19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Mehmet Akif Tutumlu ile Harf Atışlarr üzerine 'Hakikat seyyar metafor ordusu değil mi? Mehmet Aklf Tutumlu asıl ününü hukuk kitaplanyla edinse de bir filozof şair olarak biliniyor. Düşünce dolayımında derin yapısını bulan. kısa, özlü, bütünlüklü şiirlerin bi- çemlnî oluşturduğu Tutumlu ile HarfAtışlarf na dair bir söyleşi gerçekleştirdik. G Mustafa KÖROĞLU I TB j r odemyaşamm j \ /m insan hayatını H / 1 / m çalışma (mes- Â. VJ. lek)odakhbir yaşama çevirmesi karşısmda yazı- yı bir varoluş edimi olarak seçmiş biryazar olarak zaman ve mekâ- nın önemi nedir sizce? Evin için- de ayn bir evi olmah mı yazarm? Vüs'at O.Bener'in deyimiyle yazarken "Sığınacağım biryerc ihtiyacım var" diyor musunuz? Özel bir çalışma me- kinının varhğı içinde miyoksa hevesi ile mi yazıyorsunuz? • Bu sorunuz aklınıa Bachelard'ın Poetikanm Mekânı başlıkh yapıtını ge- tirdi. Poetik ürünün inşa edildiği yer - ontolojik olarak- yazarın tin dünyası ol- makla berabcr bunun fiziksel uzatna döküldüğü yer yazarına göre dcğişir ~r kuşkusuz. Ancak bu yer bana göre, benliğimi ödünç aldığım ötekinin mev- cut olmadığı bir yer olmalı. Yani geçici bir kıyısızlık insan bakımından. Bunun dışında coğrafi yerin önemi yok benim için. Bu yer çalışma odam olabileceği gibi bir başka yer de olabilir. Bu dedik- lerim yaratıcı yazı bakımından geçerh' tabii, araştırma türü yazılar, kitaplar için kaynaklanmın olduğu yeri yani ça- hşma odamı tercih ederim. "HARFLER DOYAMADIĞIM BİR IRMAĞIN SU ZERRECİKLERİ GİBİ" - însanın yaşadığını anlayabilmek için nabzmm yani kalbinin atıp atmadı- ğma bakıhrya bu anîamda "kalp" var- hğın indirgenebildiği son düzlemdir di- yebiliriz. Harûer Bertrand Russell'ı değiştirerek söylersem "şiirsel atomlar- dır" ifadesini de bunun yantna koydu- ğumuzda kitabınızın adınm Harf Atış- lan olması yazıntn sizin hayatmızdaki yaşamsal önemini mi anlatıyor acaba diye merak ediyorum? Harûer size ger- çekte ne sağhyor? - Harfler benim açımdan içine girip yıkanmaktan doya- madığım bir ırma- ğın su zerrecikleri gibi. Asıl bütünleş- me nasıl ki tüm be- denin suya girme- siyle oluşuyorsa, harflerin birleşme- siyle oluşan sözcüklerin, bunlann oluş- masıyla oluşan tümcelerin -dizelerin- akıttığı ırmak da tinin estetik fenomen- lerle bütünleşmesini sağhyor. - Şiirin bir varhk sorunu yoktur, an- cak şairin insan olarak kendini bilme ve bulma isteğinden kaynaklanan bir var olma sancısı vardır diye düşünüyo- rum. Bu sancının birçok şairde sorular- la stnırh bir doğurganlık yaratmasma karşın sizin şiir ve metinlerinizde kim- likleri çoğul bir perspeküf üzerinden okuma, onlan sorgulama bilincigöze çarpıyor. Bu yetkirdiği yoğun olduğunu bildiğim felsefe okumalan mı sağhyor size? - Benlik kişisel, kimlik toplumsal bir tanımdan söylemsel dolaşıma çıksa da, bunlann ampirik tanımlan farklılık gösterir. Însanın kendi zamansallığını yaşadığı süreçte oluşun getirdiği deği- şim potansiyeli her ûişki bağlamında yeni bir tanım ihtiyacım gündeme geti- rir. Bu nedenle sözünü ettiğiniz sancı durumsal değil, insan tekinin özgül za- mansallığına yayılan bir nitelik gösterir. Bu bağlamda felsefi perspektifle poetik perspektifin kesiştiği noktalar var el- bette. - Kitabın "Yaşamrenk" bölümünün ilk şiiri olan "Anaokulunu " okudu- ğumda (ki şiirin adı dizenin başlangıç sözcüğü aynı zamanda) 4 dizenin de birbirinden bağımsız ne kadar farkh şeyleri hnlediğini düşündüm. Ama bu- na rağmen aynı anda tüm dizelerin zih- nimde oluşturduğu bir an 'ı Glm sahne- si çekergibi kurgulayabildim. O an ba- na kalsın ama siz bana başkalannın ba- kışı ile mûmkün kıhnan bu çeşitliliği nasûyazabûdiğinizi anlatmayı denese- niz. - Sözünü ettiğiniz şiir hakkında bir şair arkadaşımın da anlaşıhnazhk - hadi itirazı diyelim- vardı. Aslında şiirin ilk hali bundan farkhydı. Ancak benim içime sinen versiyonu kitaptaki hali. Doğal olarak bu şiirde -her şiirde oldu- ğu gibi- anlamdan değil anlam katman- lanndan söz edilmeli. Sonuçta hiçbir şairin anlaşümamak ya da anlam üret- meye olanak tanımayan bir söylem kur- ma amacı güdcceğini sanmıyorum. Si- zin çeşitlilik dediğiniz de çoğul özne, çoğul perspektif kurgusundan neşet eden ve geometrik bir çizgide buluşan imgeler değil mi zaten? "OTANTİK OLAN ELBETTE DOĞRUDAN YAŞAMDAN ELDE EDİLENDİR" - Felsefenin kaynağında hayret oldu- ğunu söyleyen Platon'u ve düşüncenin önemini "basit olanı merak etmek ve bu merak duygusunda ikamet Variığımızın aşınlığı Cl Mehmet Mukadder YAKUPOĞLU Mehmet Aklf Tutumlu ve Mustafa Köroğlu 'Harf Atışlan' üzerine söyleştller... SAYFA 16 I -m j r ehmet Akif Tutumlu'nun HarfAttşlarinı | \ /• ilk kez okuyup bitirdiğimde varhğımızın I \ / I bu dünyada ve toplumda kendiliğinden A. • J - oluşan sımrlarını sürekli ihlal ettiği duygu- suna kapıldım. Âşıksm ama aradığın aşktan öte bir şey, yaşıyorsun ama hep başka bir yaşam biçimini anyor- sun, ben'ini anyorsun ama kimliğin zehirlemediği, yar- gıçsın ama yargılamadan kaçan. Şair her taraftan kuşa- tılmışhk duygusundan harf atışlanyla kurtuluyor. Kitabın birinci bölümünün başlığı "Aşkrenk". Şair sanki aşkı var olan bir duygu olarak değil de gülünç yaşamı ren- klendiren bir uyancı olarak betimlemiş. Aşk varsayüıyor ve bu varsayım iletişimsizliği daha da yoğunlaştınyor gibi. Şiir- lerde aşk hep aranıyor: Sözcüklerde, dilin altında kalan ses- lerde, sizden "sen"e dönüşmekte zorlanan ifadelerde, askeri disiplinle güvenceye alınmaya çalışılan ilişkilerde. Şair aşk di- ye bir duygunun, bir tutkunun var olduğuna ina- nan insanlarla alay ediyor gibi. "Ne aranıyorsu- nuz?" diye sordu kadın. "Sözcüklerimi" dedi adam. tkinci bölüm "Yaşamrenk", yaşamın kendiliğin- den akıp gittiğini hissettiriyor. Yazar kayıtsız, kay- gısız bir ruh haliyle gündelik olaylan büyük bir ya- knlıkla aktarıyor. Olaylar nedensellik ilkesiyle bir- birlerine bağlanmadan yan yana rastlanusal olarak meydana geliyor. Bu olaylara maruz kalan birey kendi kendine konuşuyor, duygularını, düşüncele- rini kimseyle paylaşmıyor. Çünkü o paylaşmadığı, kendi kendine konuştuğu için yazıyor ve böylece ortaya yazarın tıpkı Blanchot'un Yazınsal Uzam'da Kafka'yı» Rilke'yi betimlerken kullandığı kavram olan mutlak yalnızlığı çıkıyor. Bu yalnızlık şaire diğerleriyle toplumsal kuralların dışında bir ilişki kurma olanağı sağhyor. Tuhaf biri olarak özgür yaşama olanağı. Üçüncü bölümde "Benrenk"in tuhaf dünyasına giriyoruz. Varhk ve yokluk. Ben ve hiçlik. Toplumun, kurumlarıyla benliği ortadan kaldırması. Bu bölüm bana yapısalcıhk akı- mınuı benliği sorunsallaştırmaya yönelik eğilimini anunsam. Ölen kimdir? Yapılan tören kurumu yapı olarak güçlendiri- yor. "Yann Irk, Devlet, Din, Ulus ve Aile kurumlan önünde yapılacak törenden sonra kimsesizler mezarhğına." Birey ku- rumlar için var ve kurumlar için ölüyor. Şair, Foucault'nun sözünü ettiği insanın ölümünü bir kurumun üyesi olduğu için çok daha iyi hissediyor ve hissettiriyor. Ülkemizin en bü- yük gerçeği insanın ölümüdür. Bu nasıl bir hastalıktır? Ku- rumlara, mitolojiye tapmak. Ülkemizde herkesi sindiren bir hayalet var. Ama bu hayaletin adını vermek bile insanı deh- şete düşürüyor. Hepimiz yok edildik. Gölgeler olarak yaşıyo- ruz. Anonim sözler, bildiriler hepimizi birer kuklaya dönüş- türdü. Dördüncü bölüm "Yargırenk", soğuk dünyanın kapılannı açma cesaretini gösteriyor. Yargılamaktan kaçan bir yargıç portresi. Çünkü yargılama sürecinde insan ölüyor. Tıpkı Kaf- ka'nın Bay K.'sı gibi. Geriye yüce yargı ve dolayısıyla yüce devlet kalıyor. Ben bu korkunçluğa nasıl dayanıyoruz diye so- ruyorum şaire. Şöyle bir soru sorduruyor bu şaşııtıcı düz yazı şiirler: Acaba en iyi yargıç, yargılamaktan kaçınan yargıç mı- dır? O zaman belki de adil kararlar verilebilme şansı doğar. Beşinci bölüm "Filozofrenk", şairin büyük filozoflan ken- dine has dizeleriyle sunuşu. Son söz filozoflara mı verilmeli? Belki de bireyin küçücük eylemler toplamından ibaret olan basit yaşamında düşünceye ağıt yakmak ruhumuzun en çok gereksindiği şeydir. Filozoflar düşünen insan için her zaman referans noktaları olarak kalacaknr. Sonunda şair kendi dünyasım bize açma cesaretini, içtenli- ğini gösteriyor. Eser farkh duyumsamanın, düşünmenin, ya- şadığımız rutin dünyayı değiştirmenin en güçlü araçlanndan biri olduğunu kanıthyor. • C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 10 63
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle