Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
7 OCAK 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Fethullahçı Etiği...
Fethullahçılar ünlü Fransız gazetesi Le
Monde’un Türkiye muhabirine, “Gel bizim
Paris’teki okulumuzu yaz” demişler. Le Monde
muhabiri Guillaume Perrier kalkmış Paris’e gitmiş
ve Fethullahçı okulu gezip yazmış.
Deneyimli gazeteci Ragıp Duran, Le Monde’u
okumuş, birkaç gün sonra da Zaman gazetesini...
O da ne?
Tüm medyaya “etik dersleri veren” Zaman, Le
Monde’da çıkan yazının tüm eleştirel, sorgulayıcı
bölümlerini, tümce ve deyimlerini sansürleyerek
yayımlamış.
Ragıp Duran’ın (apoletlimedya.blokspot.com)
yazısını okudum...
Elbet hiç şaşırmadım!
Daha önce de pek çok yabancı gazetecinin
Fethullahçılarla ilgili yazılarına aynı yöntemi
uygulamışlardı.
Ragıp Duran “Zaman’dan Gülen Sansürü”
başlıklı yazısında şöyle diyor:
“Atlaya zıplaya yapılmış bir çeviri. Yazıda
Fethullah Gülen cemaati hakkında ne kadar kuşku
uyandıran cümle varsa ya olduğu gibi es geçilmiş
ya da tahrifatlı bir şekilde Türkçeye çevrilmiş.”
Muhabir Perrier, Zaman’daki Türkçe çeviriyi
okuyunca sanırım saçını başını yolmuş,
Fethullahçıların gerçek yüzünü görmüştür.
Çünkü, Le Monde’daki orijinal yazıda, en az iki
kez, Paris’teki okulun ekonomik ve esin kaynağı
konusunda yetkililerin “discret” (ağzı sıkı-kapalı)
davrandığını yazıyor ama Türkçe metinde bunlar
yok.
Ragıp Duran devam ediyor:
“Okuldaki Fransız öğretmenlerin Katolik
okullardan geldiğini belirtmiş Le Monde. Zaman
gazetesi, bu bilgiyi yazmamış. Perrier, Gülen
tarikatından söz ederken, ‘Bu tartışmalı tarikat
Türkiye’de toplumu İslamlaştırmakla itham
ediliyor’ diyor. Zaman’da bu cümle yok.”
Le Monde muhabiri, yazısında Fethullahçı
okulun yetkililerinin, komünist belediyenin okul
yöneticilerine güvenmediğini yazıyor ama Türkçe
çeviride ara da bulasın, sansürlenmiş.
Le Monde’un orijinal metninde yer alıp Türkçeye
çevrilirken sansürlenen kimi tümce ve deyimler de
şunlar:
“Okul, her türlü cemaatçi girişimi reddediyor.
Okullar Gülen cemaatinin vitrini.
Muhafazakâr Zaman gazetesi.
Örgüt (cemaat) özellikle ABD’de kök salmış
durumda...
ABD’deki okulların Amerikan Hıristiyan
üniversiteleriyle yakın bağları var.
Amerikan Adliyesi’nin bir raporuna göre mali
gücü 25 milyar dolar.
Cemaat, laik cumhuriyetin sürekliliğini tehdit
ediyor.
Cemaat mensupları, Türkiye’de bürokrasinin ve
polisin içine sızıyor.
Cemaatin ekonomik kaynakları bir sır.
Cemaat, ABD dış politikasının Orta Asya ve
Ortadoğu’da sıradan bir piyonu.
Işık Evleri...”
Ragıp Duran ardından şunları yazıyor:
“Yukarıda çıkarılan tümce ve deyimlerin çeşitli
kaynaklardan alınarak yazıldığı gösteriliyor orijinal
metinde. Zaman ise bu hassas(?) konulara hiç
girmemeyi tercih etmiş.
Zaman’ın çaresizliği ortada: Paris’teki okulun
tanıtımını yapmak için İstanbul’dan koca Le
Monde’un muhabirini davet edeceksin,
ağırlayacaksın.
Onun yazdığı yazı tam istediğiniz gibi
çıkmıyor... İçinde, başlıkta bir sürü olumsuzluk var.
Cemaatiniz hakkında kuşku yaratacak yargılar var.
Ne yapalım?
Koskoca Le Monde bizden söz ediyor. Yazıdaki
olumlu bölümleri alalım, olumsuzları görmezden
geliriz.
Zaman’ın gazeteciliği işte bu.”
Fethullahçıların zaten işi bu!
İşine gelenleri görürler, işine gelmeyenleri
görmezler...
Yıllardır Fethullahçıları anlatırım ama kimse
önemsemez!
Zaman’ın Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı bir
de kalkar “gazetecilik etiğinden” söz eder.
Bakın nasıl ders veriyor Ragıp Duran onlara:
“Tabusu olan doğru dürüst gazetecilik yapamaz.
İşin içine Gülen cemaati, Işık Evleri vs... girince Le
Monde gazetesi tahrif edilir. New York Times da.
Sonra da televizyon reklamlarında ‘önyargısız
olalım, etiket takmayalım’ muhabbetleri. ‘Sahtekâr
ve sansürcü Zaman’ desek şimdi, kültürlerarası
diyaloğa ihanet mi etmiş olacağız?”
Aman Ragıp Duran ağzından yel alsın! Seni de
“Ergenekoncu”, “Darbeci” diye yaftalarlar,
haberin olsun!
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
Karargahta
görüşecekler
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’õn, haftalõk
olağan görüşme
kapsamõnda
Genelkurmay Başkanõ
Orgeneral İlker Başbuğ
ile Genelkurmay
Karargâhõ’nda görüşecek
olmasõ dikkat çekti.
Görüşme saat 10.00’da
gerçekleşecek. Haftalõk
görüşmeler daha önce
Başbakanlõk’ta
yapõlõyordu.
Karargâhtaki görüşmenin
ise Erdoğan ile Başbuğ
arasõnda son yapõlan
zirvede kararlaştõrõldõğõ
dile getirliyor.
Görüşmede Başbuğ’un
son gelişmelere ilişkin
Erdoğan’a bir sunum
yapabileceği belirtiliyor.
Türker’den
hükümete uyarı
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
DSP Genel Başkanõ
Masum Türker, “Yakõn
tarihte büyük bir suikast,
toplumun
çalkalanmasõna neden
olabilecek bir patlamayla
karşõ karşõya kalõrsak,
bunun sorumlusu
hükümettir” dedi. Türker
dün düzenlediği basõn
toplantõsõnda, Devlet
Sõrrõ Yasasõ Tasarõsõ’nõn,
Türkiye’nin
demokratikleşme
ihtiyacõna ters olduğunu
söyledi. Devlet sõrrõ
tanõmõnõn 5 müsteşara
bõrakõlmasõna, devlet
sõrrõnõ tayin etme
yetkisinin bir kurula ait
olmasõna karşõ çõkan
Türker, devlet sõrrõ
ilkelerinin belirlenmesi
gerektiğini ifade etti.
Vicdani retçiler
gözaltına alındı
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara’da askerlik
yapmak istemeyen
vicdani retçiler, polisle
girdikleri arbede
sonrasõnda gözaltõna
alõndõ. Kõzõlay’da,
askerlik yapmak
istemeyen vicdani
retçiler olduklarõnõ ifade
eden bir grup, basõn
açõklamasõ sonrasõ
Mithatpaşa Postanesi’ne
gitmek istedi. Polis gruba
izin vermedi. Polis
ekipleri kendi
kimliklerini göstererek
eylemcilerden
kimliklerini istedi.
Kimlik vermemekte
direnen eylemciler
gözaltõna alõndõ. Gözaltõ
sõrasõnda eylemcilerin
polise direnmesi
sebebiyle arbede yaşandõ.
Gözaltõna alõnan 15 kişi
polis araçlarõna
bindirilerek emniyete
götürüldü.
Köşk’e HES
mektubu
MUĞLA
(Cumhuriyet) - Bölge
Turizm Görevlisi ve
Marmaris Çevre
Gönülleri Derneği
Başkanõ Filiz Ersan,
Köyceğiz’deki
Yuvarlakçay üzerine
yapõlmasõ düşünülen
hidroelektrik santralõ
projesinden (HES)
vazgeçilmesi istemiyle
Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül ve ilgili
bakanlõklara mektup
gönderdi. Ersan,
mektubunda, “Rant
uğruna yanlõş yere yanlõş
yatõrõm işlenecek bir
doğa cinayetidir.”
görüşüne yer verdi.
Anadol, mal
beyanını açıkladı
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Grup Başkanvekili
ve İzmir Milletvekili
Kemal Anadol,
geleneğini bozmadõ ve
bu yõl da mal beyanõnõ
açõkladõ. Anadol’un,
sahip olduğu mallar
listesine, 2009 yõlõnda
sadece 1800 lira
değerinde “Longines”
marka kol saati eklendi.
Arõnç, Baykal’õn kozmik oda soruşturmasõna ilişkin değerlendirmelerine tepki gösterdi
‘Kozmikpatates’kõzdõrdõANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Devlet Bakanõ ve Başbakan
Yardõmcõsõ Bülent Arınç, Se-
ferberlik Bölge Başkanlõ-
ğõ’ndaki aramalarla ilgili CHP
lideri Deniz Baykal’õn yaptõğõ
değerlendirmelere tepki gös-
terdi. CHP’lileri “işi sulan-
dırmakla” suçlayan Arõnç,
kendisine yönelik suikast id-
diasõyla başlayan sürecin
“bağlantıları itibarıyla baş-
ka olayların habercisi olabi-
leceği”ni söyledi.
Arõnç, Ankara Çocuk Sağlõğõ ve
Hastalõklarõ Hematoloji Onkoloji
Eğitim ve Araştõrma Hastanesi
“Kemik Transplantasyon
Ünitesi”nin açõlõşõ son-
rasõnda gazetecilerin so-
rularõnõ yanõtladõ. Bir
gazetecinin, “Hâki-
me ve savcıya yol-
lanan paketle-
rin içinde se-
kiz adet kurşun çıktı. Bunu nasıl
değerlendiriyorsunuz?” sorusu
üzerine, “Böyle güzel bir soruyu
bulmuşken benim tüm basın men-
suplarından bir isteğim var” diyen
Arõnç, şunlarõ kaydetti:
“Bunu vahim buluyorum, araş-
tırılması gerektiğini düşünüyo-
rum. Tüm basın mensuplarından
ricam şudur: Bana sorduğunuz bu
soruyu Sayın Baykal’a da sorun.
Sayın Kõlõçdaroğlu’na da, Sayın Şa-
hin Mengü ve arkadaşlarına da so-
run. Bu olayı ‘komik’ buldukla-
rını, ‘safsata’ olarak gördüklerini
söyleyenler bu şahıslardır. Baykal,
grup toplantısında hepimizin yü-
zünü kızartacak biçimde, 70 mil-
yonun önünde, ‘kozmik odadan,
kozmik patates çõktõ’ şeklinde ola-
yı karikatürize etmeye çalışıyor.
Bir deneyimli siyasetçinin yapa-
bileceği en büyük hatayı yapı-
yor. Mesela, Sayın Baykal’ı hemen
bulun, kendisine sorun deyin ki,
‘8 tane Kalaşnikof mermisi gönde-
rilmiş, şu kadarõ savcõya, şu kadarõ
hâkime, Sayõn Baykal, bu konuda ne
düşünüyorsunuz?’ Eminim size
çizgisi düzgün bir siyasetçi ise
yanlış olduğunu bile bile söylemesi
lazım; kozmik odadan kozmik
patates çıkıyorsa ‘bunlar da aslõn-
da mermi falan değildir, bunlar as-
lõnda çikolatadõr, mermi şekline so-
kulmuştur, yeni yõl hediyesi olarak
savcõ ve hâkime gönderilmiştir’
bunu söylemesi gerekir. O da ola-
yı vahim görüyorsa bizim çizgi-
mize gelmiş demektir.”
Kõlõçdaroğlu’na da aynõ sorunun
yöneltilmesini isteyen Arõnç, “Uta-
nıyorum ve üzülüyorum. Ergene-
kon iddiasıyla açılmış bir dava için
iki senedir işi sulandırmak, bo-
yutlarını küçültmek için çaba sar-
feden bu siyasetçiler, şimdi şah-
sımla ilgili olduğu söylenen ama
bağlantıları itibarıyla belki başka
olayların habercisi olacak konu
üzerinde yine aynı görevi yap-
maya çalışıyorlar’’ dedi.
Baykal’õn “Arınç 2001 yılında,
TEKEL işçileriyle ilgili bir top-
lantıya katılarak ‘Ey TEKEL iş-
çileri kapalõ salonlarda durmayõn,
dõşarõ çõkõn sizin mücadelenizde
ben de varõm, gerekirse size gele-
cek taşlar bana gelsin’ demişti” id-
diasõnda bulunduğunu anõmsatan
Arõnç, o zamanki sözlerinin böyle
olup olmadõğõnõ bilmediğini ancak
bu olayõn doğru olduğunu söyledi.
Arõnç, “Kozmik odadan kozmik patates çõktõ” diyen Baykal’a
tepki gösterdi. Arõnç, gazetecilere “Baykal’õ bulun sorun. 8 tane
Kalaşnikof mermisi gönderilmiş, ne düşünüyorsunuz deyin.
Yanlõş olduğunu bile bile kozmik odadan kozmik patates
çõkõyorsa, ‘bunlar da çikolatadõr’ demesi gerekiyor” dedi.
SAVUNMA SANAYİ KOMİTESİ
Heronlar
için İsrail’e
heyet gidecek
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Milli Savunma Bakanõ (MSB)
Vecdi Gönül, Türkiye’nin 7 Avru-
pa ülkesiyle ortak olduğu ağõr nak-
liye uçağõ A400M projesinin iptali-
ni de sipariş edilen uçak miktarõnõn
azalmasõnõ da istemediğini söyledi.
Gönül, yaklaşõk 2 yõldõr teslimatõ
geciken insansõz hava aracõ Heron-
larõn kabul testi için İsrail’e heyet
gönderileceğini kaydetti.
Savunma Sanayi İcra Komitesi
(SSİK) Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan başkanlõğõnda toplandõ.
Toplantõnõn ardõndan açõklama ya-
pan Gönül, basõnda A400M proje-
sinde maliyet artõşõnõ yalnõzca Tür-
kiye’nin kabul ettiği yönündeki ha-
berlere ilişkin, ülke olarak iptal ve
sipariş edilen uçak sayõsõnõn azaltõl-
masõ seçeneklerine sõcak bakmadõk-
larõnõ kaydetti. Gönül, maliyet artõşõ
noktasõnda ise TBMM’nin kendile-
rine verdiği fiyat tavan sõnõrõnõ aşa-
mayacaklarõnõ dile getirdi.
Gönül, İsrailli firmalardan alõnacak
Heronlara ilişkin soru üzerine, bu ül-
keye kabul testleri için bu ayõn 11’in-
de heyet gönderileceğini bildirdi.
Gönül, Kara Kuvvetleri’nin insansõz
hava aracõ ihtiyacõ konusunda iki ka-
rar alõndõğõnõ söyledi. Buna göre, 2
adet taktik (kõsa menzilli) insansõz
hava aracõ için Kalekalõp/Baykar
Makina ortak girişimi ile sözleşme
görüşmelerine başlanacak. Ayrõca 1
adet katapult ile atõlabilen insansõz
hava aracõ sisteminin geliştirilmesi
için de Vestel Savunma Sanayi ile
sözleşme görüşmeleri yapõlacak.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, dün parti genel merkezinde itfaiyecileri kabulü sırasında gazeteci-
lerin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın eleştirilerine ilişkin sorularını yanıtladı. (Fotoğraf: AA)
Baykal: Olay kaygı verici,
polemiklerle idare edilemez
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal,
Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç’õn
“Baykal, ‘Hâkime gönderilen mer-
miler aslõnda mermi değil çikolatadõr’
der” sözlerine “Olay kaygı verici, bir
an önce hukuku işletmek lazım.
Hükümet olayları polemiklerle ida-
re etme anlayışında” yanõtõnõ verdi.
Baykal, dün CHP Genel Merke-
zi’nde itfaiyecileri kabulü sõrasõnda ga-
zetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Baykal,
mermili zarf ve Başbakan Yardõmcõ-
sõ Bülent Arõnç’õn kendisine yönelik
sözleriyle ilgili olarak “Olay kaygı ve-
rici. Asıl kaygı, üzüntü verici olan
Türkiye’nin her gün böyle gara-
betlerin yaşandığı bir ortama dö-
nüşmüş olması. Bu tür girişimleri
üzüntüyle karşılıyorum. Böyle olay-
ların önünü kesecek etkin bir poli-
tika bir an önce yürürlüğe konul-
malı. Arınç’ın sözleri ise kendi üs-
lubu. Öyle anlaşılıyor ki hükümet
bu olayı polemiklerle idare etme an-
layışındadır. Hükümet güven veri-
ci tavır sergilemiyor. Birbiri ardına
sahiplendiği iddialar fos çıkıyor.
Başbakan’la yardımcıları hep bir-
likte işi polemik çerçevesinde ele ala-
rak kamuoyunun dikkatinden ka-
çırmaya çalışıyorlar. Bir an önce bu-
na son vermek, hukuku işletmek la-
zımdır” açõklamasõnõ yaptõ.
Baykal, Arõnç’õn “Bu soruştur-
ma sona erince ciddiyeti görülecek”
sözlerinin anõmsatõlmasõ üzerine şun-
larõ söyledi: “Arınç gelişmeleri ka-
muoyumuzdan önce bilme nokta-
sında olan iç çekirdeğin bir parça-
sı. Benim değerlendirmem işi yön-
lendiren bir karargâhın olduğu-
dur. Ve o karargâhın çoğu kere bu
planlamaları yaptığı, bunları orta-
ya koyduğu, belgeleri çıkardığıdır.
Nitekim, Arınç bir süre önce ‘Ne
Danõştay kalõr ne Arõnç kalõr’ demiş-
ti, çok büyük olaylar olacak, demişti.
Gerçekten büyük olaylar oldu. Ger-
çi o olaylar fos çıktı ama ortalık bir
karıştı. Yani biliyor o, neyin, ne za-
man, ne olacağını biliyor. O ba-
kımdan yadırgamam, beklemek la-
zım, gerçekleri görmek lazım.”
HSYK’NİNÇALIŞAMAZ HALE GETİRİLDİĞİNE DİKKAT ÇEKİLDİ
YARSAV’dan Adalet
Bakanı Ergin’e uyarı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Yargõçlar ve Savcõlar Birliği (YAR-
SAV), yargõç ve savcõlara yönelik
tehditleri kõnadõ. YARSAV, güz ka-
rarnamesinin çõkmamasõ ve Yargõ-
tay’a üye seçiminin geciktirilmesi ko-
nusunda da Adalet Bakanõ’nõ “yürüt-
me gücünü yargı üzerinde kullan-
maktan vazgeçmeye” çağõrdõ.
YARSAV’dan yapõlan açõklamada,
Yargõtay’da boşalan üyelik sayõsõ 10’u
bulunca en geç 2 ay içerisinde seçim
yapõlmasõnõn zorunlu olduğu ancak se-
çimin henüz sonuçlanmadõğõ kaydedil-
di. Açõklamada, güz kararnamesinin çõ-
kartõlamamasõ nedeniyle belirli bölge-
lerde görev süresini tamamlayan ve
atama beklentisi içinde bulunan yargõç
ve savcõlarõn ağõr mağduriyetinin bir an
önce giderilmesi, Yargõtay’da 34’e ula-
şan üye eksikliğinin de bir an önce ta-
mamlanmasõ gerektiği vurgulandõ.
Açõklamada şu ifadeler yer aldõ:
“Eğer basına yansıyan bilgiler doğ-
ru ise, tarihin tekerrür etmekte oldu-
ğu, tıpkı 2007 Yargıtay üyelik seçimi
ve 2009 yaz kararnamesinde yaşan-
dığı üzere, Adalet Bakanı’nın, bizati-
hi başkanı olduğu Hâkimler ve Sav-
cılar Yüksek Kurulu’nun çalışmala-
rını kilitleyerek çalışamaz hale getir-
mek ve yargıyı yargıya bırakmamak
konusundaki kararlılığını sürdürdü-
ğü sonucu ortaya çıkmaktadır. Yar-
gıtay ve dolayısıyla da adli yargının
çalışamaz hale gelmesi, hangi çevre-
leri memnun eder? Yurttaşların da-
va dosyalarının sürüncemede kalma-
sı, ceza davalarının zamanaşımına
uğraması, gecikme nedeniyle adale-
tin adalet olmaktan çıkması kimin
işine yarar? Bu soruların yanıtı ve-
rilmelidir. Yaşananlar göstermekte-
dir ki, Yüksek Kurul’un bu şekilde
çalışamaz hale getirilmesi, bazı çev-
relerin Yüksek Kurul’a TBMM tara-
fından yani siyasilerce üye seçilmesi
yolundaki uğraşılarına zemin hazır-
lamak amaçlıdır... Sayın Adalet Ba-
kanını, yürütme gücünü yargı üze-
rinde kullanmaktan vazgeçmeye ve
sorumluluğa davet ediyoruz.”
YARSAV ayrõca yargõç ve savcõlara
yönelik tehditleri de kõnadõ.