23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
ÇetinYiğenoğlu'yla Haydarıöldürmek1 üzerine 'Küçük ölümler karşısında sessiz kalanlar kendilerini de öldürür1 Son on yılda tam on faili meçhul cinayet. Bütün cinayetler kesici aletle işlen- miş. Bedenler, cerrah titizliğinde, adeta belirli bir ritüele uygun kesilmiş izle- nimi veriyor. Bazılarının kulakları kesilerek avuçlarına konulmuş. Maktülle- rin hepsi erkek. cinayetler Ayvagediği, Elmalı ve Hocalıobası üçgeninde işlenmiş. cinayet alanı bir şeytan üçgeni gibi. Seri cinayetlerin sırrı da Haydar cinayeti gibi bu karanlık ormanlarda gizli. Yöre sakinleri cina- yetlerin o yörede bir yerde gömülü olduğuna inanılan efsanevi Kozan definesi nedeniyle işlendiğini düşünüyor çetin Yiğenoğlu ile Haydarı Öldürmek aü\ı romanını konuştuk. • Gamze AKDEMİR | *jr* "^ esik kulaklar... a^/^ Mitleşen anlaa- IM ^ ^ k lar... Derken seri J L J L cinayetler... Hetn Bili hem manevi metafor o acı ko- kan "katran." Gazetecinin telaşı, merakı.Tehditmektubu... Yeni Mansur... Roman böyle okura so- ru işaretleri yükleyerek başhyor. Adeta uzun metraj birgerilim filminin içinde, alacakaranhk kuşağından sesle- niyor saürlar. Gazeteci Çetin tiim olay- ların göbeğinde, polisiye telaşını mes- leki telaşıyla birleştirerek daha yaşanır birdünya için çıktyoryola. Her şey na- sd başladı? - "Mitleşen anlatılar"dan başlayabili- riz örneğin. Bildiğiniz gibi mit olgusu, hem bütün roman boyunca hep du- yumsatılan Katran efsanesinde hem başka olgular da var. Aynca Yazar Çe- tin'in içinde yer aldığı gelişmelerde de "mitik" gizemli ögeler henıen hemen hiç eksilmeden varlığını sürdürür. Ce- sedi bulunmayan, kaynağı bilinmeyen kesik kulaklar sorunsalını da benzer bir sürükleyicilik ögesi olarak değerlendire- bilirsiniz, yapıtın çözüm bölümünün sonlannda iyice açığa çıkan seri cinayet- leri de. Soruda açıkça belirtildiği gibi bütün bunlar hem fiili hem manevi bi- rer metafordur. Her biri başlı başına bir roman olarak iki romanın iç içe geç- mişliğinden de başlayabiliriz örneğin. Şerif Amca'nın diÛnden, kaleminden anlatılan bölüm Toroslar'ı Toroslar'ın dilinden anlatma savımın gereği oldu- ğunu belirtmek isterim burada. Bu, her zaman Toroslar'ı o yitik gerçekliğin do- ğasıyla, doğallığıyla, doğasal diliyle yaz- ma tutkumun bir ürünü. Romanın bu kesitinde güzel Türkçemizin nasıl bir varsıl kaynağa sahip olduğunun kanıtı kitabın arkasında yayımlanan 400'ü aş- kın sözcükten oluşan sözlükçeye de de- ğinmek isterim. Şerif Amca kalcme al- mış gibi kurgulahan kesitte söz konusu sözcüklerin dışında farklı dil oluşturul- duğunu da belirtmek gerek. Dikkat edi- lirse "ben anlaücı" gazeteci Çetin'e ait dilin rengi, kokusu, tadı ile aynı değil- dir bu kesitteki dil. Yazım ve dil farklı- SAYFA 1 4 lığı bilinçli bir seçimin ürünü. Bu, ger- çeklik duygusu yaratmaya dönük bir çaba. Yazann adı olan "Çetin"le mesle- ği olan "gazeteci" nitemi de bu duygu- yu arttırma ereğiyle seçildi. Yoksa Çe- tin'i "Metin", gazeteciyi de "emekli po- lis" yapmak hiç zor olmazdı, takdir edi- leceği gibi. Belki, biz söyleşiye özellikle romandaki telaşlı gazetecinin merakı, üsletik gizli veya açık sürekli aldığı teh- ditlerden de başlayabiliriz. Okuyucuyu kitaba sıkıca bağlamayı erekseyen "aca- ba"larla sarmalayan ögeler olarak de- ğerlendiremez miyiz bunlan? Yalnız Yeni Mansur değil, kadın-erkek bütün olay kahramanlan bir yandan duldasına sığınılacak birer korunak ama yine de bunlann hemen hemen hepsi, aynı an- da en ağır kuşkunun altındaki roman kişileri değil mi? "Her şey nasıl başla- dı?", diye soruyorsunuz. Katran efsane- sinin dayanılmaz gizemi, bir cinayet ol- gusu, bu konuya gerek öğretmen Şerif Amca'nın, gerekse romancı tbrahim Ağabey'in (Sanibrahimoğlu) yazdıklan- nı roman için çıkış, başlangıç noktası diye alabilir miyiz? Acaba, öğretmen Şerif Amca'nın oğlu Arif Ağabey'in "Kan gövdeyi götürüyor, senin haberin yok; nasıl bir gazetecisin?" benzeri söz- lerle kışkırtmasını mı yeğlemeliyiz? Ha- yır. Içtenlikle söylemem gerekirse Ibra- him Ağabey'in yayınlanmamış romanı- nın başlangıç için çok etkili olduğunu söyleyebilirim. Ama, gerek Şerif Amca, gerekse Arif Ağabey bütünüyle kurma- ca. Bu işin aslını, astannı araştırmanın çetinYlöenofllu, Haydarıöldürmeklnyeni bir roman arayıjı olduflunu söylüyor. roman kahramanı Çetin'in beyninde hiç durmadan kımıl- dayan bir kurt olma- sı da bildiğiniz gibi bir başka kurmaca. Haydar'ı Oldürmek'in başlangıcı be- nim çocukluğuma dek gider. Ailemin yan göçebe yaşamı sürdüğü yıllara rast- layan çocukluğum, yazlan romanın coğ- rafyasında geçti. "BANA ÖZCÜ YENİ BİR ROMAN BU" - Katran hikâyesi Çukurova'da adeta bir Ingiliz anahtarı gibi. Her hayırlı durumda anlatüageliyor. Burcu bula- nanın, gurbete çtkanın, askere gitmeye hazırlananın, gönlü birhoş olanın der- dine derman bulduğu bir hikâye diye yazıyorsunuz. Anlatır mısınız? - Sorulan soru, sorunun kuruluşu hem soruyu soranın bu işin uzmanı ol- duğunu hem de romanın iyi okundu- ğunu gösteriyor. Bu bağlamda Katran efsanesini Çukurova'da, özellikle sıkış ma anlannda her kapıya uyan, uymak- la kalmayıp o kapıyı açan bir Ingiliz anahtarı gibi değerlendirmek hiç de yanlış olmaz. Doğrusu, bu anahtann il- le de Katran efsanesi olması gerekmez. Çukurova, Toroslar mitler diyandır. Dünden bugüne, binlerce yıldır halk, her durumda elinde, tngiliz anahtan gibi kullanacağı bir efsane bulur, bul- muştur da. Bulamasa yenisini yaratır. Katran efsanesi de bunlardan biri. Yö- redeki mitlerden tek farkı Haydar'ı Oldürmek'in yazarı tarafından kaleme alınmış olmasıdır. - Şerif Amca nm notları; değişim, dönüşüm havası. Dünyanm hızla de- ğişmesine karşın değişmeyenler. Ruhu şadolsun! Marshall Yardımı. Çukuro- va'yı saran fabrikalar. Değişimin dün- yadan bihaber köye yansıması! Değişe- nin değismeyenleri. Şerif Amca hayıf- lanır: "Bu dağhların, bu orman insan- larmın, bu ağaç erlerinin, emekçileri- nin kültürlerini, bu sözlü kültürü gün ışığına çıkarmaya katkıda bulunmak, benim için öğretmen kimliğim biryana en aztndan bir yurttaşlık görevidir." Haydin Katran efsanesi. Romanın bel- kemiği. Anlatır mısınız bu koşut ilerle- yen duyguları, efsanenin kaleme almış dürtüsünü? - Kimi insanlar ya da toplum kesim- leri çok da bilincinde olmaz o müthiş değişimin. Kimileri de bilincinde de- ğilmiş gibi davranır. Ancak kim geriye dönüp baksa ne müthiş bir değişim- dönüşüm yaşandığını kolayca görebi- lir. Değişim-dönüşüm olgusu bu ro- manda, Şerif Amca'nın notlannda da, ! baştan sona Katran efsanesinin yer al- dığı kesimlerde, hatta gazeteci Çetin'in içinde yer aldığı roman kesiminde de var. Hemen her şeyde olduğu gibi de- ğişim ve dönüşüm olgularında hem 'iyi'ler, hem 'kötü'ler bulunuyor. Bir ahlakçı olması beklenmese de bir ya- zar, buradaki iyi'nin yamnda kötü'yü de işaretlemek zorunda. Konuya şu açıdan da bakılmah: İyi, kötü yönleriy- le değişme ve bir de değişmeme, değiş- meden kalma. tkincisine örnek olarak Marshall Yardımı benzeri "yardım"lar- la insanlarm, halklann hatta devletle- rin uyutulması, aldatılması, onlann si- nir uçlarının duyarsızlaştırılması gibi evrensellikler hiç değişmeden sürüyor, denilse konu, olması gerektiğinden sert bir biçimde mi ortaya konmuş olur? Çukurova'yı saran fabrikalardan söz ediyoruz. Bugün bu fabrikaların yerinde yeller esiyor demek, acı gerçe- ği anlatmaya yeter mi? Bir kez Şerif Amca'nın dönemi, yani romandaki birkaç katmanh zamanm en eskilerin- den birinde de bir değişim yaşanıyor- du. "46 Ruhu", "Marshall Yardımı" gibi kavramların imlediği bu dönem Çukurova'nın yine bir yeniden kuruluş sürecini, yani bir değişim ve dönüşüm sürecine denk düşer. Şerif Am- H ca'nın hayıflanmasına eksiksiz ka- Hfl C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1063
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle