22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
O K U R L A R A 1 ürkiye tş Bankast Kültür Yayınlan edebiyattmız açı- stndan önetnli bir çaltşmaya sahiplik ediyor. "Kaytp Şair- ler" bu önemli dizinin adt. Diziden daha önce Nevzat Ûstün ve Halim Şefik'in ki- tapları yayımlatımıştı. Yeni- lerde ise Suat Taşer ve Sup- hi Taşhan'ın kitaplart dizi- deki yerlerini aldtlar. Taş- hart'tn 'Kilometre Taflan' ile Taşer'in 'Evrettde Elleri- mı'z kitaplart, her iki şairin şiirlerini ve hayatlarmdan parçalan barıtidtrtyor. Top- lumcu gerçekçilig'in şiire yansıytşıntn en güzel örnek- lerini veren Taşer ve Taj- han, yaşadtklan dönçmi mısralartna yediriyo^ Kitap- lar şairlerimizin yaşafatma ilişkin önemli ve yem bilgi- lerle de zenginleştirilmiş. 1$ Kültür Yaytnlart'nın edebi- ' yattmıza gösterdiği bu du- yarlığı okurlanmmn ve ya- zarlartmızın da göstermesi mutlaka ve mutlaka gereki- yor. Son on ytlda tam onfaili meçhul cinayet. Cinayet ala- m birşeytan üçgeni gibi. Se- ri cinayetlerin sırrt da Hay- dar cinayeti gibi karanhk or- manlarda gizli. Yöre sakin- leri cinayetlerin o yörede bir yerde gömülü olduğuna ina- mlan efsanevi Kozan define- si nedeniyle işlendiğini dü- şünüyor. Çetin Yiğenoğlu ile 'Haydar't Öldürmek'adlı romamnt konuştuk. Mehmet AkifTutumlu asıl ününü hukuk kitaplartyla edinse de birfilozofşair ola- rak biliniyor. Düşünce dola- ytmında derin yapıstnı bu- lan, ktsa, özlü, bütünlükfü şiirlerin biçemini aluştuMu- gu Tutumlu ile 'HatfAÛgla- rina dair bir söyleşi gerçek- •> leştirdik. Bircan Silan Usallı'tn kale- mealdtğı'HepsiBu adlı ki- tapta tüm yaşamöyküsüyle, okurlarla buluşuyor Nilüfer. Çok/azla röportaj vermedig'i bilinir Nilüfer'in. Elimizde- kikitapta bilinen ve bilin- tneyen NilüferV anlatıyor Bircan Silan Usallt. Usallt ve Nilüfer ile'Hepst Bu üzeri- ne bir söyleşi yaptık. Bol kitaplt günler... TURHANGÜNAY e-posta: turhangunny@cumhuriyet.coin.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr Pervasız Pertavsız ENİSBATUR ... .•'..-, ..,-...,. -.'.« r* CemaatYazarlığı Y adırganmış, tar- tışılıyor: Bir edebiyatçı. ya- yınevinin "Müslüman bir Yazar" üst başlı- ğıyla kitaplarma kampanya düzenle- mesini nasıl kabul eder? Burada, bir ka- bul edip etmeme so- runu doğduğunu sanmıyorum kendi payıma: Söz konusu 'reklam ve halkla iliş- kiler' kararı, ortak bir pazarlama siyaseti- nin sonucunda veril- miş olsa gerektir. && Sorun, "Müslüman" sıfatında değil kaldı ki: ™ Laik, Kemalist, sosyalist, milliyetçi olsa ne de- ' İ , ğişir? Müşteri profıli tanımı edebiyatın çerçe- »' vesini çizecekse, "Beşiktaşlı bir Yazar", "Eş- cinsel bir Yazar", "Kayserili bir Yazar", "Şizof- ren bir Yazar" ve benzeri konumlandırmalar ^ da farklı bir mantığın ürünü sayılamazlar. Türk edebiyatında bir cemaatin sözcüsü duruşu- nu benimseyenlerin varlığı yeni değildir. Zaman için- de, yıldızı sönen cemaati terk edip yıldızı parlayan cemaata transfer gerçekleştirenlerle de karşılaşıldı- ğını biliyoruz. Bir günden ötekine, taban tabana zıt anlayıştaki basın organlannda yer kapan edebiyatçı- lartanıyoruz. Okur cemaati ufalınca, cemaat okuru önünde saf tutmayı yeğledi kimi şairler, yazarlar. Gizilgücü sö- nen ideolojilerin yerine şıpınişi yenisini geçirmakte sakınca görülmedi. Sanıyorum, buna 'varoluş mü- cadelesi' deniliyor. Bugün, cemaate sırtını dayama- yan, bireysel duruşunu her şeyin üzerinde tutan edebiyat adamı birkaç yüz okuria yetinmek duru- , munda. JHto Dünya görüşüne, siyasal tercihlerine, ideolofsln^ içtenlikle bağlı edebiyatçılan ayınyorum ben. Sezai Karakoç'un Müslümanlığında, Ahmet Oktay'ın sos- yalistiiğinde, Tahsin Yücel'in Kemalizminde ne ce- maat dayanışması çıkarcılığından eser vardır, ne herhangi bir stratejik kaygı: Bir değer dizgesine sa- hiden bağlıdırlar. Bunu hem kullanmazlar, hem kul- landınlmasına izin vermezler. Ülkelerin toplumsal, siyasal, ideolojik borsalannda yaşanan inişler çıkışlar, böyle insanlann seçimlerini etkilemez. Inançlannı, duruma göre alım satım iş- lemlerine tabi tutmaz onlar. Ötekiler, Cemal Süre- ya'nın bir eğretileme olarak kullandıgı "fırsat rantı"nı düz anlamıyla kullanıyor. Cemaat okuru, postnişinlik düşlerini de besliyor. Yahya Kemal'in, Necip Fazıl'ın yerini almak istiyor birileri. Cemaat aptallardan oluşmuyor oysa: Düz- mece yalvacı yutarlar mı? Aynı sendromu, Nâzım'ın "tahtı"nı kollayanlarda görmüştük. Sıkı şair, sıkı yazar, bırakalım cemaat okurunu, okur cemaatine da sırtını yeri geldiğinde dönmeyi göze alan kişi. Geçimsizliğinin kaynağında doğru bildiğini oku- mak vardır. Gereksinme duyarsa, lama gibi tükürür de. YAZARIN DÜNYASI. ÜSLUBU İyi yazan belirieyen iki temel unsur var: Dünyası ve yazma biçimi. "Biçim-içerik" sorunu aşılalı yıllar oldu, gelgelelim bir yanıyla hâlâ geçeriidir o iki ku- tup. Okur konumumuzdan, bu ikili aynşır da. Dünyası- na uzak kaldığım iyi yazarlar oldu: Ikide bir Valery ile Eliot'ı anmışımdır ama dahası var: Joyce'un, Pro- ust'un dünyalanna da yakınlık duymadım hiçbir za- man. Bu durum, onlann "iyi"liklerini görmezlikten gelmeme yol açmadıysa, yalnızca okur olmayışıma bağlanabilir bu, okuryazanm ben: Yazma biçimleri- ne sade okurdan fazla ilgi duymam doğal. Dünyasına sokulduğum, yazma biçimlerini pek benimsemediğim ömekler de var öte yandan: Ko- estler ya da Huxley gibi. Hiçbir şairi sokamam bu kategoriye: Şiir, bana kalırsa, aynştınlamaz. Seçtiğimiz şairler, yazarlar aslında birleştiren, bu- luşturanlardır: Dünyalan da, üsluplan da sarar bizi. Bir yazann dünyasına yakınlık duymak, onunla geniş çapta ortaklıklar taşımakla mı ilintili? öyle dü- şünmüyorum: Michel Tournier'nin dünyası sanyor beni ömeğin, oysa aramızda ciddi ortaklıklar birtek denemelerinde görüyorum, beğendiğim ve önemse- diğim romanlannda değil. Hayır, kural aramıyorum. Bir sorun dizisinin arasında dolaşıyorum. SERSERİ OTLAR Alain Resnais gibi soyu tükenmiş ustalar, sinama- severde bir tür koşullanma yaratıyor: Izleyeceğiniz fil- min bir başyapıt, olmadı güçlü bir yapıt çıkacağın- dan neredeyse emin, geçi- yorsunuz ekran karşısına. Son filmi Les Herbes Fol- les/Serseri Otlar'ı görmeye bu duygularla gittim, düş kınklığına uğramış çıktım sinema salonundan. Sonuç, Resnais'nin ileri yaşına(yanılmıyorsam 90 dolaylarında) bağlanabilir mi? "Son olgunluk döne- mi" konusu üzerinde duruluyor sık sık; bir genelleme yapılamaz sanınm, ama arkadaki büyük birikim, 'ka- zanılmış yetiler' hafıfe alınası veriler sayılamaz: Karşı- nıza çıkacak yapıt, X+7 etiketini taşıyordur, X"den el- de ettiğinizin yüksekliği ve derinliğiyle orantılı bir beklenti içine girmenizde şaşılası bir yan yoktur. llk kez düş kınklığına uğradım Resnais'nin sine- masında/n. Bugüne dek, işlediği konulardan, kurdu- ğu öykülerden çok anlatım özelliklerinin kılı kırk ya- ran boyutundan etkilendiğimi düşünüyordum, görü- şümü sarsan bü olmadı oysa: Tam tersine, Serseri Otlar'ın zaaflan öyküsünün kayıp gitmesinde, ama erkek karakterinin etrafında doğup tıkanan belirsiz- liklerde ortaya çıkıyor. Tamıtamına nedir, nasıl biri- dir, ne istiyordur hayattan, ne türden tasalarla geldi- ği hale gelmiştir. Havada kalmış. Şüphesiz, bildik tanıdık anlatım inceliklerinden, alışılagelmiş anlatım ustalıklanndan uzaklaşmamış yönetmen; gelgelelim, bana kahrsa, filminin uçlannı denkleştirememiş, sarkan uçlar bırakmış kenariarda - 'iyi ya, serseri otlar böyledir işte' diyenler çıkabilir belki de, bana fazla inandıncı gelmeyecek bir yorum olur bu. Çok yaşlanan durmalı mı? Böylesi kurallann peşi- ne en son takılacak kişilerden biri olurdum herhalde. Kural aramam da, düşünür, düşünedururum. Çok uzun yaşayan yaratıcı kişi nüfusu düşüktür. Aralann- dan, ileri yaşta okkalı bir yapıt çıkarmış örnek gelmi- yor aklıma ama, bu olmadığı anlamına gelmez. Po- und, 80'ine varmadan havlu atmıştı. Beckett, 80'ine yaklaşırken yazma sıkıntılannın arttığından yakın- mıştı. Antonioni, yalnızca çok yaşlanmamıştı, bir de özürlü konumundaydı; gene de fılm yapmaya çalıştı - da, ortaya ne çıktı? Dağlarca, 90 sonrası sıkı şiirler yazabildi ama Berk'te ciddi düşüş vardı. Sözün özü, kuralı yok. Ya da: Kuralı olsa bile, istisnalan da var. Her şey biryana: "Serseri Otlar" meselesi yakıcı. Şüphesiz bundan fazlasını veriyor Resnais'nin filmi, oysa bunun için bile görülmeye değerdi. • Imtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına llhan Selçuk 0 Genel Yayın Yönetmeni: Ibrahim Yıldız 0 Yayın Yönetmeni: Turhan Günay 0 So- rumlu Müdün Miyase llknurOGörsel Yönetmen: Dilek AkıskalıOYayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.Oldare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar öktel Sok. No: 2,34381 Şişli- Istanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0(212) 343 72 64 0 Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt - ISTANBUL. 0 Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür. özlem Ayden/ Reklam Mû- dürü: Eylem ÇevikOTel: 0 (212) 25198 74-75-0 (212) 343 72 740Yerel süreli yayın0Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1063 SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle