19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
bu Türkiye’nin farklı kesimlerinde farklı şekillerde kötü deneyimlerle yaşandı. Kitapta da yazıyorum; bana devredilen mirasta, tüm vaşananlara rağmen vürümekten, yol almaktan inancı da var. Vardığım yeri yazgeçmeme biraz daha iyi görebiliyorum artık. Bazı değerlerimiz ısrarla kaybettirilmek d istenmiş, ahası kavbettirilmiş. Ne yaparsan yap; gün gelecek, hiç beklemediğin bir anda hiç beklemediğin bir insan sana farkliliğını hissettirecek. Miras buydu. ildimlerde, dillerde söylenen Başka de buydu. Yazarhk yolunda ilk adımlarımı hatırlatdmak istenen de. attığımda Gidenlerin, gitmek zorunda kalanlarm acıları büyüktü ama bazı kalanlann acıları büyük oldu. Çünkü onlar bu da şehirde atıralarıyla ve eksiklikleriyle, h özlemleriyle başa kaldı. 0 ıssızliktı baş işte. Tedirginlik geldi ardmdan. Bunun kitabm duygularından birisi olmasını istedim. YAZAR OLARAK D SAVAŞIMADA HENÜZ GÖRÜLEMEYENLERI GÖRMEYEALIŞMAK Ç Kitapta bir .çoruda vöneltivorsunuz: “Bir savaşm ortasındavım. karanhkta gizlenen binleri var mı gerçekten?” Savaş tabii öyle bir sözcük ki birçok tarafa çekilebilir. Bu benim yazar olarak savaşım. Yazar olarak savaşımda da henüz görülemeyenleri görmeye var. çalışmak Hep şöyle derim; yazmak karanlık mağaraya inmek gibidir. 0 bir mağaranmkendisi de sizsinizdir. o karanlık mağaraya ve o inişte mersiniz belki başlangıçta unuttuğunuzu sandıklarınızı ya da kendilerini görürsünüz olanları görürsünüz. Bunlar bazen gizlemiş acıtır, hatırlamakacıtır çünkü. Işte d biraza bu yüzden karanlıkta hala birilerinin gizlenip gizlenmediğini soruyorum kendime. Muhtemelen gizleniyordur. Sizce bu kitap birilerinı kızdırır mı? Kızdırmasmın bir mahsuru yok ama benim amacım bu değildi. Dediğim gibi bağırarak, sioganlaştırarak dile getirmiyorum şeyi. Birbirimizden farklı hiçbir insanlar olabiliriz. Ben ısrarla asil önemlisi temas diyorum. Temas sürece olmadığı ortak yaşam kültürü olmaz, birbirimize bir şeyler aktaramayız. bana Bugün “Seninülkenin en büyük sorunuedir?” diye sorulsa n derim. Herkes kendi “tahammülsüzlüktür” tarafında radikalleşiyor, sertleşiyor. saflar Biz keskinleşiyor. bunun acısını 70’li yıllarda o sağsol kavgasmda çok yaşadık bu dolayısıyla ortamın tekrar oluşması be ni çok tedirgin eder, Üzer.Bir de insanların bu kitabı okurken birtakım sorular sormalarını istiyorum. Ozellilde de kendilerine. Belki de hiç bilmedikleri ya da bildilderini sandıkları bir lstanbul’u içeriden bir sesle görmelerini.Çünkü bir İstanbul yok, çok Istanbul var. kendi bulunduğum noktadan bir Kitapta şeyleri anlatma var. Ben bir yerdeyim, kendimi duvurmaya çalışıyorum, beni duvun, çünkü ben yıllarca sizi duydum diyorum. Dedem 1904’te Hasköy’de doğdu, Paris’te geçirdiği beş yıllık bir kesiminin dışında, tüm hayatını Istanbulu’nda yaşadı, Göztepe’deki şehrinde, mütevazı vazlık evinde öldü. Dedem 1999’da bana demiştir ki “Yazarlık.. Bu ülkede mi? Taşımak zorunda ölümlere rağmen mi? Romanını kaldığımız bitir... Ama çok dikkatliol, çok...” Uyan tarihin derinliklerinden geliyordu. Bu cümle de ilerleyen yıllarda, çok bir büyük bir acı karşısında yazacağım mektupta en doğru yerini buldu. Hrant Dink’e katledilişinin ardından yazdığım mektubumda, daha doğru bir ülke için, daha doğru bir Türkiye için sonuna kadar mücadele edeceğiz kalemlerimizle dedim. Sonuna kadar nöbetteyiz dedim. üzerimden atarnadığım 0 “güvercin ürkekliğiyle” elbet. Hrant’m katledildiği çok ağladım. Ashnda akşam neye ağladım biliyor musunuz? Tabii ki öldürülmesiçok acıvdı ama ben dedemi hatırladım, onun tedirginliğinin, korkusunun çıkmasına ağladım. İlk doğru defa olay karşısında kendime acaba bu bu ülkeden gitmem gerekiyor mu sorusunu sordum. Ama ertesi sabah uyandığımda hayır dedim, ben öyle bir soi gelenekten geliyorum ki mücadele sonuna kadar dedim. 0 yüzden Hrant’a yazdığım mektupta; sonuna kadar nöbetteyiz, rahat dedim. Benim düşüncemde uyu bu. Herkes beni sevmek zorunda değil ama eğer daha insani, daha doğru bir ülkede yaşamak istiyorsak hepimiz sesimizi yükseltmeiyiz. Ben olabildiğince kitabımda kendi duygumu anlauyorum başkaları da kendi duygularını tabii ki anlatacaktır. Yeni kitap çahşmanızı sorarak birirelim söyleşimizi.. Yahudi yemelderinin yer aldığıbir yemek kitabı yazmayı düşünüyorum. Sadece yemek tarifleri değil tabii anlatacağım. Ancakher an hikayeleriyle vazgeçebilir ve yeni denizlere yelken açabilirim.• ruIz KARPUZ KABUÖU DENİZE DUŞUNCE ıaua Karpuz kabuğu sinemaya düştü Seçil Büker’in derlediği Karpuz Kabuğu Denize Düşünce türünün en önemli örnekleri olan ‘Karpuz Kabuğundan. Gemiler Yapmak’, ‘Yaşamın Kıyısında’, ‘Hayat Var’, ‘Ara’ ve “Süt”ü mercek altına alıyor. + Kimdi giden, kimdi kalan... Mübadele zamanı.., Yerinden yurdundan sökülüp biinnıeze doğru yola çıkanlar arasında Rum güzeli Ulya da vardır. Ulya; yaşama tutunmak için ne kadar çırpınmışsa o kadar dibe doğru Dört evlilik ve iki çocuk. Ulya, kocası Türk olduğu için Girit’ten Anadoluya göç etmek zorundadır; kanun böyle emretıniştir... gamzeakdemir®cumhuriyet. Içımdeki İstanbul Fotoğrafları/Mario 376 s. Levi/ Doğan Kitap/ . MarioLevIve GamzeAkdemlr... CUMHURİYET KİTAP SAYI 1087 SAYFA 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle