. İçten içe yaşatilmış. Işte Hürriyet Yaşar’ın hazırladığı Fethi Naci’ye Armağan kitabı Yazının Gül Dikeııigibi şiir- sel bir başlikla karşımıza dikelince ilk anımsadığun bu oldu. Her şey dün gibi. Hani 1-laydar Ergülen’in söylediği” Onların varlığı zaten bir ödül gibi gelirdi insana: Memet Fuat, MehmetH. Doğan, Fethi Naci” sözleri de olmasa böyle ünlü denemecilerin ardı ardına gitmesi kederden öte şeyler vaşatacak bana. Belki özlem, belki bitmeyen kalan tortular. Tabii araya Hüseyin Cöntürk’ü de katmalıyım. Ama Cöntürk’le Meınet Fuat’ın dostluk yakası daha sınırliölçülerde kalmış. Oysa Doğan’la Naci öncelikle Turhan Günay’ın sözleriyle “hep gülen biri”leri olarak yerleşmişlerusumuza. Mezartaşında bile insan Tükenrnez’den öte bir şey yazmayanFethi Naci “yirmidört saat edebiyatçı” olarak anılıyor,dilini esirgemeden kullanan edasıyla. “Sözünü sakınmayan,düşündüğünü ne pahasına olursa olsun söyleyen bir eleştirmen” olarak bilindiği noktada. ANILARDOLUDİZCİN Onun cuma buluşması müdavinılerinden içki ve edebiyatdostu Feriı Edgii, 100 soruda nokraladığı eleştirmeni 1950’lerin Balıkpazarı’ndan mı, 1980’lerin Bodrum ‘undan mı anacağını şaşırıyor. Anılar o denli doludizgin ki! İçkili denize atlanan günlerden, genç yaşta yitirdiği unutmadığı kızı Deniz’den mi? Kırgınlıklarından, alınganlıklarından mı? Küsmelerinden mi? Dostu, Karpuzcu Fethi Aga’nın oğlu Fethi Naci’yi neresinden anlatabilsin? Tahsin Yücel ise Ataç gibi önyargıdan uzak biçimde sürdürdüğü eleştiri anlavışını anlatıyor Naci’nin. Peı’gamberinSon Beş Günil romanı için yaptığı “Ne biçim sosyalistroman bu!” cleştirisine rağmen, ona nasıl Gerçek yayınevine uğrayarak bunu kırgınlığa dönüştürınediğiııianımsatıyor. Gene Turban Günay’ın şu sözlerini anmadan edemeyeceğim: “Türk edebiyatı anlaşılacaksa, tarihi yazılacaksa, en azından Türkiye’nin modern edebiyat tarihi yazılacaksa,en başta Fethi Naci’nin kitapları okunmah.” Necatigil ödülüne katkı sağlayan, 2003 yılına kadar desteğiniesirgemeyen Naci, roman ve öykü eleştiri çalışmalarınave eleştirilerine ağırlık veren biri olarak biinse de Şiir Yazilarıkitabıyla şiirden de uzak durmadığını göstermiştir.Hatta Melih Cevdet Anday’la şiir yüzünden kırgmliklaryaşadığı anilır. Naci, hiç kimseyle küsmedi ama eleştirel yazıları nedeniyle ona kırılan, küsen çok yazar oldu.0 bu yanıyla tarafsızlık ilkesini yaşatmayı bilen de bir kimliktir. Doğaldır ki kitaptaki ilginç yazilardan biri Cemil Kavukçu’nun“1998 Yazı” başlıklı öyküsel tatlar veren bölümüvdü.Motorlu araç ehliyeti almayan, cep telefonu, bilgisavargibi teknolojik gelişmelere bilinçli uzak kalan Naci’nin,Edremit’deki Kavukçu’ya ait yazhk evde geçirdikleri3 günü anlatır Kavukçu, şiirsel bir dille. Naci’nin getirdiğiTekirdağ rakısıyla çarpışan Kavukçu rakıları, hepsinin3 günde tuzbuz edilişi. Sabah kahvaltısınm bir biraylakarşılanış fasılları. Bu yazıdan Naci’nin Giresun’dan kalma alışkanlıkla kirazla rakı içmeye bayıldığını öğreniyoruz. DERİNSOHBETLER... Değerli dostu Mücap Ofluoğlu’nun, Yaşar Kemal’in, eşi Lale Kalpakçıoğlu’nun, Erdal Oz’ün ve daha birçoklarınınyazılarda fotoğraflarda adı geçiyor. Yaşanmışlıklar, o derin sobbetler. Fethi Naci’nin sevmediği iki yazar arasındaElif Şafak ve Ahmet Altan’ın adının Tevfik Çavdar’ın yazısından öğreniyoruiıı. Semih Poroy’un F.Naci porıresiyle açılan, Cevat Çapan, Tahsin Yücel, Ayşe Sarısayın, Yiğit Bener, Doğan Hızlan, Derviş Şentekin, Mehmet Sevda, Eray Canberk, Cemil Kavukçu, Tevfik Çavdar, Turgay Fişekçi, Korkut Boratav, Naci Güçhan, Uğur Kökden, Ferit Edgü, Hasan Pulur, Oğuz Dcmiralp, Nazar Büyüm, Adnan Binyazar, Mümtaz Soysal, Haluk Sunat, Hüseyin Peker, Necati Doğru, HüseyinTuncer, Haydar Ergülen, Okay Gönensin, Kaan Aslanoğlu,Hikmet Akınkaynak, Süreyya Berfe, Metin Fındıkçı,Sait Maden, Aydın Boysan’m uğurlamalarıyla de‘ameden, Fethi Naci’den seçmeler ve yapıtları ile sona eren temel bir yapıt bence bu derleme. “DünyaBir Gölgeliktir”Fethi Naci. Seninyapıda kurduğunsıcak dostluğu kimse kurarnadı. İçtenlildi ve sıcak sesinin yeri doldurulamadı. Papaz eriğinin tadı unutulmadı,Cunda adasındaki tadından çok, adını beğendiğin istifnootunun da. Gel de sevdiğin türküleri çalalım. Zaten gitmedin ki! İki yıldır içirnizdesin.• Hepgülenbiri: FethiNaci + BirGölgeliktir Fethi Naci.Seninyapıtla kurduğun sıcakdostluğu kimse kuramadı. Içtenlikilve sıcaksesininyeri doldurulamadı. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1070 SAYFA 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle