22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sel felaketinin nedeni yağış değil, ihmal! DSİ ıslah çalışmalarına Mahmut LICALI A NKARA Trakya'da son yıllarda yaşanan sel felaketleri bir türlü gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle geçtiğimiz kasım ayında yine tekrarlandı. Trakya'da üst üste meydana gelen sel felaketleri, bölgedeki tarım alanlarının tamamına yakınını olumsuz yönde etkilerken, birçok hayvanın da telef olmasına neden oluyor. Muhalefet partilerinin bölgede yaptığı incelemeler, AKP hükümetinin sele karşı Trakya'da herhangi bir tedbir almadığını ve bölgeyi adeta "cezalandırdığını" ortaya koyuyor. Felaketin nedenleri, Devlet Su İşleri'nin (DSİ) nehir ve yatak ıslahlarına kaynak ayırmama ile bilime ve tekniğe aykırı olarak dere yataklarının doldurularak imara açılmasa olarak sıralanıyor. Trakya'da son yıllarda yaşanan sel feleketleri, en çok geçimini tarımdan sağlayan yurttaşları etkiliyor. Taşkınlar nedeniyle bölgedeki tarım arazilerinin büyük bir bölümü kullanılamaz hale gelirken, aynı zamanda ekili ürünlerde de verim düşüyor. Her yıl kendini tekrarlayan taşkınlar büyük maddi zararlara neden olurken, bugüne kadar sele karşı herhangi bir önlemin alınmaması bölgedeki çiftçilerin tepkisini çekiyor. Özellikle nehir ve dere yataklarındaki yerleşim alanları ve tarım arazilerini etkileyen taşkınlar, Trakyalı çiftcinin bütün bir yıl emek verdiği ekili alanları adeta silip sürürüyor. Bugüne kadar nehir ve dere yataklarının iyileştirilmesi ve ıslah edilmesi yönünde kapsamlı bir çalışma yapılmayan Trakya'da geçtiğimiz kasım ayında yaşanan sel feleketinin ardından ortaya çıkan manzara ve bölgede incelemelerde bulunan CHP ve DSP heyetlerinin hazırladığı raporlar, AKP Hükümeti'nin Trakya'da sele karşı herhangi bir tedbir almadığını kanıtlıyor. CHP'nin Edirne milletvekilleri Rasim Çakır ve Bilgin Paçarız, Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Kırklareli Milletvekili Tansel Barış ile İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Özpolat'ın oluşturduğu CHP Komisyonu tarafından hazırlanan raporda, her yıl Trakya'da her yıl kendini tekrarlayan ve en son 1825 Kasım 2007 tarihleri arasında yaşanan taşkın, bölgedeki tarım arazilerini kullanılamaz hale getirdi. Son 23 yılın 2. büyük taşkınını yaşayan Trakyalı çiftçiler, artık bir an önce gerekli önlemlerin alınmasını ve zararlarının karşılanmasını istiyor kronik hale gelen ve bu yıl 18 25 Kasım tarihleri arasında yaşanan sel felaketlerinin de eklenmesiyle, Trakya'nın bir afet bölgesi haline geldiği vurgulandı. Silivri'de yaşanan taşkının sebeplerinin; Silivri Belediyesi'nin yaptığı plan tadilatları ile nehir yatağını imara açarak yeni binalar yapılmasına izin vermesi ve dere yatağında yapılması gereken düzenli temizlikleri yapmaması ve dere yatağını hafriyat toprağı ile doldurması olarak sıralandığı raporda, "Trakya genelinde DSİ'nin, nehir ve yatak ıslahlarına kaynak ayırmaması, taşkınların artmasına ve yurttaşlarımızın zarar görmesine neden olmuştur" denildi. Bölge halkının her yıl yaşanan bu acı manzaralara alışmak zorunda bırakıldığı belirtilen raporda, AKP hükümetinin bir daha böyle olayların yaşanmaması için harekete geçmesi gerektiği belirtildi. Raporda, sel sonucu yurttaşlara ait ev ve binaların yanı sıra, kamu kurum ve kuruluşlarına ait tesislerin de zarar gördüğü, geçimini çiftçilikten sağlayan yurttaşların ise tarım arazilerinin sular altında kaldığı ve çeşitli hayvanların telef olduğu kaydedildi. Zarar gören yurttaşlara destek verilmesi gerektiği vurgulanan raporda, şunlar kaydedildi: "Yaşanan taşkın ve sel felaketleri sonucunda, binlerce dönüm arazi, ekili arazi sular altında kalmış, evler, işyerleri, köyler su baskınlarına maruz kalmış ve kentlerin, beldelerin, belediyelerin altyapı tesisleri kullanılmaz hale dönüşmüş ve çok büyük milli zarar her yıl olduğu gibi bu yılda yaşanmıştır. Bu tabloya mutlaka bir son vermek gereği vardır. Benzeri Muş’ta Süt Ürünleri Fabrikasında hammadde sıkıntısı UŞ (A.A) Muş'un Bulanık ilçesinde, 2000 yılında yaptırılan ve 2.5 milyon YTL'ye mal olan süt ürünleri fabrikasında hammadde sıkıntısı yaşanıyor. Bulanık ilçesinde 2000 yılında yapımı tamamlanan ve 2.5 milyon YTL'ye mal olan Bilican Süt Ürünleri Fabrikası, 2004 yılına kadar üretim yaptıktan sonra yaşanan maddi sıkıntılar nedeniyle üretimine 2 yıl ara verdi. Ardından 2006 yılında yeniden üretime başlayan fabrikada, bu kez de hammadde bulamama ve bankalardan kredi alamama sorunu yaşanmaya başlandı. Fabrika Müdürü Fahrettin Pehlivan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, fabrikanın bölge standartlarının üzerinde bir yapıya sahip olduğunu belirterek, günlük süt işleme kapasitelerinin çift vardiya çalışmaları durumunda 100 tona ulaşabileceğini söyledi. M 22 Şu anda, 15 kişiyle günde 1.5 ton süt işleyebildiklerini anlatan Pehlivan, şunları kaydetti: ''İstediğimiz miktarda süt bulamadığımız için kapasitemizin çok altında çalışıyoruz. Şu anda fabrikamızda 15 işçi çalışıyor. Yeterli miktarda hammadde bulabilsek, bu sayı 75'e çıkabilir. Ancak, bölge çiftçisi sütünü pazarlayamıyor. Ayrıca, istenilen kalitede süt de üretemiyor. Biz de çareyi çevre illerden süt almakta buluyoruz.'' Pehlivan, fabrikalarının süt ihtiyacının büyük bölümünün, 500 kilometre uzaklıktaki Şanlıurfa'ya bağlı Ceylanpınar ilçesinden gidermeye çalıştıklarını belirterek, ''Hammadde için ödediğimiz nakliye parası belimizi büküyor'' diye konuştu. Zaman zaman da Muş'taki TİGEM'den süt ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştıklarını ifade eden Pehlivan, ''Tesisimizde ayran, yoğurt, peynir, kaşar ve yağ üretiyoruz. Bu tesisin verimli bir şekilde çalışması için yetkililerden destek bekliyoruz'' dedi. Pehlivan son olarak, banklara yaptıkları kredi başvurularının da sonuçsuz kaldığını belirterek, şartların böyle devam etmesi durumunda tesisi kapatmak zorunda kalabileceklerini kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle