Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÇetinYiğenoğlu'yla Haydarıöldürmek1
üzerine
'Küçük ölümler
karşısında sessiz kalanlar
kendilerini de öldürür1
Son on yılda tam on faili meçhul cinayet. Bütün cinayetler kesici aletle işlen-
miş. Bedenler, cerrah titizliğinde, adeta belirli bir ritüele uygun kesilmiş izle-
nimi veriyor. Bazılarının kulakları kesilerek avuçlarına konulmuş. Maktülle-
rin hepsi erkek. cinayetler Ayvagediği, Elmalı ve Hocalıobası üçgeninde
işlenmiş. cinayet alanı bir şeytan üçgeni gibi. Seri cinayetlerin sırrı da
Haydar cinayeti gibi bu karanlık ormanlarda gizli. Yöre sakinleri cina-
yetlerin o yörede bir yerde gömülü olduğuna inanılan efsanevi Kozan
definesi nedeniyle işlendiğini düşünüyor çetin Yiğenoğlu ile Haydarı
Öldürmek aü\ı romanını konuştuk.
• Gamze AKDEMİR
|
*jr* "^ esik kulaklar...
a^/^ Mitleşen anlaa-
IM ^ ^ k lar... Derken seri
J L J L cinayetler... Hetn
Bili hem manevi metafor o acı ko-
kan "katran." Gazetecinin telaşı,
merakı.Tehditmektubu... Yeni
Mansur... Roman böyle okura so-
ru işaretleri yükleyerek başhyor.
Adeta uzun metraj birgerilim filminin
içinde, alacakaranhk kuşağından sesle-
niyor saürlar. Gazeteci Çetin tiim olay-
ların göbeğinde, polisiye telaşını mes-
leki telaşıyla birleştirerek daha yaşanır
birdünya için çıktyoryola. Her şey na-
sd başladı?
- "Mitleşen anlatılar"dan başlayabili-
riz örneğin. Bildiğiniz gibi mit olgusu,
hem bütün roman boyunca hep du-
yumsatılan Katran efsanesinde hem
başka olgular da var. Aynca Yazar Çe-
tin'in içinde yer aldığı gelişmelerde de
"mitik" gizemli ögeler henıen hemen
hiç eksilmeden varlığını sürdürür. Ce-
sedi bulunmayan, kaynağı bilinmeyen
kesik kulaklar sorunsalını da benzer bir
sürükleyicilik ögesi olarak değerlendire-
bilirsiniz, yapıtın çözüm bölümünün
sonlannda iyice açığa çıkan seri cinayet-
leri de. Soruda açıkça belirtildiği gibi
bütün bunlar hem fiili hem manevi bi-
rer metafordur. Her biri başlı başına
bir roman olarak iki romanın iç içe geç-
mişliğinden de başlayabiliriz örneğin.
Şerif Amca'nın diÛnden, kaleminden
anlatılan bölüm Toroslar'ı Toroslar'ın
dilinden anlatma savımın gereği oldu-
ğunu belirtmek isterim burada. Bu, her
zaman Toroslar'ı o yitik gerçekliğin do-
ğasıyla, doğallığıyla, doğasal diliyle yaz-
ma tutkumun bir ürünü. Romanın bu
kesitinde güzel Türkçemizin nasıl bir
varsıl kaynağa sahip olduğunun kanıtı
kitabın arkasında yayımlanan 400'ü aş-
kın sözcükten oluşan sözlükçeye de de-
ğinmek isterim. Şerif Amca kalcme al-
mış gibi kurgulahan kesitte söz konusu
sözcüklerin dışında farklı dil oluşturul-
duğunu da belirtmek gerek. Dikkat edi-
lirse "ben anlaücı" gazeteci Çetin'e ait
dilin rengi, kokusu, tadı ile aynı değil-
dir bu kesitteki dil. Yazım ve dil farklı-
SAYFA 1 4
lığı bilinçli bir seçimin ürünü. Bu, ger-
çeklik duygusu yaratmaya dönük bir
çaba. Yazann adı olan "Çetin"le mesle-
ği olan "gazeteci" nitemi de bu duygu-
yu arttırma ereğiyle seçildi. Yoksa Çe-
tin'i "Metin", gazeteciyi de "emekli po-
lis" yapmak hiç zor olmazdı, takdir edi-
leceği gibi. Belki, biz söyleşiye özellikle
romandaki telaşlı gazetecinin merakı,
üsletik gizli veya açık sürekli aldığı teh-
ditlerden de başlayabiliriz. Okuyucuyu
kitaba sıkıca bağlamayı erekseyen "aca-
ba"larla sarmalayan ögeler olarak de-
ğerlendiremez miyiz bunlan? Yalnız
Yeni Mansur değil, kadın-erkek bütün
olay kahramanlan bir yandan duldasına
sığınılacak birer korunak ama yine de
bunlann hemen hemen hepsi, aynı an-
da en ağır kuşkunun altındaki roman
kişileri değil mi? "Her şey nasıl başla-
dı?", diye soruyorsunuz. Katran efsane-
sinin dayanılmaz gizemi, bir cinayet ol-
gusu, bu konuya gerek öğretmen Şerif
Amca'nın, gerekse romancı tbrahim
Ağabey'in (Sanibrahimoğlu) yazdıklan-
nı roman için çıkış, başlangıç noktası
diye alabilir miyiz? Acaba, öğretmen
Şerif Amca'nın oğlu Arif Ağabey'in
"Kan gövdeyi götürüyor, senin haberin
yok; nasıl bir gazetecisin?" benzeri söz-
lerle kışkırtmasını mı yeğlemeliyiz? Ha-
yır. Içtenlikle söylemem gerekirse Ibra-
him Ağabey'in yayınlanmamış romanı-
nın başlangıç için çok etkili olduğunu
söyleyebilirim. Ama, gerek Şerif Amca,
gerekse Arif Ağabey bütünüyle kurma-
ca. Bu işin aslını, astannı araştırmanın
çetinYlöenofllu, Haydarıöldürmeklnyeni
bir roman arayıjı olduflunu söylüyor.
roman kahramanı
Çetin'in beyninde
hiç durmadan kımıl-
dayan bir kurt olma-
sı da bildiğiniz gibi bir başka kurmaca.
Haydar'ı Oldürmek'in başlangıcı be-
nim çocukluğuma dek gider. Ailemin
yan göçebe yaşamı sürdüğü yıllara rast-
layan çocukluğum, yazlan romanın coğ-
rafyasında geçti.
"BANA ÖZCÜ YENİ BİR
ROMAN BU"
- Katran hikâyesi Çukurova'da adeta
bir Ingiliz anahtarı gibi. Her hayırlı
durumda anlatüageliyor. Burcu bula-
nanın, gurbete çtkanın, askere gitmeye
hazırlananın, gönlü birhoş olanın der-
dine derman bulduğu bir hikâye diye
yazıyorsunuz. Anlatır mısınız?
- Sorulan soru, sorunun kuruluşu
hem soruyu soranın bu işin uzmanı ol-
duğunu hem de romanın iyi okundu-
ğunu gösteriyor. Bu bağlamda Katran
efsanesini Çukurova'da, özellikle sıkış
ma anlannda her kapıya uyan, uymak-
la kalmayıp o kapıyı açan bir Ingiliz
anahtarı gibi değerlendirmek hiç de
yanlış olmaz. Doğrusu, bu anahtann il-
le de Katran efsanesi olması gerekmez.
Çukurova, Toroslar mitler diyandır.
Dünden bugüne, binlerce yıldır halk,
her durumda elinde, tngiliz anahtan
gibi kullanacağı bir efsane bulur, bul-
muştur da. Bulamasa yenisini yaratır.
Katran efsanesi de bunlardan biri. Yö-
redeki mitlerden tek farkı Haydar'ı
Oldürmek'in yazarı tarafından kaleme
alınmış olmasıdır.
- Şerif Amca nm notları; değişim,
dönüşüm havası. Dünyanm hızla de-
ğişmesine karşın değişmeyenler. Ruhu
şadolsun! Marshall Yardımı. Çukuro-
va'yı saran fabrikalar. Değişimin dün-
yadan bihaber köye yansıması! Değişe-
nin değismeyenleri. Şerif Amca hayıf-
lanır: "Bu dağhların, bu orman insan-
larmın, bu ağaç erlerinin, emekçileri-
nin kültürlerini, bu sözlü kültürü gün
ışığına çıkarmaya katkıda bulunmak,
benim için öğretmen kimliğim biryana
en aztndan bir yurttaşlık görevidir."
Haydin Katran efsanesi. Romanın bel-
kemiği. Anlatır mısınız bu koşut ilerle-
yen duyguları, efsanenin kaleme almış
dürtüsünü?
- Kimi insanlar ya da toplum kesim-
leri çok da bilincinde olmaz o müthiş
değişimin. Kimileri de bilincinde de-
ğilmiş gibi davranır. Ancak kim geriye
dönüp baksa ne müthiş bir değişim-
dönüşüm yaşandığını kolayca görebi-
lir. Değişim-dönüşüm olgusu bu ro-
manda, Şerif Amca'nın notlannda da,
! baştan sona Katran efsanesinin yer al-
dığı kesimlerde, hatta gazeteci Çetin'in
içinde yer aldığı roman kesiminde de
var. Hemen her şeyde olduğu gibi de-
ğişim ve dönüşüm olgularında hem
'iyi'ler, hem 'kötü'ler bulunuyor. Bir
ahlakçı olması beklenmese de bir ya-
zar, buradaki iyi'nin yamnda kötü'yü
de işaretlemek zorunda. Konuya şu
açıdan da bakılmah: İyi, kötü yönleriy-
le değişme ve bir de değişmeme, değiş-
meden kalma. tkincisine örnek olarak
Marshall Yardımı benzeri "yardım"lar-
la insanlarm, halklann hatta devletle-
rin uyutulması, aldatılması, onlann si-
nir uçlarının duyarsızlaştırılması gibi
evrensellikler hiç değişmeden sürüyor,
denilse konu, olması gerektiğinden
sert bir biçimde mi ortaya konmuş
olur? Çukurova'yı saran fabrikalardan
söz ediyoruz. Bugün bu fabrikaların
yerinde yeller esiyor demek, acı gerçe-
ği anlatmaya yeter mi? Bir kez Şerif
Amca'nın dönemi, yani romandaki
birkaç katmanh zamanm en eskilerin-
den birinde de bir değişim yaşanıyor-
du. "46 Ruhu", "Marshall Yardımı"
gibi kavramların imlediği bu dönem
Çukurova'nın yine bir yeniden kuruluş
sürecini, yani bir değişim ve dönüşüm
sürecine denk düşer. Şerif Am- H
ca'nın hayıflanmasına eksiksiz ka- Hfl
C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1063