Katalog

Tarım, 2007 yılında önemli oranda küçüldü Türkiye Ziraat Odaları Birliği ilindiği gibi her yıl Mart ayında bir önceki yılın milli gelir tahminleri yıllık olarak açıklanmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2007 yılı üçüncü dönem GSMH rakamlarını 10 Aralık 2007 günü açıklamıştır. Yapılan açıklamaya göre: Buğday üretimi geçen yıla göre yüzde 13,3 oranındaki 2007 yılı üçüncü döneme ait gayri safi düşüşle 20 milyon tondan 17,3 milyon tona geriledi. milli hasıla değeri bir önceki yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla yüzde 2 artış göstermiştir. 2007 yılının ilk dokuz aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre gayri safi milli hasıla yüzde 4 artmıştır. Tarım sektörüne ait 2007 katma değeri ile ilgili açıklanan bilgiler: Gelişme hızı dönemler itibariyle Birinci Üç Aylık Dönemde yüzde 2.9 iken İkinci Üç aylık Dönemde yüzde 2.1, üçüncü üç aylık dönemde yüzde 7.8 olarak belirlenmiştir. Sonuçta 9 aylı dönemde tarımsal katma değer yüzde 5.6 gerilemiş görünmektedir. Üçüncü dönemde belirlenen yüzde 7.8 gerileme genelde hububat, bakliyat, yağlı tohumlar, şeker pancarı, patates, pamuk, üzüm, bazı sebze ve meyvelerin Buğday üretimi geçen yıla göre yüzde 13,3 üretimlerindeki azalmalardan kaynaklanmıştır. Bu oranında düşüşle 20 milyon ton dan 17,3 milyon tona azalmalar genellikle kuraklıkla ilgilidir. Üçüncü gerilemiş, arpa üretimi yüzde 22,4 düşüşle 7,4 dönem için belirlenen rakamlara göre üretim değeri milyon tona düşmüştür. Bu düşüşte diğer pek çok olarak Hububatta yüzde 14.6, Bakliyatta yüzde 14.4 üründe olduğu gibi yaşanan kuraklık etkili olmuştur. diğer tarla ürünlerinde yüzde 7.8 gerileme olmuştur. Bakliyat: Bakliyat üretiminde geçen yıl 1.4 B Bu durumun etkisiyle Çiftçilik üretimi (bitkisel üretim) değerinde yüzde 9.3 gerileme ortaya çıkmıştır. Açıklanan üçüncü dönemde meyvelerde yüzde 8.0, sebzelerde yüzde 2.9 gerilemeler belirlenmiştir. Hayvancılık üretiminde ilk üç aylık dönemde yüzde 2.6, İkinci dönemde yüzde 0.9, üçüncü dönemde yüzde 2.8 büyüme olduğu hesaplanmıştır. Son verilere göre TÜİK’in 2007 Yılı tarım ürünleri ikinci rekolte tahminleri: milyon ton olarak gerçekleşen üretim kuraklığında etkisi ile 1.3 milyon tona düşmüştür. Tütünde önceki yıla göre bir miktar artış olurken, şeker pancarında ise geçen yıl 14.4 milyon ton olan üretimin bu yıl 12.8 milyon ton olacağı ifade edilmiştir. Kütlü pamukta ise geçen yıl 2.5 milyon ton olan üretimin 2007 yılında 2.3 tona yakın olabileceği tahmin edilmiştir. Yağlı Tohumlar: Yağlı tohumlar içerisinde en büyük yeri tutan ayçiçeği rekoltesine baktığımızda 2007 yılında üretim yüzde 22,8’lik düşüşle 1.1 milyon tondan 863 bin tona düşmüştür. Yumru Bitkiler: Yumru bitkilerin üretiminde geçen yıla göre kuraklığa bağlı olarak düşeler gözlemlenmiştir. Örneğin patates üretiminde yüzde 5,6’lık düşüş beklenmektedir. Meyveler: Yaşanan kuraklık ve aşırı sıcaklıklardan meyveler de etkilenmiştir. Zeytin üretiminde yüzde 34,8’lük bir azalma beklenmektedir. Sert kabuklu meyve grubunda yer alan antepfıstığında yüzde 33.1, fındıkta yüzde 19,8 düşüş beklenmektedir. Üzümde meydana gelen değişime baktığımızda rekoltede yüzde 9,7’lik bir düşüş görülmektedir. Rekoltede düşüş görülen bir diğer ürün ise incir olup, kuraklığa bağlı olarak üretim 290 bin tondan 214 bin tona gerilemiştir. Elma, armut, kayısı, kira ve ceviz gibi bazı meyvelerin üretimleri artmıştır. Sebzeler: Genel olarak sebzelerde ürün gruplarına göre artış ve azalışlar görülmektedir. Ancak toplam üretimde yüzde 2.7 azalma olacağı tahmin edilmiştir. Su ürünleri ihracatında başarı ZMİR (A.A) Ege Canlı Hayvan, Su Ürünleri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Sinan Kızıltan, 2007 yılının 11 aylık döneminde, çipurada yüzde 75'lik, levrekte yüzde 53'lük, alabalıktaysa yüzde 18'lik ihracat artışı sağladıklarını bildirdi. Kızıltan, yaptığı yazılı açıklamada, son yıllarda yurt dışı tanıtım organizasyonlarına ve fuarlara büyük önem verdiklerini ve bu çalışmalarının meyvelerini toplamaya başladıklarını, özellikle kültür balıkçılığı ve yumurta ihracatında rekor üstüne rekor kırdıklarını kaydetti. Kızıltan, tanıtım faaliyetlerini tek elden ve daha kapsamlı şekilde yürütmek için ''Su Ürünleri Tanıtım Grubu''nun kurulması kararı aldıklarını bildirdi. Sektör olarak en büyük avantajlarının, özellikle çipura, levrek ve alabalığın yüzde 95'ini Avrupa'ya satma imkanlarının bulunması olduğunu belirten Kızıltan, açıklamada şu ifadelere yer verdi: ''2007 yılının 11 aylık döneminde çipurada yüzde 75'lik, levrekte yüzde 53'lük, alabalıkta ise yüzde 18'lik ihracat artış başarısı gösterdik. Japonya'ya ihraç ettiğimiz orkinosta da yüzde 35'lik başarı gösterdik. Bu dört üründe 126 milyon 915 bin dolarlık ihracat rakamına ulaştık. 2006 yılındaysa bu rakam 86 milyon 742 bin dolardı. Su ürünleri ihracatımızın toplamıysa 169 milyon 610 bin dolara ulaştı. İ Balıklar Avrupa'ya gitti, avrolar Türkiye'ye geldi.'' Su ürünleri sektörünün Türkiye'de 1 milyar dolar ciroya ulaştığını belirten Kızıltan, sektör büyüdükçe istihdama olan katkısının da büyüdüğüne değindiği açıklamasında, Ege Bölgesinde en yüksek istihdam artışının su ürünleri sektöründe olduğunu kaydetti. Kızıltan, kurulan yeni tesisler ile hem dar gelirli vatandaşlara sağlıklı ve ucuz balık yedirdiklerini hem de önemli oranda ihracat ve istihdam yarattıklarını belirtti. Türk balıkçılık sektörü olarak 2008 yılında hedeflerinin, Amerika ve Rusya pazarlarında yoğunlaşarak şu anda 600 milyon dolar seviyesinde olan sektörün ihracatını 2 yıl sonrasında 1 milyar dolara çıkarmak olduğunu bildiren Kızıltan, yeni kurulan ''Su Ürünleri Tanıtım Grubu''nun aktif çalışması ile bu hedefe çok rahatlıkla ulaşabileceklerine inandığını belirtti. Türkiye'de kişi başı balık tüketiminin yılda 4,5 kilogram olduğunu, bu rakamın İspanya'da 28, Japonya'da ise 42 kilograma çıktığını belirten Kızıltan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: ''Türkiye'de halen en sağlıklı gıdalardan biri balık. Çünkü Avrupa Birliği, vatandaşlarına yedireceği balıkları kafeslerden başlayarak, paketleme tesisleri, sınır kapılarındaki veteriner kontrol noktaları ve en son satış noktalarına kadar analize tabi tutuyor ve denetliyor. Ayrıca, resmi analiz sertifikası olmayan balığı almıyor. Çocukların ve gençlerin beyin hücrelerinin sağlıklı gelişmesi için gereken Omega 3, sadece anne sütünde ve balıkta var. Kalp ve damar hastalıkları ve depresyon gibi rahatsızlıkların yine baş düşmanı balık. Balık tüketen toplumlar daha zeki sağlıklı ve uzun ömürlü oluyor. Bu da devletin daha az sağlık harcaması ve ilaç ithalatı yapması demek. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde balıkçılığın hak ettiği önemi alması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.'' 20