22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

A NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adana Ticaret Odası tarafından 5 Eylül 2007 tarihinde Adana’da düzenlenen Ulusal Narenciye Sempozyumu narenciye sektöründeki sorunlara ışık tuttu. Sempozyumun sonuç bildirgesine göre ulusal narenciye sektörünün hakkettiği noktaya ulaşması için yapılması gerekenler şöyle: Eğitim: Ziraatçıların, uygulamalı eğitimden geçirilmesi gerekmektedir. Yaygın eğitim Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nca yapılmaktadır. Hali hazırda mevcut bilgi ve yayım uluslararası norm ve standarttan uzak, hizmet ise yetersizdir. Beslenme: Mikro element eksikliği, verimlilik ve kalite için temel mevzudur. Mikro element eksikliğini bölge ve bahçe bazında tespit edecek teşkilat ve düzene ihtiyaç vardır. Zirai Mücadele: Tarım Bakanlığı, uluslar arası normların dışında ve fevkinde duruş sergilemektir. Narenciye ziraatında kabul edilen zararlı listesi eksik, tavsiye listesi ise yetersizdir. Ürün kalitesi: Ürün deseninin geleceği, geleceğe yönelik hangi türlerin daha yüksek rekabet gücüne sahip olabileceği konularında kapsamlı bir araştırma yapılması özendirilmeli, erkenci ve geççi narenciye türleri geliştirilmelidir. AB ilişkileri: Avrupa Birliği konsey kararları, kültür bitkilerinin ticaretine izin veren ve resmi kurumlara, denetleme olanağı sunan kriterleri ve maksimum kalıntı miktarlarını belirlemiştir. Ülkemizde 2004 yürürlüğe giren EurepGAP/İTU standartları Türkiye’nin de uyması gereken zorunluluklardır. Bakanlık ve Üniversitelerin bazı zararlıları yok saymaktaki ve tavsiyeler geliştirmemekteki ısrarı nedeniyle ülkemizde zirai mücadele tavsiyeleri ve mevzuatı AB normlarından uzaktır. Bakanlığın, üretici rakiplerin kullanımına müsaade edilen zirai mücadele kimyasallarını dikkate alarak, tavsiye kararları geliştirmesi AB ile uyum açısından zorunluluktur. İthalatçı ülkeler alacakları ürünlerde, EurepGap tavsiyeli pestisitlerin kullanılmasına, ancak ruhsatlı/tavsiyeli olması kaydıyla müsaade etmektedirler. Hali hazırda Türk Üretici, rakiplerinin imkanlarından mahrumdur. Küresel gelişmeler ve Çin: Sanayi alanında yaşanan global değişimlere ve Çin rekabetine Türkiye ayak uyduramamaktadır. Tarımın GSMH içindeki payını ve tarımsal nüfusu düşürmeye çabalamanın doğruluğu tartışılmalı ve bu tarımsal büyüklüğün bir avantaja dönüştürülmesinin yolları araştırılmalıdır. Tarımsal destekler, teşvikler, arazi toplulaştırılması gibi ana konuların yanında en önemli sorun tarımsal örgütlenmedir. Üretici Birlikleri Yasası: Uyum yasaları çerçevesinde çıkarılan Üretici Birlikleri Yasası uygulamadan uzak ve yetersizdir. Bir takım değişikliklerle bu yasa faydalı hale getirilmelidir. Üretici birlikleri özerk yapıda olduğundan Yasa, birliklere kesin gelir kaynaklarını göstermelidir. Ürün alım satımında yapılacak kesintiler birliklere aktarılmalıdır. Üreticiler de yönetimde oy hakkı sahibi olmalıdır. Narenciyede büyük fırsat Üyelik gönüllülük esasından çıkarılmalı zorunlu hale getirilmelidir. Narenciye Araştırma Enstitüsü: Türkiye’de TUBİTAK, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı ve Tarım Araştırmalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) çatısı altında 8 merkez, 18 havza, 33 konu araştırma enstitüsü olup, narenciye araştırma enstitüsü yoktur. Sektöre özel, yönetim ve ekonomik olarak bağımsız, içinde üretici ve diğer ilgili kesimlerin temsil edileceği, deneme ve uygulama alanlarına sahip, özel veya özerk bir narenciye araştırma enstitüsüne ihtiyaç vardır. Satış ve pazarlama: Üretim, satış miktarı ve satış geliri yansımaları İspanya, İtalya ve Yunanistan performansını yakalayamamaktadır. Ürün çeşidi kadar, yeni pazarlar da zorlanmalıdır. Ülkemiz narenciye üretiminin kalite, çeşitlilik, pazar çeşitliliği, taşımadepolama yetersizlikleri ve pazarlama alanında yurt dışı kuruluşlarla kalıcı işbirliklerinde görülen yetersizlikler birim fiyatın düşük oluşmasına yol açmaktadır. Sertifikalandırma: Fidan sertifikalandırma bilimsel temellere dayandırılmalıdır. Aksi halde kalite kavramı geliştirilemeyecektir. Fidan, narenciyenin geleceğini belirleyen birinci öğedir. Üreticiler ve fidancılar, üniversiten ve kamudan virusten ari aşı gözü alabilme olanağına kavuşturulmalıdır. Uluslararası pazarlara hitap edecek hibrid çeşitler üniversite ve kamuca geliştirilmeli ya da ithalat marifetiyle aşı gözü üretimi için çoğaltılmalıdır. Virüsten ari sertifikalı aşı gözü ve fidan kullanımı özendirilmeli ve desteklenmelidir. Konsantre meyve suyu ithalatı: Türkiye net yoğunlaştırılmış (konsantre) meyve suyu ithalatçısıdır. Bilindiği gibi yoğunlaştırılmış piyasası son yirmi yıllık dönemde, iyi üründen ıskartaların satılabileceği bir pazar olmaktan çıkmıştır. Rakiplerin taşıma maliyeti dikkate alındığında yoğunlaştırılmış hammadde pazarına yabancı firmaların hâkimiyetini algılamak kolay olmamaktadır. Fiyatlama: Fiyat konjonktürünü olumlu kılabilmek için depolama ve yurt dışı antrepolar büyük önem arz etmektedir. Tarımsal ürünlerin, özellikle narenciyenin yıl içi fiyatları, hasat sezonunda bile, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında önemli salınımlar göstermektedir. Gelişmiş kontrol atmosferli soğutma teknolojisinden, geleneksel soğuk hava depolarına, yurt dışı pazarlarda soğuk antrepolarda bekletilecek narenciyenin, bu günün çok ötesinde gelir getireceği bilinmelidir. Üreticilerin sayısal olarak çok olma sorunu, örgütlenmiş bir narenciye üreticiliği ve ihracatçılığı ile tamamen ortadan kaldırılabilir. Dış tanıtım: Adana ve Türkiye narenciye ürünleri, Rusya’da yeterince tanınmamaktadır. Fuar ve diğer ortak tanıtım çabaları, pazar payımızı geliştirme olanağı sağlayacaktır. Rus ve Orta Asya pazarlarının Türk narenciye ürünlerinin tekelinde olduğunu düşünmek son derece yanıltıcıdır. Fuarlara katılım oranının çok düşük olduğu narenciye sektöründe, tanıtıma kaynak aktarılması, uzun süreli pazarların kazanılmasını kolaylaştıracaktır. İhracat stratejisi: Dış piyasada görülen aksaklıklar iç piyasanın şişmesine neden olmaktadır. Bu nedenle ihracat, stratejide başlangıç noktası olmalıdır. Narenciye piyasasının temel sorunu iç pazardan kaynaklanmamaktadır. İhracatta yaşanan sorunlar nedeni ile düşen narenciye ihracatı, iç pazarlara daha fazla ürün yönlendirilmesine yol açmakta, bu ise ürün fiyatını maliyetler altına düşürmektedir. Dolayısıyla iç pazar sorunlarının çözümü daha çok ihracattır. Yükselen piyasalar: Kazakistan ve Türk Cumhuriyetleri, narenciye pazarında yükselen piyasalardır. Ortak çabalar ve tanıtımla Kazakistan ve Türk Cumhuriyetleri’nde kısa sürede pazar yaratabilecektir. Pazarlama alanında geliştirilebilecek stratejiler sanıldığı kadar çeşitlilik sunmaz. Temel stratejiler daha ucuz, kaliteli ve çeşitlenmiş ürünleri, çeşitlenmiş pazarlara satmaktır. Fiyat ile rekabet sanıldığı kadar cazibesi kalmamış bir seçenektir. Oysa yeni ürün çeşitleri ve yeni pazarlar geliştirilmesi gereken ana stratejilerdir. Bu pazarlar içinde Kazakistan, Orta Asya’ya açılmada en önemli niş pazarlardan birini oluşturmaktadır. Taşımacılık: Narenciye taşımacılığı konusunda soğutma olanaklı gemicilik kalite sorununun bir kısımını ortadan kaldıracaktır. Ancak maliyet nedeni ile bu hususta da ortak davranılmalıdır. Fiyat hareketlerinden olumsuz etkilenmeme ve üretim defosunu en alt sınırlara çekerek kilo başına en yüksek karlılığı elde edebilmek için en temel stratejilerden birisi de, taşıma maliyetinin son derece düşük olduğu, soğutma olanaklı gemi taşımacılığı hizmetlerinden yararlanmaktır. Ancak bağlantının yüksek tonajlarla yapılma zorunluluğu, bu hususta da birlikte davranılmasını zorunlu kılmaktadır. Eşgüdüm: İyi tarım uygulamaları için, üretici, ihracatçı ve devlet bir arada politika üretmeli, kamusal destekler, trendlerle ve uzun dönem stratejileri ile tutarlı olmalıdır. Bölgede ve Türkiye genelinde gerçekçi bir envanterinin bulunmayışı, politika ve strateji oluşturmayı güçleştirmektedir. Bu nedenle en kısa sürede gerçekçi bir envanter çalışması yapılması gerekmektedir. Sektörü olumsuz yönde etkileyen hal yasası ise tarafların katılımıyla tekrar gözden geçirilmeli ve en kısa sürede yeniden düzenlenmelidir. Turunç, hem sofrada, hem sokakta Adanalılar kebabın üzerine turunç suyu sıkarlarmış. Önce açan çiçeklerinin kokusu sarar çevreyi boylu boLimonun, turuncun yerini tutamayacağını düşünen yunca... O sihirli koku sizi başka diyarlara götürür...ÇiAdanalıların sayısı hiç de azımsanacak gibi değil. Belçekler meyveye durup meyve de adını verdiği renge ki de bu nedenle turunçlar olgunlaşınca tez vakitte tukavuşunca, turunç ağaçlarını görmeyen böyle bir gürunç ağaçlarında meyve bulunmaz olur. Çoğu kimse zelliği daha önce görmediğine yakınır. Her ne kadar elinde naylon poşet, refüjlerde, parklarda ağaçlardan meyvesi yenmese de, turunç ağaçlarının yeri başkadır turunç toplar. Ortaya çıkan göÇukurova'da... Turunç ağaçFotoğraf:Yusuf BAŞTUĞ rüntü, portakal ve limon toplaları pamuk gibi Çukurova'nın yanlardan farklı değildir. Usbaşka bir simgesidir. Öylesine talığına güvenilen kebapçılarkolay yetişir ki, bölgenin her da bile limon yerine turunç yerinde, sokak ve caddelerinverilir müşterilere. Eğer de turunç ağaçlarına rastlamaturunç yerine limon verilmişnız doüğal bir olgudur. Narense, "Turunç yok mu, turunç?" ciye türlerinin anası kabul edidiye soranlara, "Turunç yoksa len turunca Adanalılar eskikebap yemeyiz" diyenlere den daha bir önem verirmiş. rastlarsanız şaşırmamalısınız. Özellikle midesine düşkün 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle