Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
k. iskender'den Calileo nun Pergeli
1
Yaşadığım yerde irice bir molekülüm
calileo'ya
göre dün-
ya dönüyordu, herkes için
dururken. küçük İskender
ise onun pergelini almış, bu
yüzyıla taşımış; bazen öl-
çüp biçiyor, bazen olmadık
anda saplıyor. Galileo'nun
Pergeli, küçük Iskender'in
aforizma-deneme üçleme-
sinin üçüncü kitabı.
• DenizDURUKAN
"Ö
kadar hoşsunuz
I ki, sizinle uygun-
' suz bir pozisyon-
da yakaîanmak
isterdim" diyor k. îskender Gali-
leo'nun Pergelinde. "Uygunsuz
pozisyon" yabana atılacak bir laf
değil. Belki de k. Iskender'i yo-
rumlamada, sıralamanın en başın-
da yer alacak bir olgu bu. Hayata
karşı aldığı tavırda, pozisyonu; genel
bakışın algısıyla her zaman uygunsuz ol-
muş bir adam. Bir nevi ötekileştirilmiş
(gerçi o, "ötekileştirrne" kelimesine pek
prim vermiyor sanki, vara yoğa kullanıl-
dığı için olabilir mi?). Buna karşın diğe-
ri olmanın sancısına gururla da sahiple-
niyor k. İskender. Ancak bir şartla; ken-
disini ayırıyor, dışında kalanları o da di-
ğerleştiriyor: "Diğerlerinin gerçeği sizin
yalanlarınızla oluşturulamıyordur; di-
ğerlerine yeni alışmışken daha da diğer-
leştirilmeye çalışılanlar enikonu yeryüzü
aritmetiğinin, yeryüzü muhasebesinin
vazgeçilnıezleridirler oysa..." Eğer öte-
ki kendisiyse, öyle olması gerekiyorsa
da teslim olmuyor, aşktan başka hiçbir
şeye. Nc ölüme ne de yaşama sığınıyor.
Arada kalmanın ham halini çoktan aşsa
da, bazen o sıkışmışlığın, arada kalmışlı-
ğın ya da anlaşılamamanın edebiyatını
artistik bir bakışla yediriyor satırlarına.
"Asla takdir edilmedim; ne ailem, ne
eleştirmenler, ne arkadaşlarım. Yazdık-
larım da okunmadı asla, okunur gibi ya-
pıldı..." örneğinde olduğu gibi sık sık
bir iç döküşle karşılaşıyoruz. Bir yanda
kendini çok seven adam izlenimini ve-
rirken, diğer yanda kendini çok sever-
miş gibi görünen adam buluyoruz karşı-
mızda. Aslının cehennem olması, gölge-
sinin ise cennet olması gibi
(s. 76). Ama gölgeyi es geçi-
yor, aslındaki karanlığına
çekiyor okuyucuyu. Elbette
bunu yaparken Jung'ın ar-
ketiplerinden olan kişinin
en karanhk, en derin psişeni
diye ifade ettiği gölgeyi bir
anlamda temize çıkarıyor.
Ya da gölgesiyle yüzleşiyor,
ıslah ediyor.
Gölge ise kendi suretinizi
terk etmeden peşinizi asla
bırakmayacaktır. "Herkes
gölgesine kavuşmayı bekler
yani ölmeyi" diye okumuş-
tum bir yerde. k. îskender'in cennet
olarak yorumladığı gölgesi, (kendisinin
veya insanın) gerçek doğasının olduğu
yer, "bu dünya üzerinde değil" algısını
oluşturuyor. O nedenle sakınıyor gölge-
den. Işığın karanlıkla kesiştiği bir yerde
duruyor k. iskender bu kitapla; hem ışı-
ğı kapatıyor hem de karanlığı bozuyor.
Çünkü biliyor "hayat ölümle tedavi edi-
lir", iyilik kötülükle, cesaret ise korkuy-
la...
Galileo'nun Pergelfnde korku önemli
bir unsur. Evet, k. iskender hem ken-
dinin hem de toplumun ve bireyin kor-
kularına göz atıyor. Ancak buradaki
korkunun tezahürü daha çok insanın
bilmediği veya kendinden farkh olana
karşı gösterdiği tahammülsüzlüğün bir
dışa vurumu olarak yansıyor. Insanm
bildiği doğrulardan şaşma olasılığı veya
eleştirdiği şeylere kayma eğilimine karşı
geliştirdiği savunma mekanizmasmda
yatan asıl unsurun "korkularımız" oldu*
ğunu ifade ediyor k. iskender. Dolayı-
sıyla şairin aforizmalardan oluşan bu ye-
ni kitabına Galilelo'nun Pergelibaşhğı-
nı seçmesi hayli manidar. Galileo'nun
"dünya yuvarlaktır ve güneşin etrafmda
dönüyor" düşüncesini ileri sürmesiyle
yaşadığı dönemdeki toplum, özellikle "
de din adamları tarafından neredeyse
ölümle yargılanmasına neden olacaktır.
Ama sonrasmda af dileyerek ve günah-
kâr olduğunu kabul ederek ölümden
kurtulan (ama özünde fikrinden vazgeç-
meyen) Galileo'yla bir anlamda kendisi-
ni özdeşleştiren yazar, ya da kendisin-
den yola çıkarak, işi kişiselleştirmeden
bakarsak; toplumun algısmdan farldı
bir algıyı taşıyan herkesin aynı derecede
aforoz edilme riskini taşıdığını işaret
ediyor.
Şairin tüm külliyatına baktığımızda
kendi karanhk ve gerilimli duygularını
en sert sözcüklerle, dizelcrle ifade etme-
si ve çokça da tepki çekmesi, kendisinin
karanlık olmasından çok insanoğlunun
ne kadar kirh ve tehlikeli olabileceğine
işaret etmesiyle ilgili. Bu anlamda kış-
kırtıcı bir üslup ve duruş sergiliyor tüm
kitaplarında. O karanlık ve uğursuz bu-
lunan tüm yanlarmı büyük bir cesaretle
ifşa ediyor ve biliyor: "însan vücudu-
nun da çekmeceleri var: Sır denilen şeyi
oraya kaldırma, bulurlar." •
Galilelo'nun Pergeli/ k. İskender/SeJ
Yayıncıhk/ 80 s.
TahirMusaCeylan'dan 'YanmAdamınAşklarr
Bir eksiklik senfonisişiir ve dene-
meleriyle de
tanıdığımız
Tahir Musa Ceylan'ın üçün-
cü romanı Yanm Adamın
y^/e/ar/yayımlandı. ilginç ve
özgün bir roman. Kendisini
hızla okutan, akıcı, sürükle-
yici bir anlatımı var. Aşk ro-
manı çağrışımıyla özgün ol-
mayabileceği düşünülebilir
ancak roman aşkın ötesin-
de ruhsal ve felsefi derinlfk-
ler içeriyor ve okuyucuyu
yoğun biçimde aşk, insan.
varoluş ve ölüm üstüne dü-
şündürüyor.
O YUSUf ALPER
Y\
- anm Adamın Aşklan,
günümüz Istanbul'unda,
kanıksandığı gibi, ölümü
çok sıradan bir olay ola-
rak sunarken borderline bir genç
kadının cinsel yaşantısını yetkin bi-
çimde betimliyor. Tahir M. Cey-
lan'ın çok zengin bir gözlem gücü
olduğunu söyleyebiliriz. Onun ya-
nında geniş bir sözcük dağarcığı ve derin-
liği ile insana üişkin kültür birikimi oldu-
ğunu da söyleyebiliriz. Kırsal olandan ka-
sabaya ve büyük kente uzanan yaşanülar-
dan yansıyan düşünceler, konuşmalar,
sözcükler. Böylesi bir zenginlik çok az ya-
zarda bulunabilir. Içinde yaşadığı toplu-
mu onlann sözcükleriyle anlatıyor. Cey-
lan'ın romanı bu özelh'ğiyle yazınımıza
bir katkı olarak görülmeli. Ece Ayhan'ın
"kötülük toplumunda yaşıyoruz" düşün-
cesini romanla ortaya koyuyor. Aynca in-
sanı tüm derinlikleriyle verebilmesi de
çok önemli. Kötüler toplumunun iyileri
nasıl köşeye sıkışurdığını, ezdiği-
ni çok güzel betimliyor yazar.
Kadın erkek ilişkileriyle ilgili de
çok ilginç ayrıntılar sunuyor. Ya-
zarın Dostoyevski'yi, Yusuf Atıl-
gan'ı çok sevdiğini söyleyebiliriz.
Çağdaş bir Dostoyevski her hal-
de böyle borderline, yetersiz, ya-
nm insanları, böylesine kötülük-
leri de yazardı. Atılgan da yaz-
mıştı.
Romandaki karakterler olduk-
ça başarılı bir biçimde veriliyor.
Kötü olmaya çalışan ancak bece-
remeyen zavaÛı yanm adam Se-
lim ve onun değişik, her biri ayn rahlr Musa Ceylan
bir kişilik sergileyen kadınlan. Selim'in
bir zavallı olarak bütün insan ilişkileri
çok iyi bir gözlemcinin gözüyle veriliyor.
Amir memur, kadın erkek vb.
Ilk sevgili Nehir, kokusu olmadığı ge-
rekçesiyle onu hırpalar, aşağılar. O tipik
bir borderline olarak betimîenmektedir.
Serseri mayın gibi dolaşan, tehlikeli yer-
lerde olmadık insanlarla asla insani Uişki
kurmaksızın makine, robot gibi sevişen
bir genç kız. Romanm insani derinlikleri
nasıl incelikle verebildiğine üişkin birkaç
ahntı yapalım:
... "-Terliyorum, ama kokmüyorum.
(Fotoğraf: www.ay4akbilgl.com)
-Hımm bunu bir eksiklik olarak görü-
yor musun?
-... ama bu dünyadaki en insani şey as-
lına bakarsan eksikliktir."'
"Adamlann kadınlar için uçsuz bucak-
sız harcama yapması, yıpranan erkekliği
rüşvetle taşıtmaktan başka şey değildi...
Ne nefreti yıkdıp giden adamlara nefret
fazla gelir. ...Genellikle cebinde tek kuruş
nakdi olmuyor, yemeğe gittiklerinde gar-
sonun bahşişini Sumru veriyordu. Kadın
adamı yıkmanın suçluluk duygusundan
kurtulmanın yolunu bulmuştu." Sonuçta
adam ciddi bir kredi kartı borcuyla peri-
şan edilecektir.
Bir diyalogdan;
..."- Özgüven tehlikeli bir şeydir, öldü-
rebilir.
-Filozoflar ölmeye çalışır.
"Saf bir özgürlük olarak insan" ve
"Tam bir özgürlük nesnesi olarak para."
Intiharın eşiğindeyken yakalayan, ben-
zer düşüncelerin genç kızı Nur onu tek-
rar yaşama döndürecek ve ilk kez güçlü
ve kötü olmayı denemesine ortam hazır-
layacaktır. Tabii tüm romanda zaman za-
man ortaya çıkan müstahdem Yunus
Efendinin tavsiyeleri, destekleri de roma-
na çok şey katmış.
Çok iyi bir gözlemcinin son derece ze-
kice saptanmış insan ilişkilerine derinliği-
ne ışık tutan anlatısı. Suya yazılan bir yı-
ğın ıvır zıvırın roman diye sunulduğu ya-
zın dünyamızda Yarım Adamın Aşklan
umarım hak ettiği ilgiyi görür. •
Yanm Adamın Aşklan/ Tahir Musa
Ceylan/Kanat Kitap/ 128 s.
S AYFA 26 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 3 8