19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 1 TEMMUZ 2010 PERŞEMBE 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Gerçekleri Gör Halkım! T ürkiye, Anayasa Mahkeme- si ile ilgili abes (absürd) tar- tõşmalardan başõnõ alamõyor. Cumhuriyet tarihinin yarõm asõrlõk bir kurumu, haince bir saldõrõ altõnda. Gerçekler tersyüz edil- di. Çoğulcu demokrasinin temel ku- rumlarõndan biri olan Anayasa Mahke- mesi’ni iktidar partisine bağlamanõn adõ demokratik meşruiyet oldu; çoğul- culuğu savunmak ise vesayetçi de- mokrasi. Türkiye’ye yeni bir çoğunluk diktatörlüğü yaşatõlmak isteniyor. “Yan- daş ideologlar” da hazõr. I. Bunlardan biri kalkmõş, Anayasa Mahkemesi’nin vereceği kararõn yok hükmünde sayõlmasõnõ öneriyor. Ve bu zõrva, gazetelerde ve televizyon kanal- larõnda günlerce ciddi ciddi tartõşõlõyor. Anayasaya bakõyorsunuz: “Anayasa Mahkemesi kararları kesindir/ … yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel- kişileri bağlar” diyor. Ama anayasa ki- min umurunda. Baksanõza “Anayasa- ya, hukukun üstünlüğüne, … bağlı kalacağına” yemin eden Sayõn Cum- hurbaşkanõ bile, bu zõrva ile ilgili dü- şüncesi sorulduğunda “hele bir tartı- şılsın görelim” diyebiliyor. Ve bu ara- da “ideolog”, cüppeli giysisiyle yandaş medyaya poz veriyor. Onun üzerinde da- ha fazla söz etmeye değmez de, benim sözüm, gözüne girmeye çalõştõğõ siyasal iktidara: Bu “kılavuz” size yaramaz. Yaptõğõ düpedüz sivil darbe kõşkõrtõcõ- lõğõ. Mahkeme kararlarõna uymamak ya da mahkeme kararlarõnõ savsaklamak, bir suçtur. Provokasyonu yapan kişi, belki düşünce özgürlüğüne sõğõnarak kendi- ni kurtarabilir, ama, bu çağrõya uyan si- yasal iktidar, sorumluluktan kurtulamaz. II. Bir başkasõ, Anayasa Mahkeme- si’nin vereceği kararõn yok hükmünde sayõlmasõ görüşünü, “hukuk mantığı bakımından tutarlı”, ama “siyaseten yanlış” buluyor (16.06.2010 Vatan). Belli ki “zırvaya tevil” arõyor. Ama boş bir çaba. Çünkü “zırva tevil götürmez”. Nitekim çõrağõn önerisi içine sinmemiş olacak ki üstat, Portekiz, Anayasasõ’na gönderme yaparak, Anayasa Mahkemesi kararõnõ askõya almak üzere bir veto uy- gulamasõ öneriyor. Ama hakkõnõ ye- meyelim. Üstat hiç olmazsa çõraktan farklõ olarak, bunun bir anayasa deği- şikliği gerektirdiğini belirtmiş. Çõrak ise düpedüz sivil darbe öneriyor. Söz üstat- tan çõktõğõ için ciddiye aldõm ve Porte- kiz Anayasasõ’nõ taradõm. Orada Ana- yasa Mahkemesi kararõnõ askõya alõcõ bir veto göremedim. Anayasa Mahkeme- si’nin soyut ve somut norm denetimiy- le ilgili kararlarõ -tõpkõ Türkiye’de olduğu gibi- kesin ve bağlayõcõ. Portekiz Ana- yasasõ’na göre, askõya alõcõ veto, Ana- yasa Mahkemesi kararına karşı değil, uluslararasõ antlaşmaya ya da “özerk yö- netimlerin” çõkardõğõ bir yasaya karşõ, başlatõlabilecek bir süreç. Üstelik yal- nõzca -ilgili işlemler henüz hukuksal var- lõk kazanmadan- “önleyici denetim”le (öndenetimle) sõnõrlõ bir süreç. Önleyici denetim bizim anayasamõzda yer almõ- yor. Türkiye’de uluslararasõ antlaşma- lar için bir ön denetim (önleyici dene- tim) benimsenmiş olsaydõ, durumu şöy- le bir örnekle açõklayabilirdik: Meclis’in uygun bulduğu bir uluslararasõ antlaş- ma, onay için Cumhurbaşkanõ Abdul- lah Gül’ün önüne gelse, Gül isterse bu uluslararasõ antlaşmayõ onaydan önce Anayasa Mahkemesi’ne gönderebilir. Anayasa Mahkemesi antlaşmayõ ana- yasaya aykõrõ bulursa, antlaşma Cum- hurbaşkanõ tarafõndan veto edilerek Meclis’e geri gönderilir. Meclis’in bu vetoyu etkisiz kõlabilmesi için, iade edilen uluslararasõ antlaşmayõ anayasa- ya uygun hale getirmesi ya da üçte iki çoğunlukla kabul etmesi gerekir. Por- tekiz Anayasasõ’nõn bizim soyut ve so- mut norm denetimine (iptal ve itiraz da- valarõna) koşut olan maddelerinde ise böyle bir süreç, kesinlikle yer alma- mõştõr. Bu kadar önemli bir farkõ be- lirtmeksizin bu uygulamayõ Anayasa Mahkemesi kararõna adapte etmek bi- limsel etikle bağdaşmõyor. 1974’e ka- dar faşist diktatörlük yaşayan Porte- kiz’in, şimdiki anayasasõndan bir şeyler öğrenmek isteniyorsa, anayasa deği- şikliğinin maddi sõnõrlarõnõ belirleyen 288. maddeye bakõlsõn. Böylece nere- deyse tüm anayasa değişikliklerinin esastan nasõl denetlenebileceği öğre- nilmiş olur. “Askıya alıcı veto” tezi açõklanõrken Polonya ve Romanya’nõn da adõ geçti- ği için, şunu da eklemek yerinde olur. Türk Anayasa Mahkemesi, Avrupa’nõn en eskilerinden biridir. Sovyet Birliği’nin çöküşünden sonra bağõmsõzlõğõnõ kaza- nan ülkeler, 1990’lõ yõllara kadar hukuk devleti ya da Anayasa Mahkemesi kav- ramlarõndan habersizken Türk Anaya- sa Mahkemesi 1962 yõlõndan bu yana in- san haklarõnõn, hukuk devletinin ve de- mokrasinin koruyuculuğunu üstlen- miştir. Belki eleştirilecek yanlarõ çoktur ama, anayasal yargõ deneyimi olmayan ülkelerden öğreneceği fazla bir şey de yoktur. III. Bir başka abes tartõşma, “Anayasa değişikliği sürecinin halkoylaması ile tamamlanacağı, yargısal denetimin ise ancak bundan sonra yapılabileceği” görüşü ile gündeme geldi. Anayasanõn 151. maddesine göre “Anayasa Mah- kemesi’nde doğrudan doğruya iptal davası açma hakkı, iptali istenen ka- nun(un),… Resmi Gazete’de yayım- lanmasından başlayarak altmış gün sonra düşer”. Buna ek olarak anaya- Anayasa Mahkemesi Üzerine Yürütülen Abes Tartõşmalar -I- Prof. Dr. Fazıl SAĞLAM Yandaş ideologlarõn yutturmaya çalõştõğõ gibi, asli kurucu iktidarõn iradesi değildir. Nitekim birkaç yõl önce cumhurbaşkanõnõn halk tarafõndan seçilmesine ilişkin anayasa değişikliğine karşõ açõlan iptal davasõ da, halkoylamasõ beklenmeden açõlmõştõr. PENCERE “Gerçekleri Gör Artık Ey Halkım” Bu, bir kitap adı... Değerli hukukçu dostum Erol Ertuğrul’un halkımıza yeni bir seslenişi... Hep sesleniyoruz, gazete sütunlarında, toplantılarda, özel söyleşilerde, çoğumuz ise kendi içinde. Kendine söylüyor, anımsatıyor “gerçekleri gör” diye, görmek gerekli diye!.. “Anayasa Mahkemesi kararıyla ‘Laikliğe karşı hareketlerin odağı durumunda’ olduğu tartışmasız olan AKP yönetimi, ABD ve AB’yi de arkasına alarak ülkemizi bir din devleti yapmaya çalışıyor. Öte yandan da ülkemizi bölmeye çalışan bir ayrılıkçı terör örgütü, AKP eliyle yol alıyor. Bu gidişe karşı çıkanlar ise, çeşitli yollarla susturulmaya çalışılıyor. Dün, Atatürkçüler kılıçlarla, silahlarla, bombalarla susturuluyorlardı, yaşamlarına son veriliyordu. Bugün yöntem değişti. Atatürkçüler, aydınlanmacılar, darbeci olmakla suçlanıyorlar. İzleniyorlar, telefonları dinleniyor, onlara suçlar yüklenmeye çalışılıyor. Cezaevlerine atılıyorlar. Yıllarca suçsuzluklarını kanıtlamak zorunda bırakılıyorlar.” Erol Ertuğrul’un kitabındaki bütün yazılar gerçeklerin bir bir sıralanışıdır... “Çıldırmanın zamanı” diyor yazar. Akla, sağduyuya, gerçeklere bağlı kalmamakta direnecekler, varsın yazılarımızla, Atatürkçülük yolundaki savaşımızla çıldırsınlar. Ellerinden geleni yapsınlar, boştur! “Hangi hukuk, hangi demokrasi”, “Bunların hesabı sorulacak!”, “Tarihe hain olarak geçeceksiniz” diyenler, milyonlarcadır... Yazmakla, çizmekle, bağırmakla bir şeyler olmaz diye düşünenler varsa, bilsinler yanıldıklarını. Bir ülkenin okuryazarları, aydınlık düşünce sahipleri günden güne çoğalıyor. Büyük birikim bir gün patlayacaktır. Sekiz yıldır hiçbir hesap vermeden yalnızca kendilerini övenler er geç acınacak bir duruma düşecektir. Tarih ortada, tarih onun bunun keyfine göre yazılmaz. Bekler gününü, saatini... Vurdun mu da, son pişmanlıklar para etmez! “Darbe” denilen şey, yıllardır çektiğimiz bir yaşantının ta kendisidir. İşte bütün bu kitaplar, yazılar, işte değerli hukukçumuz Erol Ertuğrul’un, inançlı bir Kuvayı Milliyecinin kitabındaki uyarıcı yazılar... Kurtuluş olacaktır. Halkımız sandığa atacağı oylarıyla Kuvayı Milliyeyi yeniden canlandıracaktır. Erol Ertuğrul’un yeni kitabı “Gerçekleri Gör Artık Ey Halkım”a önsöz yazan Yekta Güngör Özden’in dediği gibi: “Nerden gelip nereye gittiğimizi bilmeyenlerle bilmek istemeyenlerin sürüklemeye çalıştıkları karanlıklara düşmemek için, kendini bilen her yurttaşa büyük sorumluluklar yüklenmiştir. Düşünce ve inanç özgürlüklerini, insan hakları ve demokrasi sömürüsüyle kötüye kullanıp, halkı aldatanların giderek zararlarını arttırdığı bir ortamda, Erol Ertuğrul’un çağrıları yadsınmaz bir önem taşımaktadır.” sanõn 148/2. maddesinin son cümlesine göre: “Ka- nunun yayımlandığı ta- rihten itibaren on gün geçtikten sonra, şekil bozukluğuna dayalı ip- tal davası açılamaz…” Başka bir deyişle Resmi Gazete’de yayõmlanan bir kanuna karşõ esas yönün- den 60 gün ve biçim yö- nünden de 10 gün içinde iptal davasõ açõlmazsa, dava açma hakkõ kaybe- dilir. Anayasa değişiklik- leriyle ilgili 175. madde- nin 7. fõkrasõ ise aynen şöyledir: “Halkoyuna su- nulan anayasa değişik- liklerine ilişkin kanun- ların yürürlüğe girmesi için, halkoylamasında kullanılan geçerli oyla- rın yarısından çoğunun kabul oyu olması gere- kir.” Görülüyor ki bura- da halkoylaması, sadece yürürlüğe girmenin bir koşuludur. Yandaş ideo- loglarõn yutturmaya ça- lõştõğõ gibi, asli kurucu iktidarõn iradesi değildir. Nitekim birkaç yõl önce cumhurbaşkanõnõn halk tarafõndan seçilmesine ilişkin anayasa değişikli- ğine karşõ açõlan iptal da- vasõ da, halkoylamasõ bek- lenmeden açõlmõştõr. Yasalar çoğu kez yayõm tarihinde yürürlüğe girer- ler. Ancak bazõ yasalarõn, Resmi Gazete’de yayõm- landõktan sonraki bir ta- rihte yürürlüğe girmesi kararlaştõrõlmõş olabilir. Ya da halkoylamasõna su- nulacak anayasa değişik- liğine ilişkin kanunda ol- duğu gibi, anayasa gereği böyle bir durum ortaya çõ- kabilir. Bu gibi durum- larda henüz yürürlüğe gir- memiş bir yasa üzerinde de yukarõda belirtilen sü- reler içinde iptal davasõ açõlmasõ gerekir. Aksi tak- dirde dava hakkõ düşer. Bu öylesine açõk bir hu- kuksal gerçektir ki, ko- nunun iyi kavranõp kav- ranmadõğõnõ ölçme ama- cõyla öğrencilerime “Ya- sa yürürlüğe girmeden soyut norm denetimi ya- pılabilir mi” sorusunu yöneltirim ve genellikle de doğru cevap alõrõm. Kimi öğrenciler ise dik- katsizce davranõr ve yasa yürürlüğe girmeden so- yut norm denetimi yapõ- lamayacağõnõ belirtir. Medyada akademik sõfa- tõnõ unutup yeni siyasal konumunun etkisiyle ay- nõ görüşü savunan anaya- sa profesörlerini dinle- dikçe, inanõn içimi hü- zün kaplõyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle