Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
30 EYLÜL 2010 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Hep Bana Demokrasisi...
Hep bana demokratlarının, hep bana
demokrasisi düzeninde, geçerli slogan “kazan,
kazan..” Günümüz dünyasında uluslararası
ilişkilerden alınmış, kazanmanın, başarının sırrı,
stratejisi anlamında kullanımı yaygın..
Uluslararası ilişkilerde de, karşı tarafın
reddedemeyeceği önerilerden yola çıkılıp,
kazanımları bir yana koyduktan sonra onların
üzerinden ikinci, üçüncü aşama pazarlıklarında,
yenilerini katma anlamına geliyor. Karşı taraf
çıkarlarını savunmada zayıf kalmışsa, ortaya,
ortak çıkarlarda uzlaşma, denge değil, kocaman
bir kazık, hak gaspı çıkıyor...
Erdoğan hükümetleri, siyasal İslam, Gülen
benzeri cemaatler adına yaşanan gelişmelerin
2002 yılından bu yana akışına, uygulanan
stratejilere, kazanımlarına, bakıldığında.. ortaya
çok çarpıcı çıkan eksen kayması tam da böyle
bir şey.. Dün Başbakan Erdoğan’ın Marmara
Üniversitesi açılışında bir tek türban ve YÖK
üzerinden yaptığı konuşmanın içeriği tek başına,
üçlü cephenin “kazan, kazan..”yöntemleriyle,
demokrasi, haktan yana söylem, mağduru
oynama rolleriyle.. ne kadar da çok yol
aldıklarının çok çarpıcı bir göstergesi.
Sahi, bu ortak koro, 2002 öncesi, YÖK
mağdurları olarak sahneye çıkmıyor muydu? 12
Eylül’ün YÖK düzeninin karşısında savaşım
vermiyor muydu? Bugün YÖK eliyle
üniversitelerin nasıl yönetildiklerine,
kadrolaşmalarına şöyle bir göz atmak; 12 Eylül
darbe yönetimi bilimsel kalite erozyonu
yaratmanın dışında, aslında istenen çok kalıcı iş,
iz bırakmayı becerememişken, AKP iktidarı ile
siyasal İslamcılar, cemaatlerin, günümüzde çok
başarılı bir el koyma hareketini
gerçekleştirdiklerini görmeye yeter de artar bile..
YÖK yapılanması sayesinde, tepeden en
aşağıya hızla istenen yapılanma kolayca
gerçekleştirilmiş, yönetim kadrolarından öğrenci
kitlelerine yol almada daha hızlı yürüme olanağı
varken, YÖK düzeninden vazgeçilir mi? CHP’nin
“12 Eylül düzeninin anayasasını gerçekten
kaldırmak, demokratikleşmeye varsanız, haydi
gelin Meclis’ten, uzlaşma ile anayasa değişikliğini
bir-iki haftada çıkaralım.. Barajın, YÖK’ün
kaldırılmasından başlayalım..” önerisini dün
Başbakan Erdoğan ustalaştığı siyasal polemikle
bir kenara itiverdi. Öğrenci kitlesinin karşısında
bile, yıllarca ağızlarından düşürmedikleri YÖK’ün
kaldırılması önerisini, yalancıktan bile olsa
dillendirmeyi seçmedi. Eski CHP yönetiminin
YÖK’e sahip çıktığı gibi bir polemikle, konuyu
gündem dışına atmaya baktı.
Balık hafızalı, gerçeklere değil, sanal vitrinlere
kapılmayı seçen bir toplum olarak, CHP’nin 12
Eylül YÖK’üne, özerkliğe aykırı yönetim erkine
hiçbir dönem sahip çıkmadığını yok sayabiliriz.
Cumhuriyet, laiklik eksenli yargı kararları kimi
hukuk dışı iktidar icraatlarına karşı çıkılması ile,
antidemokratik YÖK yönetimi yetkilerine karşı
durulması arasındaki farkları görmezlikten
gelebiliriz. Her neyse.. şimdi son durumda,
CHP’den gelen son öneri tartışmasız, çok açık ve
çıplak: “12 Eylül’ün yasakçı YÖK düzenini
uzlaşarak hemen kaldıralım” diyor. Erdoğan
hükümetleri, siyasal İslamcılar cephesi çamura
yatıyorlar.. Nedenleri de bir o kadar açık, çıplak..
Bilim eksenli özerk üniversiteler yerine siyasal
İslamın emrinde medreseleri kurumlaştırmak..
Hani referanduma konu olan anayasa
değişiklikleri daha sonraki gerçek demokratik,
insan haklarından yana, 12 Eylül Anayasası’nın
yasakçı düzenini ortadan kaldıracak gerçek
demokratikleşme için önemli bir ilk adımdı? CHP
“Haydi gelin, hemen, seçimden önce, anlamlı bir
değişiklik için uzlaşalım” diyor.. Başbakan
Erdoğan yan çiziyor.. “İnandırıcı değiller” diye
söze girip, istediği pazarlık noktasına getirmeye
yönelik, “türbandan başlayalım” önerisi ile
uzlaşmayı tek maddeye indirgemeye bakıyor.
Aslında üniversitelerde Erdoğanların hükümetleri,
YÖK yönetimleri sayesinde türban mağduru
sahnesi silikleşmişken hukuk ayaklar altına fiilen
alınmışken.. öğrenci kitlesinin karşısına yine
türban edebiyatı, mağduriyeti ajitasyonu ile
çıkıyor..
Tabii ki yüzde 80-90’ı ile artık AKP’nin,
cemaatlerin, siyasal İslamın yönlendirmesinde
medya ile de yetinilmiyor, aykırı her sesin
yıldırılması, sindirilmesi icraatları, baskıları,
tehditleri birbirini izliyor.. Ayrıntısına girmeden
cephenin dayatmaları doğrultusunda gündem
izleyen medyamızda, en son türbanın tartışılması
biçimlerine dikkatinizi çekmek isterim.. 2002
sonrası yıllarda kamu hizmetlerinden
yararlanamayan öğrenciler, askeri alanlarda
çocuklarının diploma törenlerini izlemek isteyen
anneler, respesiyonlara katılamıyan eşler..
ekseninde işlenen mağduriyet edebiyatlarının
geçerliliği çoktan rafa kalktı.. Türbancılara
özgürlük cephesi, hizmetten yararlanma hakları
ile sınırlı kalmamak için bu türden örnekleri
ağızlarına bile almamayı seçiyor. Şimdilerde
kamu hizmeti verenler için, kamu alanlarında,
resmi görevlerde türban özgürlüğü gündemde..
Devletin inançlar karşısında bağımsız kalması
zorunlu laiklik ilkesi hedeften vurulmuş olarak
türban özgürlüğü savaşımı veriliyor..
soner@cumhuriyet.com.tr
KİK Başkanõ: Bugüne kadarki ihalelerle zaman kaybettik. Burada risk var mõ, var. Şimdiki sistemle ilerleyemeyiz
Yolsuzluğa davetiye
ANKARA (AA) - Kamu İhale Ka-
nunu yeniden değiştiriliyor ve 50 bin
liraya kadar olan mal ve hizmet alõm-
larõ ile yapõm işleri, ihale süreci dõşõ-
na çõkarõlõyor. Kamu İhale Kurumu
(KİK) Başkanõ Hasan Gül, Kamu İha-
le Yasa Taslağõ’nda öngörülen es-
nekliklere ilişkin, “Burada risk var
mı, var. Ama sonuçta işlem yapan
insanlara güven esasına dayanma-
yan bir sistemle de bir yere gide-
mezsiniz. Biz şu ana kadar hep kü-
çük küçük şeylerle çok uğraşmışız.
Bundan sonra büyük alımlara da-
ha fazla yoğunlaşacağız” dedi.
Bazõ hizmetlerin açõk ihale yerine
pazarlõk usulüyle karşõlanmasõnõ ön-
gören yeni düzenlemede, ihalelerin
yabancõlara açõlma sõnõrõ olan ‘eşik de-
ğerler’ düşürülüyor, istisnalarõn bir
bölümünün 2014 sonuna, bir bölü-
münün de tam üyelikten 6 ay öncesine
kadar devamõ öngörülüyor. Avrupa
Birliği’ne uyum sürecinde sõk sõk
değiştirilen Kamu İhale Yasasõ’nõn bir
kez daha değişimi gündeme geliyor.
‘Kamu İhale ve Kamu İhale Söz-
leşmeleri Kanunlarında Değişik-
lik Yapılması Hakkında Kanun
Taslağı’nda şu değişikliklerin yapõl-
masõ düşünülüyor:
Yaklaşõk maliyeti 50 bin lirayõ aş-
mayan mal, hizmet alõmõ ve yapõm iş-
leri ile temsili ağõrlama faaliyetleri kap-
samõnda yapõlacak konaklama, seya-
hat ve iaşeye ilişkin alõmlar, ihale ko-
misyonu kurma, yeterlilik kurallarõnõ
arama, teminat alma ve sözleşme
yapma zorunluluğu bulunmaksõzõn
piyasada fiyat araştõrmasõ yapõlarak te-
min edilecek.
Yaklaşõk maliyeti 50 bin-100 bin
lira arasõndaki mamul mal veya hiz-
met alõmlarõ ile 50 bin-1 milyon lira
arasõndaki yapõm işlerinde ise en az 3
istekli davet edilerek, yeterlik belge-
lerini ve fiyat tekliflerini birlikte ver-
meleri istenecek.
Bazõ hizmet alõmlarõnda açõk
ihale yerine pazarlõk usulü esas olacak.
Bu hizmet alõmlarõ taslakta “konak-
lama ve yemek, raylı taşımacılık, su-
da taşımacılık, destekleyici ve yar-
dımcı taşıma hizmetleri, hukuki
hizmetler, personel yerleştirme ve
temin etme hizmetleri, zırhlı oto hiz-
metleri hariç olmak üzere soruş-
turma ve güvenlik hizmetleri, eğitim
ve meslek eğitimi hizmetleri, sağlık
ve sosyal hizmetler, eğlence, kültür
ve spora ilişkin hizmetler ve diğer
hizmetler” şeklinde sõralandõ.
Rekabetçi müzakere, yeni ihale
yöntemi olarak uygulamaya girecek.
AB’nin karşõ çõktõğõ yerli istek-
li lehine uygulanabilen yüzde 15 fiyat
avantajõ da 1 Ocak 2015’den itibaren
yüzde 10 olarak uygulanacak. Fiyat
avantajõndaki bu oran, Türkiye’nin
AB’ye tam üyeliğinden 6 ay öncesi-
ne kadar geçerli olacak.
Geçici madde uyarõnca 2014 so-
nuna kadar yürürlükte kalacak istis-
nalardan bazõlarõ şöyle: Et ve Balõk
Kurumu Genel Müdürlüğü’nün et ve
et ürünleri için yapõlacak alõmlarõ.
Konut Edindirme Yardõmõ Hak Sa-
hiplerine Ödeme Yapõlmasõna Dair
Kanun uyarõnca yardõm tutarlarõnõn
yer aldõğõ listelerle ilgili veri hazõr-
lama ve kontrol işlemlerine yönelik
hizmet alõmlarõ. Vakõf kültür var-
lõklarõnõn onarõm, restorasyon ve çev-
re düzenlemesine ilişkin mal ve hiz-
met alõmlarõ.”
Kamuda 50 bin lirayõ aşmayan mal ve hizmet alõmlarõ ile yapõm işleri, sadece piyasada fiyat
araştõrmasõ yapõlarak karşõlanacak. Bu durum ihalenin yandaşlara verilmesi ve yolsuzluklara
davetiye olarak değerlendiriliyor
Pizza Hut Delivery
Türkiye’de
Ekonomi Sevrisi - Süzer
Grubu iştiraklerinden Tur-
kent, Pizza Hut ve Ken-
tucky Fried Chicken
(KFC) markalarõna, yeni
markasõ Pizza Hut Deli-
very’yi ekledi.
Süzer Grubu İcra Kurulu
Başkan Yardõmcõsõ ve
Turkent Genel Müdürü
Serhan Süzer, “2011 so-
nuna kadar İstanbul ve
Marmara bölgesi ağır-
lıklı olmak üzere 45 şube
hedefliyoruz. Bu yatırı-
mın toplam miktarı yak-
laşık 15 milyon dolar.
Sağlayacağı is-
tihdam
ise 1000 kişiye yakın. İlk
şubemizi 18 Ekim’de
Maslak’ta, ikinci şubeyi
ise 28 Ekim’de Kava-
cık’ta açacağız. Bu şube-
lerimizi hayata geçirmek
için 1 milyon dolar yatı-
rımla ilk fabrikamızı da
Sultanbeyli’de kurduk.
Artık önümüzdeki her
türlü rakamı yukarı çe-
kiyoruz. Restoran, çalı-
şan, ürün,
kampan-
ya,
hepsi-
ni” diye
konuştu.
Turkcell yeni dönemde
müşteriye odaklanacak
Ekonomi Sevrisi - Turkcell Teknoloji, Ar-Ge
çalõşmalarõnda 3 milyon saate ulaştõ. Turkcell Ge-
nel Müdürü Süreyya Ciliv, Türkiye’de teknoloji
alanõnda alõnan tüm patentlerin yüzde 53’ünün
Turkcell Teknoloji’ye ait olduğunu ve üç yõlda
31 patent sayõsõna ulaştõklarõnõ söyledi.
Gebze’deki Turkcell Teknoloji Merkezi’nde
gerçekleştirilen basõn toplantõsõnda konuşan Ci-
liv, Turkcell’in önümüzdeki dönemdeki strate-
jisinin, müşterileriye daha fazla odaklanmak
olacağõnõ belirterek “Onları daha iyi tanımak,
yaşam tarzlarını ve ihtiyaçlarını daha iyi an-
lamaktır. Bundan sonra işimiz onların ihti-
yaçlarını karşılayacak gerçek bir çözüm oluş-
turmaktır ve hedefimiz rakiplerimize karşı, di-
ğer alternatiflere karşı müşterilerimiz için en
fazla değeri yaratmaktır” diye konuştu.
Turkcell Teknoloji’nin daha çok yazõlõm ala-
nõnda çalõşmalar yaptõğõna işaret ederek yazõlõ-
mõn mobil iletişim içinde çok önemli bir katma
değer olduğunu düşündüklerini belirtti. Ci-
liv, “Teknoloji alanındaki bilgi birikimini
ülkemizde üretip geliştirerek dışa ba-
ğımlılığı asgariye indirgiyoruz” dedi.
Turkcell’i yalnõzca bir GSM operatörü
olarak değil bir iletişim ve teknoloji şir-
keti olarak tanõmladõklarõnõn altõnõ çizen
Ciliv, bugüne dek 622 proje ve 5 Av-
rupa Birliği projesi ürettiklerini ak-
tardõ. 200’ü aşkõn iş ortağõyla ge-
liştirdikleri yazõlõmlarõn odağõnda
müşterinin olduğunu dile getiren
Ciliv, “2009’da kendi alanı-
mızda Türkiye’de alınan
tüm patentlerin yüzde 53’ü
Turkcell Teknoloji’ye ait ve
3 yılda patent sayımız 31’e
ulaştı” diye konuştu. Ciliv,
Türkiye’de, Turkcell’in 34 mil-
yona yaklaşan kullanõcõsõ ile
açõk fark ile bir numara Avru-
pa’daki 3. en büyük operatör oldukla-
rõnõ sözlerine ekledi.
Süreyya Ciliv önümüzdeki süreçte
müşteriye daha yakõn olacaklarõnõ
belirterek “Bundan sonra işimiz
onlarõn ihtiyaçlarõnõ karşõlayacak
gerçek bir çözüm oluşturmaktõr” dedi.
Yılmaz: Kur
savaşı herkesi
yaralar
Ekonomi Servisi - Merkez Ban-
kasõ Başkanõ Durmuş Yılmaz,“Bü-
tün ülkeler ellerindeki paraların
değerlenmemesi için tedbirler al-
maya çalışıyor, deniliyor. Eğer
herkes bu tedbirleri alırsa, reka-
betsel olarak parasının değerlen-
memesi için çalışırsa, bunun so-
nucu ticaret savaşıdır” dedi.
Kolay olmayacak
Dün sona eren Global Ekonomi
Sempozyumu’na ilişkin basõn top-
lantõsõnda tartõşõlan konular hakkõn-
da bilgi veren Yõlmaz, herkesin pa-
rasõnõn değerlenmemesi için çalõş-
masõ halinde bütün ülkelerin bun-
dan zarar göreceğini vurgulayarak,
“Dolayısıyla burada da uluslar-
arası koordinasyona ihtiyaç var.
Fakat bunu yapmak o kadar ko-
lay değil. Uluslararası Ödemeler
Bankası nezdinde yapılan toplan-
tılar, finansal istikrar kurumu ta-
rafından yapılan toplantılar ve
G20’de yapılan toplantılarda sü-
rekli bu konu gündemde. Dolayı-
sıyla herkesin zihninde, bu tür
davranışların bir ticaret aracına
dönüşmemesi gerektiği konusun-
da dünya kamuoyu hemfikir. An-
cak bunu harekete geçirmek ve
herkes tarafından kabul edilebilir
noktaya getirmek, var olan den-
gesizlikleri daha adil bir duruma
getirmek o kadar kolay olmaya-
cak. Uluslararası camia bu soru-
nun farkında” diye konuştu.
Yõlmaz, ekonomik krizin ahlaki
boyutuna ilişkin bir soru üzerine de,
“Şunu bir kenara yazalım ve hiç
unutmayalım; krizler olacaktır.
Bize düşen görev, bunun etkisini
mümkün olduğu kadar azaltmak,
tahribatını minimuma indirmek-
tir diye düşünüyorum” dedi.
ŞEHRİBAN KIRAÇ
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’õn çocuklarõ
ticarete hõzlõ başladõ.
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’õn küçük kõzõ
Sümeyye Erdoğan da
ticarete girdi. Sümeyye
Erdoğan 90 bin TL
sermaye ile Doruk Izgara
Gõda Ticaret Limited
Şirketi’ne ortak oldu.
Merkezi İstanbul
Sultangazi’de bulunan
ve geçen yõl kurulan
şirketin sermayesi 300
bin TL. Şirketin ortaklarõ
arasõnda Başbakan’õn
küçük oğlu Necmeddin
Bilal Erdoğan da
bulunuyor. Şirkette en
fazla sermayeye sahip
olan Bilal Erdoğan’õn
120 bin TL sermayesi ve
yüzde 40 hissesi var.
Sümeyye’nin de
ortaklõğõ ile birlikte
Erdoğan kardeşlerin
şirketteki toplam hissesi
yüzde 70’e çõktõ. Şirket
sözleşmesine göre, amaç
ve faaliyet konularõ
oldukça geniş bir
yelpazeyi kapsõyor.
Şirket başta gõda sektörü
olmak üzere, fõrõncõlõktan
tabldot yemeğe; otel,
bar, cafe ve lokanta
işletmekten kahvehane
ve çay bahçesi açmaya;
kuruyemişçilikten
aktarlõğa kadar bir dizi
ekonomik faaliyet
gösterebilecek.
Bu alanlarda toptan-
perakende satõş, kiralama
ve işletmecilik
yapabilecek. Doruk
Izgara’nõn diğer ortaklarõ
Ali Bahadır Yeşil 30
bin TL ve Mustafa
Esenkal 60 bin TL
sermayeye sahip.
Amerika’da Indiana
Üniversitesi’nde
sosyoloji ve siyaset
eğitimi alan Sümeyye
Erdoğan, Londara’da da
ekonomi üzerine yüksek
lisans yaptõ. Geçen
temmuz ayõndan itibaren
de AKP’nin dõş ilişkileri
ile dünya basõnõndaki
yansõmalarõnõ takipten
sorumlu olarak çalõşõyor.
Dikkat bu e-postayı sakın açmayın
Basel II’nin yol haritası belirsiz
Ekonomi Sevrisi - Türk bankacõlõk sektöründe,
son altõ aylõk dönemde Basel II uygulamasõnda
en olumlu olarak değerlendirilen gelişme dü-
zenleme taslaklarõnõn yayõmlanarak görüşe açõl-
masõ olurken en olumsuz olarak değerlendirilen
gelişme ise Basel II’ye geçiş süreci ve yol ha-
ritasõnõn belli olmamasõ oldu.
BBDK, Bankacõlõk Sektörü Basel II İlerleme
Raporu -Ekim 2010 sayõsõnõ yayõmladõ. CRD ve
Basel II taslaklarõnõn Nisan 2010 itibarõyla sek-
törün ve kamuoyunun görüşlerine sunulduğuna
dikkat çekilen raporda, taslaklara ilişkin olarak
iletilen görüşlerin değerlendirilmesi sürecinin ha-
len devam ettiğine dikkat çekildi.
Başbakan Erdoğan’ın
çocukları Bilal ve Sü-
meyye Erdoğan gıda
işinde ortak oldu.
Ekonomi Servisi - Türkiye Bankalarõ Birliği
(TBB), dolandõrõcõlõk amacõyla birliğin adõ kul-
lanõlarak banka müşterilerine gönderilen e-postalar
konusunda uyarõda bulundu.
TBB, banka müşterilerine gönderilen dolandõ-
rõcõlõk amaçlõ e-posta mesajlarõ hakkõnda yazõlõ
açõklama yaptõ. TBB’nin adõnõ kullanarak banka
müşterilerine gönderilen bir e-posta mesajõnda, kre-
di kartõ borcunu öğrenmek amacõyla e-posta me-
sajõ içerisindeki linke tõklanarak kredi kartõ, son
kullanma tarihi, güvenlik kodu, şifre vb. bilgile-
rin girilmesinin talep edildiğine dikkat çekilen açõk-
lamada, “Amacı dolandırıcılık olan söz konu-
su e-posta ve içerisinde belirtilen link ile Tür-
kiye Bankalar Birliği’nin ve bankaların bir il-
gisi bulunmamaktadır” denildi.
Açõklamada, bu tip sahte e-postalarda yer alan
linklerin açõlmamasõ, talep edilen bilgilerin ke-
sinlikle doldurulmamasõ uyarõsõna yer verilerek,
kredi kartõ bilgilerinin ve kişisel bilgilerin elde edil-
mesine yönelik olarak gönderilen bu tür kötü ni-
yet içeren mesajlara itibar edilmemesinin, olasõ do-
landõrõcõlõk eylemlerine maruz kalõnmamasõ için
büyük önem taşõdõğõ vurgulandõ.
Süreyya
Ciliv
Kızı da ticarete girdi