19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
16 ARALIK 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER BDP Genel Başkanı Demirtaş, devletin Kürtçe ile ilgili düzenleme yapmasını beklemeyeceklerini söyledi 9 HAYAL ve GERÇEK KÜRŞAT BAŞAR ‘İki dilli yaşam olacak’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet) BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bundan böyle devletin Kürtçe ile ilgili düzenleme yapmasını beklemeyeceklerini belirterek, yaşamın tüm alanlarında özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, iki dilli hayat olacağını açıkladı. Demirtaş, parti yöneticileri ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile birlikte, 10 Aralık İnsan Hakları Haftası etkinlikleri kapsamında, İHD Diyarbakır Şubesi’ni ziyaret etti. Bölgede yaşanan acılardan devleti sorumlu tutan Demirtaş, hükümet geçmişle yüzleşme konusunda samimi ise işe hakikatleri araştırma komisyonu oluşturarak ve geçmişle ilgili özür dileyerek başlayabileceğini belirtti. Demirtaş, “3 bin köy AKP hükümeti döneminde yakılmamış olabilir ama devlet adına özür dileyebilirsiniz. 17 bin faili meçhul cinayetten devlet sorumludur. Bunun için özür dileyebilirsiniz” dedi. Parti olarak insan hakları mücadelesine katkı sunacaklarını bildiren Demirtaş, Devlet Bakanı Bülent Arınç’ın Meclis’te Kürtçe konuşmasını olumlu bulduğunu kaydetti. ‘Arınç, eleştirmek yerine özür dilemeli’ Demirtaş şunları söyledi: “Bir Kürt’ün Türkiye’de Kürtçe konuşamaması, onun suçu değildir. 80 yıldır o Kürt’ü asimile eden sistemin kendi suçu ve utancıdır. Sayın Arınç, genel kurulda ‘BDP’liler ve Kürtler Kürtçe bilmiyor’ diye eleştireceğine bunun için özür dilemelidir. Kendisi bakandır ve devleti temsil etmektedir. Kendi ülkesinde asimilasyon politikası uygulandığı için özür dilemelidir ama bunu yapmak yerine Emine Hanım çok iyi Türkçe konuşuyormuş, Kürtçe bilmiyormuş, bunu da bir eleştiri konusuymuş gibi vermeye çalışıyor. Bu ülkede Türkçe için olimpiyatlar yapılacak ama Kürtçe sadece bir davetiyeye yazıldı diye büyükşehir belediye başkanı mahkeme ile belediye arasında mekik dokuyacak. Böyle bir aldatmaca olabilir mi?” dedi. Politikacıların Twitter Merakı Teknolojinin gelişmesiyle birlikte hepimizin çenesi mi düştü yoksa eskiden de bu kadar çok konuşur muyduk merak ediyorum? 50’li yıllarda bir derginin kapağında birbirinden şık genç kızlar ellerinde telefonla konuşuyorlar, kapak konusu da, telefona yapışan genç kuşağın halinin ne olacağı... Ama günümüzde daha ilginç bir gelişme var. O da konuşmaktan çok herkesin yazmaya başlaması... Hayatında, evlilik yıldönümünde karısına bir satır not yazmaya üşenenler bile cep telefonundan, internetten sürekli yazışıyor. Artık bir yemekte bile karşınızdakiyle doğru dürüst konuşamıyorsunuz çünkü sürekli herkesin elindeki telefona mesajlar geliyor ve ona bakması gerekiyor. Sözcüklerle kurulan iletişim konuşmanın da ötesine geçmiş durumda. Politikacılar da bu çılgınca gelişmenin farkında. Paylaşım sitelerinde özellikle de son dönemde Twitter’da politikacıların yer alması yadırganmıyor. Dünyada en çok izlenen politikacı 6 milyon kişiyle Obama’ymış. Bizdeyse Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 150 binin üzerinde izleyiciye ulaşmış durumda. Onu belki de Twitter’ı en çok kullanan politikacı Kemal Kılıçdaroğlu izliyor. Devlet Bahçeli de son dönemde Twitter’a girenlerden... Henüz onları izleyenlerin sayısı 30 binleri geçmemiş... Başbakan konuşmayı tercih ediyor, henüz yazılı paylaşım konusunda pek gönüllü görünmüyor. Açık söylemek gerekirse politikacıların izlenme oranı bence çok düşük. Benim bile tek satır yazmadığım için geçenlerde kapattığım Twitter hesabımda 20 bine yakın insan vardı. Zaten her gün televizyonlarda konuşup duruyorlar, gazetelerde görünüyorlar, niye bir de internette insanlar onları izlesin derseniz yanılırsınız. Çünkü aslında tam tersine ne kadar çok medyada görünürseniz o kadar izleniyorsunuz, sizinle ilgilenme oranı o kadar artıyor. İzlenme oranlarıyla ilgili bir fikir olması açısından Gülben Ergen’in 125 bin, Hülya Avşar’ın 70 bin kadar izleyeni var. Tabii bu sitenin izlenme oranları daha çok sizin yazdıklarınızla ve fazlasıyla paylaşımcı olmanızla da ilgili. Ne kadar çok şey yazarsanız yani ne kadar aktifseniz izleyeniniz de o kadar artıyor. Politikacılar, insanların giderek bu siteler sayesinde çok hızlı bir biçimde düşüncelerini rahatlıkla dile getirebileceğini, böylece bir tür kamuoyu yoklaması da yapabileceklerini düşünüyorlar. Aynı zamanda da gelişen teknolojiye ayak uydurarak gençleri yakalamaya çalışıyorlar. Ama şunu hemen söylemeliyim ki, bu tür sitelerde fikir paylaşımı ve tartışmalarından çok özel hayatlar ilgi çekiyor. Daha çok nerede ne yaptığınız, şu anda nerede olduğunuz türünden mesajlar ilgi görüyor. Politikacıların paylaşım sitelerindeki hayatı belki onları giderek daha farklı bir yere taşıyabilir, içinde bulundukları ve sürekli aynı şeyleri konuştukları ortamın çok dışında farklı düşüncelerle, yeni fikirlerle ve insan tipleriyle tanıştırabilir. [email protected] Gül ve Şahin’den Meclis’te Kürtçe istemine sert tepki ‘Resmi dil Türkçedir’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP milletvekillerinin TBMM’de Kürtçe konuşma yönündeki girişimlerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin sert tepki gösterdi. Gül, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninde soruları yanıtladı. Meclis Genel Kurulu’nda resmi dil Türkçe’nin konuşulması gerektiğini söyleyen Gül, “Tabii ülkemizin bazı bölgelerinde insanlar onu kullanıyorsa bizim parçamız. Tiyatroda, sinemada, kitaplarda olacak tabii. O kültür mirası. Ama Türkiye’nin resmi dili Türkçedir.” Güçleri yetiyorsa... TBMM Başkanı Şahin de, konuyla ilgili sorular üzerine şu yanıtı verdi: “Almanya Parlamentosu’nda Türk asıllı 67 milletvekili var. Kürsüye çıktıklarında Almanca konuşmak zorundalar. Bülent Arınç çok iyi bir tespit yaptı. Bu tavrın siyasi olduğu kanaatindeyim. Türkçeyi iyi bildikleri halde böyle yapıyorlar. Öteden beri söyledikleri Kürtçenin de resmi lisan olabilmesi meselesi. Anayasa ve mevzuat buna izin vermez. Bu mevzuata göre yapılan parti kapatma nedenidir. Anayasalar, yasalar değişmez mi? Değişir. Gücünüz yetiyorsa değiştirin! Bunu zorlamaları gerginliğe yol açar. BDP’lileri aklı selim içinde hareket etmeye davet ediyorum.” Söylediklerinin partilerin grup konuşmalarını da bağlayıp bağlamadığının sorulması üzerine Şahin, “İçtüzük o konuda açık değil. Ama anayasa zaten en üst karar merci. Ayrıca siyasi partiler yasasının 81. maddesi de var” yanıtını verdi. Genel kurulda Kürtçe hitap edilmesi yönünde bir yasa değişikliği getirilirse ne yapacağı sorulan Şahin, “Anayasaya aykırı olduğu düşünülecek bir teklif geldiğinde, ‘Bu anayasaya aykırıdır’ demeyi uygun bulmam. O Anayasa Komisyonu’nun işidir.” ‘Arınç’tan başlasınlar’ Gül ve Şahin’e yanıt veren BDP Milletvekili Hasip Kaplan ise Bülent Arınç’ın genel kurulda Kürtçe konuştuğuna dikkat çekerek, “O fezleke düzenlemeye Sayın Arınç’tan, parti kapatmaya da Meclis Başkanı’nın kendi partisinden başlansın” dedi. Türkiye’nin HADEP’i kapatma davasından yeni mahkum olmuşken böyle bir açıklama yapılmasının talihsizlik olduğunu belirten Kaplan, “Meclis’te İbranice konuşan Netanyahu’nun partisini de kapatsınlar” diye konuştu. HOCALARDAN DESTEK ‘Baskıyı ortadan kaldırın’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde (SBF) görevli 110 öğretim elamanı, Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’yu protesto eden öğrencilere destek verdi. Protestonun tek başına şiddet eylemi olarak sunulması ve buna dayanılarak öğrencileri “cezalandırma girişimlerinin kabul edilemez” olduğu vurgulanan açıklamada, hükümete öğrencilere uygulanan “baskı ve şiddeti” ortadan kaldırması çağrısında bulunuldu. SBF öğretim elemanları ve idari personeli, yazılı bir açıklama yaparak “yumurtalı protesto” olayına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Öğrencilerimizin protesto etkinliği, inanılmaz bir biçimde terörle ya da çeşitli karanlık odakların faaliyetleriyle ilişkilendirilerek kriminalize edilmeye ve bunun üzerinden öğrencilere yönelik soruşturmalar haklı çıkarılmaya çalışılmaktadır. Kimi yayın organları tarafından öğrencilerimizin isim isim teşhir edilerek niteliği belirsiz odaklara hedef gösterilmesi, öğrencilerimizin öğrenim hak ve özgürlükleri bir yana, can güvenlikleri açısından endişe kaynağıdır.” ‘Kuzu mağdur değil’ Burhan Kuzu’nun SBF’ye karşı “adeta bir linç kampanyasına öncülük ettiği” vurgulanan açıklamada, Burhan Kuzu’nun “olayın mağduru durumunda değil, aksine olayın parçası” olduğu kaydedildi. Açıklamada, ayrıca Kuzu’nun, Dekan Prof. Celal Göle ve Rektör Prof. Cemal Taluğ’u istifaya çağırmasının hiçbir şekilde kabul edilemez olduğu belirtildi. Kartopu atan öğrenciye biber gazı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan ve 9 bakanı, ODTÜ’de öğrenciler tarafından protesto edildi. “Tayyip üniversiteden defol” sloganları atan öğrenciler gözaltına alınırken arkadaşlarının serbest bırakılması için eylem yapan, kartopu atan öğrencilere polis biber gazıyla müdahale etti. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK), toplantısına başkanlık etmek için ODTÜ’ye gelen Başbakan Erdoğan, öğrenciler tarafından protesto edildi. Öğrenciler Erdoğan’la birlikte toplantıya katılan bakanlar, YÖK Başkanı, rektörler ve diğer yetkilileri de protesto etti. Protesto, Erdoğan’ın toplantı için salona girmesinin ardından başladı. Toplantının yapıldığı bina önünde toplanan ODTÜ’lü öğrenciler, polisin engellemesi üzerine “Kendi okulumuzun salonuna bizi almıyorlar” diyerek Erdoğan ve AKP’ye karşı sloganlar atmaya başladı. Öğrencilerin, “Tayyip üniversiteden defol”, “Katil polis”, “Katil AKP”, “Üniversite öğrencisi AKP’ye teslim olmayacak”, “Tayyip çakını bırak da gel” sloganları atması üzerine özel tim takviye olarak çağrıldı. 21 öğrenci Çevik Kuvvet tarafından otobüslere bindirilerek gözaltına alındı. Gözaltılar üzerine ODTÜ’lü öğrenciler toplantının yapıldığı bina önünde toplandı. Polisin ‘dağılın’ uyarısına karşın slogan ve kartopu atarak arkadaşlarının serbest bırakılmasını ve polisin üniversiteden çıkmasını isteyen öğrencilere, polis bu kez biber gazı ve cop kullanarak müdahale etti. Gazdan eylemcilerin yanı sıra gazeteciler ve polisin kendisi de etkilendi. Bu arada bazı öğretim üyeleri olay yerine gelerek öğrencileri sakinleştirmeye çalıştı. Öğrenciler adına konuşan master öğrencisi ODTÜ’de Başbakan’ı protesto dı eden öğrenciler gözaltına alın MEDYADA KARARTMAMI VAR? ODTÜ’deki protesto ve polisin müdahalesi haber kanallarında uzun süre haber olamadı. Haber kanalları, ODTÜ’de olaylar sürerken Atina’daki protesto eylemlerini canlı yayımladı. Ancak ODTÜ’deki olaylar çok küçük haberler olarak yer bulabildi. Görüntülerin uzun süre yayımlanmayışı, “karartma mı var” sorularına neden oldu. AA da ODTÜ’deki olayları anlatan haberini, “Öğrencilerin polise saldırması üzerine polis biber gazı kullandı” başlığıyla geçti. POLİSLERE SUÇ DUYURUSU ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Dolmabahçe Sarayı’nda rektörlerle yaptığı toplantıyı protesto etmek için İstanbul’a giderken Kurtköy mevkisinde durdurulan bir grup öğrenci, kendilerine orantısız güç kullanarak müdahale eden polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Öğrenciler, Tuzla Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletilmek üzere hazırladıkları suç duyurusu dilekçelerini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sundu. ATANAN HOCALAR GELMİYOR Fotoğraflar: AA Aras’ı gözlemci sıfatıyla ODTÜ’ye gönderdi. Polisin müdahalesiyle ilgili hukuka aykırı durumları baro yönetimine sunacağını belirten Aras, “Burada anlamsız bir şekilde orantısız gaz sıktılar. Bir muhabiri baronun aracına alarak ambulansa kadar götürdük. Burada öğrenciler marjinal bir grup da değildi. Aklı başında öğrencilerdi. Demokratik haklarını kullanan bir hareketti” dedi. Sakarya’da garip atamalar MURAT UYGUN Polis barikatının önünde yere yatarak yaralanmış gibi davranan öğrenciler polis kalkanlarına sırtlarını dayayarak uzun eşek oynadılar. Uğur Yıldırım, polisin İstanbul ve Ankara’daki müdahalesini protesto ettiklerini ve ODTÜ’de polis istemediklerini söyledi. Uzun eşek oynadılar Öğrenciler, protestoları sırasında polisin kalkanına sırtlarını dayayarak “uzun eşek” oynadı. Başbakan Erdoğan’ın binadan ayrıldığını duyan öğrenciler, ıslık ve alkışlarla protesto gösterisini sürdürdü. Burada açıklama yapan ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği Başkanı Prof. Ali Gökmen, öğrencilerin serbest bırakılmalarını istediklerini söyledi. Polisin öğrencilere biber gazı sıktığını ifade etti. ODTÜ Mezunlar Derneği Başkanı Himmet Şahin de öğrencilere yönelik tutumu eleştirdi. Baro’dan yakın takip Ankara Barosu protestoyla ilgili Yönetim Kurulu Üyesi Erol MESLEK ÖRGÜTLERİ Polis şiddeti protesto edilecek İstanbul Haber Servisi DİSK, KESK ve İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu Öğretim Üyeleri Derneği, öğrencilerin taleplerine karşı AKP iktidarının tutumunu ve polis şiddetini bugün İTÜ Taşkışla’da saat 14.00’te kitlesel protesto eylemi yapılacak. Eylemde, öğrencilerin taleplerinde haklı oldukları vurgulanacak ve öğrencilere kulak verilmesini istenecek. GençSen ise öğrencilere yönelik baskılara karşı “YÖK’ü kaldıralım, söz hakkımızı alalım” sloganı ile yürüyüş düzenleyecek. Eylem bugün saat 17.00’de Galatasaray Meydanı’nda başlayacak. ADAPAZARI Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki kadrolaşma son aylarda farklı bir boyut kazandı. Öğrencilerini eğitim için Kocaeli’ne gönderen fakülte, profesör kadrosunu ise dağıtıyor. Tıp Fakültesi’nde açılan profesör kadrosuna başvuran ve profesör olarak atanan öğretim üyeleri Sakarya’ya uğramadan başka yerlerdeki görevlerine devam ediyor. Bu isimlerden Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Metin Doğan, profesör unvanını aldıktan iki ay sonra Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörlüğü’ne atandı. Ankara Etlik İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Murat Bozkurt da ortopedi ve travmatoloji alanında profesörlük unvanını SAÜ Tıp Fakültesi’nde açılan kadroyla aldı. Bozkurt halen başhekimlik görevine devam ediyor. Başka hastanelerde çalışıyorlar SAÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Şencan ise Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü olarak görev yapıyor. SAÜ Tıp Fakültesi’nden kadro alan Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Birol Bostancı, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Musa Akoğlu ile Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlknur Bostancı da Sağlık Bakanlığı görevlendirmesiyle başka hastanelerde görev yapıyor. Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Nuri Dilek ise “Bu konuyu rektör beyle konuşun” yanıtını verdi. Kaloriferi çalışmayan okulda eğitim CİHAN ORUÇOĞLU Büyükada’da eğitim veren Hüseyin Rahmi Gürpınar Çok Programlı Lisesi’nin kaloriferleri çalışmıyor, elektrikle de ısınma yapılamıyor öğrenciler soğukta eğitim görüyor. Daha önce Heybeliada’da 300 öğrenciye eğitim veren lise, bu eğitim yılının başında yıkılma tehlikesi bulunduğu için Büyükada’ya taşındı. Büyükada’daki binanın güvenli olmadığını belirten öğrenci velileri, “Okulda ka zan dairesi delindiği için çalışmıyor. Elektirik sistemi bozuk, penceler de kırık. Yetkililer bu okulla ne kadar ilgililer merak ediyoruz” dedi. Konuyla ilgili okul müdürü Sıdık Cansever ile görüştüklerini anlatan veliler, “Okul müdürü bizlere kırılan pencerelerin yerlerine yenilerini taktırdığını, fakat binanın eski olduğu için pencerelerin tutmadığını söyledi. Okulun binasına sertçe vurunca duvarlardan köpükler çıkıyor” diye konuştu. Okulun yıkılma tehlikesi yaşadığını ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Mihriban Arslan’ın kendileriyle görüşmediğini söyleyen veliler, “Yardımcısı Vedat Varol ile görüştük. Varol bize ‘En geç cuma gününe kadar ısıtma problemini çözeceğiz’ dedi. Ama okulun ısıtma probleminin çözülmesi için ihaleye çıkılması gerekiyor” dedi. İlçe milli eğitim müdürlüğü yetkilileri gerekli düzenlemelerin yapıldığını ve önümüzdeki haftalarda sorunun çözüleceğini, önemli bir şey olmadığını söyledi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle