Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Prof. Dr. Ayhan FİLAZİ Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi urban bayramı öncesinde her yıl olduğu gibi bu yıl da yazılı ve görsel medyanın haberlerinde kurbanlık hayvanlara uygulanan hormon, ilaç vb. maddelerle insan sağlığına olan zararları başı çekiyordu. Kaçak et, kaçak hayvan sorunu bu dönemlerde ilgi çekiyor. Sanki diğer günler kaçak hayvan gelmiyor veya ilaç, hormon gibi maddeler hayvana uygulanmıyormuş gibi. İşin ilginç yani bazı medya organlarının hayvanlarda paraziter hastalıkların kontrolü amacıyla yurda kaçak olarak sokulmuş ilaçları hiçbir araştırma veya uzman görüşü olmadan hormon ilacı olarak sunması, halkı doğru bilgilendirmesi gereken bir kurumun ne hallere düştüğünün garip bir tecellisidir. Türkiye’nin kaçak veteriner ilaç cenneti olduğu, bu sektörde olan her insanın bildiği bir realitedir. Çünkü İran’da hayvanlarda kullanılan veteriner ilaçlarına sübvansiyon uygulanmakta, dolayısıyla aynı kalitede ilacı orada yarı fiyatına almak mümkündür. Bu nedenle kaçakçılık had safhadadır. Ancak yakalanan ilaçları hayvanlarda büyümeyi arttırmak için kullanılan hormon gibi ilaçlarla kıyaslamak, ancak bu işi bilmeyen ve bilmediğini de bilmeyen insanların yapacağı bir şeydir. Medyanın görevi bunun doğruluğunu araştırmaktır. Özellikle kurban bayramı öncesi bu tür haberlerin yaygınlaşması insanların kurbanlık hayvanlardan kaçmasına neden olur. Bu olursa kurban bayramına yönelik yatırım yapan hayvan üreticisine zarar verir. Üretici zarar görürse ülke zarar görür. Ülke zarar görürse bu ülkede yaşayan halk da zarar görür. Bunun için biraz sağduyuya ihtiyacımız var. Kurban bayramı öncesi haberler gırla gidiyor. Efendim son yıllarda kanser vakalarının artmasının nedeni hayvanlarda kullanılan hormonlardan kaynaklanıyormuş! Nerede, hangi konuda uzman olduğu bilinmeyen birçok insan kalkıp olayı irdeliyor, bol bol ahkâm kesiyor. Buna tabiri caizse ağzı olan konuşuyor derler. Hiç şimdiye kadar adam akıllı bir eleştiri yapan kişiye rastlamadık desek yalan olmaz. Tıpkı 34 yıl kadar önce eski ünlü bir hakemin "ben tavuk yemiyorum, tavuklara hormon veriyorlar, bu yüzden homoseksüellerin oranı arttı" diye beyanat verip halkın tavuk etinden kaçmasını ve tavukçuluk sektörünün darbe almasını sağladığı gibi aynı olay kırmızı et piyasasında da sergilenmek isteniyor. Olayı bilimsel boyutta irdelemek gerekir. Gıda endüstrisinde kullanılan hormonlar azotun vücutta tutulmasını sağlayarak protein sentezini arttırırlar. Böylece genç hayvanların daha çabuk ağırlık artışı kazanmasını sağlarlar. Et endüstrisinde kesimden önce hayvan tarafından yenilen yemin miktarını ve bekleme süresini kısaltmaya yardımcı olurlar. Bu etkileri ile canlı ağırlık kazancını yüzde 1025 ve yemden yararlanmayı yüzde 510 arasında arttırırlar. Canlı ağırlıktaki artış daha az yağ içeren ama daha iyi nitelikli et hazırlanması şeklindedir. Hormonlar süt sığırlarında süt üretiminin artması için de kullanılabilirler. Böylece hormonlar et ve süt endüstrisinin karlılığını arttırabilir. ABD’de implantların kullanımı sayesinde yıllık 370 milyon kg üretim artışı ve 2.913.977 ton yem tasarrufu K Hormon ile kaçak ilaç aynı şey değil! erken ergenliğe ulaşmasının artması ile ilgili endişelerin başladığı 1980’lerin başında, ABD Hastalık Kontrol Merkezi tavuk ve dana etlerinde steroid hormon kalıntısına yönelik bir araştırma başlatmıştır. Araştırma sonucunda yerel marketlerin birinde satılan tavuk numunesinde normalden fazla östrojen kalıntısına rastlamıştır. Ayrıca erken ergenliğe ulaşan bazı kızların kanlarında da zeranol kalıntısı olduğuna yönelik sonuçlar elde etmiştir. Bununla beraber bu sonuçlar diğer referans laboratuvarlar tarafından doğrulanmamıştır. Hastalık Kontrol Merkezinin daha ileri araştırmalarında 1985 yılında Porto Riko’dan temin edilen 200’e yakın dana ve tavuk eti ile süt örneklerinde hormon kalıntısı bulunmadığı bildirilmiştir. İtalya’da yapılan diğer bir araştırmada okul kantinlerinde satılan dana ve tavuk etlerindeki hormonların çok küçük kız ve erkek çocuklarının göğüslerinin büyümesine neden olduğu ileri sürülmüşse de alınan örneklerde bu tür hormonların varlığına rastlanmamıştır. Ancak hormonlu etleri veya sütleri yiyen kişilerin göğüs kanseri riski taşıyıp taşıyamayacağı sorusuna da kesin bir yanıt vermek şu an itibariyle mümkün değildir. Çünkü göğüs kanserinin gelişmesi için uzun yıllar gerekir. Hormonlu etleri veya sütleri tüketen kadınlardaki göğüs kanseri riski hormonsuz et veya sütü tüketen kadınlardaki riskle Medya, kaçak veteriner ilaçları ile karşılaştırmak olanağı hayvanlarda büyümeyi arttırmak için bulunmamaktadır. Şimdiye kadar kullanılan hormonları birbirine karıştırıyor… etlerle birlikte aşırı miktarda steroid hormon alındığına yönelik herhangi bir vaka bildirilmemiştir. Yapılan araştırmalar, yukarıda belirtilen hormonların anabolik amaçla kullanılmasını takiben hayvanların belli bir süre (zeranol için 70 gün, trenbolon asetat için 6065 gün, testosteron, progesteron ve östrojen için 60 gün) geçtikten sonra kesilmeleri ile elde edilen etlerin tüketilmesi sonucu halk sağlığı bakımından hiçbir problem kalmadığını göstermektedir. Örneğin kontrollü bir şekilde östradiol kullanılmış hayvanlardan elde edilen etten 500 g miktarda yenilmesi ile vücuda girecek östrojen miktarı erkeklerde günlük olarak salgılanan hormon miktarının 1/15000 ve dişilerdekinin de birkaç milyonda biri kadardır. göstermesi ile ilgilidir. Ancak altı çizilmesi gereken Kontrollü bir şekilde progesteron uygulanmış nokta şudur; bunların yan etkileri çeşitli hastalıklarda hayvanlardan elde edilen 500 g ette bulunan miktar, tedavi dozlarında kullanıldığı zaman ortaya çıkabilir. ergenlik öncesi çocuklarda günlük olarak salgılanan Östrojenle tedavi edilen kadınlarda safra taşları hormon miktarından 500 kez daha azdır. Benzeri görülmekte ve bu taşların oluşum oranı aynı yaştaki durum diğer hormonlar için de söz konusudur. O erkeklere oranla daha fazladır. Doğal ve sentetik nedenle Dünya Sağlık Örgütü ve Gıda ve Tarım östrojenlerin bu oluşumu hızlandırdığı bildirilmiştir. Örgütü Ortak Uzmanlar Komitesi (JECFA) bu tür Kızlarda erken ergenliğe ulaşılması göğüs hormonların uygulandığı hayvanlardan elde edilen kanserinin riskini artırdığı, ayrıca uzunluk, ağırlık, etin hormonal etkiye yol açmayacağı ve böylece diyet, egzersiz ve aile geçmişinin ergenlik yaşını zehirli de olmayacağı ve halk sağlığı için herhangi etkileyeceği bulunmuştur. Bazı raporlara göre bir sakınca doğurmayacağı sonucuna varmıştır. gıdalardaki hormonların kızlardaki erken ergenliğe Şimdi aklımıza şöyle bir soru takılabilir. Neden yol açtığı iddia edilmiştir. Gelişmekte olan kızlarda bu ilaçlar ABD ve Kanada’da serbest de AB erken ergenliğin büyüme hormonu bulunan etleri ülkelerinde yasak, AB ülkeleri halkını düşünüyor de yemekle ilişkili olabileceğine yönelik geniş ABD halkını düşünmüyor mu? Bu sorunun yanıtını epidemiolojik çalışmalar bulunmamaktadır. Porto da sonraya bırakalım isterseniz. Riko ‘da sekiz yaş veya daha küçük kız çocuklarının sağlanmıştır. Basit olarak bir implant 12 ABD dolarına mal olurken bunun yetiştiriciye dönüşü harcanan her dolar için 1015 ABD Doları olmaktadır. ABD’de gıda üretiminde kullanılmak üzere FDA tarafından onaylanmış 6 farklı steroid hormon vardır; östradiol, progesteron, testosteron, zeranol, trenbolon asetat ve melengestrol asetat. Günümüzde ABD federal yasaları bu hormonların sığır ve koyunların gelişimini hızlandırmak için kullanımına izin vermekte ama kanatlı (tavuk, hindi, ördek) ve domuzlarda kullanımına izin verilmemektedir. Dietilstilbesterol ise kanserojen etkiye neden olduğu için tüm dünyada yasaktır. Elde edilmesi de çok zordur. Bilindiği gibi AB ülkeleri 88/146/EEC sayılı yönergeyle 1 Ocak 1989’dan itibaren halk sağlığını gerekçe göstererek bunların anabolik amaçla kullanımına izin vermemektedir. Ancak östradiol, testosteron ve progesteronun tedavi amacıyla enjeksiyonluk sıvı, vajinal sünger veya spiral şeklinde veteriner hekim tarafından kullanımı serbesttir. Bunların implant şekilleri ise yasaktır. Benzer durum ülkemiz için de geçerlidir (2003/18 sayılı Tebliğ). Bunların başlıca sakıncaları kanserojen etkilerinin mevcut olması ve erkeklerde dişilik etkisi 25