Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
30 EYLÜL 2010 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA
EMEK 7emek@cumhuriyet.com.tr
Cemaat sendikalarõna
tüm kapõlar açõlõyor
Anayasa değişikli-
ği paketinde yer alan
sendikal düzenleme-
lerin güdümlü sendi-
kalaşmayõ hõzlandõra-
cağõ belirtiliyor.
Anayasa değişikliği
referandumu öncesinde
ve sonrasõnda çalõşma yaşamõyla ilgi-
li değiştirilmek istenen maddelerin
nasõl sonuçlara yol açacağõ tartõşma-
sõnda, artõk güdümlü bir sendikacõlõğõn
ağõrlõk kazanacağõ görüşü belirtiliyor.
Söz konusu “Referandum, çalışma
yaşamında ve sendikal harekette
nasıl sonuçlar doğuracak ve bunla-
rın etkilerinin azaltılması nasıl müm-
kün olur” tartõşmasõna akademisyen-
lerin ve bazõ sendika başkanlarõnõn ver-
diği yanõtlar bugün ve haftaya sayfa-
da yer alacak.
Ancak yandaki sütunlarda yer al-
mayan fakat bizzat sahada sendikal
faaliyet yürüten bazõ uzmanlarõn dik-
kat çektiği noktalarõ da kõsaca aktar-
mak istedik.
Sendikal harekette en fazla sorun ya-
ratacak nokta, hemen herkesin hemfi-
kir olduğu, artõk güdümlü bir sendi-
kacõlõğõn ağõr basacağõ.
Her ne kadar yapõlan değişiklikler
birden çok sendikaya üye olmakla il-
gili olan- bir çoğulculuk getiriyor gi-
bi görünse de bunun nasõl uygulana-
cağõ, toplusözleşmeyi hangi sendika-
nõn yapacağõ gibi düzenlemeler ol-
maksõzõn, bunun büyük sõkõntõ getire-
ceği gün gibi ortada.
Hele “ya işsizlik ya Hak-İş” slo-
ganlarõnõn atõldõğõ, bizzat belediyeler,
kurumlar aracõlõğõ ile sendika değiş-
tirmeye zorlanõlan bir ülkede, artõk ha-
yatõn her alanõnda varlõğõnõn hissedil-
diği ileri sürülen cemaat sendikalarõ-
nõn yolunun açõldõğõ da dile getirilen
endişelerden. Hatta pek çok örgütlü iş-
yerinde söz konusu tartõşmalarõn baş-
ladõğõ, “Niçin kendi sendikamız ol-
masın?” yollu konuşmalar duyulma-
ya başlandõğõ da dile getiriliyor.
Özellikle son yõllarda başta gõda olmak üzere,
hizmet ve tekstil sektörlerinde yaşanan sendika
değiştirme zorlamalarõnõn yeni bir boyut
kazanacağõ, artõk doğrudan etnik ve dini
sendikalarõn kurulabileceği ileri sürülüyor.
REFERANDUM NE GET RD ?
Anayasa deği-
şiklikleri içinde
yer alan sendikal
haklarla ilgili dü-
zenlemeler, Ulus-
lararasõ Çalõşma
Örgütü (ILO) sözleş-
melerinin ve İnsan Hak-
larõ Avrupa Mahkemesi (İHAM) karar-
larõnõn gereklerini karşõlamaktan ol-
dukça uzak olmanõn ötesinde, özellikle ka-
mu çalõşanlarõna getirilen örtülü grev ya-
sağõ nedeniyle bu sözleşme ve kararlarõ
açõkça ihlal eder nitelikte.
51. maddede yer alan “Aynõ zamanda
ve aynõ iş kolunda birden fazla sendika-
ya üye olunamaz” hükmünün anayasa-
dan çõkarõlmasõ, ILO’nun sendika öz-
gürlüğü ve sendikalaşma hakkõnõn ko-
runmasõna ilişkin 87 sayõlõ sözleşmesine
uygun olmakla birlikte, mevcut toplu-
sözleşme yetki prosedürü değişmeden, re-
ferandum yasalaşmadan ve sendikal gü-
venceler arttõrõlmadan bu değişiklik gös-
termelik kalacak, kargaşa yaratmaktan
öte sonuç doğurmayacak ve güdümlü sen-
dikacõlõğõ besleyecek.
53. maddede yapõlan değişiklik ile
memurlara grevsiz “toplusözleşme” hak-
kõ tanõndõ. Bu değişiklik “Memurlara top-
lusözleşme hakkõ verildi” yanõlsamasõna
yol açõyor. Oysa değişiklik, grev hak-
kõndan yoksun zorunlu tahkimle sonuç-
lanan örtülü bir grev yasağõ rejimi an-
lamõna geliyor. Değişiklik bu haliyle
“grev yasak” demenin bir diğer şekilde
ifadesinden başka bir şey değil. İHAM ve
ILO’ya göre sendikal haklar bölünmez bir
bütündür ve grev hakkõ olmaksõzõn sen-
dika ve toplusözleşme hakkõ özünden
yoksundur.
Uyuşmazlõk durumunda Kamu Gö-
revlileri Hakem Kurulu’nun (KGHK)
kararlarõ kesin hüküm taşõyacak ve 53.
maddenin eski halinde olmayan zorunlu
tahkim (örtülü grev yasağõ) söz konusu
olacak. Yapõsõ yasayla belirlenecek olan
KGHK’de kamu işvereninin ağõrlõkta
olacağõ neredeyse kesin gibidir. Eski sis-
temde Bakanlar Kurulu’nun eylem ve iş-
lemleri yargõ denetimine açõk iken KGHK
kararlarõ “kesin” ve “toplusözleşme
hükmünde” olduğundan yargõ denetimine
kapalõ olacaktõr. Değişiklik ile memur-
larõn grev hakkõ ortadan kaldõrõlmõş ol-
maktadõr. Tüm memurlarõn grev hak-
kõndan yoksun bõrakõlmasõ ILO sözleş-
meleri ve İHAM kararlarõna açõkça ay-
kõrõlõk taşõyor.
“Siyasi amaçlõ grev ve lokavt, daya-
nõşma grev ve lokavtõ, genel grev ve lo-
kavt, işyeri işgali, işi yavaşlatma, verim
düşürme ve diğer direnişler yapõlamaz”
ifadelerini içeren 54. madde 7. fõkranõn
kaldõrõlmasõ, bu grev ve direnişlerin hak
haline geldiği yanõlsamasõnõ yarattõ. Bu
yasaklarõn anayasa metninden çõkarõlmasõ
olumlu olmakla birlikte, maddenin de-
ğişmeyen diğer fõkralarõ nedeniyle grev
yasaklarõnõn özü korunuyor. Birinci fõk-
ra grev hakkõnõ (ILO sözleşmelerine ay-
kõrõ biçimde) son derece dar tanõmlamakta
ve “toplu iş sözleşmesinin yapõlmasõ sõ-
rasõnda, uyuşmazlõk çõkmasõ halinde” iş-
çilere menfaat grevi hakkõ veriyor.
Yrd. Doç. Dr. Aziz Çelik
Kocaeli Üniversitesi İİBF Çalõşma
Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü
1982 Anayasasõ’nõn “tepkici ve ay-
rõntõcõ” yaklaşõmõnõn ürünleri olan ku-
rallardan beşi yürürlükten kaldõrõldõ ve
memurlarõn sözüm ona “toplusözleşme
hakkõ”yla ilgili üç yeni fõkra ile bir
cümle eklendi. Yürürlükten kaldõrõlan ku-
rallar, 1982’den beri dokunulamayan-
lardõ. Bunlardan, yasaklanan kimi grev
ve eylemlere ilişkin olan fõkra ile çok tar-
tõşõlan ve yanõltõcõ yaklaşõmlarla açõkla-
nan “toplusözleşme”ye değineceğim.
Sanõlmasõn ki kaldõrõlan fõkralarla
anayasadaki ayrõntõcõ kurallar bitmiştir.
En önemli örnek, grev ertelemesinde hak
gaspõna eşdeğer bir düzenlemeyle
Yüksek Hakem Kurulu’nu (YHK)
kesin yetkiyle donatan fõkraya
dokunulamamõş olmasõ. Üs-
telik buna, bir başka benze-
ri eklenmiştir: “Kamu Gö-
revlileri Hakem Kurulu”
(KGHK). Anayasal ve yasal
adõ budur, ama aslõnda
“Memurlarõn Yüksek Ha-
kem Kurulu” olacaktõr. Artõk
KGHK de, YHK kadar ayrõntõ-
lõ olmasa da, bir anayasal kurum-
dur. Adõnda “Yüksek” geçmemesi ya-
nõltõcõdõr ve özünde grev yasağõ rejim-
lerinde uyuşmazlõğõ çözmek için başvu-
rulan bir “zorunlu hakem” organõ ola-
caktõr. Greve başvurmaksõzõn uyuşmaz-
lõğõ “toplu iş sözleşmesi” (TİS) yerine ge-
çen kesin bir kararla çözen bir organ baş-
ka türlü tanõmlanamaz. Bunun, 1936’da
“işçiler” için İş Yasasõ’nda yapõlan dü-
zenlemeden hiçbir farkõ yoktur. Yapõsõ
yasayla düzenlenecektir, ama bu, sen-
dikalarõn umduğu gibi olmayacaktõr.
YHK’de ya da Asgari Ücret Komisyo-
nu’nda olduğu gibi, biçimsel olarak
“üçlü yapõ” ilkesine uygun bir düzenle-
me yapõlabilir. Ama bu yapõda, kamu iş-
vereni ve kamu işveren sendikalarõ ço-
ğunlukta olacaktõr.
Fõkralardan bazõlarõnõn yürürlükten
kaldõrõlmõş olmasõ, yasadaki yasaklarõn
ve yaptõrõmlarõn kendiliğinden geçersiz
olmasõ sonucunu doğurmaz. Özellikle,
“Siyasi amaçlõ grev ve lokavt, dayanõş-
ma grev ve lokavtõ, genel grev ve lokavt,
işyeri işgali, işi yavaşlatma, verim dü-
şürme ve diğer direnişler yapõlamaz” di-
yen fõkranõn yürürlükten kaldõrõlmasõy-
la, tüm bu grev ve eylemlerin önünün
açõldõğõ ileri sürülemez.
54. maddenin 7. fõkrasõnõn yürürlükten
kaldõrõlmasõna karşõn açõk bir siyasal tu-
tarsõzlõk olsa da yasa koyucu(lar) bu ya-
sağõ koruyabilir. 2822’nin “yasadõşõ” ey-
lem saydõğõ bu grev ve eylemler için ön-
gördüğü yaptõrõmlar (m. 72/4) yasadan
çõkarõlabilir, çõkarõlmalõdõr. Ne var ki
“yasal grev”, anayasaya göre ancak “bir
toplu iş sözleşmesinin yapõlmasõ sõrasõnda
uyuşmazlõk çõkmasõ” durumunda yapõ-
labilir. Bu uyuşmazlõklar, “çõkar uyuş-
mazlõklarõ” ya da “ekonomik uyuş-
mazlõklarõ”dõr. Söz konusu olan,
anayasal bir grev kõsõtlama-
sõdõr. TİS yetkisi elde ede-
meyen hiçbir sendika “ya-
sal” grev yapamaz. Bu,
anayasa paketinin dokun-
madõğõ 54. maddenin 1.
fõkrasõnõn gereğidir! Bu ne-
denledir ki 7. fõkranõn yü-
rürlükten kaldõrõlmasõyla, si-
yasal amaçlõ grev, genel grev ve
dayanõşma grevi ne anayasal ne de
yasal hale gelir. Bu toplu eylemlerin hiç-
biri toplu iş sözleşmesi yapõlmasõ sõra-
sõnda çõkan uyuşmazlõklar nedeniyle ya-
põlamaz.
Kaldõ ki 53. maddenin 1. fõkrasõnõ da
unutmamak gerekir. Bu fõkrada TİS hak-
kõ “işçilere ve işverenlere, karşõlõklõ ola-
rak ekonomik ve sosyal durumlarõnõ ve
çalõşma şartlarõnõ düzenlemek amacõyla”
tanõnmõştõr. Bu anayasal düzenleme de,
ne siyasal ve genel grevlere, ne daya-
nõşma grevlerine ne de öteki eylemlere
başvurulmasõna olanak verir.
Değişiklik paketine 53. ve 54. mad-
delerden ustalõkla seçilip eklenen “bon
bon” fõkralarõn kaldõrõlmasõnõn özgür
sendikacõlõk ve gönüllü toplu pazarlõk
haklarõna etkisi son derece sõnõrlõ kala-
caktõr. Ne işçiler ne de kamu görevlile-
ri için ulusal üstü insan haklarõ sözleş-
melerinin güvencesindeki sendikal hak-
lardan söz edilebilir. 2821, 2822 ve
4688 sayõlõ yasalardaki temel sorunlar ve
aykõrõlõklar sürüp gidecektir.
Prof. Dr. Mesut GÜLMEZ
Memurun Yüksek Hâkem
Kurulu anayasallaştı
Referandumla birlikte, sendikal yaşa-
mõ ilgilendiren 51 maddeyle birden faz-
la sendikaya üye olma şartõ ortadan
kalktõ. Yani aynõ işyerinde birden çok sen-
dikanõn faaliyet gösterebileceği yönündeki
bu durum beraberinde yeni sendikalarõn
kurulmasõnõ özellikle, yerel bölgesel, et-
nik, siyasi ve inanç temelinde sendikala-
rõn kurulmasõnõ da beraberinde getirecek.
Böylelikle işyerlerinde işçiler arasõnda
ciddi bir sendikal tercih nediyle bölün-
müşlük, hatta rekabet ve çatõşmalarõ ge-
tirecek bir durum ortaya çõkacak. Dola-
yõsõyla sendikal hareketin daha da bö-
lünmüş küçülmüş, gücünü ve etkinliğni
daha da yitirmiş bir pozisyona düşeceğini
öngörüyorum. 2821 ve 2822 buna para-
lel olarak çõkarõlan yetkinin hangi sen-
dikada olacağõnõ belirleyen ya da toplu
iş sözleşmesini hangi sendikanõn yapa-
cağõnõ belirleyen dü-
zenlemelerde bu kay-
gõlarõ giderici önlem-
ler alõnmadõğõ takdirde sen-
dikal hareket gücünü ve etkinliğini yiti-
recek. Sendikal hareket yüzlerce parça-
ya bölünmüş bir yapõya doğru evrilecektir.
Bunlar da güçlü sendikal hareket için,
güçlü ve etkili bir işçi sõnõfõ hareketi için,
işçi sõnõfõnõn birliğinin sağlanmasõ açõ-
sõndan büyük handikaplar oluştaracak.
Bunun yanõ sõra grev yasaklarõ, genel,
siyasi, dayanõşma grevi gibi yasaklar
anayasadan çõkarõldõ. Ancak, bunlar
yasalardan çõkarõlmadõğõ sürece, ana-
yasada grevin sadece toplusözleşme
uyuşmazlõklarõnda yapõlacağõ hükmü
değişmediği sürece anlamõ olmayacak...
Mustafa ÖZTAŞKIN
Petrol-İş Sendikasõ Genel Başkanõ
Daha bölünmüş bir
hareket öngörüyorum
Anayasa değişikliklerinin
sendikal anlamı
Krizin faturasını
tek başına yüklenmeyi
istemeyen emekçiler
başta Brüksel ve
Madrid olmak üzere
pek çok kentte
protesto gösterileri
düzenledi. Brüksel ve
Madrid’in dışında
Atina, Lizbon,
Ljubljana, Porto,
Roma, Varşova ve
Vilna’da kalabalık
yürüyüşler oldu.
Zaman zaman
göstericilerle polis
arasında gerginlik ve
çatışmalar gözlendi.
Önümüzdeki günlerde
Bükreş, Paris, Prag ve
Sofya’da yeni
eylemler yapılması
öngörülüyor.
UĞUR HÜKÜM
PARİS – Avrupa emekçileri isyanda. Dün (29
Eylül) Brüksel’de Avrupa Sendikalar Konfede-
rasyonu’nun (ASK) çağrõsõyla toplanan yaklaşõk
100 bin ücretli, AB üyesi hükümetlerin dayattõğõ
kemer sõkma politikasõnõ protesto etti.
30 ayrõ ülkeden gelen eylemciler Avrupa Birli-
ği’nin başkentini inletirken, başta İspanya olmak
üzere çok sayõda ülkenin emekçileri de Avru-
pa’da hõzla yükselen sosyal adaletsizliğe karşõ
grev, işgal, yürüyüş gibi eylemler düzenlediler.
Avrupa İstatistik Kurumu Eurostat’õn 2008 ve-
rilerine göre AB üyesi ekonomileri şiddetle çar-
pan 2009 krizi öncesinde aktif nüfusun yüzde
6.7’si yani 16 milyon işsiz varmõş. Bu sayõ 2010
Temmuzu’nda 23 milyona yükselmiş. AB’de de
yüzde 10’u aşan işsizlik oranõ dünyanõn diğer ge-
lişmiş bölgelerinde de alõşõlagelmiş rakamlarõn
çok üstüne çõkmõş.
Katılım rekor düzeyde
İşsizlik sosyalist bir hükümete sahip İspan-
ya’da bile yüzde 20’ye vurmuş. Bu nedenle dün
genel greve giden İspanyollar İrlanda, Portekiz ve
Yunanistan ile Avrupa’nõn en zayõflayan üyeleri.
Öte yandan AB’ye kõsa bir süre önce katõlan Bul-
garistan, Letonya, Macaristan, Romanya gibi ül-
keler sözüm ona sosyal Avrupa’ya rağmen yok-
sulluk boyunduruğundan kurtulamõyor.
Krizin faturasõnõ emekçilere yüklemeye çalõşan
AB ve üyesi ülke yönetimlerine tepkiler yükseli-
yor. Dün milyonlarõn desteğinde ciddi bir genel
grev yaşayan İspanya’da grevciler arasõnda kamu
çalõşanlarõ 8 Haziran’daki katõlõmlarõnõn üstünde
rekor bir düzeye ulaştõ. Brüksel ve Madrid’in dõ-
şõnda Atina, Lizbon, Ljublijana, Porto, Roma,
Varşova ve Vilna’da kalabalõk yürüyüşler olmuş.
Önümüzdeki günlerde Bükreş, Paris, Prag ve
Sofya’da yeni eylemler yapõlmasõ öngörülüyor.
Avrupa basõnõnda söyleşileri yayõmlanan ASK
Genel Sekreteri John Monks, “İktidarı elinde
tutan liberal Avrupa, başı her sıkıştığında sos-
yal Avrupa’dan yemeye, kısmaya çalıştı” şek-
linde konuşuyor. Monks, sözlerini şöyle sürdürü-
yor: “Aynı çevreler Yunanistan’ın çöküşün-
den sonra krizin yükünü sadece ücretliler ve
tüketicilerden çıkartmaya çalışıyor. Elbette
1929-31 yıllarına dönülsün istemiyoruz. Ama
paralarını Monte Carlo, Jersey veya başka
vergi cennetlerine kaçıracaklarına geleceğe
yatırım yapmaları zorunlu. Avrupa gençler
için özel destek programları hazırlamalı, yeni-
lenebilir teknolojiler güçlendirilmeli, yeni sa-
nayi politikaları geliştirilmelidir. Avrupa ça-
pındaki mücadelemiz önümüzdeki gün ve haf-
talarda yeni boyutlar kazanacaktır.”
Polisle
çatışma
çıktı
SosyalAvrupaayakta
ASK’nin çağrısıyla bir araya gelen 30 ülkeden on bin-
lerce emekçi, Avrupa’nın başkentinde gösteri yaptı.
KOT TAŞLAMA ŞÇ S N N ZAFER
Haber Merkezi - İstanbul’da, sigortasõz çalõştõrõldõğõ kot taşlama
atölyesinde meslek hastalõğõ “silikozis”e yakalanan işçiye,
SGK’ye açtõğõ dava sonucunda sürekli iş göremezlik geliri
bağlandõ. Zonguldak’õn Çaycuma ilçesinden 1995’de gittiği
İstanbul’da Kadir ve Hacı Osman U’ya ait atölyede 17 ya-
şõndan itibaren kot taşlama (kumlama) işinde çalõşan Yılmaz
Dımbır (32), askerliği sõrasõnda ara verdiği işini 2004’e kadar
7 yõl sürdürdü. 2004’te “silikozis” teşhisi konulan Dõmbõr,
işinden ayrõlarak memleketine döndü. Hiçbir sosyal güvencesi
olmadõğõndan tedavisini sürdüremeyen Dõmbõr, sosyal güven-
cesiz çalõştõğõ yõllarõn sigortalõ sayõlmasõ için avukat Ali Os-
man Odabaş aracõlõğõyla Bakõrköy 2. İş Mahkemesi’ne
2005’te dava açtõ. Mahkeme heyeti, Dõmbõr’õn sosyal güven-
cesiz çalõştõğõ yõllarõn sigorta kapsamõna alõnmasõna karar ver-
di. Avukat Odabaş, SGK’nin 20 Ağustos 2010’da Dõmbõr’õn
kot taşlama işinde çalõşõrken yakalandõğõ meslek hastalõğõ ne-
deniyle çalõşma gücünün yüzde 59’nu kaybettiği gerekçesiyle
565 lira sürekli iş göremezlik geliri bağlanmasõna karar verdi-
ğini söyledi. Kot taşlama sektöründe ilk kez sigortasõz çalõştõ-
rõlan işçiye sosyal güvenlik yardõmõ verilmesinin kabul edildi-
ğini ifade eden Odabaş, “Dava emsal teşkil edecektir” dedi.
BES’TEN SINAV T RAZI
MUSTAFA ÇAKIR
ANKARA - Vergi dairesi müdür ve müdür yar-
dõmcõlõğõ sõnavlarõnda yazõlõ sõnavlarda başarõlõ
olan adaylarõn büyük bir bölümünün sözlü sõnav-
larda elenmesi tartõşma konusu oldu. Büro Emekçi-
leri Sendikasõ (BES) sözlü sõnavlarõn “kadrolaşma
aracı” olarak kullanõldõğõnõ belirtirken, şaibelerin
giderilmesini istedi. BES, Gelir İdaresi Başkanlõğõ
tarafõndan yapõlan sõnavlarõ mercek altõna aldõ.
Başkanlõğõn birbirine çok yakõn tarihlerde aynõ un-
vanlar için görevde yükselme sõnavõ yaptõğõna ve
açõlan sõnavlarda belirlenen kadro sayõsõnõn çok al-
tõnda atama yapõldõğõna işaret eden BES, 2009 yõ-
lõnda vergi dairesi müdür yardõmcõlõğõ sõnavõ yapõl-
dõğõnõ, yazõlõ sõnavõ kazanan personelden çok daha
azõnõn sözlü sõnavda başarõlõ sayõldõğõnõ bildirdi.
BES Genel Başkanõ Osman Biçer kanunlarla yapõ-
lan değişikliklerle yazõlõ sõnavõn yanõ sõra sözlü sõ-
nav şartõ da getirildiğini, ancak sözlü sõnavõn kayõt
altõna alõnmayacağõna hükmedildiğini belirtti.
TEKEL işçisi
4/C’ye mecbur
bırakıldı
Tekgıda-İş Genel Başka-
nı Mustafa Türkel, 1
Ekim tarihi itibarıyla
yaklaşık 8 bin civarında-
ki TEKEL işçisinin iş
kaybı tazminatlarının so-
na ereceğini belirterek,
işçilerin hem ücret ala-
mayacaklarını hem de
sosyal güvenlik hakla-
rından yararlanamaya-
caklarını ifade etti. Tür-
kel, “Biz var olan riske
karşı, bu mücadelede
TEKEL işçilerinin mağ-
dur olmaması için bir si-
gorta adımı atmaya ça-
lıştık ve dedik ki 4/C’ye
müracaat etmek zorun-
dayız” diye konuştu.