23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
16 ARALIK 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET DİZİ SAYFA 11 Turgut Özal’ın cumhurbaşkanı olduğu dönemde 1. Körfez Savaşı ve yoğun siyasal çekişmeler yaşandı Sürprizlerle dolu bir süreç urgut Özal’ın 44 ay süren cumhurbaşkanlığı dönemi siyasal çekişmelerin yanı sıra özellikle 1. Körfez Savaşı’ndaki önemli gelişmeleri içeriyor. Bu dönem sürprizle başladı. Başbakanlığa ve partiye bakışı tartışmaların odak noktasıydı. Dönem, Özal’ın başkanlık veya yarı başkanlık uygulamaları ile hareketlendi. Hareketli ve hararetli dönem; Özal’ın 1983’te başlayan PKK terörüne Çankaya’da birden ağırlık vermesi… Körfez Savaşı’nda TSK ile ters düşmesi ve bu arada Kürt sorununa çözüm arayan girişimleriyle sürdü. Özal’ın cumhurbaşkanlığı öyküsüne şöyle başlayalım: Özal, Köşk’e ayak basar basmaz ilk sürprizini yaptı. Siyasal kulislerde cumhurbaşkanlığına kesin gözle bakılan Turgut Özal, partide kimi veliaht ilan edecekti?.. Acaba kendisinden sonra ANAP liderliğini hangi milletvekiline devredecekti?.. Bu konu sorulduğunda, hatta cumhurbaşkanlığına adaylığını koyduğu gün “kafasında bir isim olmadığını, hatta bu konuyu hiç düşünmediğini” söylemişti. Parti kulislerinde ANAP liderliğine doğal olarak başbakanlığa kendini layık görenler çarpışıyordu. Örneğin Mesut Yılmaz, örneğin Hasan Celal Güzel veya Mehmet Keçeciler! Aday listesinin alt sırasındaki isim Yıldırım Akbulut’tu. Aday spekülasyonunun dorukta olduğu, her kafadan bir isim çıktığı gündü. DYP lideri bana “İşittiğime göre Özal, Yıldırım’ı başbakan yapacak!” dedi Doğrusu ben bu sözü fazla inandırıcı bulmamıştım. Zira Akbulut dışındaki isimler, ANAP’ın Özal’ın sonrasını omuzlayacaklarına inanan ve inanılan isimlerdi. T Sezer, Hüner’in cenazesine katıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı ve eski Anayasa Mahkemesi Üyesi Ali Hüner’in cenazesi, Ankara’nın Elmadağ ilçesinde tören düzenlendi. Törene Hüner’in ailesi ve yakınları, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, eşi Semra Sezer, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç da katıldı. Hüner’in ailesi, Elmadağ Belediyesi’nce baba evinin önünde kurulan çadırda taziyeleri kabul ederken eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç burada bir süre sohbet etti. Erdal İnönü vekilleri uyardı H Barzani: Kemal’e selam söyleyin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Liderliğini Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin yaptığı Kürdistan Demokratik Partisi’nin (KDP) 10 yıl aradan sonra düzenlediği kongreye CHP’den Adıyaman milletvekili Şevket Köse ile Genel Başkan Yardımcısı Mesut Değer katıldı. Erbil’de düzenlenen kongrede Mesud Barzani’nin konukevinde ağırlanan CHP heyeti, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile görüştü. KDP lideri Barzani, “Kemal’e selam söyleyin” diyerek CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na selam gönderdi. Çankaya merdivenleri 9 Kasım 1989 günü; Turgut Özal, 8. Cumhurbaşkanı olarak ant içtikten sonra beraberinde TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut, görevi Kenan Evren’den devralmak için Çankaya Köşkü’ne geldi. Birlikte merdivenleri çıkıyorlardı. Özal, birden Meclis Başkanı Akbulut’a döndü ve: “Başbakan siz olacaksınız!” dedi. Akbulut şaşırdı. Bir şey söyleyemedi. Başbakanlık demek, ANAP Genel Başkanlığı’nı da üstlenmek demekti. Haber sadece ANAP’ta değil; siyasal kulislerde de bomba etkisi yaptı. İlk bakışta Özal’ın, adı üzerinde fazla durulmayan Yıldırım Akbulut’u yeğlemesine anlam verilmedi ama bir süre sonra Özal’ın Yıldırım Akbulut’u neden tercih ettiği üzerinde sonraki günlerde gerçekleşen kimi olasılıklar, varsayımlar üretildi. Fransız Haber Ajansı da Demirel de haklı çıkmıştı. Cumhurbaşkanı Özal; Yıldırım Akbulut’u hükümeti kurmaya memur başbakan olarak atadı. Üstelik atamanın üzerinden on dakika geçti, geçmedi. Yıldırım Akbulut’un başbakanlığında kurulan Bakanlar Kurulu listesi TBMM’de okundu! Demirel, Akbulut hükümetini “Üçüncü Turgut Özal hükümeti” diye niteledi. Daha sonraları doğru çıkacak bir başka saptaması daha vardı: “Turgut Özal, hükümetin görevini üstlenerek cumhurbaşkanlığı görevine başladı” diyecekti. 10 Kasım. Özal 09.05’te Anıtkabir’de, 11.45’te de Esat Camii’nde! Öğleden sonra Akbulut hükümet programını okuyor. ANAP milletvekillerinin çoğu koridorda çay kahve içip söyleşiyor. İlginç bir haber: Cumhurbaşkanı Özal, bir ara Meclis’e gelmiş. Senato’daki odasından programı okuyan Akbulut’u dinlemiş. Gazetecilere yansıyan habere göre Özal, program okunurken Meclis genel kuruluna girseydi… muhalefet hükümet programı kitapçığını ona doğru fırlatacaktı. ükümet programının tartışılacağı gün (13 Kasım 1989) Özal cumhurbaşkanı olarak partiler üstü konumunu muhafaza etmeyeceğinin… yine ANAP lideri ve başbakan gibi hareket ederek parlamenter sistem yürürlükte olmasına karşın yarı başkanlık sistemi uygulayacağının ilk işaretini verdi. TBMM’de bir çalışma bürosu edinmeyi ve sık sık Meclis’e gelerek bu büroda ANAP milletvekilleriyle görüşmeyi, hatta cumhurbaşkanı olarak TBMM’de ANAP’lı delegelerle konuşmalar yapmayı da içeren bir girişim başlatacaktı. Meclis’te muhalefetin karşı çıkışlarına karşın; Özal tavır mı değiştirdi? Hayır! Bildiğini okumayı sürdürdü. Oysa program görüşmelerinde örneğin Erdal İnönü; Özal’ı cumhurbaşkanı seçiminden hükümetin atamaya kadar her aşamada yerden yere vuran ve Özal’ın gerçek niyetini Meclis tutanaklarına geçirdiği önemli bir konuşma yapıyor ve Erdal İnönü kürsüde konuşuyor: Siirt ve Çorlu’da 45 gözaltı Haber Merkezi Siirt’te çeşitli tarihlerde gerçekleşen izinsiz gösterilere katıldıkları belirlenen ve aralarında Mezopotomya Kültür ve Sanat Merkezi yetkililerinin de bulunduğu 17 kişi gözaltına alındı. Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde ise bir grup Diyarbakır’da geçen yıl çıkan olaylarda yaşamını yitiren Dicle Üniversitesi öğrencisi Aydın Erdem için halı sahada basın açıklaması yapmak istedi. Polis, uyarılara karşın dağılmayan gruba müdahale ederek 28 kişiyi gözaltına aldı. İ HASTANEDE SALGIN ŞÜPHES DEÜ’de hasta alımları durdu DoİZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) si itesi (DEÜ) Tıp Fakülte kuz Eylül Ünivers esiHastanesi’nde dahiliye yoğun bakım ünit zbir mikroorgani ne bazı hastalarda üreyen urulma nedeniyle yeni hasta alımının durd landı. Ünitedeki 21 hastanın 9’una duğu açık adan mikroorganizmanın bulaştığı, bu 9 hast mikroorganizmaya rastüçünün kanında da . landığı belirtildi. Hastane Başhekimi Prof e “vankomisin Dr. Eyüp Hazan, hastalarda rodirençli enterokok (VRE)” adlı bir mik anın ürediğinin belirlendiğini söyorganizm ledi. Hazan, “Dünyanın her yerinde alın mleri alıyoruz. Mevcut ması gereken önle ektehastalarımızın tedavileri devam etm EnHastanesi dir” dedi. DEÜ Tıp Fakültesi . Dr. feksiyon Kontrol Komitesi Başkanı Prof ır da, mikroorganizmanın mev Nedim Çak edi. cut ölüm riskini iki kat arttırdığını söyl UZAK GÖRÜŞLÜ VE BECERİKLİ BİR BAŞBAKAN! “Bu program eski (Özal) hükümet programının çok büyük ölçüde aynısıdır. Bu program eskisine o kadar benziyor ki son programlar olduğu gibi alınmış. Sayın Akbulut’u, bir taraftan Meclis başkanlığını yürütürken, bir taraftan da 9 Kasım’da başbakan olacağını tahmin ederek, bir Bakanlar Kurulu listesini kimseye söylemeden cebinde hazır tutma becerisini ve uzak görüşlülüğünü gösterdiği için kutlamak isterim. Ama böyle bir şeyin söz konusu olmadığı açıktır. Cumhurbaşkanı yalnız başbakanı değil, ayrı ayrı bakanları da atıyor. Oysa cumhurbaşkanının böyle bir yetkisi yok anayasada. ANAP milletvekilleri arasında anketler yapıyor, birçok başbakan adayı olduğunu ilan ediyor, seçeceği başbakanın ANAP Genel Başkanı seçilmesi için ağırlığını koyacağını söylüyor, bu yolda partisinin bütün ileri gelenlerinden söz almaya çalışıyor ve bütün bunları anayasanın 101. maddesine göre cumhurbaşkanı seçildikten sonra partisiyle ilişkisi kesilmiş, TBMM üyeliği sona ermiş, dolayısıyla tarafsız davranmaya başlamış olması beklenen dönemde yapıyor. Anayasaya aykırı olarak açıkça girişilen bu eylemler tereddüt uyandırmaz mı, kaygı uyandırmaz mı?.. ...Sayın Özal’ın yetkileri bu şekilde başkanlık sistemindeki bir cumhurbaşkanının yetkileri kadar artıyor, ama sorumluluğu artmıyor… Yani hem bütün yetkiler elinde olacak hem de hiçbir sorumluluk taşımayacak! İşte Sayın Özal’ın peşinde olduğu amaç bu… Genel başkanlığı, başbakanlığı, cumhurbaşkanlığını, hepsini fiilen eline alıyor. (ANAP milletvekillerine sesleniyor) Sayın Özal’ın dikta heveslerine henüz vakit varken karşı çıkmalısınız... Daha seçildiği ilk günlerde böyle davranan bir cumhurbaşkanı, milli birliği nasıl koruyacak?.. ...Sayın Özal’ın dikta hevesinin getirdiği önemli bunalımı demokrasi içinde aştığımız zaman, içeride dışarıda artık kimsede ‘Türkiye’de bir gün demokratik rejime ara verilebilir’ diye bir düşüncesi de kalmayacaktır…” diyor. Demirel konuşmuyor. Başka birini görevlendiriyor. Muhalefetin eleştirileri dışarıda da yankılanıyor. Örneğin The Economist; Özal’ın “tarafsızlık yeminine rağmen ülkeyi başbakanmış gibi idare ettiğini” yazıyor. Bülent Ecevit, “Çankaya’nın fiilen TBMM binasına taşındığını” söylüyor. Yoğun eleştirileri umursamadı Yoğunlaşan eleştiriler Özal’ın umurunda değil. TBMM’de ANAP kongre delegeleri ile genel başkanlık konusunda görüşmeler yapıyor. Özal, Erdal İnönü’nün TBMM’deki eleştirilere verdiği yanıtta: “Ben devlet başkanıyım. SHP’liler de gelsin görsünler beni. Milletin yanındayım” diyor ve kabullere, direktiflere devam ediyor. TOBB heyetine pozitif çalışmalardan söz ediyor. Yeni yılda faizlerin düşeceğini, işyerlerinin artacağını söylüyor. Demirel de Özal’ın Meclis’teki çalışma odası tartışmalarına katılıyor: “Sıfatı alış şekli ortada. Öyle alırsa böyle olur. Şaşılacak bir şey yok. Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce didindik durduk. Sadece ANAP’lıların cumhurbaşkanı olacağını söyledik. Başka ne bekliyorsunuz?” Belçika’nın tirajlı dergisi, Özal’ı “seçmenleri ve yakınları tarafından terk edilen ve karanlıkta kaval çalan” diye tanıtan bir yazı yayımlıyor. Dergi kimi işadamlarının Özal sayesinde zengin olduğunu, memur ve işçinin sıkıntı çektiğini yazıyor. Akbulut ANAP Genel Başkanlığı’na seçiliyor. (17 Kasım 1989) Faruk Bildirici, partinin önde gelenlerinden Mustafa Ta Bahçeli Twitter’dan uyardı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, üniversitelerde son günlerde meydana gelen olayları bu kez sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan değerlendirdi. Bahçeli, “Üniversitelerde endişe ettiğim bir gerilim ve öfke hali gün geçtikçe çoğalıyor. Gençlik üzerinde tartışmalar ve istismar alanları artıyor. Unutmayalım ki bir kıvılcım ormanı yakar. Bir provokasyon ise masum öğrenci eylemlerini telafisi olmayacak tehlikeli alanlara kaydırabilir” dedi. Değer’den ‘Dinleniyorum’ iddiası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’nin seçim ve hukuk işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mesut Değer, dinlendiğini ve kendisine yakın isimlerin tehdit edildiğini iddia etti. Değer, Adana’dan bir avukat ile partisinin hukuk işleri hakkında internet ortamında yaptığı yazışmaların ardından, söz konusu avukata, bir elektronik posta ile uyarı yapıldığını ileri sürdü. Değer, “Bire bir konuştuğumuz, kimsenin bilmediği konular, bu uyarı mesajında yer alıyor” dedi. Silah tasarısına tepki ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hekim örgütleri, TBMM İçişleri Alt Komisyonu’nda kabul edilen Silah Yasa Tasarısı’na tepki gösterdi. Ankara Tabip Odası (ATO) Başkanı Bayazıt İlhan, bireysel ve toplumsal silahlanmanın şiddete yol açtığını vurgularken Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Burhanettin Kaya da silah ruhsatı almak isteyen kişilerin muayeneleri ve silah edinme kararlarının tek hekimin sorumluluğuna bırakılmaması gerektiğine dikkati çekti. şar’a yönelttiği yeni başkanla ANAP başkanlık divanında değişiklik olup olmayacağı sorusuna şu yanıtı alıyor: “Hele Özal’ı bir görelim, ondan sonra!” Özal’ın anayasayı bir yana atarak başkanlık sistemine yöneldiğine o denli inanılıyor ki, Köşk’teki telefon sistemini değiştirip başbakan ile bakanları kontrol edecek bir sistem getirdiği söylentileri bile yayılıyor. Özal çıktığı yolda devam ediyor. Gazi Üniversitesi’nden bir grup öğretim üyesine “bundan sonra ekonomiye biraz daha ağırlık vereceğini, bir de sağlık ve eğitimin üzerinde en çok duracağı konular” olduğunu söylüyor. Cumhurbaşkanının “Ekonominin kontrolü bende” demeye gelen bu sözlerine tepki gecikmiyor. Demirel “65 yıllık Cumhuriyet tarihinde Çankaya’da oturan kimseler bu sözü etmedi. Bugün Çankaya’da anayasanın tarif ettiği bir cumhurbaşkanı yoktur. Türkiye’de bir cumhurbaşkanlığı boşluğu vardır” diyor. (10 Aralık 1989) Fakat Çankaya ile ilgili olumlu olumsuz yorumlar da sürüyor: Aralık ayı sonlarına doğru Cumhurbaşkanı Özal’ın kimi kurum ve kurullara bakış açısıyla ilgili saptamalar kimi konuşmalarında kullandığı sözcüklerle açıklandı: “Kendi gibi düşünmeyenlere; Çakallar – Cumhurbaşkanı olmasını istemeyenlere: Şer cephesi – Muhalefete: Horoz gibi, hindi gibi – Seçildikten sonra seçilmesini istemeyenlere: Kına yaksınlar – Hizmet tanımı: Al gülüm, ver gülüm.” Yeni yıl 1990, yeni olaylara gebeydi. Çankaya’da terörle ilgili zirve... Erken seçim tartışmaları ve... Körfez Savaşı! Kocaoğlu’ndan Twitter açıklaması İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Twitter’da adı kullanılarak açılmış bir hesapta yer alan Başbakan Tayyip Erdoğan’a yönelik sözlerin, kendisine ait olmadığını açıkladı. Kocaoğlu, “Sayın Başbakan’a söyleyeceğimiz sözlerin hangi çerçevede kalması gerektiğini iyi bilen bir devlet terbiyesine sahibim. Hiç söylemediğim sözlerin benim ağzımdan Twitter’da yayımlanması, çirkin bir manipülasyondan başka bir şey değildir” dedi. YARIN: ÖZAL’IN BAŞKANLIK SİSTEMİNE BAKIŞI C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle