25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
(*• büyük fark her birini farklı sanatçılann resimlemiş ol- ması. Bu da diziyi aynılıktan korumuş, onlara hareket katmış. Istanbul'daki Atölye Çaltşmalan Oscar Brenifier, Filozof Çocuk dizisini kaptığı gibi Is- tanbul'a geldi. 17-27 Aralık tarihlerinde Istanbul'da anne babalar ve çocuklarla söyleşiler yapan Brenifier'i progra- mının son günü izleyebildim. Oldukça ilginç bir deneyim- di. Çocukların da bu söyleşiden etkilendiğini söyleyebili- rim. 25 Aralık'ta sabah ilk durağımız Istanbul-Kadıköy'deki Doğuş llköğretim Okulu. Salonda ilköğretim 3., 4., 5. ve 6. sınıf öğrencileri var. Kısa bir tanışma ve selamlaşma- nın ardından Oscar Brenifier o gün değineceği konuyu açıklıyor: Gerçek nedir? Çocuklar meraklı gözlerle ona bakarken biraz açıklık getiriyor soruya; "Bugüne dek, ha- yatınızda gerçeği söylemenizi engelleyen bir şey oldu mu?". Parmaklar kalkıyor usulca. Tam biri söz alıp konu- şacakken Brenifier "özür dileyerek" bir başka çocuğa sesleniyor; "Sen neden yanındaki arkadaşınla konuşuyorsun?". Salonda buz gibi bir hava esiyor. Herkes birbirine bakı- yor. Oscar, arkalardan bir çocuğa ayağa kalkıp açıklama yapmasını rica ediyor. "Konuşuyordum, konuşmuyor- dum," derken, art arda sorular sonunda anlıyoruz ki, o günkü asıl konu; anlamak için önce iyi bir dinleyici olma- lıyız. Ohh! Arkamıza yaslanıp söyleşinin keyfini çıkartma- ya niyetlenmişken Brenifier bir başka öğrenciyi işaret ediyor; "Lütfen ayağa kalkıp neden arkadaşını ittirdiğini açık- lar mısın?" "Çünkü arkadaşım sırama vuruyordu." "O halde o da bize bunun sebebini açıklasın," Bir başka öğrenci ayağa kalkıyor. Biraz ürkmüş, utan- mış. "Şeyy! Yok bir şey. Sadece ayağımı sallıyordum." "Hmmm! Her zaman böyle ayağını sallar mısın?" "Bazen," Ama Oscar "Bazen,", "arada bir," vb yanıtlan kabul et- miyor. Kesin yanıt istiyor; "Evet," ya da "Hayır!" Öğrenci, arkadaşlannın gülüşmeleri arasında; "Evet," diyor. "Neden yaparsın bunu?" "Bilmem," "Sen her zaman böyle nedenini bilmediğin şeyler ya- par mısın?" "Hayır!" "Ama şimdi yaptın! Demek ki bu tür davranışlar sergili- yorsun." "Evet!" "Anlaşıldı. O halde bu akşam eve gidip ailene şu sihirli cümleyi söylemeni rica ediyorum; 'Ben sebebini bilmedi- ğim ve bir anlamı olmayan hareketler yapıyorum. 1 Emi- nim pek şaşırmayacaklardır." Karşı koymak pek olası değil usta konuşmacıya. öğ- renci Brenifier'in yönlendirmesiyle kabul etmiş bir kere bu "anlamsız hareket" yargısını. Çaresiz yineliyor sihirli cümleyi. Oscar ona teşekkür edip söze kaldığı yerden devam edecek gibi yapıyor. O da ne? En ön sırada bir başkası sürekli parmak kaldırıyor. Oysa henüz bir soru yöneltil- memiş, tartışma açılmamış. Oscar doğal olarak bu öğ- renciye yöneliyor. "Acelen mi var?" "Yoo!" "O halde neden sürekli parmak kaldırıyorsun? Bir şey mi söyleyeceksin?" "Evet." "Lütfen, seni dinliyoruz." •t n "Söyleyecek bir şeyin yoksa neden parmak kaldırdığını söyler misin, lütfen?" Böyle ani bir soruya yanıt bulmak zor elbet. Hele arka- daşlannın önünde. Kem küm ediyor öğrenci. Oscar bu kez onun da "Biraz aceleci ve heyecanlı," olduğunu söy- lüyor, sakinleşmesi için de ona salonun arkasındaki "Sa- kinleşme koltuğuna oturmasını" öneriyor. Bir süre sessiz sakin orada oturacak. Ama bu pek hoşuna gitmiyor kü- çük öğrencinin, karşı çıkacak oluyor, Oscar bu kez daha kesin bir dille ricasını yineliyor. Çaresiz salonun arkasın- daki koltuğa geçiyor küçük öğrenci. Fransız konuk, bu arada sürekli asıl konuya giremedi- ğinden yakınıp "sakin olmayı", "sessizce ve odaklanarak dinlemenin önemini," vurguluyor. "Dinlemediğimiz süre- ce ne sohbet edebiliriz ne de bizden istenenleri yerine getirebiliriz," diyor. Bu heyecanlı tavrın Akdeniz insanına özgü olduğunu, Kuzey Avrupa'da ise insanların daha sa- kin davrandığının altını çiziyor. Çocuklar ise gerçekten sabırsızlanıyor artık. "Konuya girsek," der gibiler. Ama ne mümkün! Oscar bugün "karşımızdakini dinlemek," üzeri- ne hazırlamış konuşmasını ve bir oyun / kurgu içinde sürdürüyor. "Dikkatinizi verip iyice odaklanmazsanız yanlış anlamanız, yanlış anlaşılmanız kaçınılmazdır. Üste- lik aynı anda birden fazla şeyle ilgilenirseniz hiçbirini tam olarak yapamazsınız, başan oranınızı düşürürsünüz," ile- tisini veriyor. Felsefeci olunca, deneysel oyunlar kaçınılmaz elbet. Ama çocuklar çok hazırlıklı değil böyle bir felsefi açılıma. Alınanlar da oluyor, inatla karşı çıkanlar, üzülenler, kızıp surat asanlar da... Konuk felsefeci ise pek umursamıyor bunları, kendilerini tanımalarını, biraz durup düşünmeleri- ni, verdiği önermeleri dinlemelerini istiyor. Baştan da de- diği gibi hepsi oyunun bir parçası aslında. Söyleşiyi bitiren son önerme salondaki yetişkinleri gü- lümsetirken çocuklan şaşırtıyor; "Şimdi bir soru soracağım, eğer bir kişi bile yanıt ver- mek için parmak kaldınrsa gideceğim. Işte sorum: Bile- rek ve isteyerek gerçeği sakladığınız oldu mu?" ön sıralardan bir öğrenci boş bulunup parmak kaldı- rınca Oscar Brenifier teşekkür edip vedalaşıyor. Çocuk- lar şaşkın... Ama konuklarını geçirmeyi unutmuyorlar. Kısa bir ara verip uzun bir yolculuktan sonra Ayaza- ğa'ya ulaşıyoruz. Bu arada yol boyunca Oscar beni de düşündürmeyi unutmu- yor. Çok keyifli bir dene- yim oluyor benim için. Arada bir de olsa yetişkin olmanın yararını görüyo- rum. Büyük kızımın er- genlik döneminde yaşa- dığımız çatışmanın kay- nağına ilişkin ipuçlannı bulmama yardımcı oluyor Brenifier. Kendi kendime bulduğum yanıt beni çok şaşırtıyor. Neden daha önce bunu düşünemedi- ğime hayıflanıyorum. Keşke Oscar Brenifier'in 19 Aralık'ta Fransız Kültür Merkezi'nde ailelerie yap- tığı söyleşiyi kaçırmasay- dım diyorum. Sohbetimiz bizi karşıla- yan öğretmenlerin "Hoş- geldiniz!" seslenişi ile sonlanıyor. FMV Özel Ayazağa Işık llköğretim Okulu Türkçe öğretmeni Çiğdem Keklik söyleşinin yapılacağı salona davet ediyor bizi. Oscar Brenifier'i tanıtıp sözü ona teslim ediyor. Konuk felsefeci bu kez biraz daha açık konuşu- yor, gerçekleştireceği su- num hakkında aynntılı bil- gi verip "aslında bir oyun(!) oynayacaklannı vurguluyor. Katılım bekle- diğini," ekliyor. Çocuklar heyecanlı ve hevesli. Bu kez konumuz "Mutluluk". "Sizi en çok ne mutlu eder?" diye sorunca par- maklar uçuşuveriyor. Ama biliyoruz artık; Oscar hemen konuya girmeye- cek. Sabah oturumunda olduğu gibi "aceleci ol- mamak gerektiğini, dinle- menin, odaklanmanın Fransız felsefeci Oscar Brenifier sorularıyla çocuklan terletti, şaşırttı, düşün- dürdü. Çocuklar için "Filazot ÇoculC isimli bir dizi kitap yazan ve atölye ça- lışmalan yapan Brenifier 17-27 Aralık 2009 tarihleri arasında Istanbul'daydı. önemini" vurguluyor. "Evet / hayır" yanıtlan ile çocuklann kendi gerçeklerini bulmalannı sağlamaya çalışıyor. Bazısı hiç beğenmiyor bulduğu yanıtı. Gözler nemleniyor, du- daklar titriyor. Oscar bunun doğal ve "insanın kendisiyle yüzleşmesinin sonucu" olduğunu savunuyor. Neyse ki arada yaptığı şakalar bu deneyimin sert etkilerini yumu- şatıyor. Fransız felsefecinin üzerinde durduğu diğer bir kavram da toplumsal sorgulama, toplumsal değerlendirmeydi. önyargılardan uzak, ayrımcılıktan sıynlmış toplumlann daha mutlu ve uyumlu olduklarını dile getirip benzer tek- niklerle örneklemeler yaptı. Benim en çok dikkatimi çe- ken ise toplumsal eleştirinin çocuklarca çok doğru yapıl- dığı oldu. O an ele alınan konu ne olursa olsun, çok haklı ve yahsız eleştiri yapmayı başardılar. Üstelik bunu geniş- letip topluma bakış açılannı da değerlendirip kısa bir eleştiri de yaptılar. Etkileyiciydi. Zaman daralıyor. Evlere dağılma vakti ama felsefeyle, belki de felsefe sözcüğü ile ilk kez karşılaşmış çocuklar son dakikaya dek Oscar'ın sorulanna yanıt arıyorlar. Bık- madan, usanmadan, arada ağlasalar bile kırılmadan. Ne de olsa Akdenizli çocuklar bunlar. Çabuk pariar, çabuk sönerler... Sevgili çocuklar, anneler, babalar ve eğitimciler, hazır felsefeden söz açılmışken biraz meraklanmaya, kendi sorularımızı bulmaya var mısınız? Ünlü filozofları araştır- mak, yeni kitaplar keşfetmek eğlenceli olmaz mı? Hayat üzerine düşünmek, kendimizi tanımaya çalışmak, uzayı düşlemek, başka yerleri merak etmek ve anlamaya çalış- mak; her şeyi... Ne demiş Descartes; "Düşünüyorum, o halde varım!" İyi seneler... • TftOdrFDE B £ R OLUYOR, GERÇEKIEK BİLİrOR WSWUZ? tadCİÖâ Miidnfaa-i Hukuk Bağlaşımlar Prof.Dr.Uehmet YALÇtN Demokrasi Eleştirileri ProfDr.Çetin YETKİN Yoksulluk Kader Değildir Prof.DrJ\ml ÇEÇEN MOhreKuşu Av.Hüseyin ÖZBEK AKP Kapatılsın, Demokrasi Kurtulsun Av.CemHCAN AKP Yönetiminde TOrkfye SerdarAHT Çevre/İklim Sığınmacıian - H DrJsmaü K/UNÇ Kurtuluş Savaşı'nda Kadınlanınız OrhanÖZKAYA "Dersim" Öbör Yûzû Dersim Tartışmalarının Pn>f.Dr.Cihan DURA Yansrtbğı Gerçekler HOsnû MERDANOĞLU DOĞRUDAM TEMİN İÇİN ANTALYA MERKEZ BÖROSU İLE BAĞLANTIKURABİUİRSİNİZ Aynntıhbagî C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1038 SAYFA 83
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear