25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Mehmet Başaran'dan denemeler: Yuh OlsunAydınlanma Yolunda Yuh Olsun Topu- nuza'yı okurken, bir yandan gelecekle ilgili umut- larım arttı, diğer yandan Köy Enstitüleri'nde uygulanan aydınlanmacı ve özgürleşti- rici eğitimden koparılmamı- zın bize ne büyük bedelleri ödettiğini düşündüm. O ErdalATicı. K öy Enstitüleri'nde yetişen şair ve yazarlardan biri olan Mehmet Başaran 1926'da Lüleburgaz'ın Ceylanköy'ünde doğdu, 1943'te Kepirtepe Köy Enstitüsü'nü, 1946'da da Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü'nü bitirdi. Adı Köy Enstitüleriyle özdeşleştiği için sü- rekli izlendi, soruşturmalar açıldı. Birçok okulda görev yaptıktan sonra 1979'da kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. TÖS ve TSY Yönetim Kurul Üyeliklerin- de bulundu. Şiir, Anlatı, Eğitim ve Çocuk Kitapları alanlarında birçok yapıtı ödül aldı. Osmanlı devletinin yıkılmasınm al- tındaki gerçek neden; bilimsel, laik ve ulusal eğitimden uzak bir eğitim dizgesi- nin benimsenmiş olmasıydı. Oysa Cum- huriyetin amacı; "toplumu tam bağımsız, onurlu, yüce bir toplum olarak yaşatmak- tı"(s.27). Cumhuriyetin duyurulmasmdan he- men sonra eğitim alanında önemli dev- rimler ivedilikle gerçekleştirildi. Bu dev- rimlerin en önemlisi, 3 Mart 1924'te çıka- rılan Öğretim Birliği Yasası'ydı. Bu ya- sayla laik, bilimsel ve akılcı eğitimin önündeki tüm engeller kaldırıldı. Bundan böyle Cumhuriyet Öğretmeninin en önemli işi "Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmek" olacaktı. Peki, özgür yurttaşları yetiştirecek olan öğretmenler nasıl yetiştirilecekti? Özellik- le 1928 yılında gerçekleştirilen "abece devrimi" okuryazar sayısmı arttırtmaya yönelik önemli bir adımdı. Yine Mustafa Necati döneminde kurulan Talim Terbi- ye Kurulu, cumhuriyet eğitiminin bilim- sel temeller üzerinde yükselmesini sağla- yacak önlemleri alacaktı. Hazırlıkları 1935'tebaşlayıp özgün biçimiyle 1940-46 yılları ara- sında uygulanan Köy Enstitüleri; yalnızca bir öğret- mcn yetiştirme ta- sarımı değil, Cum- huriyetin uygarlık tasarımı, köy emek- çisinin kurtuluş destanıdır. Köy Enstitüle- ri'nde uygulanan "iş içinde, iş aracılı- ğıyla, iş için" eğitim ilkesiyle yoksuJ köy çocukları özgürle- şerek, yurdun her alanda canlandırıl- ması için savaşım verebilecek bilgi, beceri ve donanıma sahip olmuştu. Başa- ran'ın Aydınlanma Yolunda Yuh Olsun Topunuza adlı yapıtında 39 denemesi yer alıyor, bu denemelerin her biri bize yeni sesler, yeni çağnşımlar, yeni uyardar ve umutlar getiriyor. Sabalıattin Eyüboğ- lu'yla ilgüi yapdacak bir toplantıya ko- nuşmacı olarak katılmak üzere yola çıkan Başaran'ın yol arkadaşı liseyi bitirmiş bir delikanlı. Başaran yol arkadaşına soruyor; "Eyüboğlu'ndan Vedat Günyol'dan bir şey okuyabildin mi?" "Aduıı bile duyma- dım" (s. 12). Kimi zaman Günyol da kızıyor, söyle sesleniyor gidişi sürdürenlere; "Bu güze- lim yurdun o yoksul, o ışıktan, bilgiden yoksun insanlarına, adları etrarında gü- rültü koparmadan, ön plana geçmeye ça- lışmadan, karınca kararınca çıkarsız, iyi niyetle yararlı olmanın yolunu aramadık- ça, aramaya yanaşmadıkça, yuf olsun to- punuza, politikacısıyla, aydını maydınıyla hepinizin ervahına, ceddine cibilliyetine" (s. 16). "Niçin Kurtulamamak" adlı deneme oldukça ilginç; Falih Rıfkı Atay'ın bir ya- pıtını ele alıyor Başaran, Köy Enstitüle- rinden ve özgürleştirici eğitimden söz ediyor ve yazıyı, Atay'ın "Niçin Kurtula- mamak" adlı yapıtında da vardığı yargıyla bitiriyor: "Faziletsizlik ve sefalet içinde Cumhuriyet yaşayamaz. Bütün hürriyetle- riyle, faziletsizlik ve sefalet içinde katlana- rak, bir politikacılar komedyası veya tra- gedyası hâlâ sürüp gider" (s. 35). Başaran, Adnan Adıvar'ın "Dur Dü- şün" başkklı yazıda; "düşünmenin ya- şamsal önemini anlattığmı" değinerek, yazarın "fikir korkaklığı" üzerinde dur- duğunu, "düşünce tembellerinden olu- şan, fikir korkakkrından oluşan bir top- İumun koyun sürüsüne dönüşeceğini, gü- düleceğini vurguladığmı" anlatıyor (s. 75). Mehmet Başaran yapıtında, keskin göz- lemlerini, uzağı gören düşüncelerini, ül- kemizin içinden geçtiği karanlığa karşı ışıltılı bilineini, birikimini bizlerle paylaşı- yor. Başaran bugün ilerlemiş yaşına kar- şın durmadan, bıkmadan, usanmadan ya- zıyor. Onun yazdığı; onların yazdığı her yazı bizim için bir çobanyıldızıdır. Kafka "Kafamıza bir yumruk gibi inen, b'izi sar- san, uyandıran kitaplar okumalıyız" di- yor. Başaran'ın yapıtı işte tam böylesi bir kitap... Yapıtlanyla bizi sarsan, uyandıran Başaran, Aydınlanma Yolunda Yuh Ol- sun Topunuza adlı yapıtında da bu gele- neği sürdürüyor. Şiir- lerinde gördüğümüz büyülü sözcüklerle sesleniyor bize. Yapıtın sonıuıda Başaran "Yaşamın kirletildiği, insanı in- san yapan değerlerin, yozlaşanldığı şu dö- nemlerde... Düin, dü- şüncenin gücüyle ula- şılmalı henüz devşiril- memiş beyinlere taş- laşmamış yüreklere..." diyor. Hepimizin de görevi bu değil mi? • Aydınlanma Yolun- da Yuh Olsun Topu- nuza/ Mehmet Başa- ran/ Cumhuriyet Ki- taphn/205 s. ÖÜGAVURUN DÖLÜCANDAN ÖZER Tehlikeli oyunlar içinde savrulan yürekler, daha fazla sır saklamayacaklar. GEÇMİŞLE SOĞUK BİR YÜZLEŞMEYE, ACILARLA YAKICI BİR ÖDEŞMEYE, AYNANIN İÇİNDEKİ KARANLIĞI GÖRMEYE HAZIR MISINIZ? Yakın tarihi ustalıkla anlatan, unutulmuş gerçekleri tekrar gün yüzüne çıkaran, intikam kadar soğuk, gerçeğin ta kendisi kadar yakıcı bir öykü. Candan Özer'in kaleminden sarsıcı, alışılmadık bir roman: "Gavurun Dölü" A P R I L Y A Y I N L- I L I K TekDağıtım U M 212 511 53 03 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 0 3 8 SAYFA 27
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear