Katalog

SAYFA CUMHURİYET 16 ARALIK 2010 PERŞEMBE 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y B B Y 11 1 11 7 11 11 11 11 13 15 17 15 8 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y Y Y Y B B B B B B B 7 7 3 13 19 12 12 11 11 11 4 5 1 HABERLERİN DEVAMI Oslo K Helsinki K Stockholm K Londra K AmsterdamK Brüksel K Paris K Bonn K Münih K Berlin K Budapeşte B Madrid B Viyana B 3 6 0 3 4 2 3 1 4 3 5 5 4 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Y K Y Y K K PB Y PB PB B B PB 1 6 4 12 3 11 12 8 8 2 14 23 17 Ülkemizin geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Batı ve Orta Karadeniz ile Erzincan, Tunceli ve Malatya çevreleri yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı ülke genelinde 2 ila 4 derece artacak. Rüzgâr güney ve güneydoğu yurdun batı kesimlerinde kuzeydoğudan esecek. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 16 Aralık GÜNCEL Baştarafı 1. Sayfada CÜNEYT ARCAYÜREK Almanya izin verirse, Türk göçmenler konsolosluklarda oy kullanabilecek GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY AKP anayasada gerekli gördüğü maddeleri değiştirdi. Bu değişiklikle Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu’nu emrine alacağı eleştirilerine başta RTE ve Adalet Bakanı, yargıya daha ileri demokrasi getireceklerini söyleyerek savundular. Yargıyı baskıya almak mı, ne münasebet! Bilakis yargıyı ve yargıçları siyasal baskıdan kurtaracaklarını söylediler. Dinleyin ama inanmayın dediler, dedik. Yüzde 58 dinlediği masallara inandı! Anayasa değişikliği referanduma sunuldu: 12 Eylül 2010! Dün Aralık ayının 15’i. Referandumun üzerinden üç ay dört gün geçti. Yalancının mumu yadsıya kadar yanar derler. AKP’nin mumu ise ancak üç ay dört gün dayanabildi. AKP’nin HSYK ile ilgili yargıyı ve yargıçları baskıdan kurtaracaklarını, yargı bağımsızlığına daha adil uygulamalar getireceklerini içeren söylemlerinin baştan aşağı yalan, halkı kandırmaktan başka bir amacı olmadığı son bir olayla kanıtlandı. Balyoz davasına bakacak İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi yargıcı Zafer Başkurt, sabah duruşmalara başkanlık etti. Öğleden sonra HSYK kararı ile Gebze’ye tayin edildiğini öğrendi. Suçu: Yakalanmalara karşı çıkmak, Prof. Mehmet Haberal’ın tahliyesi için oy kullanmak! Dink davasına bakan yargıç Erkan Canak da HSYK kararı ile Sakarya’ya atandı. Bir gerçek sırıtıyor artık: RTE adaleti Ergenekon soruşturmalarını başlatmak için “bir savcı aradı” ve buldu. Şimdi pek çok çevreye egemen olan giderek genişleyen bir kuşku söz konusu: Ergenekon soruşturmasını başlatacak savcıyı arayıp bulan RTE adaleti… …Balyoz davasında da yargıya bakış açısına uygun bir yargıç aradı ve buldu. Bu olay RTE’nin sivil dikta yolunda ilerlediğini kanıtlıyor. İki yargıçla ilgili karar, bir ilk! Ama son değil! Son karar RTE adaletinin HSYK’yi kullanarak yargıya da yargıçlara da AKP doğrultusunda oldukları sürece yaşam hakkı tanıyacağının kanıtı. Batı’da yargıç bağımsızlığı gözde, bizde ise “yargının ve yargıçların efendisi!” Kim? Sorunun yanıtı malumu ilan olacak! Bu kadro demokrat… Bu kadro Avrupalı ve Avrupa Birliği’ne yakışan üye ha! İçeride medyayı korkuttu. Dünya lideri ya; şimdi sıra Batı medyasında. Londra’da İngiliz The Daily Telegraph’a dava açıyor. Patronu ne söylese evirip çevirip aynısını konuşmalarına alan Devlet Bakanı Egemen Bağış… Avrupa’dan örnek almaktan da uzak ama Türkiye’yi AB’de temsil ediyor. Batılı yumurtalı protestoyu hoşgörüyle karşılıyor. Bizim Avrupalı, saç diktirdiği başına yumurta attığı için şikâyetçi olduğu kıza dava açılıyor. Bu türden örnekler saymakla bitmez. Dünyanın en pahalı akaryakıtı bizde. Akaryakıta vergi üstüne vergi koyan da bu hükümet! Sonra halka dönüp akaryakıt fiyatlarını saptayan hükümet değil, özerk bir kurum diye zam eleştirilerine, yakınmalarına yanıt veren de bu hükümet! TÜPRAŞ’a rica etmiş ilgili bakan da; rafineri ve dağıtıcı kârında fedakârlık istemiş ve 4 liradan alınan benzinin litresinde 23 kuruş ucuzluk sağlanacakmış! Artık halkla alay etmeye de başladılar. Utanmadan sıkılmadan Güneydoğu’da Suriye ile sınırı olan illerin, ilçelerin Suriye’ye geçerek benzini 1 lira 40 kuruştan almalarını serbest ticaretin yararları diye açıklayacak kadar yüzsüzler var aralarında! Kürt sorununu çözeceğini ilan eden bu iktidar döneminde Güneydoğu’da bir ordunun tohumlarını atan Kürt asayiş güçleri kuruluyor. TBMM’de terörist başı, binlerce insanın katlinden sorumlu İmralı’dakine “cani” denilmeyeceği tutanaklara geçiyor. Hükümet sessiz. Aman Güneydoğu oylarım eksilmesin! Kafa bu! Din iman ile söze başlayıp uygulamalarıyla insanları dinden imandan çıkarıyorlar. Elçiliğe seçim sandığı AYŞE SAYIN ANKARA En fazla Türk göçmenin yaşadığı Almanya’da 1 milyon 300 bin seçmenin, gümrük kapıları yerine elçilik ve konsolosluklarda oy kullanabilmesini sağlayacak düzenleme için sona yaklaşıldı. 12 Haziran’da yapılacak seçimlerde, Almanya’da yaşayan Türklerin konsolosluklarda oy kullanılmasını sağlamak için Alman hükümeti ile temasa geçen Türkiye, Alman hükümetinden yanıt bekliyor. Devlet Bakanı Faruk Çelik, 25 Aralık’ta Alman Göç Bakanı ile görüşerek gerekli iznin alınmasından sonra Türkiye’nin Almanya’daki elçilik ve konso Almanya’da bulunan Türk vatandaşlarının konsolosluklarda veya elçilikte oy kullanabilmeleri için Alman hükümeti düzeyinde görüşmelerde sona yaklaşılıyor. ya’da bulunan 13 Türk Konsolosluğu ve Büyükelçilikte oy kullanabilmeleri konusunu inceliyor. Bakan Çelik, önümüzdeki günlerde Almanya Göç Bakanı ile de konuyu bizzat görüşecek. losluklarda gerekli düzenlemeler yapacağını bildirdi. Almanya’da yaşayan Türklerin bulundukları ülkede oy kullanabilmeleri için Devlet Bakanı Faruk Çelik tarafından yürütülen çalışmalarda yeni bir aşamaya gelindi. Bakan Çelik geçen günlerde Almanya’nın Türkiye Büyükelçisi ile görüştü ve göçmenlerin konsolosluk ve elçiliklerde oy kullanabilmesini isteğini iletti. Alman Büyükelçi, konuyu kendi hükümetine iletti. Almanya’daki ilgili bakanlıklar Türk vatandaşlarının Alman Temaslar sürüyor Bakan Çelik, Almanya’da bir milyon üç yüz bin civarında seçmen bulunduğunu belirterek bu vatandaşların gümrük kapıları yerine Almanya’da bulunan 13 konsolosluk ve bir büyükelçilikte oy kullanabilmelerini sağlamaya çalıştıklarını söyledi. Almanya ile bu konuda çeşitli defalar görüştüklerini, temasların hâlâ da sürdüğünü belirten Çelik, “Onlardan cevap bekliyoruz. Konsolosluklarda veya büyükelçilikte oy kullanabilir diye izin verecekler. Sadece bu kadar. Oy kullanılabilmesi, oyların güvenli olarak Türkiye’ye ulaştırılması gibi altyapıları biz üstleneceğiz, altyapıyı biz hazırlayacağız” dedi. Çelik, Almanya’dan en geç ocak sonuna kadar bir cevap beklediklerini dile getiren Bakan Çelik, “Ocak ayında bir cevap gelirse, Almanya’da bulunan Türk vatandaşlarımız 12 Haziran seçimlerinde oy kullanabilecekler” diye konuştu. olanaksız. Yasaklamanız çözüm değil. Kendinizi bundan sonra gelecek liderler dahil en büyük ilan etmeniz faydasız. Teknolojinin bu hızlı gelişimiyle birlikte, şu genelleme de uygun düşer: Her canlı, acı ya da tatlı, mutlaka interneti tadacaktır. İnternet dünyasındaki gelişmeler, içindeki kişilerin bile bütünüyle izlemekte güçlük çekeceği bir hızda ilerliyor. İnternet, insanoğlunun bir toprak parçasına bağlı kalmaksızın, adresini verebileceği ilk olanak. Toprak parçası demişken, internet için yedinci kıta yorumu da yapıldığını anımsatalım. Yarattığı etkiyi dikkate alırsak, WikiLeaks olayı, iletişim çağının 21. yüzyıla damgasını vurduğunu herkese gösterdi. Çok büyük bir güç, beraberinde doğal olarak hem çok büyük olanakları hem de sorunları getirir. İçinde bulunduğumuz durumun özeti budur: Olanaklar ve sorunlar. Hükümet, işine hangi yanı gelirse onu öne çıkardığı için, medyanın da önemli bir bölümü ona göre yayın politikası oluşturduğundan iletişim çağının özünü ve geleceğini kavramaktan uzaktayız. Örneğin Avrupa başta internet olmak üzere iletişim alanında yaşanabilecek her türlü olumsuzluğa karşı ortak bir metin hazırladı; Siber Suçlar Sözleşmesi başlığıyla imzaya açtı. Avrupa’da hemen her ülke buna imza koydu, biz koymadık. Sadece Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda (CMK) düzenleme yapmakla yetindik. Ona da uymuyoruz! Gerek mahkeme heyetine yönelik olarak yaptığım savunma amaçlı konuşmalarda gerekse ZULÜMHANE kitabında bu alanda suç üretmenin göreceliliğine dikkat çekip şöyle bir tanım paylaştım: Dijital işkence! Öylesine amaç dışı kullanıma, her türlü komploya açık bir alan ki bu dünyanın olanaklarıyla istediğiniz kişiyi, istediğiniz suçla itham edebilirsiniz. Konunun bu yanını özellikle gazetecilik açısından ayrıca ele alacağım. Ergenekon iddianamelerindeki “delil klasörlerinin” çok büyük bir bölümü dijital veriler. Örneğin, benimle ilgili “delil” diye ortaya koyduklarının tümü bilgisayarlardan çıkarıldığı iddia edilen notlar. Ben, nasıl oluşturulduğu hukuken ve teknik olarak net ortaya konmayan bu notlarla, nasıl kurulduğu bilinmeyen, varlığı kanıtlanmamış bir terör örgütüne üye olmakla suçlanıyorum! Başbakan şöyle diyor: “Bir iddiayı ortaya atan onu kanıtlamak zorundadır!” Biz bunu iki yıldır diyoruz Sayın Başbakan! Başbakan diyor ki: “Olmayan şeyin belgesi mi olur?” Bizden istenen ne? Biz, olmayan terör örgütüne üye olmadığımızı nasıl kanıtlayacağız? Başbakan’ın işi bizden kolay. İsviçre makamlarına yazı yazar, “Bankalarınızda hesabım olmadığına ilişkin resmi yazı verin” der, olur biter. Biz, olmayan terör örgütüne üye olmadığımıza ilişkin yazıyı kimden isteyelim? WikiLeaks kurucusu Julian Assange’a açık başvurumdur: Elinizde Ergenekon adlı bir terör örgütünün varlığına ilişkin belge bulunuyorsa, lütfen açıklayın! [email protected] SSİK 2020’den itibaren Türkiye’nin kendi savaş uçağını üretmesi kararını aldı İlk yerli savaş uçağı geliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında toplanan Savunma Sanayi İcra Komitesi Türkiye’nin 2020 yılından itibaren kendi savaş uçağını üretmesi kararını aldı. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül halen 9 ülkenin ortaklığında yürütülmekte olan JSF projesi kapsamında satın alınacak 100 adet F35 uçağının “muhtemelen son” ortak üretim uçaklar olacağını söyledi. Toplantının ardından açıklama yapan Bakan Gönül Türkiye’nin ilk kez muhabere uçağı projesi hazırlayacağını açıkladı. Şu anda 56 ülkenin savaş uçağı projesine sahip olduğunu vurgulayan Gönül, bu ülkeler arasında yer alan Güney Kore ile işbirliği yapılmasının da gündeme gelebileceğini söyledi. Gönül, TSK için savaş uçağı üretmeyi teklif eden Eurofighter’ın ise gündemden tamamen düştüğünü belirtti. İlk yerli savaş uçağının kavramsal tasarım aşamasının 2 yıl içerisinde tamamlanması planlanıyor. Bu süreçte uçağın yapısı ve uçuş konfigürasyonu gibi ayrıntılar ortaya çıkacak. Kavramsal tasarım aşaması için 20 milyon dolar bütçe ayrılacak. 2023’e yetiştirilecek Uçağın Cumhuriyet’in 100. yılı olan 2023’te Türk Hava Kuvvetleri filolarında göreve başlaması planlanıyor. Yerli savaş uçakları ilk etapta F4 ve F16 Block 30 uçaklarının yerini alarak F35 uçaklarıyla birlikte görev yapacak. Uçağının bazı motor parçaları da Türkiye’de üretilecek, ama motor tasarımı yabancı olacak. SSİK’nin maliyeti 2.5 4 milyar dolar arasında öngörülen 109 adet genel baksat helikopteri alımına dair karar vermesi bekleniyordu. Ancak SSİK, İçişleri Bakanlığı, Orman Bakanlığı ve TSK’nin ihtiyacı olan helikopterler konusunda karara varamadı. Gönül, ABD’den Sikorsky ve İtalya’dan yarıştığı ihalede fiyatın daha aşağı çekilmesini beklediklerini ve bu nedenle seçim konusunu ertelediklerini söyledi. SSİK ayrıca, ay sınıfı denizaltıların modernizasyonunu STM’nin yapmasını kararlaştırdı. Sevigen Bağış’a takım elbise aldı TBMM Genel Kurulu dünkü bütçe görüşmelerinde ilginç bir “eylem”e sahne oldu. CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, yanında getirdiği nano teknolojiyle hazırlanmış takım elbiseyle kürsüye çıktı. Sevigen, “Sevgili Egemen Bağış kendisine yumurta atan öğrenciyle ilgili, ‘siyah ceketimin sol omuzu kirlendi’ diye, 2 yıl 6 ay ceza alacak şekilde dava açıyor. Bağış’a davadan vazgeçmesi için takım elbise aldım” dedi. Sevigen daha sonra, Devlet Bakanı Faruk Özak’ın yanına giderek, elbiseyi vermek istedi. Ancak Özak, “ayıp olur, ben alamam, postayla gönder” diyerek kabul etmedi. Bu sırada Burhan Kuzu’nun genel kurula girdiğini gören Sevigen, “Burhan Kuzu’ya 2 takım almak lazım” dedi. (NECATİ SAVAŞ) Emek mücadelesi santraya indi basın açıklaması yapan Kurt, İstanbul Haber Servisi TürTürkiye’de trilyonlar kazanan elit kiye Devrimci Spor Emekçileri futbolcularla spor emekçilerinin Sendikası (Spor EmekSen), sporgenelini özleştirmenin bilinçli bir daki sömürüye son vermek amapropaganda olduğunu belirtti. cıyla kurulduğunu açıkladı. SenKurt, “Bu durum spor ve spordikanın kurucu başkanı Metin cu gerçeğini yansıtmamaktaKurt, “Sendikamız, sporda egedır. Sporcuların gerçek durumenlere karşı maçı başlatmışmundan yola çıkan ve emeğin tır. Bu tarihi maçı kesin kazaöncelikli değer anlayışını benacağız” dedi. nimsemiş bir avuç spor emekKadıköy’deki Nâzım Hikmet Metin Kurt çisi spordaki sömürüye son verKültür Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında sendikanın kuruluşu ka mek amacıyla Spor EmekSen’i kurdu” muoyuna duyuruldu. “Hiçbir şut emekçi dedi. Kurt, 6 ay içinde kongreye gidekalesine girmeyecek. Önce, sporda ter ceklerini söyledi ve sendikanın bağımsız dökenler kazanacak” pankartı altında olduğunu da sözlerine ekledi. BÜTÇEDE ALEVİ AÇILIMI Çelik zorunlu din dersini savundu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Bakanı Faruk Çelik, AİHM kararlarında, “Din dersi zorunlu olmaktan çıkarılsın” diye bir hüküm bulunmadığını söyledi. Çelik, TBMM Genel Kurulu’nda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi görüşülürken Alevi açılımı çalışmaları konusunda bilgi verdi. Çelik, “İlk kez Aleviler, devlet tarafından muhatap alınmış oldu” dedi. ABF Genel Başkanı Balkız, AKP’nin din derslerinin zorunluluğunu sürdürmek için Alevileri kullandığını söyledi ‘Asimile devam edecek’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Ali Balkız, AKP’nin “din derslerini yine zorunlu olarak, kimi Alevileri ve Aleviliği de kullanarak okutmaya hazırlandığını” belirtti. Balkız, yaptığı açıklamada, Devlet Bakanı Faruk Çelik’in Ankara’da düzenlediği bir toplantıyla “din kültürü ve ahlak bilgisi dersi”nin müfredat programında Alevilikle ilgili hangi konuların işleneceğine dair bilgiler verdiğini belirterek, bu toplantıya federasyonlarının, kendilerine bağlı bir örgüt haricinde davet edilmediklerini belirtti. Toplantıda, “AKP’lileştirilmiş kimi Alevi dedeleri” ile kurulan komisyona hazırlatılan konu başlıklarının Alevilere sunulduğunu söyleyen Balkız, “Konu başlıkla rı cazip ancak başlıklarının altlarının, SünniHanefi bakış açısıyla Aleviliğin kimi değerleri de malzeme yapılarak işleneceği ve bu içerikle asimilasyon faaliyetlerinin devam edeceğinden hiç şüphemiz yok” dedi. Alevi öğrencilerin din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muafiyet hakkını tek tek başvurularla elde ettiğini belirten Balkız, AKP’nin, bu dersin iç eriği ve kapsamı dışında AİHM kararında yer verilen “muafiyet belli bir fikrin aşılanması, ana babanın dinin inanç ve felsefi görüşüne saygı duyulması, öğrencilerin bir şekilde dini ibadete katılmaya zorlanmaması” gibi konuları anlamak istemediğini söyledi. “Vicdan sahibi iktidarların, yurttaşlarıyla pazarlık yapmayacağını, bu kadarıy la yetinilmeyeceğini, yurttaşların insani, ahlaki, meşru, yasal taleplerinin gereğini yerine getireceğini” belirten Balkız, “Bu nedenle ABF olarak biz bu oyunda rol almayacağız. Alevileri, demokratlaik kamuoyunu ve vicdan sahibi Sünni kardeşlerimizi uyarmaya, işbirlikçi düşkün Alevileri teşhir etmeye devam edeceğiz” ifadesini kullandı. ‘Katılmayanlar sorgulamasın’ Gelinen noktada diyalog ortamının sağlandığını kaydeden Çelik, Madımak sorununun çözüldüğünü, din dersleri ile ilgili konuda da belli bir noktaya gelindiğini söyledi. Bazı Alevi örgütlerini eleştiren Devlet Bakanı Çelik, bu örgütlerin davet edilmelerine rağmen toplantılara gelmediklerini belirtti. Çelik, “Alevi çalıştaylarına katılma nezaketini dahi göstermeyenlerin, başka yerlerde bunu sorgulamaya hakkı yoktur. İstismar ettiğiniz kesimler elinizden kayıyor” dedi. C MY B C MY B