22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Beklan Algan... Tiyatromuzun filozofuydu bence. Düşünürü, aydını; ışığını genç kuşaklara taşıyan, öncüydü. Tiyatro dünyamızın en yaratıcı olanıydı… (Ne denli karar alsam da “en” sözcüğünü hiç ama hiç kullanmamaya, olmuyor işte: Evet, en yaratıcı olanıydı.) Yaratıcılığı, tiyatronun geleceğini hazırlamasıyla sımsıkı bağlantılıydı. Geçmişten damıtarak... Evrensel kültür, evrensel tiyatroyla köprüler kurarak... Yerel olanın derinlerine inerek... Sürekli sorgulayarak... Olmazları zorlayarak... Risk alarak... Her yaştan tiyatro sevdalısını, meraklısını, öğrenmek isteyenini sürekli eğitiyor, geliştiriyor ve onları geleceğe yöneltiyordu. Tiyatronun sadece temsille sonuçlanacak bir iş olmadığını; bir süreç olduğunu, birlikte yaratma ve birlikte çalışma süreci olduğuna inanandı. Bu inancını bıkmadan usanmadan anlatan, gösteren, ortaya koyandı. O süreçte araştırdığı, sorguladığı tiyatroyla yaşamın ilişkisiydi. Sahneyle seyircinin ilişkisiydi, tüm sanat alanlarının birbiriyle ilişkisiydi; oyuncunun yüreği, ruhu ile bedeninin ilişkisiydi; zamanla mekân ilişkisiydi... Ne, neden, kimin için, ama aynı zamanda NASIL sorularına yanıt ararken bir kelebeğin kanadındaki gizilgücü keşfedecek inceliğe ama aynı zamanda sıradağları yerinden oynatacak, olanaksızı olur kılacak meraka, tutkuya, sebata, inada sahipti. Muhsin Ertuğrul’un “çocukları”ndan biriydi. En sevgili çocuğu... Muhsin Hoca’nın vasiyetini, hep ama hep araştırarak, sorgulayarak, kalıpları kırarak, sınırları yok ederek eğitici ve öğretici kişiliğini sonsuza dek taşıyarak sürdürdü. Onda biraz Hamlet’lik vardı: “Var olmak ya da olmamak” arasında gidip gelirken sonuçta hep var olmayı seçti. “Zalim kaderin yumruklarına katlandı”; “Diretip, bela denizlerine karşı dur, yeter” demeyi bildi... Ne hocasıyla birlikte tiyatrodan çekip gitmek, ne 12 Eylül faşist yönetiminin onu tiyatrodan kovması ne de yıkımlar, yokluklar, yozluklar, onurlu yürüyüşünü durduramadı... Rüya görmekten, düşlemekten hiç ama hiç korkmadı... Beklan’ca iki öykü... Dün Beklan için yapılan törende anlatmak istediğim öyküyü duygu yoğunluğundan anlatamadım. Sizlerle paylaşıyorum: Dünyaya güleryüzle bakan Beklan Algan, müthiş alçakgönüllü, hırstan arınmış, “şövalye” karakterli bir insandı. Bilge bir derviş yanı vardı. Çevreye sonsuz saygılı ama kendisiyle müthiş dalga geçerdi. Hani çooook uzun prova yapıyor diye onu eleştirenler var ya... İşte oradan hareketle ağızdan ağıza dolaşan fıkra: “İdam mahkûmuna, ‘son isteğin nedir?’ diye sormuşlar... Adam düşünmüş taşınmış, ‘Beklan Algan’ın sahneye koyduğu Faust’u izlemek demiş...” Hiç kuşkum yok, bu fıkrayı Beklan kendi uydurdu... İkinci öykü, Beklan Algan’ın anlatmayı en çok sevdiği öykü... (Dün törende bana anımsatan Cemal Ünlü’ye teşekkürlerimle): Bir çocuk denize taş atıyor, taşları kaydırmaya çalışıyor... Çocuğa yaklaşan adam, “Bak şu açıdan atarsan...” diye başlayıp; taşı daha çok nasıl sektireceğini anlatıyor. Çocuk dinliyor, dinliyor, “Ben taşı daha çok sektirmek istemiyorum ki!” diyor. Adam şaşırıyor: “Ya ne istiyorsun?” Çocuk yanıtlıyor: “Taşı attığımda acaba suda daireler değil de dört köşe dalgalar olur mu diye bakıyorum...” İşte Beklan Algan, böyle bir bilge çocuktu. zeynep@zeyneporal.com faks:0212.257 16 50 Kültür Servisi - “Tiyatro nedir? Bir etraflıca otu- rup konuşalım” diyordu Beklan Algan dostlarõna has- ta yatağõnda bile. Dün Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde Al- gan için yapõlan törende de dostlarõ, yakõnlarõ, öğrencileri hep araştõrmacõlõğõndan, sorgulayõcõlõğõndan bahsetti. Sah- neye anõlarõnõ paylaşmak, onun tiyatro anlayõşõnõ an- latmak için çok sayõda sanatçõ çõktõ. Şehir tiyatrolarõn- dan emekli, oyuncu Engin Uludağ’õn sunumuyla baş- layan törende başta Algan’õn eşi Ayla Algan ve kõzõ Se- vi Algan olmak üzere İstanbul Şehir Tiyatrolarõ Genel Sanat Yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu, oyuncu, yönet- men Orhan Alkaya, gazetemiz yazarõ Zeynep Oral’õn da aralarõnda bulunduğu çok sayõda kişi konuşma yap- tõ. Törene katõlan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Baş- kanõ Kadir Topbaş, Algan’õn kurucusu olduğu ve ilk kez Zeynep Oral’õn oyunu “Adsız Oyun” la açõlan Ti- yatro Araştõrmalarõ Laboratuvarõ’nõn (TAL) devam edeceği sözünü verdi. Konuşmak için sahneye çõkan çoğu kişi TAL’dan bahsederken Algan’õn tiyatro- daki öncülüğüne vurgu yaptõlar. Muhsin Ertuğrul Sahnesi’ndeki ve Teşvikiye Camii’ndeki törenlere aralarõnda CHP İstanbul İl Başkanõ Berhan Şimşek, Cevat Çapan, Meral Çetinkaya, Esin Afşar, Işık Yenersu, Tuncel Kurtiz, Göksel Kortay, Naz Erayda, gazetemiz yazarõ Dikmen Gürün, Taner Barlas, Fatma Karanfil, Nihal Koldaş, Deniz Gök- çer, Aliye Uzunatağan, Mustafa Alabora, Cüneyt Tü- rel, Tilbe Saran, Şahika Tekand, Su Yücel, Rozet Hu- beş ve Ayda Aksel’in de bulunduğu çok sayõda sanatçõ katõldõ. Ölmeden önce hayalinin Aşiyan Mezarlõğõ’na gömülmek olduğunu belirten Algan camideki törenin ardõndan alkõşlarla Aşiyan’a uğurlandõ. AylaAlganvekızıSeviAlganBeklanAlgan’ınnaaşıbaşındamumyaktı(üstte). AralarındaBa- şar Sabuncu ve Tuncel Kurtiz’in bulunduğu çok sayıda sanatçı Beklan Algan’ı uğurladı (altta). PARİS/LOS ANGELES (ANKA) - Batõ medyasõ, İstanbul Tophane’de- ki sanat galerilerine yönelik saldõrõ- larla ilgilenmeyi sürdürüyor. Fransõz Le Figaro gazetesi, Tophane’de yaşa- nanlarõ “hoşgörüsüzlük” olarak nite- lendirdiği haberinde “Bu şiddet pat- laması, liberaller ile muhafazakâr- lar, ‘geleneksel’ veya ‘modern’ ya- şam tarzı taraftarları arasında bö- lünmüş olan Türk toplumundaki çatlak çizgilere vurgu yapıyor” ifa- delerini kullandõ. Le Figaro’nun Türkiye muhabiri Laure Marchand imzasõyla yayõm- ladõğõ haberde galerilere “muhafaza- kâr İslamcı çevrelere yakınlığından kuşkulanan, kimliği belirsiz kişiler- ce” saldõrõldõğõnõ kaydeden gazete, olayõn 2010 Avrupa Kültür Başkenti olan İstanbul için hiç de iyi bir propa- ganda olmadõğõnõ belirtti. Geçtiğimiz hafta İstanbul Fatih semtini mercek altõna alan ABD’li Los Angeles Ti- mes gazetesi haberinde saldõrõ ile “sosyal ve dini ayrışmanın sergi- lendiği” görüşünü öne sürdü. “Türk Sanat Podyumuna Saldırıda Sos- yal ve Dini Ayrışma Sergileniyor” başlõklõ haberde İstanbul’un, 2010 Avrupa Başkenti olarak seçildiği anõmsatõlõrken “Olay, Avrupa’ya yönelen, Türkiye’nin zengin kent- sel eliti ile Anadolu’nun kırsal böl- gelerinde güçlü kökleri olan dini muhafazakârlar arasındaki sınıf ve sosyal çatlaklara vurgu yapı- yor” görüşüne yer verildi. Tophane’de yaşananlar ‘hoşgörüsüzlük’ DANS FEST VAL BAŞLIYOR Kültür Servisi - Bime- ras Kültür Vakfõ’nõn dü- zenlediği 4. iDANS Ulus- lararası Çağdaş Dans ve Performans Festivali 1 Ekim’de başlıyor. iDANS’õn ekim ayõ bo- yunca ve ek etkinliklerle yõl sonuna dek sürecek “Kozmopolitizm” tema- sõ çerçevesinde hazõrladõ- ğõ festival, yaklaşõk 154 sa- natçõ, 8 atölye çalõşmasõ, 9 seminer, 41 proje ve 50’den fazla gösterimi ağõrlayacak. Festival, Met- te Ingvartsen’in ‘Koca- kent (Giant City)’ dans gösterisi ve Türk – Japon müzisyenlerden oluşan ‘Sound Migrations’ gru- bunun konseri ile açõlacak. Garajİstanbul, festival- de yer alacak performans- larõn çoğuna ev sahipliği yaparken, MSGÜ Bo- monti Kampusu Şebnem Selõşõk Aksan Sahnesi ve Kadõköy, Üsküdar, Tak- sim gibi şehrin çeşitli nok- talarõnda da gösteri ve per- formatif güncel sanat pro- jeleri izlenebilecek. iDANS bu sezon, kõs- men Avrupa Birliği Kültür Komisyonu tarafõndan desteklenen ve 10 Avru- palõ ortağõ ile geliştirdiği beş yõllõk dans projesi “Jardin d’Europe” ve aynõ proje kapsamõndaki Prix Jardin d’Europe’a (Avrupa Birliği Dans Ödü- lü) ev sahipliği yapacak. Festivalde çağdaş dans ve performans sanatlarõ ya- zarlõğõnda uzmanlaşmak- ta olanlara yönelik bir eği- tim programõ olan “Kritik Çaba” da yer alacak. iDANS için, Roger Tit- ley ve Airan Berg tara- fõndan geliştirilen iKEDi “Biz de İstanbulluyuz”, İstanbul’un sokaklarõnõ ve doğasõnõ paylaştõğõmõz hayvanlara ve hayvan hak- larõna dikkat çekmeyi he- defleyen, sivil katõlõmcõlõ- ğõ gözeten bir sosyal ya- ratõcõlõk projesi olma özel- liğini taşõyor. Proje kap- samõnda 3 metre yüksek- liğinde, 4 metre uzunlu- ğundaki kediler, köpek, martõ, balõk figürleri İs- tanbul’un çeşitli mahalle- lerinde, kültür merkezleri ve Meydan Alõşveriş Mer- kezi’ni ziyaret ederek halkla buluşacak. (www.idans.info) ‘Dans’ekimi Kültür Servisi - Çeviri Derneği, 30 Eylül Dünya Çeviri Günü nedeniyle her yõl verdiği “Çeviri Derneği Onur Ödülü”nü bu yõl iki ayrõ ödül olarak çevirmen, çeviri editörü ve çeviri eğitmeni Ülker İnce ile şair, çevirmen, yayõncõ ve köşe yazarõ Özdemir İnce’ye veriyor. Ödül, bugüne kadar farklõ dillerden ve alanlardan kapsamlõ çeviri etkinliğinde bulunmuş ve çevirmenlere örnek olacak aralarõnda Tahsin Yücel, Aykut Kazancıgil, Vedat Günyol, Cevat Çapan, Zeynep Bekdik ve Şahap Barker’in de bulunduğu 11 isme verildi. İncil’in 4. yüzyõldaki çevirmeni, dönemin büyük din adamõ ve bilgini Saint Jérôme’un (Hieronymus) ölüm tarihi olan 30 Eylül, Uluslararasõ Çevirmenler Federasyonu FİT tarafõndan 1991 yõlõnda Dünya Çeviri Günü ilan edilmişti. 3 0 E Y L Ü L D Ü N Y A Ç E V R G Ü N Ü Onur ödülü İnce’lere Oscarlık filmler... Kültür Servisi - Ülkemizi “Bal” filmiyle Semih Kaplanoğlu’nun temsil etmesi kararlaştõrõlan 83. Oscar Ödülleri’nin “Yabancõ Film Oscarõ” kategorisinde İspanya’nõn ve Meksika’nõn aday adaylarõ açõklandõ. “Paramparça Aşklar ve Köpekler”, “21 Gram” gibi filmleriyle adõndan söz ettiren dünyaca ünlü Meksikalõ yönetmen Alejandro Gonzalez Inarittu’nun “Biutiful” adlõ filmi Meksika’yõ, İspanyol yönetmen Iciar Bollain’in “Tambien la Lluvia” adlõ filmiyse İspanya’yõ temsil edecek. Anusha Rizvi’nin ilk yönetmenlik denemesi olan “Peepli Live” ise Hindistan’õ temsil edecek. LE F GARO VE LOS ANGELES TIMES Beklan Algan dün Muhsin Ertuğrul Sahnesi’ndeki törenin ardõndan Teşvikiye Camii’nden Aşiyan Mezarlõğõ’na uğurlandõ SAYFA CUMHUR YET 30 EYLÜL 2010 PERŞEMBE 16 KÜLTÜR kultur@cumhuriyet.com.tr AYLA ALGAN B eklan her- kese gere- ken değeri verirdi. Oyun son- rası gişede çalışan kızı bile oyun bitiminde sah-neye çıkarırdı. İçim ağlasa da onu ölümsüz kılmakistiyorum. Çok işim var şimdi... Onu yaşatmak içinhayat boyu araştırdığımız her şeyi ve emanetleri- ni çocuklara, gençlere devret- meliyim. Oyun- culara oyuncu- luk türlerini öğ-retmemiz lazım. TAL’ı yaşatmaya çalışacağız.TAL’ın devam edeceği sözünü aldım KadirBey’den. Ben de onun yanına gideceğim ama ba-na devrettiklerini artarmadan gitmeyeceğim. TUNCEL KURT Z Beklan Algan bir eşik değil, birçok eşikten geçti. Köprüler kurdu. Sezuan’ın İyi İnsa- nı’nı oynarken yakılmak istediği günleri de hatırlıyorum. Geçmişle arasındaki köprüyü, ilişkilerini iyi kurardı. Gelecek kuşaklar onu daha iyi anlayacaklar. O köprülerden geçe- cekler, o eşiklere basacaklar. AYŞEN L ŞAMLIOĞLU O bize düşünmeyi öğretti. Tiyatro üzerine sorular sormayõ, cevaplar bulmayõ ve buldu- ğumuz cevaplarõ sahne üzerinde çağõna yara- şan bir dille var etmeyi öğretti. Ve bizler onun açtõğõ yolda onun ardõndan da devam edece- ğiz ve sürdüreceğiz. O adõmlarõn takipçisi olacağõz. TAL’õ kurarak armağan etttiği tüm öğrencileri ve TAL’da onunla birlikte olama- yan, örneğin ben, o yolun vazgeçmez takipçi- leri olmayõ sürdüreceğiz. D KMEN GÜRÜN Beklan Algan Türk tiyatrosuna büyük hiz- metleri olmuş, deneysel tiyatro çalışmalarını başlatmış ve sürdürmüş, araştırmacı ve çok iyi bir yönetmendi. Türk tiyatrosu için büyük bir kayıp. Her alanda daima Algan yanımda olmuş bir insandı. Yakın dostum olarak onun engin bilgisinden yararlanmak benim için çok büyük bir şanstı. ZEYNEP ORAL Benim için Algan tiyatro filozofuydu, düşü- nürüydü. Beklan Algan sorgulayõcõydõ sonuna dek. Onun için tiyatro hiçbir zaman sonuç de- ğildi. Bir kelebek kanadõndaki gizil gücü keş- fetmek için saatlerini harcayabilirdi. Bana devrettiklerini aktarmadan gitmeyeceğim ‘Köprüler kuran’ adam “KittJohnson-Rankefod” Fotoğraflar:UĞURDEMİR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle