22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TBMM Küresel Isınma Komisyonu, küresel ısınmanın tarım ve hayvancılığa etkilerini mercek altına aldı "İklim değişikliklerinden en fazla tarım sektörü etkilenecek" Türey KÖSE NKARA TBMM'de kurulan Küresel Isınmanın Etkileri ve Su Kaynaklarının Sürdürülebilir Yönetimi meclis araştırma komisyonu, küresel ısınmanın tarım ve hayvancılık üzerindeki etkilerini mercek altına aldı. Komisyona bilgi veren Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarımsal Ekonomi Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç.Dr.İlkay Dellal, küresel ısınmayla birlikte yağışlardaki azalmanın yanı sıra "seller, taşkınlar, şiddetli fırtınalar gibi ekstrem olaylarda da artışlar ve deniz Küresel ısınmayla birlikte yağışlardaki azalmanın seviyesinde yükselmeler olabileceğinin yanı sıra seller, taşkınlar, şiddetli fırtınalar gibi tahmin edildiğini" vurguladı. İklim olaylarda artış bekleniyor. değişikliklerinden en fazla etkilenecek sektörün tarım sektörü olduğunun altını çizen Dellal, bu konuda özetle şu bilgileri verdi: Su kaynaklarında azalmayla birlikte kuraklıklarda artışlar olabilecek. Su ve toprak kalitesinin bozulması ve biyolojik çeşitliliğin azalması tarımda beklenen diğer bir olumsuz etken. Eko sistemin bozulması ve biyolojik çeşitliliğin azalması yine tarımda beklenen diğer olumsuz bir etken. Hayvancılık iklim değişikliklerinden etkilenecek. Yapılan bir çalışmada, besi sığırlarında 34 derece üzerindeki her 1 derece sıcaklık artışının kuru madde alımını yüzde 0.5 azaltacağı tahmin edilmiş. Sıcaklığın 40 dereceye ulaştığı zaman ise azalmanın yüzde 3.25'e ulaşacağı tahmin bölgelerde yağışlarda artış ve Ege bölgesinde azalma ediliyor. Süt sığırlarında ise 2030 yılında 53 ile 136 bekleniyor. Sıcaklık artışından öncelikle İç Anadolu kilogram civarında bir süt veriminde azalma olacağı bölgesi, Güneydoğu Anadolu bölgesi, Ege ve ve bunun da yüzde 1 ile 1.2'yle 2.7'lik bir üretimde Akdeniz bölgesinin etkileneceği tahmin edilmiş azalmaya karşılık geleceği ifade ediliyor. 2090 ve yine yapılmış bir araştırmada, 2030 yılında yılında ise bu kayıp artışının miktar olarak 240 ortalama sıcaklıkta 1.2 derecelik bir artış, yıllık kilogram, oransal olarak da yüzde 57 seviyelerine ortalama yağış miktarının da yüzde 10'luk azalma ulaşacağı tahmin ediliyor. Hayvanlarda hem üretim senaryosuna göre , havzalarda yüzey su miktarında A miktarlarında gerileme, hem de yem tüketim oranlarının azalması ve bunun da verimlerini etkilemesi, doğum oranlarında azalmalar, hastalık ve zararlılarla bilrlikte ölümlerin fazla görünmesi gibi birtakım etkiler olabileceği tahmin ediliyor. Araştırmalara göre, buğday, çeltik, soya ve mısır ürünlerinde 2 derece sıcaklık artışında yüzde 3'ten yüzde 18'e varan bir verimde azalma olması bekleniyor. Sıcaklık derecesi 4 dereceyi bulduğunda ise verimdeki bu azalışın daha da fazlalaştığını görüyoruz. Yüzde 10'dan yüzde 35'e varan oranda verimde azalışlar olacağı tahmin ediliyor. Türkiye'de özellikle iç kesimlerde yağışlarda azalmalar, sıcaklıklarda artışlar bekleniyor. Kuzey yüzde 20'den yüzde 50'ye ulaşan bir azalma olabileceği tahmin edilmiş. Tarımdaki etki değerlendirme konusunda yaptığım bir çalışmaya göre, Türkiye'de yedi coğrafik bölgede 5 temel üründe yapılmış çalışmada, buğday, arpa, mısır, ayçiçeği ve pamuk ürünlerinde verimlerin yüzde 2'den yüzde 1012'lere kadar oranda bir azalma olacağı tahmin ediliyor. Tüm ürünlerde yüzde 2'den yüzde 13'e kadar verimlerdeki azalmanın yüzde 2'den yüzde 13'e kadar üretimde bir düşüklüğe neden olabileceği tahmin ediliyor. Bu üretimdeki azalmalar fiyatlarda bir miktar artışa neden olabilecek. Yüzde 0.1 ile yüzde 13 arasında fiyatlarda artış beklentisi var. Tüketici refahının azalması, üretici refahının artması ve toplam refahta da bir miktar azalma olacağı tahmin ediliyor. Tarımsal Üretim Geliştirme Genel Müdürlüğü'nden Hasan Dursun da, "organik tarım uygulamalarının henüz emekle safhasında olduğunu" vurguladı. Dursun, organik tarım hedefleri konusunda da şu bilgileri verdi: "Organik tarım şu anda hiçbir ülkede şu anda yüzde 5'leri aşmış değil, hepsi toplam tarımsal üretimin yüzde 5'inin altında. Bizde de şu ana kadar yüzde 1'ler düzeyinde. İlk etapta bunun yüzde 3'lere çıkarılması hedeflenmektedir. Tabii, ülkemizin gıda, yem, lif ve tomurcuk ihtiyacının karşılanması tamamen organik tarıma bağlanması mümkün değildir. Böyle bir hedefimiz de zaten yoktur ama organik tarım önemlidir, özellikle korumacılık açısından, özellikle çevre açısından. Ülke ve dünya piyasası açısından bunu mutlaka geliştirerek ülkemizde de dünya ölçeğinde beklenen verimin alınması yönünde tedbirlerimiz var. Özellikle organik tarım kanunu ve Avrupa Birliği uyum sürecinde vermiş olduğumuz taahhütlerde bunlara ağırlıklı olarak yer veriyoruz." Doğu’da hayvancılığın umudu yapay tohumlamada E RZURUM (A.A) 20.12.2007 Selçuk Aval Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Armağan Çolak, Erzurum'da 2005 yılında başlanan hayvan ırkı ıslahı projesi kapsamında yapılan çalışmaların, bölge hayvancılığı için büyük önem taşıdığını söyledi. Prof. Dr. Çolak, Erzurum Valiliği, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve Atatürk Üniversitesi işbirliğiyle 2005 yılında başlanan ve 2010 yılında tamamlanması planlanan ''Erzurum İli Büyükbaş Hayvan Islahı Projesi''nin yöre köylüsünün ekonomik kalkınmasını sağlayacağını ifade etti. Proje kapsamında bölgedeki köylünün yüzde 30'una ulaştıklarını anlatan Prof. Dr. Çolak, suni tohumlamanın bir araç olduğunu belirterek, ''Asıl hedef ise köylümüzün eğitimidir. Hayvancılık konusunda gerekli eğitimi alan köylümüz daha kaliteli hayvan yetiştirecek ve buna göre emeğinin de karşılığını alacaktır'' dedi.Geçmiş yıllarda hayvan ırkının ıslahı çalışması kapsamında yurt dışından ithal edilen ineklerin köylülere dağıtıldığını hatırlatan Çolak, ithal edilen bu hayvanların çevreye uyum sağlayamadığı için ya telef olduğunu ya da kesilmek zorunda kaldığına dikkati çekerek, ''Ama ıslah çalışması ile çevreye ve bölgenin şartlarına uyumlu hayvan ırkı oluşturuyoruz. Bu çok önemli. Geçmişte yapılan hatalar ülke ekonomisine büyük zararlar verdi. Bu proje ise ekonomiye büyük katkı sağlayacak'' şeklinde konuştu. Proje kapsamında kış aylarında köylere giderek eğitim çalışması yapacaklarını, bu tür alan çalışmalarının çok önemli olduğunu vurgulayan Çolak, ''Tarımsal faaliyetlere kış nedeniyle ara veren köylüye en iyi şekilde nasıl hayvan yetiştirileceğini ve hayvansal ürünleri nasıl elde etmesi gerektiğini anlatacağız. Kalkınmanın başlangıcı eğitimdir'' dedi. Prof. Dr. Armağan Çolak, şunları söyledi: ''Projeye ilk başlanan günlerde suni tohumlama ile ilgili yanlış inanışlar da bulunuyordu. Bunun önüne geçebilmek için ilçe müftülerinden yardım istedik. Eğitim çalışmalarına müftülerde katılarak suni tohumlamanın dinen sakıncasının olmadığını anlattılar. Köylümüz artık suni tohumlamaya sıcak bakıyoruz. Hayvan ırkı ıslah projesi ile köylü, ıslah çalışmaları sonucu yetiştirdiği hayvandan emeğinin karşılığı alacak ve zenginleşecektir.'' 31
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle