19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Ahmet Merey çağdaş klasikleri ve yazarlanna" a-y-ı-p olu- yor. 2218- llkbahardan son kitap önerileri: Mum Hala II - Aziz Nesin, Nesin Yay. / Cafe Esperanza - Ali Teoman, SEL / Söze Mezar, Gökçenur Ç., Yitik Ülke. 2219- Mum Hala II, Aziz Nesin'in 1987- 1995 döneminin günlük ve içsel notlanndan mürekkep. ölümünden sonra ama 2010'un başında yayımlanan 526 sayfalık yapıttan altı çizilenlerden: -Ayıp değil ya - belki de ayıp - Mozart bana bir şey söylemiyor. (1980) -Son on beş yıldan beri edebiyatımızda oluşmuş büyük ve güçlü bir okul var. Ama hiç kimse yüreklenip yazamayacağı için ne yazık ki bu okul edebiyat tarihlerimizde yer alamayacaktır. Bu okul "puştlar dayanışma- sı okulu"dur. (1980) -Evet, ben kral değil bir imparatorum. Dünya gülmece imparatoruyum, ama gel gör ki Türkiye'de borum ötmüyor. (1981) -Yatmayınca kadına, kullanmayınca dile, okumayınca kitaba sahip olunmaz. Bundan kötüsü de var: yattığın halde ka- dına, kullandığın halde dile, okuduğun hal- de kitaba sahip olamamak. (1982) 2220- Bazı yazar ve şairler vardır, kitapla- rınızın aynı yayınevi tarafından yayımlanma- sı memnuniyet nedenidir. Ali Teoman'ı (doğ.1962) tanımam ama rahmetli annesiyle Nur briç turnuvalannda dost olmuşlardı. Ali Teoman izlemeye çalıştığım, kitaplan SEL'den çıktığı için sevindiğim biryazardır. Cafe Esperanza"nın biyografi sayfasında onun 2006'da beyin tümörü teşhisiyle ame- liyat olup, radyoterapi gördüğünü öğreniyo- ruz. Yazarlann bu tür kişisel bilgilerle okur- larını bilgilendirmesi yerindedir. Nitelikli yazar Ali Teoman'a sağlıklı ve ve- rimli nice yıllar diliyorum. 2221- Soyadı Kanunu çıktığında (1934), nüfus memurlannın "sakarlıklarından" dolayı aztuhaflıklaryaşanmadı. Sabahattin ile Mu- alla kardeşler Eyuboğlu iken, ortancaları Bedri Rahmi "işbu" yüzden Eyuboğlu ol- muş olabilir. Ülkemizin ilk kadın mimarlanndan ve ya- zar Mualla Eyuboğlu Anhegger (1919-2009) Alman Türkolog Dr. Robert Anhegger (1911-2001) ile evliydi. 1964'ten itibaren Is- tanbul'un anıt konutlanndan Doğan Apart- manı'nda yaşarlardı. llkbaharda bir sahaftan, onlann kitaplıkla- rından çıkma iki düzine kitabat edindim. Ganimet'in incisi kompozitör Bela Bar- tok'tan, Turkish Folk Music fromAsia Minor idi. (Sahaf, alış fiyatının üç katına sattığına; ben piyasa fiyatının üç kat aşağısı- na aldığıma seviniyorum.) 2222- 09.05.2010! Canım an- nem(siz) ilk anneler günü. Anıları ve acısı hep içimde olacak. O kitap okuma tutkumu da ateşlemişti. Ne- cibe Altun'un (1929-2010) oğlu ol- mak benim için bir iftihar nedenidir. Umarım annenizin bir melek ol- duğunu, onu yitirmeden önce fark etmişsinizdir. 2223- Ahmet Hamdi Tanpınar (1901-1962) veOğuzAtay'ın (1934-1977) yapıtlannın değeri ölümlerinden sonra mı anlaşıldı? O romanlar yazıldıklan dönemde, "topluma bir numara büyük mü" geliyorlardı? Oyleyse Bilge Karasu'nunkiler (1930-1995) "iki numara büyük" olup, demek ki bir süre daha (b)ekleyeceğiz. 2224-13.05.2010! Ressam Ahmet Me- rey'in Beyoğlu Akademililer Sanat Merke- zi'ndeki "Dağın Zirvesinde" başlıklı sergisini gezerken: Boğaziçi Üniversitesi Işletmecilik Bölü- mü'nde (1969-73) öğrenciyken, Ahmet Me- rey (doğ.1950) benden bir sınıf küçüktü. Ortak resim tutkumuz yüzünden onu ancak 1990'larda daha yakından tanıdım. Alçak- gönüllü ve beyefendi bir duruşu vardı. Is- tanbul'un tarihi ailelerinden birine mensup- tu ve onlardan varsıl bir resim koleksiyonu ile bir kütüphane devralmıştı. Resim kolek- siyonunu profesyonelce, niteliğine yakışır bir şekilde büyüttü. O artık ülkenin, sanınm en önemli on koleksiyoneri arasındadır. Ellisinden sonra resme başladı. Onu, in- temet ortamında yolladığı gezi notlanndan, nüktedan bir gezgin bellemiştim. Oysa o yerkürenin dört bir yanındaki albenili dağ doruklarına çıkarken, sislerin arkasındaki renk cümbüşünü önce belleğine sonra tu- vallerine nakşedermiş. Evet, Ahmet Merey, artık sen bir ressam- sın. 2225- Ahmet Merey'in küratörü Denizhan özer'in, sergi açılışlanyla ilgili kişisel notla- nndan: Bir seferinde havaalanında check-in'den sonra yorgunluktan uyuya kalıp uçağı ka- çırdım, / Bir seferinde Londra'daki atölyemi su bastı, / Bir seferinde ishal oldum, sergi- nin açılışını tuvalette geçirdim, / Bir seferin- de sergi fotoğraflarımın baskısına 2200 Sterlin ödedim, dönüşte cebimdeki para 22 penny eksik çıktığı için ekmek alamadım, / Bir seferinde yanlışlıkla iki ayn sevgilimi ay- nı sergi açılışına davet edince.../ Bir sefe- rinde Londra'dan Istanbul'a resimler sergi açılışından iki gün sonra geldi, / Bir seferin- de resimlerim tarihi eser diye gümrükte tu- tuldu, / Bir seferinde teknisyenler verdikleri sözde durmadılar, sergiyi tek başıma as- mak zorunda kaldım, / Bir seferinde karım çocuklan alıp beni terk etti, / Bir seferinde babam vefat etti, / Bir seferinde Gürcis- tan'da eşcinsellerin saldırısına uğradım, / Bir seferinde sergiye katılan kadınlar birbiri- ne girdi, / Bir seferinde küratör sergiyi iptal etti; sonra ben tek başıma yaptım, / Bir se- ferinde tarihi eser kaçakçısı diye tutuklanıp sonra serbest bırakıldım, / Bir seferinde apandisitim patladı, / Bir seferinde Saray Bosna mafyasının eline düştüm, / Bir sefe- rinde Londra'da kutup soğuklan yaşandı, açılışa kimse gelmedi, / Bu sefer de (Ahmet Merey sergisi) Izlanda'da yanardağ patladı, hava sahası kapatıldı, ben açılışa yetişemi- yorum. Not: Yukandaki notlar, Denizhan özer'in sergi açılışlannda başına gelenlerden yal- nızca bir seçkidir. • Richard Brautigandan Talihsiz Kadın1 Dile gelmeyenin gücü... ABD'li şair ve romancı Richard Gary Brautigan. vvilliam s. Burroughs ve Jack Kerouac'ın başını çektiği Beat Kuşağı'nın bir temsllcisi. Brautigan, eserlerindeki kınlgan dill, daha içe dönük anlatımı ve yaşamının çogu- nu Amerikan kırsalında geçirmesiy- le Beatniklerden ayrılır. Bu kuşağın, hüznü öne çıkaran ismi. Talihsiz Kadın. Evliliginin bitişi sonrası ve intiharından hemen önce yaşadığı savruluşun izlerini taşıyor. O onurULUDOĞAN C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 6 3 A ltıkırkbeş Yayın, Richard Brautigan'm ölümün- den on yıl sonra Fransa'da yayımlanabilen ve (şimdilik) yalnızca altı dile çevrilmiş olan roma- nı Talihsiz Kadıriı bizlere kazandırdı. Kitabı okumaya başlamadan Brautigan'ın kitabı yazdığı dönemki durumu hakkında birkaç bilgi vcrmek yararlı olabilir. 196O'lı yıllar, Richard Brautigan en çok sevildiği ve okunduğu dönem. 1980'lere gelindiğinde Brautigan okur- ları önemli ölçüde azalır. Bu durum, yazann kırılgan kişiliğiyle birleşince orta- ya büyük bir yalnızlık duygusu ve kronik hale gelen bir depresyon çıkar. Yine aynı dönemde yazar ikinci eşi Akiko Yoshimura'yla olan evliliğini de bitirir ve yaşamını Montana'daki çiftlik evinde ve (başta Japonya olmak üzere) çeşitli ülkelere yaptığı kısa yolculuklarla geçirir. Bu dönem aynı zamanda kızıyla arasının bozuk olduğu ve çok ciddi ölçüde alkol tükettiği bir dönemdir. Brautigan bu sıkıntıh dönemi 14 Eylül 1984'te bir av tüfeğiyle kendisini vurarak sonlandırır. Talihsiz Kadın'ı, bu savruluşun 1982'deki yansıması olarak okuyabiliriz. Kitap, Euripides'in Iphigenia in Aulis'inden yapılan bir ahnüyla başlar ve yine aynı eserden yapılan bir alıntıyla son bulur. Aradaki 107 sayfa ise arkadaşı Nikki Arai'ye yazdan 13 Temmuz 1982 tarihli bir mektupla başlar. Mektubun ardından, 30 Ocak 1982 ile 28 Haziran 1982 tarihleri arasında tutulmuş bir yolculuk günlüğü okuruz. Talihsiz Kadın, aslında kendisini asmış bir arkadaşın anlatıldığı bir kitap olmalı- dır. En azından anlaocı sık sık kitabın konusunun bu olduğunu bize hatırlatır fakat anlau boyunca sıra bir türlü kendini asmış olan kadına gelmez. Kitap boyunca gidi- len kentlerin dökümü verilir, yenilenler ve içilenler anlatılır, karşüaşılan insanlar ve onlar hakkmdaki görüşler sıralanır, doğal güzellikler anlatılır; bu durum o kadar ile- ri gider ki anlatıcının Hawaii'de bir tavuk bularak onunla fotoğraf çektirmesinin bi- le tüm detaylannı öğreniriz. Anlatıcı bir türlü asıl konuya giremediğini de bize açık- ça itiraf etmekten çekinmez: "Terk edilmiş arabalar, örümcekler, eriyen kar tarafından belki de anormal sayıla- bilecek büyülenişim üzerine gevezelik edip duruyorum ama ne hakkında yazarsam yazayım, her halükarda bu defterin son birkaç sayfasım kullanıyorum (...) Bu kita- bın, en sonunda, yarun ağızla sorulan sorulara verilmiş eksik cevapların tamamlan- mamış bir labirentine dönüşeceği- ni hissediyorum (...) Kendini asan kadın hakkında daha derine in- mek dururken, hiçbir zaman ger- çekleşmeyen nrtınalar hakkında yazmak için neden bu kadar za- man harcadım?" (s. 103-104-105). Tüm kitap boyunca yapılan, or- ta ölçekli bir "konu haricine çık ma (digression)"dır. Brautigan'ın bu anlatı biçimini tercih etmesi kuşkusuz ki bilinçlidir. Okur, an- latıcının acısının o denli büyük ol- duğunun farkındadır ve tüm kitap boyunca anlatılan aslında bu acı- dan kaçışın öyküsüdür. Bu neden- le bu hüzünlü anlatı bize, dudak- larımızdaki hafif bir gülümseme- nin yanında birkaç damla da göz- yaşı sunar. • Talihsiz Kadın/ Richard Brauti- gan/Çeviren: Taylan TaAaf/Alü- hrkbeş Yayın/110 s. SAYFA 11 Richard Brautigan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle