23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
16 ARALIK 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA emek@cumhuriyet.com.tr EMEK 60. kuruluş yıldönümünü kutlayan Petrolİş Sendikası ilk grevinin öyküsünü kitaplaştırdı. 7 Aralık 196416 Ocak 1965 tarihleri arasında gerçekleştirilen grevin öyküsü Petrolİş Sendikası’nın eski uzmanlarından ve yöneticilerinden Özkal Yici tarafından kaleme alındı. Yici’nin 1965’te kaleme aldığı ve arşivlerde unutulan çalışma Hakan Koçak’ın çabalarıyla emek tarihine kazandırıldı. Berec grevi emek tarihinde özgün bir yere sahip. 1961 Anayasası’nda tanınan, 1963 Temmuzu’nda 274 ve 275 sayılı yasalarla düzenlenen toplusözleşme ve grev haklarına sahip yeni sendikacılık döneminin ilk kritik grevleri arasında. Petrolİş içinse bu grevin daha sembolik bir anlamı var: Berec, Petrolİş Sendikası’nın ilk grevi. 7 Petrolİş’in ilk grevi kitaplaştı: Kırkbir Uzun Gün Grev öncesi ve sırasında sendikanın gösterdiği taktik zenginlikler, yaratıcı eylem biçimleri, moral değerleri ve dayanışmayı yükseltici özgün söylem ve girişimler özel olarak incelenmeyi hak edecek türden. Kuşkusuz Berec grevinin en önemli niteliklerinden birisi, büyük ölçüde bir kadın grevi olması. Grevci işçilerin büyük bölümü, İstanbul’un, o zamanki adıyla Taşlıtarla’da gecekondularda yaşayan, çoğu göçmen genç kadınlardan oluşuyor. Kadınların işçi hareketindeki yerinin değerlendirilmesinde Berec örneği başlıbaşına inceleme konusu olacak nitelikte. Özkal Yici, Kırk Bir Uzun GünBerec Grevi, Yayına Hazırlayan. Hakan Koçak, TÜSTAV Sosyal Tarih Yayınları, Kasım 2010, 220 sayfa. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Yumurta Yasak, Silah Serbest... Üniversite öğrencilerinin yumurtalı protesto gösterileri iktidar sözcüleri ile yandaşlarının son günlerde en çok kızdıkları olguların başında yer aldı. “Biz ne yapıyoruz ki gençler ve üniversite öğrencileri bize tepki gösteriyor?” sorusunu bir özeleştiri fırsatı olarak görmek yerine, kızgınlıkla şiddeti tırmandırmaya çalışmayı anlamak giderek daha da zorlaşıyor. “Bugün yumurta atanlar yarın silah atar” cümlesini bile normal bir değerlendirme olarak dile getirenler, beklenir ki bu sözlerinin gerçekleşmesini engelleyecek önlemler almanın ama sosyal ve ruhsal yönleri de göz ardı etmeyen bir yaklaşımın temsilcisi olsunlar. Ancak görülüyor ki bu değerlendirme “laf olsun torba dolsun” kabilinden bir mantığı gözler önüne seriyor. Ateşli Silahlar Yasası’nın değiştirilmesi uzunca bir süredir gündemde bulunuyor. Ülkemizde her 10 kişiden birinde, tabanca, av tüfeği ve pompalı tüfek türünden bir silah bulunduğu söyleniyor. Zaten tartışma da bu veriler nedeniyle başlamış ve meydana getirdiği tehlikenin önlenmesi için yasada değişiklik önerilmişti. Bireysel silahlanmanın önlenmesini de amaçları arasına alan Umut Vakfı’nın çabaları ve etkinlikleri, son gelişmelere bakarsak siyasete ve ticarete kurban edileceğe benziyor. Umut Vakfı’nın yakın geçmişteki bir ödül törenine katılan iktidar yetkililerinden birinin, dinlediklerinin ardından yaptığı konuşmada söylediklerinin de lafta kaldığını görmek umutsuzluğun artmasına neden oluyor. Silah Yasası Tasarısı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmasının ardından komisyondaki çalışmaları izlemek, tasarının hangi etkiler altında içerik değiştirdiğini anlamamızı sağlıyor. Verilen bilgilere göre tasarı, 9 Aralık 2009 tarihinde İçişleri Komisyonu’nda ele alınmış ve bir alt komisyon kurulması benimsenmiştir. Alt Komisyon 18 Mart 2010 tarihinde çalışmalarını tamamlamış ve raporunu Adalet Komisyonu’na vermiştir. Alt Komisyon, 21 Nisan günü yeniden toplanarak raporunda değişiklik yapmıştır. Toplantının Silah Üreticileri ve Satıcıları Derneği’nin isteklerinin değerlendirilmesi için yapıldığı da açıklanmıştır. Bu toplantı ile raporda, ilk raporun gerisine düşen değişiklikler yapıldığı belirtilmektedir. Tasarı bu haliyle yasalaşırsa, artık her Türk vatandaşı, bir doktordan alacağı sağlık raporu ile ruhsatlı 5 silaha sahip olabilecek ve bunların ikisini de her zaman yanında taşıyabilecektir. Şimdi sağlık kurulu raporu alınırken uzmanlığı da belirtilmeyen tek doktorun raporunu geçerli kılmaya çalışmak, üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir sorundur. Ruhsat alma yaşının 21’den 18’e indirilmesi de eleştirilerin başında yer almaktadır. Bu indirimin silah piyasasına yeni alıcılar katmanın dışında bir işlevi olduğu söylenebilir mi? Ruhsat alınıncaya kadar geçici olarak “silah edinme izni” verilmesi ise silahlandırmayı özendirici bir özellik taşıyor. Biber gazının silah kapsamına alınması ise polisleri zora sokacak bir durum yaratsa da neredeyse herkesin alıp kullanmasına olanak sağlayacak bir kolaylık yaratması da tehlikeye yeni boyutlar oluşturmaktadır. Pasif içicileri koruma gerekçesiyle geniş kapsamlı sigara yasağı getiren iktidarın, yurttaşlarını pasif hedef haline getirecek tasarıya hoşgörü ile yaklaşması bana pek anlaşılır gelmiyor. oerinc@cumhuriyet.com.tr Ekonomik reformları protesto eden göstericiler, polisle çatıştı, otele saldırdı, grevler nedeniyle gazeteler çıkmadı Komşuda sokak alev alev Kamu çalışanları ve işçi sendikaları federasyonunun çağrısıyla sokağa çıkan protestocularla polis çatıştı. Grevler nedeniyle uçak seferleri iptal edildi. MURAT İLEM Sağlık emekçisi 18 Aralık’ta eylemde Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası aileleriyle birlikte yaklaşık 40 milyon kişiyi doğrudan ilgilendiren asgari ücrete tepki olarak başlattığı eylem planı çerçevesinde, 18 Aralık Cumartesi günü İstanbul Beşiktaş Meydanı’nda kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirilecek. Asgari ücretin emeğiyle geçinen herkes açısından temel bir kriter oluşturduğuna vurgu yapan DevSağlık İş Başkanı Dr. Arzu Çerkezoğlu, “Asgari Ücret Tespit Komisyonu, bir kez daha sonucunu katılan tarafların önceden bildiği bir belirlemeyi yapmak üzere toplantılarına başladı. Asgari ücret, ülkemizde emeğiyle geçinen herkes açısından son derece yaşamsal bir toplumsal öneme sahip. Bölgesel asgari ücret girişimlerinin planlandığı, eğitim, sağlık, ulaşım, enerji gibi temel yaşamsal alanların tümüyle piyasaya açıldığı ve paralıpahalı hale geldiği günümüzde asgari ücret tartışması bunlardan ayrı olarak yapılamaz” dedi. Sendika, 6 Aralık’ta başladığı eylemlilik sürecini 23 Aralık’a kadar devam ettirecek. ATİNA Uzun bir süredir ekonomik sıkıntılarla boğuşan Yunanistan’ın başkenti Atina’da hükümetin bütçe açığının daraltılması için hayata geçirdiği kemer sıkma önlemlerini protesto gösterileri düzenlendi. Yunanistan Kamu Çalışanları Konfederasyonu (ADEDY) ile İşçi Sendikaları Federasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla tüm kamu ve özel sektör çalışanları 24 saatlik greve giderken başkentin Yunan parlamentosunun da bulunduğu Sindagma Meydanı’nda düzenlenen protesto eyleminde, göstericilerle polis arasında çatışma çıktı. Protestocular, bölgedeki çevik kuvvet ekiplerine taş, sopa, molotofkokteyli atarken polis de gözyaşartıcı gazla grupları dağıtmaya çalıştı. Öte yandan, kentin Omonia Meydanı’nda toplanan Mücadeleci İşçi Birliği (PAME) üyeleri de Sindagma Meydanı’na doğru yürüyüş başlattı. Alınan güvenlik önlemleri çerçevesinde kent merkezindeki yollar trafiğe kapatıldı. Diğer yandan, medya çalışanlarının bugün 24 saatlik greve gitmeleriyle televizyon ve radyolarda haber bültenleri yayımlanmadı, haber ağır Tanınmaz hale gelen Yunanistan sokaklarında gösteriler nedeniyle tüm merkezi yollar ulaşıma kapalı bulunuyor. lığı çalışanlarının da 24 saatlik greve gitmeleriyle iç ve dış hatlarda yapılması programlanan tüm seferler iptal edilirken liman çalışanlarının 24 saatlik greviyle adalarla anakara arasındaki ulaşım koptu. Greve doktorlarla avukatların da katıldığı, bu çerçevede hastanelerde yalnızca acil servis birimlerinin görev yaptığı, duruşmalarınsa ertelendiği belirtildi. de ateşe verdi. Göstericiler, Yunan parlamentosunun da bulunduğu Sindagma meydanındaki iki otele molotof kokteyli attı. Yangın çok büyümeden söndürüldü. Protestocular, parlamento binası dışında eski ulaştırma bakanlarından Kostis Hacıdakis’e de saldırdı. Hatzidakis’i ellerinde taşlarla kovalayan yaklaşık 200 sol görüşlü gösterici, “Hırsızlar! Utanın!” diye bağırdı. lıklı internet siteleri sayfalarını yenilemedi, gazetelerin basıma girmemesi nedeniyle de yarın bayilerin raflarının boş kalacağı açıklandı. Basın yayın organları çalışanlarının yarın ve 18 Aralık’ta 48 saatlik greve gidecekleri kaydedildi. Bu arada, sivil havayolu taşımacı Bakan’a dayak Gösterilerde, kendilerini “iktidar karşıtı” olarak adlandıran gruplar, göstericilere saldırdı, polise molotofkokteyli attı, çöp konteynerlerini GÖRÜŞ ATİLLA ÖZSEVER Sermaye Emretti ‘Torba’ya Girdi Halen TBMM gündeminde “Torba Yasa” olarak anılan bir kanun teklifi bulunuyor. Bu yasa tasarısı esas itibarıyla işverenlerin vergi ve sigorta prim borçlarına af getiriyor. Ancak tasarının içine 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 4857 sayılı İş Kanunu, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile ilgili birçok değişiklik maddesi de kondu. Bu son değişikliklerden amaç, çalışanları daha güvencesiz çalışma koşullarına tabi kılmak ve esnek çalışmayı yaygınlaştırmak. Aslında tasarı, bu açıdan sermaye sınıfının taleplerini büyük ölçüde yerine getiriyor. Üç sermaye kuruluşu (TİSK, TOBB ve TÜSİAD), Ekim 2010 tarihli “Güvenceli Esneklik Konusundaki Ortak Görüş ve Öneriler” başlıklı raporunda, esnek çalışma biçimlerinin ve güvencesiz istihdamın yaygınlaşmasını talep ediyordu. Raporda, esnek çalışma biçimlerinin evde çalışma, tele çalışma, yoğunlaştırılmış iş haftası gibi uygulamalarla yaygınlaşması isteniyordu. Tasarıda, çağrı üzerine çalışma bölümüne evden çalışma, uzaktan çalışma biçimlerinin de eklenmesi öngörülüyor. Böylece işçinin iş güvencesi hakkı ortadan kaldırılarak güvencesiz ve ucuz işçilik yaygınlaşacak. İşverenlerin raporunda, kısa çalışma ödeneğinin 2010 ve daha sonrası için de devam etmesi, ödenekle ilgili 3 aylık sürenin 6 aya çıkması, hatta kriz süresince devamı talep ediliyor. Böylece işverenlerin ücret ödeme yükümlülüğü İşsizlik Fonu’na yıkılıyor. Tasarıda, genel ekonomik krizlerin yanı sıra sektörel ve bölgesel krizlerde de kısa çalışma ödeneğinin uygulanması yer alıyor. TİSK, TOBB ve TÜSİAD’ın raporunda, genç ve yeni istihdam edilecek diğer çalışanlar için işveren sigorta priminin devletçe karşılanması talep ediliyor. Tasarıda, 31 Aralık 2015’e kadar işverenin yeni işe aldığı işçilere ait işveren payı fondan karşılanıyor. Yine işverenlerin raporunda, haftalık 45 saatlik çalışma süresini 66 saate çıkarıp 2 aylık dönemde ortalama 45 saate denkleştiren sürenin 2 aydan 6 aya, hatta gerekirse 12 aya uzatılması isteniyor. Tasarıda turizm sektöründeki denkleştirme süresi 2 aydan 4 aya çıkartılıyor. Yani turizm sezonu boyunca çalışanların fazla mesai ücreti alması engelleniyor. Raporda, iş müfettişlerine verilen denetim yetkisinin amacını aşan biçimde kullanıldığı belirtiliyor. Tasarıda işverenlerin bu talebi de dikkate alınıp denetim görevi düz memurlara veriliyor. İşverenlerin genel bir talebi olan asgari ücrette de esneklik, yine tasarıda yer alıyor. Görüldüğü sermayenin laiki, maiki, yeşili, mavisi, TÜSİAD’ı, MÜSİAD’ı önemli değil. Emeğin haklarına tırpan varsa, talep kimden gelirse gelsin AKP yerine getirmeye çalışıyor. Şimdi görev emek hareketinin, bu saldırıya ciddi karşı koyması gerekiyor… atillaozsever@ttmail.com AKP iyileştirme sözü veriyor işçi sınıfı hak kaybediyor Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreteri Tayfun Görgün, yıl boyunca sendikal haklar, örgütlenme ve grev hakkı için pek çok talebi dillendirdikleri halde, hakların sürekli kötüye gittiğini söyledi. DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün’ün gazetemize yaptığı değerlendirmede dile getirilen talepleri ve bu taleplere karşın AKP hükümetinin yaptığı uygulamaları şöyle özetlemek mümkün:  12 Eylül döneminin uzantısı ve 25 yıldan beri emeği tutsak alan 2821 ve 2822 sayılı yasalar ülkemiz için 2010’da da utanç kaynağıydı ve katlanılamaz bir nitelik kazandı. AKP sözünü verdiği değişiklik veya iyileştirmeleri yapmak bir yana, yıl boyunca emeğin haklarına saldırısını arttıra İSK Genel Sekreteri Görgün, AKP’nin 12 Eylül uzantısı olan utanç kaynağı yasaları değiştirmek yerine onlara katlanılamaz nitelikler kazandırdığını söyledi. rak sürdürdü.  AB ilerleme raporlarında, aynı konuya dikkat çekildi ve sendikal mevzuatın ILO ve AB normlarına uyumlu hale getirilmesi istendi. Fakat gazetemizin manşetlerine de yansıdığı gibi AKP hükümeti ILO’yu bypass etmekten kaçınmadı.  DİSK olarak herkese sendika kurma ve sendikaya üye olma hakkı verilmesi, sendi D kaların kendi iç işleyişlerini, faaliyetlerini serbestçe düzenleyebilme, kendi yöneticilerini serbestçe seçebilme hakkına sahip olmasını, üyelikte ve üyelikten ayrılmada noter aracılığının kaldırılmalısını, yüzde 10 işkolu barajı, işletme ve işyeri barajının kaldırılması ve grev yasaklarının kaldırılması talepleri dile getirildi.  Ayrıca, DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve Nakliyatİş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu ile Nakliyatİş Sendikası yöneticilerinin tutuklanması, Nakliyatİş Sendikası’na karşı operasyon yapılması, KESK Genel Merkezi’nin basılarak aranması ve KESK yönetecileri ile KESK’e üye sendikaların merkez yöneticilerinin tutuklanması, EmekliSen’in kapatılması, GençSen ve ÇiftçiSen’e kapatma davalarının açılması gündeme geldi. TUTUNDUĞU PENCERE ÇIKTI Temizlik işçisi 10 metreden yere çakıldı İstanbul Haber Servisi İstanbul Kadıköy’de bir binanın üçüncü katında temizlik yapan Gültekiye Özmen (47), 10 yıldır gittiği evin mutfak camını silerken, dengesini kaybederek tutunduğu pencereyle birlikte 10 metreden beton zemine çakıldı. Özmen olay yerinde yaşamını yitirdi. Kurtköy’de oturan ve yaklaşık 10 yıldan beri Kadıköy Suadiye Çolak İsmail Sokak’taki Ayşe Asım Apartmanı’nda E. A. G’nin evininde temizlik işi yapan Özmen, dün her zamanki gibi temizliğe başladı. Üçüncü katta bulunan dairede, saat 12.30 sıralarında bir sandalyenin üzerine çıkarak mutfak camını silmeye başlayan Özmen, dengesini kaybetti. Yere düşmemek için sildiği sürgülü pencereye tutunan Özmen, yerinden çıkan pencere ile birlikte boşluğa düştü. Özmen’in düştüğünü ve ağır yaralandığını gören, binanın yanındaki inşaatta çalışan işçiler, Hızır Acil’e haber verdi. Kısa süre içinde olay yerine gelen sağlık ekibi, Özmen’in hayatını kaybettiğini belirleyerek polise haber verdi. Kadıköy İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekiplerin incelemesinin ardından Özmen’in cesedi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Morgu’na kaldırıldı. Kaza sırasında salonda oturduğu öğrenilen Gürpınar’ın, polis merkezine götürüldüğü, konuyla ilgili bilgisine başvurulacağı belirtildi. Belediyeİş torbayı protesto etti (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) Özkul, bu uygulama ile aile birliğine büyük darbe vurulacağını ve sırf bu nedenle işsiz kalınmasına neden olacağını belirtti. İstanbul Haber Servisi Türkİş’e bağlı Belediyeİş Sendikası üyeleri TBMM gündemindeki “torba yasa tasarısı”nı protesto etti. Belediyeİş Sendikası 1 No’lu Şube Başkanı Serdar Cafer Özkul torba yasa tasarısı ile belediye ve İl Özel İdaresi’nde daimi kadrolarda çalışan ihtiyaç fazlası işçilerin çeşitli illere gönderileceğini ve bu uygulamanın da aile birliğine büyük darbe vuracağı uyarısında bulundu. Belediyeİş Sendikası üyesi yaklaşık 1000 işçi dün Unkapanı’ndaki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü önünde bir araya geldi. “Torba yasası: Güvencesiz kazanılmış hakların kaybı ve sendikasızlaşmadır. İşçiler torbaya sığmaz, mücadele edeceğiz” pankartı taşıyan Belediyeİş Sendikası üyeleri “Güvenceli iş güvenceli gelecek istiyoruz”, “Hükümet yasanı al başına çal”, “Zafer, direnen emekçinin olacak” sloganları atarak “Torbaya direneceğiz, torbaya girmeyeceğiz”, “Torbaya girme hakkını ara”, “Kazanca göre vergi alınsın” dövizleri taşıdı. Burada basın açıklaması yapan Belediyeİş Sendikası 1 No’lu Şube Başkanı Serdar Cafer Özkul asgari ücretin açlık sınırının altında olduğunu ve asgari ücret üzerindeki vergi yükünün kaldırılması gerektiğini dikkat çekerek “Çalışanların aldıkları ücretin yüzde 27’sini gelir vergisi olarak alan ve aldıkları ücretten sigorta kesen dünyada başka bir devlet yok. Kamu borçlarının yeniden yapılandırılması adı altında işçilerin ve kamu emekçilerinin ellerindeki haklar alınarak güvencesizleştirmek istiyorlar” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle