Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
nedeniyle kapandı...”
“3 günlük döviz kaldı...”
1980 yılı başında, Turgut Özal ekonomik yapıyı
tümüyle değiştirecek bir paket hazırladı. Aynı
günlerde Genelkurmay Başkanı Kenan Evren de
Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e bir mektup
yazarak, ekonomik, siyasi, toplumsal gidişten
rahatsızlığını dile getirdi.
Özal, hazırladığı pakete askerler evet demezse
uygulamanın zor olacağını düşündü.
Ekonomi liberalleşmeliydi, Evren buna ne
diyecekti? Özal, 1980 Ocak başında komutanlara
ekonomi brifingi vermeyi önerdi. Meşhur 24 Ocak
kararlarını önce Evren ve arkadaşlarına anlattı.
Evren, Özal’ı dinledi, şu karşılığı verdi:
“Tamam, bu programı destekliyorum!”
24 Ocak ekonomik kararlarından 8 ay sonra 12
Eylül darbesi oldu.
Dönemin Başbakanı Demirel yasaklanırken
müsteşarı Özal, ekonominin patronu oldu!
12 Eylül hükümetinin ekonomiden sorumlu
Başbakan Yardımcısı Turgut Özal’dı.
Özal artık ekonomiyi istediği gibi
şekillendirebilirdi.
Öyle yaptı... Artık her şey serbestti. Halkı
kandırmak için banker zinciri kurmak dahil.
1981 sonunda bir-iki banker batınca Özal’ın
yorumu şu oldu:
“Batan batar, kalan sağlar bizimdir...”
6 ay sonra her şey tepetaklak oldu. Özal istifa
edip, “daha güçlü” gelmeye hazırlandı.
13 Temmuz 1982’de banker skandalının
ardından görevinden ayrılan Özal, 15 ay sonra 6
Kasım 1983 seçimlerinde halktan yüzde 45.1 oy
aldı ve başbakanlık koltuğuna oturdu... Doğal
olarak ekonominin başında yine Özal vardı...
12 Eylül’den önce Özal...
12 Eylül’de Özal...
12 Eylül’den sonra Özal...
Bu dönem ve sonrasında ekonominin seyrini
irdelemek uzmanların işi. Biz şu kadarını
söyleyebiliriz:
12 Eylül darbesi çalışanların haklarının da çok
büyük ölçüde gaspıydı. 1980 başında bir işçinin
saat ücreti 8 dolarken 1984’te 4 dolara inmişti.
Çalışanlar o dönemdeki kayıplarını azaltabilmek
için yıllarca uğraştılar.
Arşivler ortada, tanıklar ortada; 12 Eylül en büyük
zararı sola verdi. Her şey bir yana şu tanım
gazeteciliğe 12 Eylül yönetiminin armağanıdır:
“Yasadışı sol bir terör örgütü!”
O dönem sol hep terörle birleşik gösterildi.
Mademki 12 Eylül’den hesap sormanın önü açıldı,
12 Eylül ekonomisinden de hesap sormak
gerekmez mi?
Yoksa AKP, 12 Eylül ekonomisine de damgasını
vuran Özal ekolünün arkasında mı?
Referandum sonuçları değişik boyutlarıyla
tartışılmaya devam ediyor. Doğrusu, sıcak
tartışmaların içinde yer almayı en çok istediğim
dönemlerden biri oldu.
Ege ve İzmir farklı yönleriyle ele alındı. Hayırın
yüksekliğini kimi korkuya bağladı, sahil milliyetçiliği
diyen oldu... Hızını alamayanlar kumdan kaleler
dedi...
Oysa İzmir’in, Ege’nin demokrasi tarihimizdeki
yeri, kritik dönemeçlerdeki duruşu, ciddi bir ulus
bilinci olduğunu gösterir.
Atatürk’ün o ünlü sözü tabii ki tüm Türkiye’yi
bağlar ama, belki Ege kendine şöyle bir pay da
çıkardı!
“Ege”menlik ulusundur!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
ama daha önce kanıtlanamayan olaylara bizzat
tanık olan birisi, bildiklerini bir kitapta toplayınca
hayatı kararıyor.
Devlet yazılanlardan yararlanarak gerekli
önlemleri alacağı yerde, yazarı kolundan tuttuğu
gibi “içeriye” gönderiveriyor.
Muhafazakâr kimliğiyle tanınan Hanefi Avcı,
“Haliç’te Yaşayan Simonlar” adında bir kitap yazdı.
Son on yılda giderek devlet içinde devlet
izlenimi veren “cemaatin” hedefi oldu.
Hanefi Avcı, Emniyet Müdürlüğü görevine
atanmadan önce Emniyet Genel Müdürlüğü
istihbaratının başındaydı.
Kitabında Emniyet istihbaratında iken cemaatin,
saptadığı, yazmadığı, açıklamadığı işleyişini ve
cemaatin polisi de ele geçirdiğini yazıyor.
Adı var ama legal olmayan etkili kuruluşlar,
örneğin Batı’daki gizli servisler kendilerine özgü
kimi kurallar uygularlar.
Örneğin örgüte ihanet eden veya gizli kalmasına
özen gösterdiği kimi bilgileri açıklayan birini
kendilerine özgü yöntemlerle “tasfiye” ediyorlar.
Bizde de adı var, ne ki devlet içinde dal budak
saldığı artık bilmeyenin kalmadığı kimi cemaatler,
gizli servislere özgü kuralları başka biçimde
uyguluyorlar.
Gizli kalmasına özen gösterdikleri kimi
yaptırımlarını, devlet içindeki konumlarını açığa
çıkaranı, cemaate bağlı olan mekanizmayı
harekete geçirerek “demokratik yöntemler” ile
tasfiye ediyorlar.
Hanefi Avcı’nın tutuklanmadan önceki gün
savcılığa suç duyurusu “Gözaltına alınmam
Cumhuriyet Savcılığı’nın değil, cemaatin
talimatıdır” söylemi bu olasılığı doğruluyor.
Ola ki daha önce Emniyet’te İstihbarat Dairesi
Başkanlığı yaparken birlikte olduğu kimileri,
“cemaatçi Emniyet mensupları basına el altından
bilgi vererek Avcı hakkında psikolojik harekât
yapıyorlar”.
Devlette cemaatlere açık bu ense, cemaatte de
istediği zaman bu enseye tokat atma olanağı
varken… devlet içinde yuvalanan, giderek
güçlenen cemaatçileri tasfiye edeceği yerde,
referandumda evet’e destek verdiği için “Atlantik
ötesine” (Gülen cemaatinin Amerika’daki önderine)
sevgilerini saygılarını sunan…
…kitaptaki açıklamalara sessiz kalan… devleti
cemaatlerden temizleyecek gereken önlemleri
alacağız, diyemeyen bir başbakan bulunurken…
…Hanefi Avcı cemaatin ne ilk ne de son
kurbanıdır.
Avcı’nın kitabı cemaat konusunda ortaya derin
iddialar atıyor ama iktidar sessiz kalıyor.
Her gün her konuda sabah akşam konuşan
Başbakan bu konuda, konu cemaate dayanınca
susuyor. Neden acaba?
Hesabı seçim arifesinde cemaati ürkütmemek,
seçimde -referandumda olduğu gibi- cemaatin
desteğini esirgememesini sağlamak için mi?
Demokratik yoldan tasfiye işlemi
tamamlandıktan, Hanefi Avcı tutuklandıktan
sonra… iktidar sahiplerinin her zaman olduğu gibi
bu türden sakıncalı olaylardan sıyrılmak ve karşı
vaziyet almamak için, “Konu yargıya intikal etti.
Konuşmak yargıyı etkilemek olur” diyeceklerine
yemin etsek başımız ağrımaz.
AKP, motorda kim olursa, ister cemaat olsun,
yeter ki direksiyon bende olsun ve olması için
cemaat desteğini benden esirgemesin diyorsa…
…Avcı’nın kitabıyla alevlenen cemaat sorununu
bu iktidarın çözeceğini umut edenler…
…böyle gelmiş… ama 2011 seçimine kadar
böyle gider diyebilenler de var mı acaba?
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 30 EYLÜL 2010 PERŞEMBECUMHUR YET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 30 Eylül
Oslo B 12
Helsinki B 11
Stockholm B 11
Londra Y 16
AmsterdamY 12
Brüksel Y 15
Paris Y 17
Bonn Y 16
Münih Y 16
Berlin PB 11
BudapeştePB 13
Madrid B 24
Viyana Y 13
Belgrad PB 15
Sofya Y 13
Roma Y 20
Atina Y 23
Zürih Y 13
Moskova PB 9
Aşkabat A 25
Taşkent A 26
Bakû A 26
Bişkek A 21
Tiflis A 25
Kahire A 36
Şam A 35
İstanbul Y 23
Edirne B 24
Kocaeli Y 23
Çanakkale Y 23
İzmir Y 26
Manisa Y 28
Denizli Y 27
Zonguldak Y 19
Sinop Y 23
Samsun Y 26
Trabzon Y 29
Giresun Y 26
Ankara Y 24
Eskişehir Y 22
Konya Y 28
Sıvas Y 28
Antalya Y 30
Adana PB 34
Mersin Y 23
Diyarbakır B 34
Şanlıurfa PB 34
Mardin PB 30
Siirt PB 33
Hakkâri PB 27
Van B 24
Kars B 25
Ülkenin geneli par-
çalı bulutlu, Marma-
ra’nın güney ve do-
ğusu, Ege, Akdeniz, İç
Anadolu, Karadeniz,
Doğu Anadolu’nun
batısı ile Gaziantep,
Adıyaman ve Kilis
çevreleri aralıklı sağa-
nak ve gök gürültülü
sağanak yağışlı geçe-
cek. Yağışların sabah
ve öğle saatlerinde
Marmara’nın doğusu
Balıkesir, Kütahya ve
Karabük ile akşam sa-
atlerinde Hatay, İs-
kenderun, Rize çev-
relerinde kuvvetli ol-
ması bekleniyor.
Avrupa’nõn 34 ülkesindeki 250 binden fazla gazetecinin çatõ örgütü konumundaki
EFJ, kampanya başlatarak tutuklu gazetecilerin serbest bõrakõlmasõnõ talep etti
Erdoğan’a açõk mektup
İRFAN ERGİ
FRANKFURT - Avru-
pa’dan, Türkiye’deki basõn öz-
gürlüğü ihlallerine karşõ sert ta-
võr geldi. Kõtanõn en büyük
gazetecilik örgütü, Türki-
ye’deki tutuklu gazetecilerin
derhal ve koşulsuz serbest bõ-
rakõlmasõnõ istedi. Merkezi
Brüksel kentinde bulunan Av-
rupa Gazeteciler Federasyonu
(EFJ), Türkiye Gazeteciler Sen-
dikasõ’nõn daha önce 18 meslek
örgütüyle birlikte başlattõğõ
kampanyaya sahip çõktõ.
EFJ, İngilizce yayõmlanan
bildirisiyle “Türkiye, gazete-
cileri serbest bırak” adlõ çağ-
rõsõnõ imzaya açtõ. Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’a yön-
lendirilen açõk mektup biçi-
mindeki çağrõda “Özgür ga-
zetecilik olmadan, özgür bir
toplum olamaz” denilerek üye
ülkelerin meslek örgütleri ve si-
vil toplum kuruluşlarõna kam-
panyaya katõlarak elektronik
dilekçeyi imzalama ve gön-
derme çağrõsõ yapõldõ. EJF Baş-
kanõ Arne König imzalõ kam-
panya çağrõsõnda, Türk hükü-
metinden medyaya yönelik kor-
ku iklimine ve yõldõrmalara
son verilmesi talep edildi.
Tahammülsüzlüğe kanıt
Gazetecilerin tutuklu kal-
masõnõn Türkiye’nin gerçek
bir demokratik tartõşma orta-
mõna tahammülsüzlüğünün
kanõtõ olacağõ, 12 Eylül’deki
referandumun Türkiye’nin
anayasasõnõn ciddi biçimde
değiştirme ve modernleştir-
me olanağõ getirdiği belirtilen
bildiride, sadece gazetecilik
görevlerini doğru ve profes-
yonelce yaptõğõ için 40 gaze-
tecinin hapiste olduğuna, 700
kadarõnõn ise ceza ya da anti-
terör yasalarõnõ ihlalden yar-
gõlandõğõna işaret edildi.
Bildiri ve kampanyalarõyla,
Türkiye’de haftalar önce basõn
özgürlüğü ve hapisteki mes-
lektaşlarõnõn serbest kalmasõ
için mücadele başlatan “Ga-
zetecilere Özgürlük Platfor-
mu” ve “G-9 Gazeteci Ör-
gütleri Platformu” inisiyatif-
leri, ilk kez Avrupa’dan açõk bir
destek almõş oldu.
Kampanyaya katõlmak iste-
yenler, EFJ resmi sitesindeki
“http://www.ifj.org/en/pa-
ges/set-turkish-journalists-
free” bağlantõsõna tõklayarak,
Başbakan Erdoğan’a gazeteci-
lerin serbest bõrakõlmasõnõ talep
eden “e-kart” gönderebiliyor.
ANKARA EMNİYET MÜDÜRÜ
‘Cemaatkonusunda
soruşturmasürüyor’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara
Emniyet Müdürü Zeki Çatalkaya, Hanefi Av-
cı’nõn kitabõnda değindiği Emniyet içindeki ce-
maat yapõlanmasõna ilişkin olarak “O konuyla
ilgili gerek adli gerek idari soruşturmalar yü-
rütülüyor. O nedenle bu konuya fazla girmek
istemiyorum” dedi.
Çatalkaya, basõn mensuplarõyla kahvaltõlõ ta-
nõşma toplantõsõnda bir araya geldi. “Hanefi Av-
cı kitabında emniyet, ordu, hatta yargı içinde
bazı topluluklardan bahsediyor. Bu Hanefi
Avcı’nın dile getirdiği kaygılarla ilgili olarak
sizin herhangi bir çalışmanız söz konusu mu-
dur” sorusu üzerine Çatalkaya, konuyla ilgili ge-
rek adli gerek idari soruşturmalar yürütüldüğünü
belirtti. Çatalkaya, “Soruşturma yürütülen bir
konuda benim burada bir şeyler söylemem
pek doğru olmaz. O nedenle bu konuya fazla
girmek istemiyorum” dedi.
Çatalkaya, yasadõşõ dinleme iddialarõyla ilgili
bir soruya ise “Şu anda Emniyet teşkilatının
yapmış olduğu teknik çalışmalar tamamen
hukukun içerisinde yürümektedir. Yapacağı-
nız hem dinlemeler, hem teknik çalışmalar ta-
mamen hâkim kararıyla olmaktadır. Bunun
dışına çıkıldığı takdirde mutlaka suç işleni-
yor. Bu da, zaten elde edilen deliller hukuki
delil olarak sayılmaz. Delil elde etmek için
teknik çalışmalara devam ediliyor” dedi.
ÜÇOK İDDİALARI REDDETTİ
‘Sahte çürük çetesi
diye bir şey yok’
İstanbul Haber Servisi - “Sahte çürük ra-
porları” hazõrlayan çetenin üyesi olduğu iddia-
sõyla yargõlanan Hâkim Albay Ahmet Zeki
Üçok, yürüttüğü soruşturmalar nedeniyle hedef
seçildiğini belirterek “Türkiye Cumhuriyeti
içinde hem savcı, hem hâkim, hem de sanık
olan tek kişi benim. Sahte çürük çetesi diye bir
şey yok” dedi. Sahte çürük raporu davasõnda 8’i
tutuklu 17 sanõğõn yargõlanmasõna dün başlandõ.
İstanbul 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’ndeki oturu-
ma Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok ile 6 tutuklu
ve 5 tutuksuz sanõk katõldõ. Albay Üçok, asker
kişi ve askeri savcõ olduğunu bu nedenle askeri
mahkemede yargõlanmasõ gerektiğine dikkat çek-
ti. Sanõklarõn ve avukatlarõnõn yetkisizlik ve gö-
revsizlik verilmesi yönündeki istemleri reddedil-
di. Savunmasõnõ 4 saatte tamamlayan yargõç Al-
bay Ahmet Zeki Üçok, diğer sanõklarla birlikte
örgüt kurduğu yönündeki iddialarõ reddetti. Üçok,
Fenerbahçe yöneticisi Aziz Yıldırım’a karşõ yağ-
ma suçuyla ilgisinin olmadõğõnõ kaydederek, Yõl-
dõrõm’õn da kendisine cebir ve şiddet olmadõğõnõ
söylediğine dikkat çekti. Hiç kimseden bir Türk
lirasõ bile almadõğõnõ, “Arka Sokaklar” dizisi se-
naristi Ozan Emre Yurdakul’un askerliğini ra-
hat yapmasõ için herhangi bir yardõmda bulunma-
dõğõnõ ifade eden Üçok, kõzõnõn bu dizide 42 sani-
ye konuk oyuncu olarak oynadõğõnõ belirtti.
Merkezi Brüksel kentinde bulunan Avrupa
Gazeteciler Federasyonu (EFJ), Türkiye Gazeteciler
Sendikasõ’nõn daha önce 18 meslek örgütüyle birlikte
başlattõğõ kampanyaya sahip çõktõ. Kõtanõn en büyük
gazetecilik örgütü, Türkiye’deki tutuklu gazetecilerin
derhal ve koşulsuz serbest bõrakõlmasõnõ istedi.
‘AB’ye üyeliğin koşulu,
basın özgürlüğü’
Federal Almanya’nın en
büyük sendikası ‘Verdi’ye
bağlı DJU, Avrupa çatı örgütü
EFJ’nin kampanyasını des-
teklediğini açıklayarak Avru-
pa Birliği yolundaki Türki-
ye’nin basın özgürlüğüne ya-
sal zemin hazırlamak ve bu öz-
gürlüğü güvenceye almak zo-
runda olduğunu vurguladı.
Kısa bir süre önce Avrupa Gü-
venlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın
da (AGİT) Türkiye’deki basın
özgürlüğü ihlalleri, gazetecile-
rin tutukluluğuna son veril-
mesi çağrısı yaptığı anımsatı-
lan Berlin mahreçli DJU bil-
dirisinde, Türk gazetecilerinin
hiçbir engelleme, yıldırma ve
tehditle karşılaşmadan, özgür-
lükçü ve demokratik bir top-
lum adına görevlerini yapma-
larının sağlanması zorunlulu-
ğuna dikkat çekildi.
Koruma kurulu, Ankara’dan gelen ‘yazõ’ ile Beşiktaş’taki araziye rezidans izni verdi
‘Yasa AKP’li üye için delindi’
Ceylan gözyaşlarõyla anõldõ
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 28 Eylül
2009’da, hayvanlarını otlatırken patla-
yıcının hedefi olarak yaşamını yitiren 12
yaşındaki Ceylan Önkol, mezarı başın-
da anıldı. Abisi Rıfat Önkol, Münevver
Karabulut cinayetini anımsatarak “Ne-
den bunların failleri bir ay içinde bulu-
nuyor da Kürt çocuklarını katleden ve
devletin içinde olan failleri bulunamı-
yor” diye sordu. BDP Lice ilçe örgütü,
İHD Diyarbakır ve Bingöl şubeleri de
Önkol’un mezarını ziyaret etti. Burada
konuşan İHD Diyarbakır Şube Yöneti-
cisi ve Önkol ailesinin avukatı Serdar
Çelebi, “Bölgede patlayıcı ve güvenlik
güçlerinin açtığı ateş sonucunda 420’ye
yakın çocuğumuz yaşamını yitirdi. Bu
sayının bu denli büyük olmasının nede-
ni de, faillerin bir şekilde hukuk tara-
fından korunmasıdır” dedi.
27 Ocak 2009 tarihli kararda Kurul Başkanõ Can
Binan idi. Daha sonra Kurul Başkanlõğõ’na, 2009
seçimlerinde AKP’den Kadõköy Belediye Baş-
kanlõğõ’na aday olan yüksek mimar M. Sinan Ge-
nim atandõ. İkinci Kurul kararõnda Başkan Genim
ve üye Halil Onur çoğunluğun kararõna karşõ çõk-
tõ, ancak kurul çoğunlukla planõ reddetti.
AKP’li Beşiktaş Belediye Meclis üyesi İsma-
il Akyıldız ve akrabalarõnõn da hissedar olduğu
söz konusu arazinin sahipleri, Kültür Varlõklarõ ve
Müzeler Genel Müdürlüğü’ne, Kurul kararõ için
itirazda bulundu. Müzeler Genel Müdürlüğü, İs-
tanbul 3 Numaralõ Koruma Kurulu’na yazõ ya-
zarak, ilk toplantõ gündemine alõnarak, kararõn “ye-
niden incelenmesi”ni istedi. Kurul 30 Haziran
2010 tarihinde, nisan ayõnda aldõğõ kararõ değiş-
tirerek, imar planõ değişikliği teklifini kabul etti.
Kurul’un yeni kararõnda özetle şöyle denildi:
“…Lejanda ‘İş Merkezleri, büro, çarşõ, alõşve-
riş merkezleri ile otel, motel vb, gibi konaklama
te-sisleri ile rezidans yapõlarõ ve sinema, tiyatro,
müze, kütüphane, sergi salonu gibi kültür tesis-
leri ve lokanta, restoran, gazino, düğün salonu gi-
bi eğlenceye yönelik kurumlar… yapõlar yapõla-
bilir’ ibaresinin eklenmesine…”
CHP’li Belediye Meclis üyesi Mimar Mehmet
Yõldõz, “Kurul kararını idare mahkemesi’ne ta-
şıdık. Bu planın onama sürecinde yaşananlar;
İstanbul’un nasıl yağmalandığını gösteren
müthiş bir belgeseldir” dedi.
İstanbul Haber Servisi - İstan-
bul 3 Numaralõ Kültür ve Tabiat
Varlõklarõnõ Koruma Bölge Kuru-
lu, 2 ay önce uygun görmediği
imar değişikliğini, Ankara’dan
gelen “yazı” ile uygun gördü.
CHP’li İstanbul Büyükşehir Bele-
diye Meclis üyesi Mehmet Yıl-
dız, imar değişikliği için “Bu İs-
tanbul için ikinci bir ‘Park Otel’
vakasıdır” dedi.
Beşiktaş ilçe sõnõrlarõ içerisinde
yer alan, Ortaköy Vadisi’nin so-
nunda, Akmerkez-Levazõm yolu-
nun kenarõnda bulunan, yaklaşõk
18 bin metrekarelik arazi, son 5
yõl içinde ilginç gelişmelere ne-
den oldu. Araziyle ilgili plan de-
ğişikliği teklifini iki kez uygun
görmeyen Koruma Kurulu sonun-
da Ankara’dan gelen yazõ ile ara-
ziye “rezidans” iznini verdi. Söz
konusu arazinin büyük kõsmõ yol
ve yeşil alanda kalõyordu. Arazi
sahipleri 2005 yõlõnda İstanbul
Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB)
başvurarak, imar planõ değişikliği
teklifinde bulundu. Teklif ile ara-
zinin konut-yeşil alan statüsünden
çõkarõlarak ticaret+turizm alanõ
statüsüne alõnmasõnõ ve E:2 yük-
seklik serbest yapõlanma şartõ is-
tendi. Belediye meclisi bu teklifi
uygun görmedi.
Boğaziçi Yasası’na aykırı
Teklif daha sonra birkaç kez
belediye meclis gündemine geldi.
20 Kasõm 2009 tarihinde belediye
meclisi, istenen imar değişikliğini
kõsmen kabul etti. Belediye, plan
notlarõndaki “konut ve rezidans”
ibaresini iptal etti ve sit alanõnda
kaldõğõ için Koruma Kurulu’ndan
onay alõnmasõ şartõnõ koydu.
Koruma Kurulu, 27 Ocak 2009
ve 6 Nisan 2010 tarihli kararlarõn-
da, İstanbul Büyükşehir Belediye
Meclisi tarafõndan kabul edilen
plan değişikliği teklifini kabul et-
medi. Kararda özetle “... 2960 sa-
yılı Boğaziçi Kanunu’nun 10.
maddesinde belirtilen şartlara
aykırı olması, plan yapımına ait
esaslara dair yönetmeliğin 27.
maddesine aykırı olarak kamu
donatı (yeşil alan) alanını azal-
tıcı nitelikte olması… nedenle-
riyle teklifin uygun olmadığına
...” ifadeleri yer aldõ.
Başkan değişince karar da değişti