22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ahmet DEMİRTAŞ Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araş. Der. Üyesi Ç evre ve Orman Bakanlığı, bu günlerde ormanlar, orman fidanlıkları, özel çevre koruma alanları, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’(DSİ) ne ait araziler ve hazine arazileri üzerinden yeni rant alanları oluşturma hazırlığı içinde. Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun valiliklere gönderdiği 26.10.2007 tarihli yazı ile her ilde ve büyük ilçelerde "tabiat parkları" kurulması için uygun mekanların tespit edilerek çalışmalara başlanmasını istemiştir. Yazıda < Kurulması planlanan parklar, ilinizin bulunduğu bölgenin tabii şartlarda yetiştirilmesi mümkün olan ağaç ve ağaççık türleri ile endemik, nadir veya yetişme muhiti şartlarına uygun yerel türler ile bitkilendirilecek ve bilgilendirme levhaları ile de halkın alanı ziyaretleri sırasında bu türleri tanımalarına imkan sağlanacaktır.> < İleride Arboretum veya Botanik Bahçelerine de dönüştürülebilecek bu parklarda kullanılacak ağaç türleri, uygun fidanlıklardan temin edilecek ve Tabiat Parklarının kurulması esnasında Bakanlığımızın ilgili birimlerince her türlü teknik destek verilecektir. Kurulan Tabiat Parkları değerlendirilecek, en iyilerini oluşturan birimler takdir ve taltif edilecektir.> < İliniz sınırlarında başta hazine arazileri olmak üzere, Devlet Su İleri genel Müdürlüğü, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü’ nün hüküm ve tasarrufu altında bulunan alanların yanı sıra fidanlıklar, kent ormanları vb. alanlar dahilinde veya bitişiğinde uygun mekanların tespit edilerek çalışmalara başlanması, alanın büyüklüğü, mülkiyet durumu ve konumuna ilişkin bilgilerin en kısa sürede Bakanlığımıza gönderilmesi hususunda gereğini rica ederim> biçiminde açıklamalarda bulunmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, uygulanması istenen " Tabiat Parkı", 2873 Sayılı Kanun’ un öngördüğü "Tabiat Parkı"ndan farklıdır ve yalnızca adları aynıdır. 2873 Sayılı Kanun’a göre oluşturulacak "Tabiat Parkı" nın : bitki örtüsü ve yaban hayatı özelliğine sahip, manzara bütünlüğü içinde.halkın dinlenme ve eğlenmesine uygun tabiat parçası olması gerekir. Oysa yapılmak istenen; doğal özellikleri dikkate alınmadan kent parkı kurar gibi yeni bir park kurma girişimidir. Bakanlık yetkilileri sözü edilen alanlara öylesine göz dikmişler ki; uygulama yükümlülüğü taşıdıkları yasayı bile yok saymaktadırlar. 2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu’nun getirmiş olduğu koruma statülerinden birisi olan "Tabiat Parkları" nın hangi ölçütlere göre belirleneceği ve oluşturulurken nasıl bir yol izleneceği; 2873 Sayılı Kanunu’nun 2b maddesinde ve buna dayanarak hazırlanmış olan Milli Parklar Yönetmeliği’nin 6B maddesinde belirtilmiştir. Ama Bakanlık Milli Parklar Kanunu’nu ve Milli Parklar Yönetmeliği’ni yok saymakta, bunun dışında kafasına göre yeni bir "Tabiat Parkı" uygulamasını başlatarak, benzetme yerindeyse "İCAT" yapmaktadır. Yapılanın, 5mx5mx2m boyutlarında ki havuza deniz adı verilmesinden bir farkı yoktur. Yasa kapsamı dışında aynı adla başka bir uygulama başlatılması hem "Tabiat Parkı" tanımının sulandırılması hem de kavram kargaşası yaratılması demektir.Yasal dayanağı olmayan bu keyfi uygulamanın " özelleştirme" ve rant sağlama amacı güttüğü anlaşılmaktadır. 2873 Sayılı Kanun kapsamındaki "Tabiat Parkları"nın yönetimi Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne verilmiştir. Şimdi uygulanmak istenen "Tabiat Parkı" nın yöneticisi belirtilmemiştir. Sayın Bakan kendini mi kanıtlamak istiyor? 59. hükümetin Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe "Devlet ormancılığından millet ormancılığına geçiyoruz" diyerek "kent ormanı" uygulaması başlattıklarını açıklamıştı. Kentler çevresinde (kente 50 km. uzaklıkta olanlar bile var) bulunan doğal ormanlar ile ağaçlandırma alanlarının bir bölümü ayrılıp içine bazı yapay eklentiler yaparak adı "kent ormanı" konmuştu. Bu çalışmaların dayanağı olarak gösterilerek yayınlanan kitapçıkta; kent ormanlarının Ormanlara göz dikildi "Tabiat Parklarının Kurulması" uygulaması 2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu’na ve buna dayanarak hazırlanmış olan Milli Parklar Yönetmeliği’ne aykırı Orman Genel Müdürlüğü tarafından yönetileceği, giderlerinin Döner Sermaye den karşılanacağı, kamu kuruluşu bile kiraya verilmeyeceği belirtilmişti. Ama uygulama yazılanların tam tersine oldu ve bazı kent ormanları AKP’li belediyelere verildi. Belediyelerin de özel kişilere kiraladıkları söylenmektedir. 2003 yılından bu yana bir çok ilde uygulanan "kent ormanı" nın hangi nitelikleri taşıyacağı, nerelerde kurulacağı, büyüklüğünün ne kadar olacağı, nasıl yönetileceğine ilişkin hukuksal düzenleme yoktur.Bu yönde bir çalışma da yapılmamaktadır. Çalışmalar tam bir keyfilik düzeni içinde sürdürülmekte ve gösterişli törenlerle açılışları yapılmaktadır.Bilimsel, teknik ve hukuksal temelden yoksun uygulamaların bazı belediyelere oy sağlama, özelleştirmeyi kolaylaştırma amacı güttüğü ortadadır. Giden Bakan "kent ormanı" başlatmışsa yeni gelen Bakan da farklı olduğunu uygulamasıyla kanıtlamak için "Tabiat Parkları"nı başlatmıştır. Bir taşla üç kuş vurulacaktır. Az bilinen bir şeyi başlatmak, ormanlar ve doğal alanlar üzerinden rant sağlamak, buraların özelleşmesine olanak sağlamak. Olay yalnızca farklı şeyler yapmakla sınırlı olsa kim ne diyebilir? Uygulama yeri veya hedef olarak gösterilen alanlara dikkatlice bakalım: 1) Hazine arazileri. Buraların önemli bir bölümü mera niteliğinde. Ayrıca toprak yapısı, bitki örtüsü, yaban hayvanları, eğim, erozyon tehlikesi vb. özelliklerine bakılmıyor. 2) DSİ Genel Müdürlüğü Arazisi: baraj ve akarsulara etkisi, toprak yapısı, erozyon tehlikesi vb. özelliklerine bakılmıyor. 3) Özel Çevre Koruma Alanları. Adı üstünde tehlikeye açık ve korunması gereken, yöneteni belli olan bir yerin içinde, başka amaçlarla başka bir yönetim alanı oluşturmak isteniyor. 4) Orman Genel Müdürlüğü (OGM)’nün hüküm ve tasarrufu altında bulunan alanlar. Dikkati çekmesin diye orman diyememiş. 21 milyon hektar orman alanının tümüde uygulama olanağı yaratıyor. Üstelik ormanın niteliklerine bile bakılmıyor. 5) Fidanlıklar. Yine dikkat çekmesin diye orman fidanlığı demekten kaçınmış. Çevre ve Orman Bakanlığının116 orman fidanlığından 39 tanesinin kapatılması/satılması kararı; Kırsal Çevre Ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği’nce yargıya götürülmüş ve yargı tarafından iptal edilmiştir. Bu fidanlıklarda yapılacak uygulama "kararı delme" girişimidir. 6) Kent ormanı. Rekreatif amaçlar doğrultusunda düzenlenmiş bir ormanın nitelikleri göz önünde bulundurulmuyor. i) Görüldüğü gibi yukarıda 6 madde halinde sıralanan yerlerden fidanlıklar dışında kalan 5 tanesi doğal alanlardır. "Tabiat Parkları" olarak uygulamaya alınacak yerlerin belirlenmesinde teknik, bilimsel, ekolojik, ekolojik ve yönetsel hiçbir ölçüt getirilmemiştir. Tam bir keyfilik söz konusudur. Bir ilde 100ha. Bir alan yeterli bulunurken başka bir ilde 1000 ha. yeterli bulunabilecektir. ii) Uygulamaya konulacak "Tabiat Parkları"nın nitelikleri ve yol açabileceği sonuçlar konusunda yeterli ön hazırlık yapılmamıştır. iii) Bu uygulamaların 2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu ve Milli Parklar Yönetmeliği kapsamında yapılmayacağı bellidir. Öyle olsaydı Kanuna ve yönetmeliğe gönderme yapılıp orada belirtilen ölçütler ile izlenecek yol belirtilirdi. Bu durumda uygulamanın hukuksal temeli yoktur. Çevre Ve Orman Bakanlığı aynı adla iki ayrı uygulama yaparak kavram kargaşası yaratmaktadır. iv) Uygulama alanının alt yapı ölçütleri (yol, su, elektrik, telefon vb.) belirlenmiş değildir. Planlama neye göre ve kim tarafından yapılacaktır. v) Yaşamsal önemde bir eksiklik de burayı kimin yöneteceğidir. Belirsiz bırakılmasının bir amacı olabilir o da; gelecekte buraların özelleştirilmesi, kiraya verilmesi ve rant alanına dönüştürülmesidir. Ormanları korumak, geliştirmek,genişletmek ve işletmek olan Bakanlık, ormanları ve öteki doğal alanları keyfince yönetme hakkına sahip değildir. vi) <Kurulan Tabiat Parkları değerlendirilecek, en iyilerini oluşturan birimler takdir ve taltif edilecektir> denilerek nitelikleri, ölçütleri ve hukuksal dayanağı olmayan uygulamayı yapanlar diyerek iktidar yanlıları mı ödüllendirilecektir? vii) Uygulama illerde ve büyük ilçelerde yapılacağı belirtilmektedir. Büyük ilçenin nüfusa, toprak büyüklüğüne, ekonomik göstergelere, vb. ölçütlere göre belirleneceğine kim karar verecektir? viii) Siyasi iktidarın yapılacak işlere ilişkin olarak "sivil toplum kuruluşları"na danışacaklarını ve birlikte gerçekleştireceklerini söylemelerine karşın, bu konuda kimseye haber bile verilmemiştir. Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu’nun başlattığı "Tabiat Parklarının Kurulması" uygulaması 2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu’na ve buna dayanarak hazırlanmış olan Milli Parklar Yönetmeliği’ne aykırıdır. Ayrıca hukuksal, teknik, bilimsel, ekolojik ve ekonomik dayanağı yoktur. Yeni ve olumlu bir girişim gibi gösterilmek istenmesine karşın; ormanlar, meralar, özel çevre koruma alanları ve fidanlıklar amaç dışı kullanıma açılarak bunlar üzerinden rant sağlanmak istenmektedir. Çevre ve Orman Bakanlığının görevi kuruluş yasasında belirtilmiştir. Ormanları korumak, geliştirmek, genişletmek ve işletmektir. Bunu yaparken birinci ve en önemli ölçütü Kamu Yararını gözetmektir. Başta ormanlar olmak üzere doğal alanların amaç dışı kullanıma açılarak, gelecekte onarılması olanaksız yıkımlara yol açacak bu girişim hemen uygulamadan kaldırılmalıdır.. 21
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle