20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 30 EYLÜL 2010 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA EMEK [email protected] Cemaat sendikalarõna tüm kapõlar açõlõyor Anayasa değişikli- ği paketinde yer alan sendikal düzenleme- lerin güdümlü sendi- kalaşmayõ hõzlandõra- cağõ belirtiliyor. Anayasa değişikliği referandumu öncesinde ve sonrasõnda çalõşma yaşamõyla ilgi- li değiştirilmek istenen maddelerin nasõl sonuçlara yol açacağõ tartõşma- sõnda, artõk güdümlü bir sendikacõlõğõn ağõrlõk kazanacağõ görüşü belirtiliyor. Söz konusu “Referandum, çalışma yaşamında ve sendikal harekette nasıl sonuçlar doğuracak ve bunla- rın etkilerinin azaltılması nasıl müm- kün olur” tartõşmasõna akademisyen- lerin ve bazõ sendika başkanlarõnõn ver- diği yanõtlar bugün ve haftaya sayfa- da yer alacak. Ancak yandaki sütunlarda yer al- mayan fakat bizzat sahada sendikal faaliyet yürüten bazõ uzmanlarõn dik- kat çektiği noktalarõ da kõsaca aktar- mak istedik. Sendikal harekette en fazla sorun ya- ratacak nokta, hemen herkesin hemfi- kir olduğu, artõk güdümlü bir sendi- kacõlõğõn ağõr basacağõ. Her ne kadar yapõlan değişiklikler birden çok sendikaya üye olmakla il- gili olan- bir çoğulculuk getiriyor gi- bi görünse de bunun nasõl uygulana- cağõ, toplusözleşmeyi hangi sendika- nõn yapacağõ gibi düzenlemeler ol- maksõzõn, bunun büyük sõkõntõ getire- ceği gün gibi ortada. Hele “ya işsizlik ya Hak-İş” slo- ganlarõnõn atõldõğõ, bizzat belediyeler, kurumlar aracõlõğõ ile sendika değiş- tirmeye zorlanõlan bir ülkede, artõk ha- yatõn her alanõnda varlõğõnõn hissedil- diği ileri sürülen cemaat sendikalarõ- nõn yolunun açõldõğõ da dile getirilen endişelerden. Hatta pek çok örgütlü iş- yerinde söz konusu tartõşmalarõn baş- ladõğõ, “Niçin kendi sendikamız ol- masın?” yollu konuşmalar duyulma- ya başlandõğõ da dile getiriliyor. Özellikle son yõllarda başta gõda olmak üzere, hizmet ve tekstil sektörlerinde yaşanan sendika değiştirme zorlamalarõnõn yeni bir boyut kazanacağõ, artõk doğrudan etnik ve dini sendikalarõn kurulabileceği ileri sürülüyor. REFERANDUM NE GET RD ? Anayasa deği- şiklikleri içinde yer alan sendikal haklarla ilgili dü- zenlemeler, Ulus- lararasõ Çalõşma Örgütü (ILO) sözleş- melerinin ve İnsan Hak- larõ Avrupa Mahkemesi (İHAM) karar- larõnõn gereklerini karşõlamaktan ol- dukça uzak olmanõn ötesinde, özellikle ka- mu çalõşanlarõna getirilen örtülü grev ya- sağõ nedeniyle bu sözleşme ve kararlarõ açõkça ihlal eder nitelikte. 51. maddede yer alan “Aynõ zamanda ve aynõ iş kolunda birden fazla sendika- ya üye olunamaz” hükmünün anayasa- dan çõkarõlmasõ, ILO’nun sendika öz- gürlüğü ve sendikalaşma hakkõnõn ko- runmasõna ilişkin 87 sayõlõ sözleşmesine uygun olmakla birlikte, mevcut toplu- sözleşme yetki prosedürü değişmeden, re- ferandum yasalaşmadan ve sendikal gü- venceler arttõrõlmadan bu değişiklik gös- termelik kalacak, kargaşa yaratmaktan öte sonuç doğurmayacak ve güdümlü sen- dikacõlõğõ besleyecek. 53. maddede yapõlan değişiklik ile memurlara grevsiz “toplusözleşme” hak- kõ tanõndõ. Bu değişiklik “Memurlara top- lusözleşme hakkõ verildi” yanõlsamasõna yol açõyor. Oysa değişiklik, grev hak- kõndan yoksun zorunlu tahkimle sonuç- lanan örtülü bir grev yasağõ rejimi an- lamõna geliyor. Değişiklik bu haliyle “grev yasak” demenin bir diğer şekilde ifadesinden başka bir şey değil. İHAM ve ILO’ya göre sendikal haklar bölünmez bir bütündür ve grev hakkõ olmaksõzõn sen- dika ve toplusözleşme hakkõ özünden yoksundur. Uyuşmazlõk durumunda Kamu Gö- revlileri Hakem Kurulu’nun (KGHK) kararlarõ kesin hüküm taşõyacak ve 53. maddenin eski halinde olmayan zorunlu tahkim (örtülü grev yasağõ) söz konusu olacak. Yapõsõ yasayla belirlenecek olan KGHK’de kamu işvereninin ağõrlõkta olacağõ neredeyse kesin gibidir. Eski sis- temde Bakanlar Kurulu’nun eylem ve iş- lemleri yargõ denetimine açõk iken KGHK kararlarõ “kesin” ve “toplusözleşme hükmünde” olduğundan yargõ denetimine kapalõ olacaktõr. Değişiklik ile memur- larõn grev hakkõ ortadan kaldõrõlmõş ol- maktadõr. Tüm memurlarõn grev hak- kõndan yoksun bõrakõlmasõ ILO sözleş- meleri ve İHAM kararlarõna açõkça ay- kõrõlõk taşõyor. “Siyasi amaçlõ grev ve lokavt, daya- nõşma grev ve lokavtõ, genel grev ve lo- kavt, işyeri işgali, işi yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişler yapõlamaz” ifadelerini içeren 54. madde 7. fõkranõn kaldõrõlmasõ, bu grev ve direnişlerin hak haline geldiği yanõlsamasõnõ yarattõ. Bu yasaklarõn anayasa metninden çõkarõlmasõ olumlu olmakla birlikte, maddenin de- ğişmeyen diğer fõkralarõ nedeniyle grev yasaklarõnõn özü korunuyor. Birinci fõk- ra grev hakkõnõ (ILO sözleşmelerine ay- kõrõ biçimde) son derece dar tanõmlamakta ve “toplu iş sözleşmesinin yapõlmasõ sõ- rasõnda, uyuşmazlõk çõkmasõ halinde” iş- çilere menfaat grevi hakkõ veriyor. Yrd. Doç. Dr. Aziz Çelik Kocaeli Üniversitesi İİBF Çalõşma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü 1982 Anayasasõ’nõn “tepkici ve ay- rõntõcõ” yaklaşõmõnõn ürünleri olan ku- rallardan beşi yürürlükten kaldõrõldõ ve memurlarõn sözüm ona “toplusözleşme hakkõ”yla ilgili üç yeni fõkra ile bir cümle eklendi. Yürürlükten kaldõrõlan ku- rallar, 1982’den beri dokunulamayan- lardõ. Bunlardan, yasaklanan kimi grev ve eylemlere ilişkin olan fõkra ile çok tar- tõşõlan ve yanõltõcõ yaklaşõmlarla açõkla- nan “toplusözleşme”ye değineceğim. Sanõlmasõn ki kaldõrõlan fõkralarla anayasadaki ayrõntõcõ kurallar bitmiştir. En önemli örnek, grev ertelemesinde hak gaspõna eşdeğer bir düzenlemeyle Yüksek Hakem Kurulu’nu (YHK) kesin yetkiyle donatan fõkraya dokunulamamõş olmasõ. Üs- telik buna, bir başka benze- ri eklenmiştir: “Kamu Gö- revlileri Hakem Kurulu” (KGHK). Anayasal ve yasal adõ budur, ama aslõnda “Memurlarõn Yüksek Ha- kem Kurulu” olacaktõr. Artõk KGHK de, YHK kadar ayrõntõ- lõ olmasa da, bir anayasal kurum- dur. Adõnda “Yüksek” geçmemesi ya- nõltõcõdõr ve özünde grev yasağõ rejim- lerinde uyuşmazlõğõ çözmek için başvu- rulan bir “zorunlu hakem” organõ ola- caktõr. Greve başvurmaksõzõn uyuşmaz- lõğõ “toplu iş sözleşmesi” (TİS) yerine ge- çen kesin bir kararla çözen bir organ baş- ka türlü tanõmlanamaz. Bunun, 1936’da “işçiler” için İş Yasasõ’nda yapõlan dü- zenlemeden hiçbir farkõ yoktur. Yapõsõ yasayla düzenlenecektir, ama bu, sen- dikalarõn umduğu gibi olmayacaktõr. YHK’de ya da Asgari Ücret Komisyo- nu’nda olduğu gibi, biçimsel olarak “üçlü yapõ” ilkesine uygun bir düzenle- me yapõlabilir. Ama bu yapõda, kamu iş- vereni ve kamu işveren sendikalarõ ço- ğunlukta olacaktõr. Fõkralardan bazõlarõnõn yürürlükten kaldõrõlmõş olmasõ, yasadaki yasaklarõn ve yaptõrõmlarõn kendiliğinden geçersiz olmasõ sonucunu doğurmaz. Özellikle, “Siyasi amaçlõ grev ve lokavt, dayanõş- ma grev ve lokavtõ, genel grev ve lokavt, işyeri işgali, işi yavaşlatma, verim dü- şürme ve diğer direnişler yapõlamaz” di- yen fõkranõn yürürlükten kaldõrõlmasõy- la, tüm bu grev ve eylemlerin önünün açõldõğõ ileri sürülemez. 54. maddenin 7. fõkrasõnõn yürürlükten kaldõrõlmasõna karşõn açõk bir siyasal tu- tarsõzlõk olsa da yasa koyucu(lar) bu ya- sağõ koruyabilir. 2822’nin “yasadõşõ” ey- lem saydõğõ bu grev ve eylemler için ön- gördüğü yaptõrõmlar (m. 72/4) yasadan çõkarõlabilir, çõkarõlmalõdõr. Ne var ki “yasal grev”, anayasaya göre ancak “bir toplu iş sözleşmesinin yapõlmasõ sõrasõnda uyuşmazlõk çõkmasõ” durumunda yapõ- labilir. Bu uyuşmazlõklar, “çõkar uyuş- mazlõklarõ” ya da “ekonomik uyuş- mazlõklarõ”dõr. Söz konusu olan, anayasal bir grev kõsõtlama- sõdõr. TİS yetkisi elde ede- meyen hiçbir sendika “ya- sal” grev yapamaz. Bu, anayasa paketinin dokun- madõğõ 54. maddenin 1. fõkrasõnõn gereğidir! Bu ne- denledir ki 7. fõkranõn yü- rürlükten kaldõrõlmasõyla, si- yasal amaçlõ grev, genel grev ve dayanõşma grevi ne anayasal ne de yasal hale gelir. Bu toplu eylemlerin hiç- biri toplu iş sözleşmesi yapõlmasõ sõra- sõnda çõkan uyuşmazlõklar nedeniyle ya- põlamaz. Kaldõ ki 53. maddenin 1. fõkrasõnõ da unutmamak gerekir. Bu fõkrada TİS hak- kõ “işçilere ve işverenlere, karşõlõklõ ola- rak ekonomik ve sosyal durumlarõnõ ve çalõşma şartlarõnõ düzenlemek amacõyla” tanõnmõştõr. Bu anayasal düzenleme de, ne siyasal ve genel grevlere, ne daya- nõşma grevlerine ne de öteki eylemlere başvurulmasõna olanak verir. Değişiklik paketine 53. ve 54. mad- delerden ustalõkla seçilip eklenen “bon bon” fõkralarõn kaldõrõlmasõnõn özgür sendikacõlõk ve gönüllü toplu pazarlõk haklarõna etkisi son derece sõnõrlõ kala- caktõr. Ne işçiler ne de kamu görevlile- ri için ulusal üstü insan haklarõ sözleş- melerinin güvencesindeki sendikal hak- lardan söz edilebilir. 2821, 2822 ve 4688 sayõlõ yasalardaki temel sorunlar ve aykõrõlõklar sürüp gidecektir. Prof. Dr. Mesut GÜLMEZ Memurun Yüksek Hâkem Kurulu anayasallaştı Referandumla birlikte, sendikal yaşa- mõ ilgilendiren 51 maddeyle birden faz- la sendikaya üye olma şartõ ortadan kalktõ. Yani aynõ işyerinde birden çok sen- dikanõn faaliyet gösterebileceği yönündeki bu durum beraberinde yeni sendikalarõn kurulmasõnõ özellikle, yerel bölgesel, et- nik, siyasi ve inanç temelinde sendikala- rõn kurulmasõnõ da beraberinde getirecek. Böylelikle işyerlerinde işçiler arasõnda ciddi bir sendikal tercih nediyle bölün- müşlük, hatta rekabet ve çatõşmalarõ ge- tirecek bir durum ortaya çõkacak. Dola- yõsõyla sendikal hareketin daha da bö- lünmüş küçülmüş, gücünü ve etkinliğni daha da yitirmiş bir pozisyona düşeceğini öngörüyorum. 2821 ve 2822 buna para- lel olarak çõkarõlan yetkinin hangi sen- dikada olacağõnõ belirleyen ya da toplu iş sözleşmesini hangi sendikanõn yapa- cağõnõ belirleyen dü- zenlemelerde bu kay- gõlarõ giderici önlem- ler alõnmadõğõ takdirde sen- dikal hareket gücünü ve etkinliğini yiti- recek. Sendikal hareket yüzlerce parça- ya bölünmüş bir yapõya doğru evrilecektir. Bunlar da güçlü sendikal hareket için, güçlü ve etkili bir işçi sõnõfõ hareketi için, işçi sõnõfõnõn birliğinin sağlanmasõ açõ- sõndan büyük handikaplar oluştaracak. Bunun yanõ sõra grev yasaklarõ, genel, siyasi, dayanõşma grevi gibi yasaklar anayasadan çõkarõldõ. Ancak, bunlar yasalardan çõkarõlmadõğõ sürece, ana- yasada grevin sadece toplusözleşme uyuşmazlõklarõnda yapõlacağõ hükmü değişmediği sürece anlamõ olmayacak... Mustafa ÖZTAŞKIN Petrol-İş Sendikasõ Genel Başkanõ Daha bölünmüş bir hareket öngörüyorum Anayasa değişikliklerinin sendikal anlamı Krizin faturasını tek başına yüklenmeyi istemeyen emekçiler başta Brüksel ve Madrid olmak üzere pek çok kentte protesto gösterileri düzenledi. Brüksel ve Madrid’in dışında Atina, Lizbon, Ljubljana, Porto, Roma, Varşova ve Vilna’da kalabalık yürüyüşler oldu. Zaman zaman göstericilerle polis arasında gerginlik ve çatışmalar gözlendi. Önümüzdeki günlerde Bükreş, Paris, Prag ve Sofya’da yeni eylemler yapılması öngörülüyor. UĞUR HÜKÜM PARİS – Avrupa emekçileri isyanda. Dün (29 Eylül) Brüksel’de Avrupa Sendikalar Konfede- rasyonu’nun (ASK) çağrõsõyla toplanan yaklaşõk 100 bin ücretli, AB üyesi hükümetlerin dayattõğõ kemer sõkma politikasõnõ protesto etti. 30 ayrõ ülkeden gelen eylemciler Avrupa Birli- ği’nin başkentini inletirken, başta İspanya olmak üzere çok sayõda ülkenin emekçileri de Avru- pa’da hõzla yükselen sosyal adaletsizliğe karşõ grev, işgal, yürüyüş gibi eylemler düzenlediler. Avrupa İstatistik Kurumu Eurostat’õn 2008 ve- rilerine göre AB üyesi ekonomileri şiddetle çar- pan 2009 krizi öncesinde aktif nüfusun yüzde 6.7’si yani 16 milyon işsiz varmõş. Bu sayõ 2010 Temmuzu’nda 23 milyona yükselmiş. AB’de de yüzde 10’u aşan işsizlik oranõ dünyanõn diğer ge- lişmiş bölgelerinde de alõşõlagelmiş rakamlarõn çok üstüne çõkmõş. Katılım rekor düzeyde İşsizlik sosyalist bir hükümete sahip İspan- ya’da bile yüzde 20’ye vurmuş. Bu nedenle dün genel greve giden İspanyollar İrlanda, Portekiz ve Yunanistan ile Avrupa’nõn en zayõflayan üyeleri. Öte yandan AB’ye kõsa bir süre önce katõlan Bul- garistan, Letonya, Macaristan, Romanya gibi ül- keler sözüm ona sosyal Avrupa’ya rağmen yok- sulluk boyunduruğundan kurtulamõyor. Krizin faturasõnõ emekçilere yüklemeye çalõşan AB ve üyesi ülke yönetimlerine tepkiler yükseli- yor. Dün milyonlarõn desteğinde ciddi bir genel grev yaşayan İspanya’da grevciler arasõnda kamu çalõşanlarõ 8 Haziran’daki katõlõmlarõnõn üstünde rekor bir düzeye ulaştõ. Brüksel ve Madrid’in dõ- şõnda Atina, Lizbon, Ljublijana, Porto, Roma, Varşova ve Vilna’da kalabalõk yürüyüşler olmuş. Önümüzdeki günlerde Bükreş, Paris, Prag ve Sofya’da yeni eylemler yapõlmasõ öngörülüyor. Avrupa basõnõnda söyleşileri yayõmlanan ASK Genel Sekreteri John Monks, “İktidarı elinde tutan liberal Avrupa, başı her sıkıştığında sos- yal Avrupa’dan yemeye, kısmaya çalıştı” şek- linde konuşuyor. Monks, sözlerini şöyle sürdürü- yor: “Aynı çevreler Yunanistan’ın çöküşün- den sonra krizin yükünü sadece ücretliler ve tüketicilerden çıkartmaya çalışıyor. Elbette 1929-31 yıllarına dönülsün istemiyoruz. Ama paralarını Monte Carlo, Jersey veya başka vergi cennetlerine kaçıracaklarına geleceğe yatırım yapmaları zorunlu. Avrupa gençler için özel destek programları hazırlamalı, yeni- lenebilir teknolojiler güçlendirilmeli, yeni sa- nayi politikaları geliştirilmelidir. Avrupa ça- pındaki mücadelemiz önümüzdeki gün ve haf- talarda yeni boyutlar kazanacaktır.” Polisle çatışma çıktı SosyalAvrupaayakta ASK’nin çağrısıyla bir araya gelen 30 ülkeden on bin- lerce emekçi, Avrupa’nın başkentinde gösteri yaptı. KOT TAŞLAMA ŞÇ S N N ZAFER Haber Merkezi - İstanbul’da, sigortasõz çalõştõrõldõğõ kot taşlama atölyesinde meslek hastalõğõ “silikozis”e yakalanan işçiye, SGK’ye açtõğõ dava sonucunda sürekli iş göremezlik geliri bağlandõ. Zonguldak’õn Çaycuma ilçesinden 1995’de gittiği İstanbul’da Kadir ve Hacı Osman U’ya ait atölyede 17 ya- şõndan itibaren kot taşlama (kumlama) işinde çalõşan Yılmaz Dımbır (32), askerliği sõrasõnda ara verdiği işini 2004’e kadar 7 yõl sürdürdü. 2004’te “silikozis” teşhisi konulan Dõmbõr, işinden ayrõlarak memleketine döndü. Hiçbir sosyal güvencesi olmadõğõndan tedavisini sürdüremeyen Dõmbõr, sosyal güven- cesiz çalõştõğõ yõllarõn sigortalõ sayõlmasõ için avukat Ali Os- man Odabaş aracõlõğõyla Bakõrköy 2. İş Mahkemesi’ne 2005’te dava açtõ. Mahkeme heyeti, Dõmbõr’õn sosyal güven- cesiz çalõştõğõ yõllarõn sigorta kapsamõna alõnmasõna karar ver- di. Avukat Odabaş, SGK’nin 20 Ağustos 2010’da Dõmbõr’õn kot taşlama işinde çalõşõrken yakalandõğõ meslek hastalõğõ ne- deniyle çalõşma gücünün yüzde 59’nu kaybettiği gerekçesiyle 565 lira sürekli iş göremezlik geliri bağlanmasõna karar verdi- ğini söyledi. Kot taşlama sektöründe ilk kez sigortasõz çalõştõ- rõlan işçiye sosyal güvenlik yardõmõ verilmesinin kabul edildi- ğini ifade eden Odabaş, “Dava emsal teşkil edecektir” dedi. BES’TEN SINAV T RAZI MUSTAFA ÇAKIR ANKARA - Vergi dairesi müdür ve müdür yar- dõmcõlõğõ sõnavlarõnda yazõlõ sõnavlarda başarõlõ olan adaylarõn büyük bir bölümünün sözlü sõnav- larda elenmesi tartõşma konusu oldu. Büro Emekçi- leri Sendikasõ (BES) sözlü sõnavlarõn “kadrolaşma aracı” olarak kullanõldõğõnõ belirtirken, şaibelerin giderilmesini istedi. BES, Gelir İdaresi Başkanlõğõ tarafõndan yapõlan sõnavlarõ mercek altõna aldõ. Başkanlõğõn birbirine çok yakõn tarihlerde aynõ un- vanlar için görevde yükselme sõnavõ yaptõğõna ve açõlan sõnavlarda belirlenen kadro sayõsõnõn çok al- tõnda atama yapõldõğõna işaret eden BES, 2009 yõ- lõnda vergi dairesi müdür yardõmcõlõğõ sõnavõ yapõl- dõğõnõ, yazõlõ sõnavõ kazanan personelden çok daha azõnõn sözlü sõnavda başarõlõ sayõldõğõnõ bildirdi. BES Genel Başkanõ Osman Biçer kanunlarla yapõ- lan değişikliklerle yazõlõ sõnavõn yanõ sõra sözlü sõ- nav şartõ da getirildiğini, ancak sözlü sõnavõn kayõt altõna alõnmayacağõna hükmedildiğini belirtti. TEKEL işçisi 4/C’ye mecbur bırakıldı Tekgıda-İş Genel Başka- nı Mustafa Türkel, 1 Ekim tarihi itibarıyla yaklaşık 8 bin civarında- ki TEKEL işçisinin iş kaybı tazminatlarının so- na ereceğini belirterek, işçilerin hem ücret ala- mayacaklarını hem de sosyal güvenlik hakla- rından yararlanamaya- caklarını ifade etti. Tür- kel, “Biz var olan riske karşı, bu mücadelede TEKEL işçilerinin mağ- dur olmaması için bir si- gorta adımı atmaya ça- lıştık ve dedik ki 4/C’ye müracaat etmek zorun- dayız” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle